Ozan Arif’e rahmet dilerim…
Ozan Arif’i 13 Şubat 2019 tarihinde ebediyete uğurladık..
Bir süredir Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde tedavi gören ve 13 Şubat'ta yaşamını yitiren Şirin'in cenazesi, hastane alınarak Atakum ilçesi Yalı Mahallesi'ndeki evine götürüldü.
Burada helallik alınmasının ardından Şirin'in Türk bayrağına sarılı naaşı, İlkadım ilçesindeki Büyük Cami'ye getirildi.
Öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından Şirin'in cenazesi, Kıranköy Mezarlığı'nda toprağa verildi. Cenaze törenine yaklaşık 10 bin kişi katıldı.
Ozan Arif’e Allah rahmet eylesin..
Fevzi Genç Ağabey Sizi Unutmayacağız – Hasan UZUNHASANOĞLU
Fevzi Genç Ağabey Sizi Unutmayacağız – Hasan UZUNHASANOĞLU (Akça Koca Kültür Platformu Başkanı – Ziraat Mühendisi)
Fevzi Genç ağabeyle ilgili anlatacak aslında çok şey var. Hatırlayabildiğim kadarıyla birkaç söz ifade etmek istiyorum;
Fevzi Ağabey Akça Koca Kültür Platformu’nun ilk günlerinde meşhur “Kandıra Yoğurdu” ile gelir ve bunları misafirlerimize takdim ederdik. Böylelikle Platformumuzun hediye meselesini halletmiş olur idik.
Kandıra’ya yaptığımız ziyaretlerde her zaman yanımızda oldu ve bizlere rehberlik yaptı. Sayesinde bizlerde ziyaretin keyfini çıkarırdık. İkramı çok severdi, eli açıktı, akçeli işlerle ilgisi olmazdı.
Yaşça bizlerden büyük olmasına rağmen her kandil ve dini bayramlarda bizlerden önce davranıp telefon ile arardı. Kızımı sormayı da ihmal etmezdi.
Kandıra’nın gençlerinin iş sahibi olmasını kendine dert edinmişti. Şahit olduğum, birkaç gencin işe başlayıp ekmek sahibi olmalarına vesile olmuştur.
Fevzi ağabey ile il dışı seyahatlerimizde olmuş olup her zaman üzerimizden yük almıştır.
Aileden biri gibi olmuştuk. En son 2019 yılının son günlerinde bir grup büyüğümüz ile birlikte evine misafir olduk.
Vefat haberini duyduğumda inanamadım, inanmak istemedim. Çok erken aramızdan ayrıldı.
Ağabeyime Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine sabırlar dilerim.
İzmit, 25.01.2021
Genç Fevzi Dediğin bir Yiğit Adam – Dr. Yunus ÖZEN
Genç Fevzi Dediğin bir Yiğit Adam – Dr. Yunus ÖZEN (Yalova Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi)
Kocaeli'ye 1999 depreminin hemen ardından geldim. 2003 yılından Kocaeli Üniversitesi'nde lisans çalışmamı tamamlayıp yine Kocaeli'de öğretmenliğe başladım. Evlendim, burada yaşamaya devam ettim. Sonra kardeşim de geldi, Kocaeli'de çalışmaya başladı.
E-İçişleri Projesi Kocaeli Proje Sorumlusu olarak çalıştım, ardından Yalova Üniversitesi'ne geçtim. Halen Yalova Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği'nde öğretim üyesiyim. Bütün bu yıllar içerisinde hep Kocaeli'de yaşadım. 2008 yılında Ahsen Okyar Abi ile tanıştık ve o günden sonra zaten anlayamadığım bir şekilde hep sevdiğim Kandıra ile de ilişkilerim arttı. 2008 öncesi dönemde de uzun uzun "Nerelisin? Nerden gelirsin?" gibi sorulara kestirme cevap vermek için "Kocaeliliyim" derdim. "Neresinden?" diye soran olursa da "Kandıra" derdim. Ahsen Abi ile tanıştıktan ve yüzlerce defa Kandıra'ya gidip geldikten sonra artık "Çakırcaali Divanı, Kocabayramlar" diye detay da vermeye başladım soranlara.
Kocaeli Aydınlar Ocağı faaliyetleri vesilesiyle tanıştığım bu güzel insanların bir kısmı Kandıralı da olduğundan çok zaman geçmeden Kocaeli Kandıralılar Derneği'nin de faaliyetlerine katılır, katkı verir hale geldim. O sayede daha fazla Kandıralı arkadaşlarım olmaya başladı. Tam bir Kandıralı olmuştum.
FEVZİ GENÇ’İN ARDINDAN – Cihat KAYMAS
FEVZİ GENÇ’İN ARDINDAN - Cihat KAYMAS (Halk Yatırım Menkul Değerler AŞ Özel İşlem Merkezi Müdürü)
2010 yılında İzmit’e atanmamım ardından kandisiyle tanışma fırsatım oldu Fevzi GENÇ ile..
Böyle içten ve candan kişileri ne kadar özlemiş olduğumu hatırlatırcasına çok değerli bir dostluk kurmaya başladık.
Çok canım sıkıldığında mutlaka bir halini hatırını sormam gerektiğini sanki bir görevimmiş gibi yerine getirmeye başlamıştım.
Canım kardeşim telefonumu açar, sadece bir iki dakika sohbet eder tekrar dünyanın hengamesinde kaybolurduk.
Kandıra’ya gittiğimde en azından bir kahve içmeden asla beni geri göndermez ve o güler yüzüyle en iyi şekilde misafir eder ve aynı şekilde uğurlardı.
İstanbul’a atanmam sonrası beni ziyaret ederek, sevincimi en içten dilekleriyle paylaşmıştı.
Şimdi farkına varıyorum ve ne acı geliyor bu geçmiş zaman sözcüklerini kurmak.
Gidenin ardından söz söylemek çok zor ama, hepimizin derdiyle dertlenen, sevinciyle mutlu olan sevgili Fevzi GENÇ abimiz mekanın cennet olsun.
YÜCE ALLAH rahmetiyle muamale eylesin.
İstanbul, 22.01.2021
Kandıralılar Derneğinin ziyaretleri devam ediyor..
11Şubat 2021 Perşembe / 11 Ocak 1994 tarihinde faaliyete geçen Ali Kocatürk Başkanlığındaki Kocaeli Kandıralılar Derneği yöneticileri Kandıra’da seri ziyaretlerde bulundu.
30 Haziran 2020 günü genel kurulunu İzmit Otel Asya’da toplayan ve 14.başkanı ile birlikte yeni yöneticilerini seçen Kocaeli Kandıralılar Derneği, coronavirüs sebebi ile geleneksel toplantılarını yapamamakta.
*BACAKLARINIZI GÜÇLÜ TUTUN* – Filiz SOYTEMİZ
*BACAKLARINIZI GÜÇLÜ TUTUN*- Filiz SOYTEMİZ
Yaşlandığımızda ayaklarımız daima güçlü kalmalıdır.
Yaşlandığımızda, saçın grileşmesinden (veya) cildin sarkmasından (veya) kırışmasından korkmamalıyız.
ABD Dergisi'nin "Önleme" dergisinde özetlendiği üzere, uzun ömürlülük belirtileri arasında güçlü bacak kasları en önemli ve gerekli olanı olarak en üstte listelenmiştir.
Bacaklarınızı iki hafta hareket ettirmeyin, bacak gücünüz 10 yıl azalır.
Danimarka'daki Kopenhag Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, iki haftalık hareketsizlik sırasında hem yaşlı hem de gençlerin bacak kas gücünün üçte bir oranında zayıfladığını ortaya çıkardı ki bu da 20-30 yıllık yaşlanmaya eşittir.
Bacak kaslarımız zayıfladıkça, daha sonra rehabilitasyon egzersizleri yapsak bile iyileşmemiz uzun zaman alacaktır.
Bu nedenle yürüyüş gibi düzenli egzersizler çok önemlidir.
FEVZİ GENÇ – Av. Zeki HACIİBRAHİMOĞLU
FEVZİ GENÇ – Av. Zeki HACIİBRAHİMOĞLU (Alparslan Türkeş’in Avukatı – e. İstanbul Aydınlar Ocağı Genel Sekreteri)
Değerli insan, kıymetli kardeşim, zamansız ve beklenmedik bir anda hakka yürüdü ve bizi derin üzüntüye sevk etti.
Zaman çalsa da bir şeyleri bizden,
Bize kalan,
Bir vefa,
Bir Selam,
Birde güzel dostluktur.
İşte Fevzi böyle bir dosttu. İnsan ancak dostları kadar büyür. İnsanın çapı, dostlarının çapı kadardır. Bir insana dost olmak, geleceğinizi o insana emanet etmektir. Kişinin kalitesini dostları belirler. Kim olduğunu bilmek isterse, kimlerle dost olduğuna bakmalı insan. Herkes kendi ayarına göre dost edinir.
DEĞERLİ ARKADAŞLARIM, DOSTLARIM; (ÖZEL BİR TEŞEKKÜR) – Naci KARA
DEĞERLİ ARKADAŞLARIM, DOSTLARIM; (ÖZEL BİR TEŞEKKÜR) - Naci KARA
Malumunuzdur, bir Covit-19 sorunu yaşadım.
Duam, “Allah Covit-19 belasını düşmanıma tebelleş etmesin…”
29 Ocakta başlayan hastalık sürecinin 17 günü hastanede olmak üzere, 40. Gün tamamlandı. Covit-19’un akciğerlerimde bıraktığı tahribatın temizlenmesi için doktorum mücadelesini sürdürüyor.
Her gün biraz daha nefesimi topladığımı ve oksijen seviyemin yükseldiğini müşahede ediyorum. Bu güne şükrediyorum.
BU VESİLEYLE:
Hastalığımın tespiti anından bu güne kadar, hep yanımda hissettiğim, hastane sürecinde sürekli ilgisine mazhar olduğum, müsait olduğu her an hastalığımla ilgili sorularıma ve sorunlarıma çözüm getiren, muhteşem insanlık numunesi doktorum, Kocaeli Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Serap Argun BARIŞ’a,
Yine hastalığım sırasında, bir evlat yakınlığı ötesinde, bilinç ve bilgi yüklü tecrübesi ile, gerek teknik ekipmanı ile, gerekse insan psikolojisinin derinliğine nüfuz eden yüksek bilinciyle, süreçte ayakta durmamı sağlayan sevgili öğrencim Ziraat Yüksek Mühendisi, Kocaeli Akçakoca Kültür Platformu Başkanı HASAN UZUNHASANOĞLU’na,
Vatsap üzerinden özel paylaşımları ile gerek Covit bilgilendirmeleri, gerekse psikolojik destek sunumları ile beni ihya eden, Dr. HALİL İBRAHİM KAHRAMAN beye,
Sık sık arayarak destek sunan, 22. Dönem İstanbul milletvekili değerli ağabeyim Dr. ALAATTİN BÜYÜKKAYA’ya,
Gerek hastanede bulunduğum süreçte, gerekse nekahet dönemimde hep yanımda hissettiğim, rahatlıkla, günün her saatinde kendisine ulaşarak anlık durumlarıma göre sorularıma muhatap ettiğim ve cevaplarıyla rahatladığım sevgili kardeşim Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç hastalıkları Uzmanı Dr. Oktay TAŞOLAR’a,
Değerli komşumuz Hakkı ve Nurdan Köle'nin vefalı evlatları, Dr. Emre Köle ile, hastane şokunda olduğumuz ve oda kapısından başımızı uzatma imkanından mahrum bulunduğumuz bir sırada kapımızı çalarak o günün, ihtiyacımız olacağını dahi bilmediğimiz ihtiyaç maddelerini getiren, söz ve davranışları ile, bize kıymet atfederek moral yükleyen sevgili Emre'nin eşi Dr. Merve Köle'ye, Çok kıymetli (rahmetli dostum, büyüğüm, Enis Alagöz ağabeyimin kıymetli evlâdı) Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Estetik Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şahin Alagöz'e ve özellikle şiddetli burun kanaması sonrası Acıbadem Hastanesinde beni acil kapısında karşılayarak, bir evlat yakınlığıyla ilgisini sunan hemşire Buse Taşdemir'e,
ŞÜKRANLARIMI ARZ EDİYORUM.
Telefonla ulaşan eş-dost-akraba ve arkadaşlarıma, sosyal medya üzerinden geçmiş olsun dileklerini ileten arkadaşlarıma, sonsuz teşekkürler…
Allah cümlemizi korusun
xxAv. Naci kardeşim, sosyal medya hesabından paylaşmış.. Rabbim sevdiklerimizi daima korusun..
Sevgili Babacığım – Gökhan GENÇ
Sevgili Babacığım, - Gökhan GENÇ (Federal Mogul Powertraın Otomotiv A.Ş. Sapanca Fabrikası)
İçimdeki bu duygu nasıl tarif edilir inan bilemiyorum.
Zamansız bıraktın gittin.
Biliyorum, sende böyle olsun istemezdim kim isterki!
Sevdiklerini bırakıp sonsuzluğa gitmek. Kader böyleymiş elden birşey gelmiyor.
Babam seni herzaman o neşeli sevecen iyilik sever hallerinle hatırlayacağım, üzülsen de belli etmezdim biliyorum.
“Ani nerde Asen abey be ya? – İlker ALTINTEN
“Ani nerde Asen abey be ya?” – İlker ALTINTEN (Mustafa Nevzat İlaç Sanayii A.Ş. Şekerpınar Hammadde Üretim Tesisleri ustabaşısı)
Değerli büyüğüm merhum Fevzi GENÇ ağabey ile yıllar önce Kocaeli Kandıralılar Derneği gecesinde tanışma fırsatım oldu. Daha sonrasında da Ahsen Beyi ziyaretleri ve köyümüzün tüm cemiyet ve etkinliklerine istisnasız katılmasıyla tanışıklığımız ilerledi.
BOĞAZİÇİ OLDU NAHOŞ – Ruhittin SÖNMEZ
BOĞAZİÇİ OLDU NAHOŞ - Ruhittin SÖNMEZ
Boğaziçi hep güzel duygular uyandıran bir kelime olmuştur. Boğaziçi’ni hep “şen gönüller yatağı” olarak tasavvur eder, “yamaçlarını sanki cennetin bağına” benzetiriz. Oranın “mehtabı hoş, güneşi hoş, günü hoş”tur. Bu yüzdendir ki, şairin “Boğaziçi herkesi eder sarhoş” demesi tam da duygularımızın yansımasıdır.
Boğaziçi Üniversitesi de güzel duygular uyandıran bir isim olmuştur. Türkiye’nin en zeki gençlerinin okumak için yarıştığı en seçkin üniversitemiz olarak bize hep güzel duygular yaşatmıştır.
“Sanat ve beşerî bilimlerde Türkiye’de ilk sırada yer alan Boğaziçi ayrıca bilgisayar bilimleri- bilgi sistemleri; sosyal bilimler- yönetim; ekonomi ile eğitim alanlarında Türkiye’den en iyi ikinci dereceyi elde etmektedir.”
Ancak son yıllarda üniversitelerimizin genelinde görülen seviye kaybı devam ediyor. Liyakate değil partiye sadakate göre yapılan atamaların sonucu hiç de iyi değil. 2020 yılında sadece bir üniversitemiz dünyada ilk 500’e girebildi.
Boğaziçi dünya üniversiteleri arasında ilk 500’e girebilen nadir üniversitelerimizden biri idi. 2020 yılında dünyanın 20 bin üniversitesinin değerlendirildiği sıralamada ilk 1000 üniversite arasına ise sadece 9 üniversitemiz girebildi. Boğaziçi de ilk 700 arasında yerini aldı.
Buna rağmen Boğaziçi Üniversitesi, sanat ve beşerî bilimlerde dünyada 385’inci, Mühendislik- teknoloji listesinde 308; bilgisayar bilimleri-bilgi sistemleri; ekonomi ve eğitimde 251-300; makine, havacılık-imalat mühendisliği ile kimya mühendisliğindeyse 301-350 sıra bandında yer aldı.
Şimdi Boğaziçi hoş yönleriyle değil nahoş olaylarla gündemimizde.
Olayların nahoş yönü, öğretim üyelerinin de desteklediği, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin “İstenmeyen Rektör Eylemleri” veya “Kayyum Rektör İstemiyoruz” protestoları değil.
Bu gibi idari kararlara karşı toplum içinden demokratik tepkiler olması sağlıklı bir toplum yapısının göstergesidir. İdarenin yanlış bulunan kararlarına karşı tepkisiz kalan bir toplum asla sağlıklı değildir.
Toplumlar bazen yanlış uygulamalardan ancak bu tepkiler sayesinde kurtulabilir. Bir zamanlar başörtüsü yasağı getiren idari kararlara karşı demokratik tepkiler olmasaydı, muhtemeldir ki bugün hala başörtüsü yasak olacaktı. Aynı Boğaziçi Üniversitesi’nin erkek öğrencileri de başörtüsü takarak yasağın kalkması için eylem yapmıştı.
“Bu tür demokratik tepkilere herkesin, en başta da devletin saygı duyması gerekir.”