
EDİTÖRDEN – Prof.Dr. Mustafa YILDIRIM
Bir bilge kişiye çok ilmi olan birinden söz etmişler. “O bir derya” demişler. “Doğru! Deryaya girer, ıslanmadan çıkar”
Hiç düşünüyor muyuz? Bilgi kaynaklarının çok çeşitlendiği, bilgiye ulaşmanın çok kolaylaştığı ve dolayısıyla bilgili insanların çoğaldığı günümüzde bilgi deryasından ıslanan, nasiplenenler aynı oranda çok mu? “İlim kendin bilmektir” diyen Yunus’un, değilse “bu nice okumaktır?” ifadeleri üzerinde çokça düşünmemiz gerekmiyor mu? Bilginin amele, ahlaki değere dönüşmemesi halinde şu ayet hepimizi tehdit etmektedir:
“Tevrat’ın hükümlerini uygulamakla yükümlü kılınan, fakat bu yükümlüklerini yerine getirmeyenler, sırtlarında cit cilt kitaplar taşıyan eşekler gibidirler…” (Cum’a 62/5) Sebebin hususiyeti mananın umumiyetine mani değildir” kuralı hatırlanacak olursa “Ayet Tevrat ehlinden söz ediyor” bahanesi de dudaklarda bir tebessüm oluşturma dışında bir anlam taşımaz.
SEVGİ, DOSTLUK, FEDAKARLIK – Dr. Ziya ÜNLÜSOY
SEVGİ, DOSTLUK, FEDAKARLIK – Dr. Ziya ÜNLÜSOY
Akça Koca Kültür Platformunun sevgili mensuplarıyla tanıştığımızdan bu yana, çoğu insana soyut bir ifade gibi gelebilen başlıktaki üç kelimenin, bizim için, adeta ete kemiğe büründüğünü hissediyoruz... Hatta bunun ötesinde bizatihi yaşıyoruz. Bunun son numunesini geçtiğimiz günlerde yaşadık.
Mayıs ayının ilk günlerinin birinin sabahında, Hasan Başkan hafif muzip bir ses tonuyla birkaç gün sonra yeni bir yaş gününe ulaşacak, Necati Pilavcı'ya bir sürpriz hazırlama niyetinde olduklarından bahsederek, bizim de karşı komşu olmamız hasebiyle bu planlamada yer almamız gerektiğini tebliğ etti. İşin aslını öğrendikten sonra seve seve katılacağımızı kendisine beyan ettik.
3 Mayıs Türkçülük Bayramı – Yüksel ERCAN
3 Mayıs Türkçülük Bayramı – Yüksel ERCAN
Yakın döneme ışık tutan tarihçiler 1944 Davası ile ilgili şunları söylüyor: "Bu davanın temeli Nihal Atsız'ın zamanın başbakanına hitaben Orhun mecmuasında yazdığı açık mektupla, 1944 senesi Nisan'ında atılmış ve bundan doğan infial ile icat edilen ırkçılık ve Turancılık davasında memleketin havasını ifsat eden işkencelerle çatısı örtülmüş bulunmaktadır" .
Bu davanın başlamasında H. Ali Yücel'in 1934 tarihli "Türk Edebiyatına Toplu Bir Bakış" kitabının Atsız tarafından eleştirilmesinin intikamını almak istemesi de etkilidir. Tarihte 3 Mayıs olayları adıyla anılan olaylar Nihal Atsız'ın, hakkında açılan dava için Ankara'ya geldiği sırada başlamıştır. Bu tarihte gençlik komünizm aleyhine bir gösteri düzenler ve beraberinde Nihal Atsız'a sevgilerini belirtirler.
Türklüğü Solumak Fırsatı / Can PULAK -55
Türklüğü Solumak Fırsatı – Can PULAK / info@antalyabugun.com
Avrupa’ya, Amerika’ya, Avustralya ve Yeni Zelanda’ya gider, dünyayı defalarca dolaşırız da, burnumuzun dibindeki Ecdad-ı fatihan bölgesini görmezden geliriz. Kosova’ya gittiniz mi hiç? Gitmediyseniz gerçek Türk’lüğü ve bozulmamış Müslümanlığı yaşamak için mutlaka gidiniz.
Ali Şen olmasaydı, belki yıllarca farkedemeyecek, aklımıza bile getirmeyecektik 500 yıldan fazla hükmettiğimiz coğrafyayı. Sevdiği dostlarından oluşan 20 kişilik grubu uçakla memleketi Kosova’ya getiren, gezdiren ve ağırlayan Ali Şen, ülkemizde hasret kaldığımız dostluğu, kardeşliği ve gerçek sevgiyi de yaşattı bizlere.
Önce Kosova’yı, Başkent Priştine’yi ve bir tablo kadar güzel yemyeşil Priznen’i anlatmalıyım sizlere… İstanbul’dan uçakla 1,5 saatte iniyorsunuz Priştine’ye. Burası süratle gelişen ve yabancı yatırımların hızla arttığı bir kent. Düzenli ve bakımlı yollarla 50 dakikada ise, Priznen’e ulaşıyorsunuz. Ülkenin etrafı dağlarla çevrili ama Kosova verimli bir ovanın üzerine oturmuş.
SORUNLARIMIZA ULUSAL ÇÖZÜMLER ÜRETELİM –28 / Prof.Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
SORUNLARIMIZA ULUSAL ÇÖZÜMLER ÜRETELİM –28 / Prof.Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
"Milli benliğini yitirmiş uluslar, başka milletlerin avıdır." Mustafa Kemal ATATÜRK
12 ülke, Akdenizde güç gösterisi yapıyor (9.12.2015-Milliyet)
TÜRK-YUNAN NÜFUS MÜBADELESİ (30 OCAK 1923) – Süheyl ÇOBANOĞLU
TÜRK-YUNAN NÜFUS MÜBADELESİ (30 OCAK 1923) - Süheyl ÇOBANOĞLU / RUBASAM - Rumeli Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi
Vecdi Gönül’den Kocaeli Aydınlar Ocağı’na övgü – Tanzer ÜNAL
Vecdi Gönül’den Kocaeli Aydınlar Ocağı’na övgü – Tanzer ÜNAL
Geçen hafta cuma günü…
Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın akşam toplantısı var.
Toplantının konuşmacı konuğu Yaşar Yakış, eşi ile birlikte Ankara’dan yola çıkmış İzmit’e gelmek üzeredir.
Telefonu çalar, arayan Vecdi Gönül’dür.
Kocaeli eski valisi ve Kocaeli eski milletvekili…
Eski Milli Savunma Bakanı…
Yaşar Yakış ile Vecdi Gönül, üniversite arkadaşlarıdır.
Yıllardır devam eden dostlukları vardır.
Vecdi Bey, “Neredesin, akşam beraber olalım” der.
Yaşar Bey’in cevabı, “Şu anda yoldayım, senin memleketin İzmit’e yaklaşıyorum, akşam Aydınlar Ocağı’nda konferansım var…”olur.
Vecdi Gönül, telefon konuşmasını şöyle sonlandırır:
“Aydınlar Ocağı’nın yöneticilerine ve tüm mensuplarına selam ve saygılarımı ilet. Çok değerli bir dernek, çok güzel çalışmalar yapıyorlar. Ankara’ya dönünce konuşuruz.”
***
Yaşar Yakış, Vecdi Gönül’ün selam ve saygılarını konferansının başında aktardı, salonda bulunanlar Vecdi Gönül ismini duymaktan mutlu oldular.
AKP’den atılmak üzere olan Yaşar Yakış’ı dinlerken – M. Tanzer ÜNAL
AKP’den atılmak üzere olan Yaşar Yakış’ı dinlerken - M. Tanzer Ünal
Yaşar Yakış…
Emekli büyükelçi…
AKP’nin kurucu üyesi…
AKP’nin kuruluş dilekçesini ilgili makama sunan kişi…
AKP hükümetlerinin ilk dışişleri bakanı…
Yaşar Yakış’ı önce akşam Aydınlar Ocağı’nın düzenlediği konferansta dinleme fırsatım oldu.
***
Zalimini Seç Oyunu – Karaçay AHISKALI
Zalimini Seç Oyunu - Karaçay AHISKALI
Zaman daralıyor an ve an... İnsan, insanlığın sonu olmak için çırpınıyor delice... Herkese yetebilecek olsa da dünya, kibrin kemirgenliğiyle baş edemiyor liderler... Ruhlar, şeytana teslim...
İblise amade ruhlar, küçük kıyameti zorluyor var güçleriyle... Ve kaybedecek olanların isimlerini belirlemekle meşgul olan analistler, zaferin mutlak sahibinden bihaber...
Haksız kazanç için kapışıyor-kapışacak ruhsuzlar...
Milyarlarca insan ölecek hiç için, yok yere, yapılacak savaşa inanmadığı halde...
Vahşette bir, gayede ayrı ittifaklara tanık oluyor - olacak dünya...
Hısmını seçerek, hasmını belirliyor -belirleyecek ülkeler...
"Zalimini Seç Oyunu"nda kazanamayacak hiçbir devlet...
Yağma öncesi sessizlik hakim her yana... Yakında basılacak o çirkin çığlık... Hurraaa...
İnsansız kalmış koltuklarda, lider diye, mutantların temaşa ettiği bir zaman da olmak... Ne trajedi...
Görülmemiş bir acıya ve karanlığa sürüklenirken insanoğlu, gerçeklerden bihaber insancıklar yarınları için planlar kuruyor... Komik...
Zalim denince aklınıza kim geliyor sizin... O, şu, bu... Ben!, diyecek kadar yiğit kaç kişi kalmıştır acep mavi gezegende... İyi(!) ki varsın bahane...
Sefer Gerektir – Karaçay AHISKALI
Sefer Gerektir - Karaçay AHISKALI
Açların dünyasında, kuvvetin adı sabır
Çilekeşin umudu; bitecek yarın kahır
Azıtmışsa insanoğlu, dünya olmuşsa ahır
Cihana temizlik vakti, gazap gerektir
Nefisperest görmez mazlumu, bir de zalime acır
Derler, gücü yeten yetene, sen etrafını kayır
Hak yolu ne çileli, görmedim böyle bayır
Arınsın diye ruhlar, ateş gerektir
Hop yahyalardan_Fehmi Efendilerden_Mal Müdüru Avni beylerden_Narcılardan-Şerbetcilerden GANDIRALIYIZ… / Kandıralı Fethi DURU
Hop yahyalardan_Fehmi Efendilerden_Mal Müdüru Avni beylerden_Narcılardan-Şerbetcilerden GANDIRALIYIZ... / Kandıralı Fethi DURU
Benim soyadım, hep DURU..
Anneannemin VAROL,
Anneciğimin SEVEN...
Ağva-İst Cad No.. 18
yazardı kapımızda.
Çarşı maaalesii...
Tahta-tokmaklı kapının üzerinde iki plaka üzerinde,
E..17
Su 23 yazardı...
Elektriği. 17. Suyu. 23.almışız. yaa.. ve vaay.
Vasıf abi (GÜNEŞ-Sevgili kardeşim AZİZ in babası) benle beraber, müracaaat etti, demişti.rahmetli, babam TERZİ. A. FERRUH DURU.
Allah’ın Gazabı Zalimlerin Üzerine Olsun mu ki – Karaçay AHISKALI
Allah'ın Gazabı Zalimlerin Üzerine Olsun mu ki - Karaçay AHISKALI
İslam Aleminin çektiği zulüm şiddetlenerek artıyorsa, uğradığı bu zulme Allah'ın Gazabı denebilir mi... Ve Allah'ın Gazabına uğradığımızı düşünürsek, "Allah'ın Gazabı zalimlerin üzerine olsun" bedduasının muhatabının da biz olduğumuz sonucuna varılabilir mi dersiniz... Hasılı, meseleye farklı bir açıdan baktığımızda Allah'ın Gazabı, Ruslar ya da Amerikalılar mıdır acep... Veya İngilizler ya da Yahudiler midir ki...
Kıblem Kâbe deyip, paraya secde edenlere zalim denir mi sizce...
İslam'ın içini boşaltmak zulüm değil midir...
Ya, Allah'ın haram kıldıklarını meşruymuş gibi göstermeye çalışmak ya da helalleştirme gayretinde bulunmak zalimlik değil de nedir Allah Aşkına...
Millet'in malını haraç mezat satana, çatır çatır kul hakkı yiyene, kafirlerle işbirliği yapana, batılın önüne paspas olana zalim demeyelim de ne diyelim...
Hemşehrim Kandıralı Fethi Duru’nun daveti..
Bii tek keman olsa..
Masamda sevdiklerim, yani siz olsanız..
Prof . Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu – Tarık BAĞDAT
Prof . Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu - Tarık BAĞDAT
Hafta başı Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafsız halkın genelini kucaklayan kişi olması gereken Cumhurbaşkanı adaylarını açıkladılar.
Evet! Cumhurbaşkanı olacak kişiyi artık halk olarak bizler seçeceğiz. Cumhur’u yani halkı ayırım yapmadan, ötelemeden ve herkesimi kucaklayan bir aday gerekiyordu. Aday partiler üstü olduğu kadar geldiğimiz noktada da Türkiye’nin getirildiği siyasi konjektörü de gören bilen aday olmalı.
Şu bir gerçek ki siz sol kökenli bir tarafsız aday getirseniz % 65 hayır diyecekti. Milliyetçi ve tarafsız birini getirseniz % 82 hayır diyecekti. Böylece toplumu ayıran sadece belli bir kesimin ve ehven işer aday yok buna vereceğim diyenlerin olduğu bir topluluğun adayı çıkacak kazanacak. Türkiye hak etmediği kötü mecrada daha fazla ayrışarak bir birine kötü gözle bakan, dedikoducu tarzda bir aday Cumhurbaşkanı olacak. Nerden bakarsanız bakın % 49’u temsil etmeyecek kişi o koltuğa oturacak işler ülke’de daha daha kötüye gidecek. Yaşananlar ortada. İnsanları siyasi görüşüne göre değerlendirilerek yok etmenin her şekli ortada, yaşıyoruz.
Aday ismi telefuz edildiği zaman oğlum Bilgutay, Prof Dr Ekmeleddin İhsanoğlu’nun İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden hocası olduğunu söyledi. Muhafazakar ama herkesin görüşüne saygılı adaletli kişiliğinden bahsetti. Kişileri siyasi görüşüne göre değil yaptığı işteki başarısına göre değerlendirdiğinden bahsetti.
HİZMET SEKTÖRÜNDE ÖFKE VE STRES YÖNETİMİ – Yrd. Doç. Dr. Süleyman COŞKUNER
HİZMET SEKTÖRÜNDE ÖFKE VE STRES YÖNETİMİ - Yrd. Doç. Dr. Süleyman COŞKUNER
Ekonomi biliminin bir ayağı tüketim ise, diğeri de üretimdir. Üretimin de mal ve hizmet olarak iki ayağı vardır. Hizmet üretimi, adı üzerinde insanlara hizmet etmekle ilgilidir. Halı temizleme sektörü de, hijyene ve sağlığa verilen önem, yaşam kalitesinin yükseltilmesi, zaman kazandırması ve insanların mutluluğunu artırması bakımından büyük bir önem arz etmektedir.
Halı temizleme sektörü, siparişin alınması, temizlenecek malzemenin müşteriden teslim alınması, nakliyesi, fabrikada temizleme işine tabi tutulması, paketlenmesi, yeniden nakledilerek müşteriye ulaştırılması, teslim sonrası hizmetler gibi önemli görevleri içermektedir.
Siparişin alınması, telefon veya internet ortamından olabilmesiyle birlikte, müşterinin direkt fabrikaya müracaatı ile de olabilir. Hangi yöntemle olursa olsun, siparişin alınması aşaması müşteri ile ilk iletişimin kurulduğu safhadır ve bu yönüyle büyük önem arz etmektedir.
“Türklük” bahsinin bilimsel sakıncaları! / Prof. Dr. İskender ÖKSÜZ
Anayasa’nın “Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı herkese Türk denir” ifadesine “Irkçı! Irkçı!” diyenler hislerine biraz derinlemesine baksınlar. Mefhumu muhalifinden kendi ırkçılıklarının yansıdığını göreceklerdir.
Prof. Dr. İskender ÖKSÜZ - Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi
‘Türklük’ bahsinin bilimsel sakıncaları!
Dünyayı gizli güçler yönetmektedir.”Aslında biraz karışık oldu. Hangileri? Sıraya sok bakalım, falan...
Basitleştirelim:“Dünyayı gizli bir güç yönetmektedir.”Hah şöyle! Bu hükmün sayısız faydaları vardır.
Etnik Parsellemede Anayasa Tramvayı / Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL
Etnik Parsellemede Anayasa Tramvayı
Yeni Anayasa ile ilgili olarak toplumun değişik kesimlerinden gerekli desteğin ve katkının yapılmadığından şikâyet ediyor. Demek ki halkın önde gelen meselesi dıştan kumandalı anayasa çalışmaları değildir. Artık şu husus yavaş da olsa anlaşılmıştır ki, yeni anayasa ihtiyacı bizden çok bu isimle kitap yazmış olan G. Fuller ve benzerlerinin takip ettikleri bir iştir. Türkiye’nin Orta Doğu ya kötü örnek olması için gerekenler yapılıyor. Bize verilen görev büyük patronun taşeronluğudur. Bu son günlerde çok çirkin bir şekilde sırıtmaya başladı.
Türksüz Türkiye Anayasası / Prof. Dr. İskender Öksüz
Türksüz Türkiye Anayasası – Prof. Dr. İskender Öksüz
1970’lerde bir gün, İstanbul’da, Türk Edebiyatı Vakfı’nın ince uzun salonunda Necip Fazıl Kısakürek’i dinliyorduk. Soru-cevap faslında ideolojiler hakkında ne düşündüğü soruldu. Necip Fazıl koltuğunda hafifçe diklendi, yüze yakın dinleyiciden her birine, sadece kendisine göz kırpılıyormuş intibaını veren tikinin birkaç kez tekrarlamasına izin verecek kadar bekledi. Sonra, her zamanki, söylediklerinin mutlak doğruluğundan şüphe etmeyen tavrıyla haykırdı: “İdeolojisiz insan hayvandır!” Bu söz ortada tokat gibi patladı. Gültekin Samancı’nın ki rahmetli son derece sakin bir insandı, yerinden fırladığını, kapıyı öfkeyle çarpıp çıktığını hatırlıyorum.