Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

3Eki/150

ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMELERİ – Av. Abdurrahman KAYMAK / Stj. Av. Kemal DÖNER

indir (1)ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMELERİ – Av. Abdurrahman KAYMAK / Stj. Av. Kemal DÖNER

Giriş ve Teşekkür: Değerli okuyucularımız, aradan geçen zamanda sizlerden aldığımız geri dönüşler bizleri farklı konularda yazmaya teşvik etti. Gerek yurt içinden gerekse Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok noktasından aldığımız teşekkür mesajları Kocaeli Kandıralılar Derneği’nin dünyanın her noktasından ulaşılabilir bir topluluk olduğunu bizlere bir kez daha gösterdi. Bu nedenle, uzak diyarlardan tutunda komşu bir şehre kadar bizleri takip eden siz değerli okuyuculara teşekkürü bir borç biliyoruz.

Aynı zamanda bizleri yazmak ve araştırmak konusunda cesaretlendiren Sayın Ahsen Okyar Ağabeyimize ve Sayın Erdal Baykara Ağabeyimize de bu vesile ile şükranlarımızı sunmak isteriz.

Bu çalışmamızda bizlere ofisimizden Stj. Av. Kemal Döner yardımcı oldu. Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden bu yıl derece ile mezun olan ve Özel Hukuk Anabilimdalı Master Programına da kabul edilen Sayın Döner’in, aşağıda Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi ile ilgili çalışmasını dikkatlerinize ve takdirlerinize sunuyoruz.

Sevgi ve Saygılarımızla;

Av. Abdurrahman Kaymak

A. Tanımı

Borçlar Kanunu’ndaki tanıma göre: “Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir.”

Bu sözleşme ile iki taraf da borç altına girmektedir. Biri diğerine ölene kadar bakma borcu altına girecektir, bunun karşılığında da diğeri ondan bir malvarlığı veya bazı malvarlığı değerlerini alacaktır.

B. Şekli

Kanun ölünceye kadar bakma sözleşmesinin geçerliliğini, ikili bir ayırım içinde şekle tabi kılmıştır;

a) Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, mirasçı atanmasını içermese bile, miras sözleşmesi şeklinde yapılmadıkça geçerli olmaz. Eğer bakım borçlusuna taşınmaz mal temliki taahhüt edildiyse ölünceye kadar bakma sözleşmesini düzenlemeye sulh hakimleri, noterler ve tapu sicil muhafızları veya memurları yetkilidirler.

b) Sözleşme, Devletçe tanınmış bir bakım kurumu tarafından yetkili makamların belirlediği koşullara uygun olarak yapılmışsa, geçerliliği için yazılı şekil yeterlidir burada resmi şekil yani sulh hakimleri, noterler ve tapu sicil muhafızları veya memurları tarafından sözleşmenin düzenlenmesi gerekmez.

C. Hükümleri

Sözleşmenin kurulmasıyla birlikte, bakım borçlusu, bakım alacaklısına özellikle uygun gıda ve konut sağlamak, hastalandığında gerekli özenle bakmak ve onu tedavi ettirmek zorundadır. Bakım alacaklısı sözleşmenin kurulmasıyla birlikte bakım borçlusunun aile topluluğuna katılmış olur. Bakım borçlusu, almış olduğu malların değerine ve bakım alacaklısının daha önce sahip olduğu sosyal duruma göre hakkaniyetin gerektirdiği edimleri, bakım alacaklısına ifa etmekle yükümlüdür. Bakım borçlusu, hastalanan bakım alacaklısını doktora götürme, gerektiğinde hastaneye yatırma, ameliyat ettirme, ilaçlarını alma ve tüm bunların ücretlerini ödemekle yükümlüdür.

Bakım alacağı sıkı surette bakım alacaklısının kişiliğine bağlıdır, bu alacağını bir başkasına devredemez, yani benim yerime bir başkasına bak diyemez.

Bakım alacaklısının borcu, sözleşmede kararlaştırılan edimi vermekten ibarettir. Bakım alacaklısının bütün malvarlığını veya malvarlığının bir bölümünü ya da birkaç malvarlığı değerinin mülkiyet veya intifa hakkını karşı edim olarak verilebilmesi mümkündür. Bakım borçlusuna bir taşınmazını devretmiş olan bakım alacaklısı, haklarını güvence altına almak üzere, bu taşınmaz üzerinde satıcı gibi yasal ipotek hakkına sahiptir.

D. İtiraz ve Tenkis

a) Bakım alacaklısı, ölünceye kadar bakma sözleşmesi yüzünden kanuna göre nafaka yükümlüsü olduğu kişilere karşı yükümlülüğünü yerine getirme imkanını kaybediyorsa, bundan yoksun kalanlar sözleşmenin iptalini isteyebilirler. Burada hakim ya sözleşmenin iptaline ya da sözleşmenin iptalini isteyenlere nafaka vermesine karar verir.

b) Bakım alacaklısının mirasçılarının tenkis davası açma hakları vardır. Saklı paylı mirasçıların ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle ihlal edilmiş olan saklı paylarını tenkis davası yoluyla elde etme imkanları vardır.

E. Sona Ermesi

İlk sona erme halinde sözleşme, bakım alacaklısının ölümü ile amacına ulaşmış olur ve kendiliğinden sona erer.

İkinci halde tarafların edimleri arasında önemli ölçüde oransızlık bulunursa az alan taraf altı ay önceden bildirimde bulunmak koşuluyla sözleşmeyi her zaman feshedebilir. Fakat burada fazla veren tarafın, bu fazla edimi verirken bağışlama amacı olmamalıdır eğer fazla alan taraf bunların kendisine bağış olarak verildiğini ispat ederse burada sözleşme feshedilemez.

Üçüncü halde sözleşmeden doğan borca aykırı davranılması sebebiyle sözleşmenin devamı çekilmez hale gelir veya başkaca önemli sebepler sözleşmenin devamını imkansız hale getirir ya da aşırı ölçüde güçleştirirse, taraflardan her biri sözleşmeyi derhal feshedebilir. Burada kanun tarafından sözleşmenin, haklı sebeple geçmişe etkili olarak sona erdirilebilmesi imkanı tanınmıştır. Sözleşme bu sebeplerden birine dayanarak feshedilirse kusurlu taraf, aldığı şeyleri geri verir ve kusursuz tarafa, bu yüzden uğradığı zarara karşılık uygun bir tazminat ödemekle yükümlü olur.

Dördüncü halde bakım borçlusu, bakım alacaklısından önce ölürse bakım alacaklısı, 1 yıl içerisinde sözleşmenin feshini isteyebilir. Bu hak kullanılırsa sözleşme ileriye etkili olarak sona erer, kullanılmazsa sözleşme bakım borçlusunun mirasçıları ile bakım alacaklısı arasında varlığını sürdürür.

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmelerinde Muvazaa

Muvazaanın anlamı gizli anlaşmadır. Bir hukuki ilişkinin taraflarının üçüncü kişileri aldatmak amacı ile gerçek iradelerine uymayan ve kendi aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak konusunda anlaşmalarıdır.

Ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin uygulamada mirastan pay kaçırmak veya mallarını alacaklıların haczinden kurtarmak için de yapıldığı görülmektedir. Bu tip durumlarda muvazaalı bir sözleşme vardır. Muvazaalı işlemler hükümsüzdür[1], muvazaalı bir işlemle hukuken korunan herhangi bir hak kazanılamaz. Ölünceye kadar bakma sözleşmelerinde muvazaa olması durumunda da sözleşme kurulduğu andan itibaren tüm yan haklarıyla birlikte hükümsüzdür. Muvazaalı işlemin tarafları işlemden zarar görmeleri halinde, zararının tazmin edilmesini talep edemez. Muvazaanın ileri sürülmesi için herhangi bir zamanaşımı bulunmamaktadır. Muvazaalı işlemin tarafları hariç olmak üzere, muvazaa üçüncü kişilerce ileri sürülebileceği gibi hakim tarafından kendiliğinden de dikkate alınabilir. Muvazaanın varlığı halinde, muvazaalı işlemden doğduğu iddia edilen borçların ifası istenemez.[2]

Ölünceye kadar bakma sözleşmelerinde muvazaa olup olmadığını belirleyebilmek için her somut olay kendi içinde değerlendirilmelidir fakat bakım alacaklısının sözleşmenin yapıldığı tarihteki sağlık durumu, yaşı, temlik edilen malın tüm malvarlığı içindeki oranı muvazaayı belirlemede dikkate alınır.[3] Sözleşme yapıldıktan sonra tarafların hareketlerine göre de aralarında muvazaa olup olmadığı belirlenebilir özellikle bakım borçluları bakım alacaklısına bakmıyorsa, bakım alacaklısı evin temizlik işlerini kendisi yapıyorsa, yemek ihtiyacını kendisi gideriyorsa veya yaşlı olmasına rağmen bakıma ihtiyacı yoksa arada muvazaa olduğu kabul edilebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması, ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.[4]

Örneğin bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde sözleşmenin bedel karşılığı olduğundan söz edilemez; sözleşmede bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır.

Stj Av. Kemal Döner

KAYMAK HUKUK & DANIŞMANLIK

www.kaymak.av.tr- info@kaymak.av.tr

Tel: 0532 401 3263-0262 325 2647

Körfez Mah. Berk Sok. Barış İş Merkezi No:67 İzmit-Kocaeli


[1] OĞUZMAN, K./SELİÇİ, Ö.; Eşya Hukuku, İstanbul 1988, s. 329 / TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP; Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 7. Baskı, İstanbul 1993, s. 550 vd.

[2] OĞUZMAN, K./SELİÇİ, Ö.; Eşya Hukuku, İstanbul 1988, s. 329 / TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP; Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 7. Baskı, İstanbul 1993, s. 550 vd.

[3] T.C. YARGITAY 1.Hukuk Dairesi, Esas: 2004/8146, Karar: 2004/11552, Karar Tarihi: 19.10.2004

[4] T.C. YARGITAY 1.Hukuk Dairesi, Esas: 2004/13977, Karar: 2004/14449, Karar Tarihi: 27.12.2004

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.