
Magosa’da Namık Kemal Zindanı ve Müzesi -32
15 Mart 2015 Pazar / Surlar içinde Lala Mustafa Paşa Camii’nin karşısında bulunan Namık Kemal Zindanı ve Müzesi, Mağusa’da bulunan ziyaret edilmeye değer tarihi eserlerden biridir.
Tümgeneral Osman Fazıl Polat Paşa Camii- Magosa Kalesi -30
15 Ekim 2015 Pazar / Magosa Bölgesini Türk tarafına kazandıran 28.ni Tümen Komutanı Tümgeneral Osman Fazıl Polat adına inşa edilen muhteşem camii..
Dünya Güzeli İbrahim ağabey ebediyete tevdi edildi..
19 Ekim 2015 Pazartesi “Dünya Güzeli” lakabıyla tanınan Kandıra’nın sevilen insanı İbrahim Aydoğdu(75) ağabey, yüksek tansiyona bağlı kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.
1975 yılının gençleri 40 sene sonra İzmit Yenicuma Camii avlusunda..
11 Ekim 2015 Pazar / Makine Mühendisi Selim Kalabalıkoğlu 7 gün önce 101 yaşındaki babasını ebediyete uğurladı.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMELERİ – Av. Abdurrahman KAYMAK / Stj. Av. Kemal DÖNER
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMELERİ – Av. Abdurrahman KAYMAK / Stj. Av. Kemal DÖNER
Giriş ve Teşekkür: Değerli okuyucularımız, aradan geçen zamanda sizlerden aldığımız geri dönüşler bizleri farklı konularda yazmaya teşvik etti. Gerek yurt içinden gerekse Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok noktasından aldığımız teşekkür mesajları Kocaeli Kandıralılar Derneği’nin dünyanın her noktasından ulaşılabilir bir topluluk olduğunu bizlere bir kez daha gösterdi. Bu nedenle, uzak diyarlardan tutunda komşu bir şehre kadar bizleri takip eden siz değerli okuyuculara teşekkürü bir borç biliyoruz.
Aynı zamanda bizleri yazmak ve araştırmak konusunda cesaretlendiren Sayın Ahsen Okyar Ağabeyimize ve Sayın Erdal Baykara Ağabeyimize de bu vesile ile şükranlarımızı sunmak isteriz.
Bu çalışmamızda bizlere ofisimizden Stj. Av. Kemal Döner yardımcı oldu. Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden bu yıl derece ile mezun olan ve Özel Hukuk Anabilimdalı Master Programına da kabul edilen Sayın Döner’in, aşağıda Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi ile ilgili çalışmasını dikkatlerinize ve takdirlerinize sunuyoruz.
Sevgi ve Saygılarımızla;
Av. Abdurrahman Kaymak
Çivelekler’de Refik Özhan’larda!..
Refiz Özhan Çakırcaali Çivelekler Mahallesinde ikamet ediyor.
Kandıra’nın geleceğiyle oynayan vatandaşı kahraman ilan etmek – Bülent EKİNCİ
Kandıra’nın geleceğiyle oynayan vatandaşı kahraman ilan etmek - Bülent EKİNCİ
Kandıra’da yapılması planlanan Gıda OSB projesi bir uyanık yüzünden başlamadan bitiyor. Kandıra’ya ve çevresine büyük ölçüde katkı sağlayacağı düşünülen OSB’nin kaderi Danıştay’ın vereceği kararın ardından netleşecek.
Kandıra sürekli göç veren ve gelişmişlikte giderek geride kalan bir ilçe haline geldi. Onun bu kötü kaderinin değişmesi için büyük ümitlerle hayata geçirilmek istenen Gıda OSB ise tükenen son ümit oldu.
Kandıra ve çevresindeki çiftçilerin ürünlerini satın alarak onları işleyip dünya ve türk pazarına sunmak için düşünülen OSB artık hayalden öteye geçemiyor. Ve bütün bunlara vesile olan zatı muhterem iki domatesi eline alarak sanki çok iyi bir halt işlemiş gibi gazetelere poz veriyor.
Kandıra Gıda OSB Müdürü Hamit Eroğlu ile önceki gün bir telefon görüşmesi yaptım. Bu görüşme sonrasındaki izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
“Nisan ayında temel atmayı düşünüyorduk. 1’inci derece tarım arazisi olan bölgede sanayileşmeye bende karşıyım. Ancak bu bölge bu kapsam içerisine girmiyor. Bu durum öyle bir hale sokuldu ki, bölge sanki Harran Ovası gibi görülmeye başlandı. Gıda OSB projesi Türkiye’de bir ilkti. Buradan sonra Türkiye’nin farklı 7 bölgesinde Gıda OSB’ler kurmayı düşünüyorduk. Burası örnek olacaktı. Ancak gelinen durum hiçte iç acıcı değil. Danıştay’ın vereceği karara göre proje tamamen yatabilir” diyen Erodğlu, “ Geçtiğimiz hafta farklı illerden teklif aldık. Mersin ve Bandırma’dan arandım ve gelin buraya OSB’nizi kurun dendi. Yeriniz yurdunuz hazır dendi” şeklinde konuşmasına devam etti.
Kocaeli Kandıralılar Derneği Yöneticileri Kandıra İlçe Yazı İşleri Müdürü Ergün Şen’i ziyaret etti.
17 Eylül 2015 Perşembe / Erdoğan Görgün Başkanlığındaki Kocaeli Kandıralılar Derneği Yöneticileri Kandıra İlçe Yazı İşleri Müdürü Ergün Şen’i ziyaret etti.
Of’lu Uzunhasanoğlu Ailesine Plaket
8 Eylül 2015 Salı / Akça Koca Kültür Platformu tarafından SekaPark’ta düzenlenen yemekli toplantıda Trabzon Of Anadolu İmam Hatip Lisesi Tarih Öğretmeni Haşim Uzunhasanoğlu ve eşi Nesibe hanıma plaket verildi.
ENAYİ YERİNE KONDUĞUMU BİLİYORUM! – Av. Özcan PEHLİVANOĞLU
ENAYİ YERİNE KONDUĞUMU BİLİYORUM! – Av. Özcan PEHLİVANOĞLU
Türk Milletinin yüzyıllardır geri adım atmaktan ileri doğru yürüyüş fonksiyonları ortadan kalktı!
Devlete ve müesses nizama halen Nizamülmülk anlayışı hakim...
Böyle olunca Osmanlı’da, Kurtuluş Savaşı döneminde ve nihayet Cumhuriyet sürecinde ihanet dolu isyanlar; suçsuz ve masum hareketler olarak ilan edildi(!) Az kaldı pkk’da aynı şekilde nitelenecek. Çünkü kurşun atsalar bile hak arıyorlar!
Türk Milleti, kendisine kurşun atanlara bir gül bile sunsa kabahatli gösterildi ve gösterilmeye devam ediyor.
Türk Milleti, canına kast eden düşmana karşı, bir protestoyu bile Nizamülmülk’ün hakim olduğu devlet ve müesses nizamın kontrolünde yaptı. Ancak fatura yine kendisine kesildi.
Onun için Prof. Dr. Özcan Yeniçeri “Öyle görünüyor ki önümüzdeki süreçte devlet kontrollü, istihbarat kontrollü bir şiddeti gündeme getirecekler” diyor.
Leyla Zana şimdi “taraflar masaya otursun, müzakere başlasın” diye akıl veriyor. Hangi taraf neyin müzakeresi?
Şehidim – Bekir Yunus UÇAR
Şehidim - Bekir Yunus UÇAR(Türkiye Motosiklet Federasyonu eski Başkanı)
Şehidim,
Sen o zırhlı olup da zırhı seni koruyamayan aracın tekerlekleri mayına bastığı anda biz evde çay içiyorduk. Bir ses duyuldu sanki evet ama rüzgardan kapı çarptı sandık.
O an sen şehit olmuşsun ya hiç anlamadık.
Şehidim,
Sen o akşam 16 Şehit silah arkadaşınla mayına doğru hızla giderken biz Manisa'da yerli üzüm mü daha tatlı diğerleri mi onu yeyip tartışıyorduk. Az bir acı hissettik o an ama üzümün çekirdeği sandık.
Şehidim,
Sen şehit olurken biz Adana'da rakıya az daha buz istiyorduk. Bilirsin bu meret başka türlü içilmez. Bir an sızladı evet dişimiz ama kusura bakma buzlu rakı dokundu sandık.
Şehidim,
Sen Dağlıca'da geceden karanlık o zırhlıda dua mırıldanan dudaklarınla ilerlerken biz İstanbul'da gece kulübü'nün kapısında bodyguardlarla boğuşuyorduk. Bizim de zor bir anımızdı. O telaştan patlayan mayının sesini duyamadık.
Şehit Komutanım,
Sen 16 evladınla zehir zıkkım kokan o araçlardayken biz de Kordon'da trafikte sıkışmış kalmış çile çekiyorduk. Korna sesleri, barlardan savrulan çığlıklar derken inan patlamayı fark edemedik bile, kusura bakma artık.
Şehidim, Şehitlerim... Bizim huzurumuzu, rahatımızı bir türlü sağlayamadınız gitti. Aşk olsun size...
NUH İle Hz. NUH – Av. Mustafa ÖZKURT
NUH İle Hz. NUH - Av. Mustafa ÖZKURT
“Kırık Kalemden Damlalar”
Gelişen bilimin verilerine göre ana ve babalarımızın genlerini taşımaktayız. İyi veya kötü bütün bedensel özellikler gen haritasında yer alır ve nesilden, nesle taşınır. Bu bilgiler kalıtım yoluyla bir bireyin ne olacağı değil,ne olabileceğini hakkında tahmin yapmamızı sağlar. Benzerlik ve farklılıkları kalıtım ve çevre oluşturur.
Yapılan araştırmalarda kalıtımın insan yapısı üzerinde %65, çevre etkileşimin ise %35 olduğu tahmin edilmektedir. Kişiliği oluşturanda bu %35 farazi kısım olup ruhsal varlığımızın oluşmasında önemli bir yer işgal eder.
Bütün insanlar İslam ahlakı üzerine doğmalarının hikmeti de budur.
Şu soru ister, istemez akla takılmaktadır. Çevresinde, sevilen ve sayılan iyi huylu ve karakter sahibi olan insanların nasıl yaramaz ve ahlaksız çocukları olmaktadır. Her şeyi genlerle izah etmemiz ne derece doğrudur.
BİR ERMENİNİN AĞZINDAN GERÇEKLER! -Özcan PEHLİVANOĞLU
BİR ERMENİNİN AĞZINDAN GERÇEKLER! -Özcan PEHLİVANOĞLU
Günümüzde Türk Milletinin ve Türkiye’nin en büyük sorunu, pkk terörü ve arkasındaki güçlerin saldırılarıdır.
Ancak bu sorunun tarihsel bir geçmişi ve değişik olaylarla bağlantıları vardır. Yani pkk terörü, 1970’li yılların sonunda başlamamıştır.
Kabul etmeliyiz ve herkes kabul etmelidir ki; elimizde kalan Anadolu ve Trakya toprakları Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923 yılında kurulması ile millileştirilmiştir. Ve bu millileşme süreci inanılmaz acılarla doludur. Bu dönem öncesinde Osmanlı Türk İmparotorluğu kendi vatandaşları tarafından adeta sırtından hançerlenmiştir. Genç Cumhuriyetin yöneticileri bu sebeple bizim rahatımız için adeta yoğurdu üfleyerek yemişlerdir.
Bu millileştirme nedeni ile biz Türklerin elinde kalan son toprak olan Türkiye’den, kendini Türk olarak görmeyen bir çok insan yani Rum ve Ermeniler başta olmak üzere bir çok etnik kökene mensup kişi, aile, aşiret bu toprakları terk etmiş ve kendileri için daha iyi bir yaşam alanı olarak gördükleri ülkelere göç etmişlerdir. Yani milli ve üniter bir devlet yapısına sahip olan Türkiye’de yaşamak istememişlerdir.
28 Ağustos 2015 Cuma akşamı koşuşturması..
28 Ağustos 2015 Cuma / Erdal Baykara kardeşim Kerpe’ye geçiyordu, 19:30’da beni Kocabayramlar’a bıraktı. Eşim Nursel hanım ile birlikte İbrahim Bayram ve ailesi ile evlerinin önünde ayaküstü sohbet, yemek sonrası Civelekler’den yeğenimiz olan Dilek Özhan’ın Karasakallar başındaki Okul Bahçesindeki kınasına katıldık.
30 AĞUSTOS’TA TÜRK OLMANIN ZORLUĞU!.. / Av. Özcan PEHLİVANOĞLU
30 AĞUSTOS’TA TÜRK OLMANIN ZORLUĞU!.. / Av. Özcan PEHLİVANOĞLU
“Tarihinde batıya doğru yürüyüşünü yüzyıllar öncesinden başlatan Türk Milletinin, Anadolu’ya attığı en büyük askeri ve siyasi adımların yaşandığı günlerin tekrarını bu günlerde yeniden yaşıyoruz.
Her ne kadar gözden, gönülden ve akıldan uzak tutulmaya çalışılsa da Alparslan’ın Malazgirt Ovasında bir kez daha açtığı kilidin Mustafa Kemal Atatürk’le daha da sağlamlaştırıldığı ve Türk Ordusunun zaferlerle yoğrulduğu günleri içeren “Zafer Haftası”nı bir kez daha gururla idrak ediyoruz.
Bu sebeple Türk Milletinin ve bağrından çıkardığı Peygamber Ocağı olarak gördüğü şanlı Türk Silahlı Kuvvetlerinin, 30 Ağustos Zafer Bayramı hepimize kutlu olsun.
Türk Milletini ve Allah’ın nizamını yer yüzüne hakim kılma davasında, toprağı kanları ile sulamış bulunan bütün şehitlerimizin aziz ruhları önünde bir kez daha saygıyla, minnetle ve şükranla eğiliyor, Müslüman Türk Milletinin bu kahraman evlatlarını binlerce Fatiha ile selamlıyorum.
Yine Allah yolunda, Türk Milleti için çarpışarak gazilik mertebesine ulaşmış yiğit insanlarımızın ebediyete intikal etmiş olanlarına rahmet yaşayanlarına da hayırlı ve bereketli bir ömür diliyorum.
AKP’li Cumhurbaşkanı – Ahmet YAVUZ

AKP’li Cumhurbaşkanı – Ahmet YAVUZ
1980 darbesi sonrası siyasal yaşama geri dönüş hazırlıkları sürerken NETEKİM paşa seçim öncesi ekrana çıkıp HOROZ partisini işaret etmiş ancak sandıklar açıldığında ANAP seçimi kazanmıştı.
Türk siyasetine damga vuran merhum Turgut Özal, anayasa bir kez delinmekle bir şey olmazdediğinde Türkiye henüz bu günleri hayal bile etmiyordu.
Anayasa bir kez değil ama defalarca tecavüze uğradı.
Özal’ın yıllar süren muktedaratı Çankaya köşküne çıkışı ile yerini erimeye bıraktı.
DÖRDÜNCÜ TRAVMA! – Av. Özcan PEHLİVANOĞLU
DÖRDÜNCÜ TRAVMA! – Av. Özcan PEHLİVANOĞLU
Yakın bir zamanda Prof. Dr. Ümit Özdağ ile telefonda konuştum. Konu başka bir şey idi ama o bize Balkanlarla ilgili ne yaptığımızı sordu bizde ona 21.Yüzyıl Ensitütüsü’nü ve kendisinin analizlerini ilgi ile takip ettiğimizi söyledik. Prof. Dr. Özdağ bize, ensitütüye gelen her öğrenciye, Prof. Dr. Özcan Yeniçeri’nin “Türk Kimliği ve Travma” isimli kitabını ödev olarak verdiklerini ve kitabın önemli tahliller içerdiğini anlattı.
Biz de bunun üzerine Prof. Dr. Özcan Yeniçeri’nin bu önemli ama bulmakta zorluk yaşadığımız kitabını bulduk ve okuduk. Gerçekten Prof. Dr. Yeniçeri, Türk Milleti için önemli tespitler yapmış.
Geçmişin toplumlar ve insanlar üzerindeki izleri, o toplumu ve etkilenen insanı kendi tarihiyle yüzleştiriyor. Bu yüzleşme ise çoğu zaman bir korkuya dönüşüp bir travmaya sebeb oluyor. Gerçeklerden kaçmadan yüzleşme ise sonraki nesillerin bir travma içine düşmemelerinin ilk adımını oluşturuyor.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin 1999 yılında Psikiyatri bölümünün başında olan Prof. Dr. Engin Eker’le, 17 Ağustos Depremi ile ilgili o zaman yaptığımız sohbette “Bu depremin psikolojik olarak yarattığı travma ne zaman sona erer” diye sormuştum. O da bana “depremi yaşayanların tamamı ölüp gittikten sonra biter” demişti.
BÜYÜK DEPREMİN VAKTİ YAKLAŞTI – Süleyman PEKİN
BÜYÜK DEPREMİN VAKTİ YAKLAŞTI – Süleyman PEKİN
Bu hafta Deprem Haftası.. 17 Ağustos Marmara Depremi’nin üzerinden tam 16 yıl geçti.. Biz Kocaeli’de depremi çoktan unuttuk, senede 1 gün hariç..
Depremi Körfez’in Seymen Sahilinde fay hattına 15 metre bir apartmanda 20 günlük bebeğiyle ve ailece karşılayan, sonrasında da enkazdan insan çıkarmaktan kepçe makinesinin giremediği yerlerde mezar kazmaya kadar bir sürü işle haftalarca iştigal eden birinin bile aklına 17’sinde geliyor, 18’inde gidiyor.
Belki de bilinçaltımız ‘biz sırayı savdık, gayri İstanbul düşünsün’ diye düşünüyor. Uzmanlar Türkiye’nin sosyo-ekonomik kalbi İstanbul’da büyük bir deprem bekliyorlar. Hatta deprem simülasyonlarında yüzbinlerce ölü olacağı varsayılıyor. Bir tarihçi ise olası Büyük İstanbul Depremi’ni “küçük kıyamet” olarak nitelendiriyor.
Hepimiz suçluyuz – Halit YILMAZ
Hepimiz suçluyuz – Halit YILMAZ
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin üzerinden tam 16 yıl geçti. Dile kolay 16 yıl.
O gün doğan çocuklar, şimdinin gençlerin,dikilmişse dikilen ağaç fidanları şimdinin ormanı.
Benim açımdan ise meslek hayatımın dönüm noktası.