
TERÖR SOSLU ÇÖZÜM SÜRECİ – Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL
TERÖR SOSLU ÇÖZÜM SÜRECİ - Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL
Yeni yılınızı ve Mevlid Kandilinizi kutlarım. Yeni yılda milli birlik ve bütünlüğümüzün önüne konan tuzakların aşılmasını, kuzu postuna bürünmüş ihanet odaklarının fark edilmesini, açılım ve terör soslu çözümlerin genel seçimlerde, sandıkta gereken cevabı almasını dilerim. 2015 yılı bir uyanış ve silkiniş yılı olsun.
TV ekranlarında alıştıra alıştıra ülkeyi ufalama ve tanınmaz hale getirme çabaları var. Adamın biri iki alternatiften bahsediyor: “Ya Esad olursunuz; ya da geri adım atarsınız...”. Türkiye ne Esad’ın zulmünü uygulayabilir; ne de terör örgütüne akıl almaz tavizleri verebilir. Yasaları uygulamak ve sözde dost devletlerin desteği ile sürdürülen psikolojik savaşın bertaraf edilmesi çok şeyi çözer. Bunun için siyasi irade gerekir. Oyu halktan; emri başkalarından almakla ve güvenliğimizle ilgili kurumlara ortak kumpaslar kurmakla bu iş yürümez.
Ekranlarda uyuşturucu ve yanıltıcı ninniler dinliyoruz. Kamu düzeninin bozularak terör örgütüne alan açılmasının demokratik yapılanmayı! doğuracağını bekleyenler var. Ülkenin toprak bütünlüğünün zedelenmesi demek ki demokratikleşme oluyor. Cizre terör olayları ve Devlete karşı kalkışma adeta övülüyor. Bir önemli TV kanalında, 28 Aralık 2014 tarihinde yapılan bir açık oturumda “silah bırakarak müzakere olmaz” deniyor. Bir konuşmacı “çözüm sürecini gizli götürmek faydalıdır” diyor.
Kandıralı Baykaralar Kandilde Yenikent’te Buluştu..
2 Ocak 2014 Cuma / Her kandilde ailece biraraya gelme geleneğini 1989 yılından beri sürdüren Kandıralı Baykaralar, Mevlid Kandilinde de Ferhat Bursalıoğlu’nun evinde toplandı.
Kandilde Semra Özhan yengemiz de…
2 Ocak 2014 Cuma / Yenikent’teki Teyzeoğlum Ferhat Bursalıoğlu’nun evinde gerçekleşen Aile Buluşması ve Kandilleşmesinden sonra Hasan ve Sabahattin Baykara ve eşleri ile birlikte Semra Özhan Yengemiz hanımefendinin Çenesuyundaki evine geçtik.
Mavi Kocaeli Gazetesi 24 Aralık 2014 Çarşamba
Hasan Uzunhasanoğlu Başkanlığındaki Akça Koca Kültür Platformunun konferansında Yerel Tarih Uzmanı Volkan Şenel Akça Koca Gaziyi anlattı.
Osmanlıca yaygarası (1) – Prof. Dr. Atilla ÇETİN
Osmanlıca yaygarası (1) – Prof. Dr. Atilla ÇETİN
OSMANLICA tartışmalarını 50 yıldır izleyen tarihçi arşivci Prof. Dr. Atilla Çetin'in bu yazısını okuduktan sonra Osmanlıcanın gerekli olup olmadığına karar verin.
Çetin anlatıyor: Efendim, bendeniz 1961'den beri tarihin içindeyim. 1962 yılından beri ise 'Başbakanlık Osmanlı Arşivi'ni tanıdım. Orada fiilen 12 yıl çalıştım. Fransa'da modern arşivcilik okudum. Arşivistlikten genel müdürlüğe kadar yükseldim.
Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nin ikinci kılavuzunu ben yazdım. Kitabım İtalyancaya, Fransızcaya, Arnavutçaya çevrildi. Yayınlarımın yarısı Osmanlı arşivleri ve belgeleri üzerinedir. Velhasıl işin uzmanı ve kompetanı olarak yazıyorum.
Eskiler şöyle demişler: "Gariptir şu hâli âlem; bilen de söyler, bilmeyen de söyler."
Bu, tam şu 'Osmanlıca yaygarasına' uygun bir söz. Bir bürokrat, bir sendika yetkilisi, bir gazeteci, bir nazır çıkıyor bol keseden 'tıraş laflar sallıyor'. Söylenenlerin ilmi dayanağı yok, bir laf salatası...
Türk dilinin ünlü üstadı ve şairi Orhan Şaik Gökyay Hocamızın, 'Destursuz Bağa Girenler' adlı bir eseri var. Lütfen beyler, bu konuda bazı şeyler söylemeden önce bari bu kitabı okuyun.
100 sene öncede Devletin Resmi Dili Türkçedir..
1876'da kabul edilen ilk anayasamızın 18. maddesine göre (Kanuni Esasi) devletin resmi dili Türkçe'dir (Osmanlıca değil).
18. Madde orijinali ve tercümesi ekte sunulmaktadır. ![]()
Bu bilgiler TBMM web adresinden alınmıştır.
Kaynaklar
http://yenianayasa.tbmm.gov.tr/docs/1876/1876ilkmetinler/1876-ilkhal-osmanlica.pdf
http://yenianayasa.tbmm.gov.tr/docs/1876/1876ilkmetinler/1876-ilkhal-turkce.pdf
OSMANLI DEVLETİNİN RESMİ DİLİ TÜRKÇEYDİ, PADİŞAHLAR DA TÜRKÇECİYDİ – Dr. Sakin ÖNER
OSMANLI DEVLETİNİN RESMİ DİLİ TÜRKÇEYDİ, PADİŞAHLAR DA TÜRKÇECİYDİ - Dr. Sakin ÖNER
Osmanlı devletinin resmi dili, başlangıçtan beri Türkçeydi. Ama Medrese eğitimi alan, Arapça ve Farsça bilen devlet adamları ve onların katipleri, biraz da sanat ve hüner göstermek için resmi yazışmalarda bu dillerden kelime ve terkipler kullanarak Türkçenin ağdalı ve anlaşılmaz bir hale gelmesine yol açtılar. İlk defa III. Selim, edebiyattaki halk dilinin kelimelerini klasik edebiyatımızda kullanılmasını savunan Türkî-i basit hareketinden etkilenerek Türkçenin sadeleştirilmesi yolunda ilk adım atan Osmanlı padişahı oldu.
II.Mahmut, 1827 yılında 40 öğrenciyle açılan Tıphane-i Amire’ye verdiği önemi ve tıp ilminin Türkçe öğretilmesi konusundaki hassasiyetini Hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi’ye gönderdiği mektupta şu sözlerle dile getiriyordu:”…Biz, gerek askerimiz, gerek memleketimiz için iyi hekimler yetiştirip sağlık hizmetinin gerekli olduğu yerlerde görevlendirilmelerine ve tıp bilimini kendi lisanımızla öğretebilmek için gerekli kitapların yazılmasına gayret etmeliyiz…”
Mevlid Kandilimiz Kutlu Olsun..
Akça Koca Gazi Anıt Mezarı Babatepesi-Kandıra (Yunus Özen hocama teşekkür ederim)
Özgür Kocaeli Gazetesi 24 Aralık 2014 Çarşamba
Hasan Uzunhasanoğlu Başkanlığındaki Akça Koca Kültür Platformunun konferansında Yerel Tarih Uzmanı Volkan Şenel Akça Koca Gaziyi anlattı.
Akça Koca Kültür Platformunun Emexotel’de gerçekleşen toplantıda ilk önce Platform yönetim kurulu üyeleri tanıtıldı.
Hemşehrim Alpaslan Seymen kardeşime teşekkür ederim. Sağolsun..
![]()
31 Aralık 2014 Çarşamba / Çalışma arkadaşlarımla birlikte yıl sonu işlemleri ile ilgili çalışmalarımızı sürdürürken ikindi sularında Büromuza bir misafirimizin elinde ağırca ve irice bir paketle içeriye girdiğini gördük.. Alpaslan Seymen beyendinin de selamını söyleyerek paketi bıraktı ve büromuzdan ayrıldı.
Akşama geç kalmadan eve geçtim. Eşim hanımefendi paketi açtığında büyük ve nefis bir hindi dolması ile karşılaştık.
Tayland’taki 468 Türk Kurşuna mı Dizilecek? – Alptekin CEVHERLİ
Tayland'taki 468 Türk Kurşuna mı Dizilecek? - Alptekin CEVHERLİ
Geçtiğimiz yılın Mart ayında ajansalara bir haber düşmüştü. Tayland'ta 360 kaçak göçmen tutuklandı ve ilk sorguları ardından yapılan açıklamada kaçakların Türk olduklarını söyledikleri ve Türkiye'ye iade edilmek istedikleri Tayland makamlarınca ifade edildi deniyordu. İlk etapta akla 360 Türk neden Tayland'a iltica etmeye çalışsın sorusu geliyordu elbette. Bir de o kadar yolu 360 kişi nasıl hiç bir devlete yakalanmadan gittiler diye düşünmekten kendimizi alamıyorduk. Neyse ki Tayland'taki Türk Büyükelçisi olaya müdahil olunca konu anlaşıldı. Söz konusu kaçaklar Çin işgalindeki Doğu Türkistan'dan (Sincan) kaçarak, Laos, Taylnad ve Malezya üzerinden Türkiye'ye gelmek isterlerken Tayland'ta yakalanmışlardı.
O gün bugündür bu soydaşlarımızın Türkiye'ye getirilmesine çalışılıyor...
Bir yandan Çin, bunlar terörist ve kanun kaçağı deyip çoğu çocuklardan oluşan bu göçmenlere olmadık suçlar 'yaratıp' isnad ederken; diğer yandan da hür dünya bu insanların Çin'e iade edilmemesi için Tayland hükümetine baskı yapıyor...
Elbette Türkiye de bu soydaşların Türkiye'ye getirilmesi için Büyükelçilik nezdinde girişimlerde bulunuyor.
Senenin son günü Balıkçı Güngör’de…
31 Aralık 2014 Çarşamba / Erdal Baykara kardeşim aradı. “Abi bugün Balıkçı Güngör’de Hamsili Pilav günüymüş, hadi Yürüyüş Yolu üzerinde, Ulugazi İlkokulu önünde buluşalım” dedi. Buluştuk.. Konuşa konuşa “Balık Izgara ve Balık Çorbası” sloganıyla hizmet veren restorana geldik.
YEMEN, KANDIRA’YA YAKIN MI? – Abdullah KÖKTÜRK
YEMEN, KANDIRA’YA YAKIN MI? – Abdullah KÖKTÜRK
Osmanlı Devletinin üzerine kara bulutların çöktüğü yıllar..
Anadolu’nun saf, temiz delikanlılarının kimisi Balkanlar’da, Galiçya’da, kimisi Kafkasya’da, kimisi Kuzey Afrika’da, kimisi de YEMEN ÇÖLLERİ’NDE idi.
Bu gençlerden biri de, İzmit – Güvercinlik köyünden Ali OSMAN KÖLÜ’dür.
O zamanlarda bu ailenin lakabı KÖLEOĞLU idi. Kayıtlara “Kölü” olarak geçmiş, her nasılsa..
Şimdiki soyadları ise KÖKTÜRK’tür.
Güvercinlikli genç Ali Osman, her genç gibi, o günkü adetler gereği tüm köylü tarafından köyün dışına harmanlara kadar dualarla uğurlanacaktı. Köye duyuru yapıldı. Herkes sabaha kilitlenmişti.
Köy halkı o gece uykusunu uyumuştur uyumasına da, ya Ali Osman, ya Anne-Baba…!
Çünkü; o günlerde askere giden gelmiyor, künyesinin gelmesini (ölüm haberi) bekliyordu. Bazen, künyesi de gelmez durum daha da kötü olurdu, o anne, baba, kardeş, aile böyle durumlarda ise her gün ölüyordu.
Asker uğurlamaya hemen hemen herkes katılırdı. Çünkü bir insanı son kez Dünya gözüyle görmek ne demek? Hayal edebiliyor musunuz? Ama, o günün şartları böyleydi.
Evden dualarla çıkan Ali Osman’a komşularda eşlik eder. Kalabalık, köyün dışındaki ana yola kadar yürür ve oradaki çayırlık geniş meydanında toplanırlardı. Artık köyün yaşlısı, yetişkini ve çocukları da oradadır.
Yılıdızlar Buluşuyor!…
İLİMİZİN İLK CİMNASTİKÇİLERİ VE GURURU OLAN OLİMPİYAT YILDIZLARIMIZ KOCAELİ HALKI İLE BULUŞACAK…
YİNE DE GÜLE GÜLE 2014 – Av. Tevfik KARABULUT
YİNE DE GÜLE GÜLE 2014 – Av. Tevfik KARABULUT
Nasıl bilirdiniz diyorlar bize
Hiç iyi bilmedik iyi ki bitti
Merhamet etmeden koca dünyayı
Dertlerle başbaşa bırakıp gitti
HOŞ GELDİN 2015
YENİ YILDA NELER OLACAK? – Mustafa KÜPÇÜ
YENİ YILDA NELER OLACAK? - Mustafa KÜPÇÜ
Yeni yılda neler olacağına dair ne fal açacağım ne de aklıma gelenleri sıralayacağım!
“Perşembenin gelişi Çarşamba’dan bellidir” sözünden hareketle, ülkemizin ve dünyanın içinde bulunduğu ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel sürece bakarak, mütevazı bir yorum yapacağım.
Bir önceki yazımda, ülkemizin içinde bulunduğu koşulları ve sorunları büyük ölçüde sıralamış ve son 12 yılın “siyasal sorumlusu” Erdoğan’ın bu sorunları geniş halk kitlelerinin görmemesi için “Cambaza bak” misali, “yapay gündemlerle” kamuoyunu meşgul etmeye çalıştığını belirtmiştim.
Şimdi, konuyu biraz daha somut hale getirelim;
· Maliye Bakanı’nın açıkladığı 2015 Bütçesi’nde, yalnızca BORÇ FAİZİ ödemeleri için 48.8 milyar lira ayrılmış! ( İMF borcu bitti, şimdi biz borç veriyoruz yalanlarına inanan saflara özellikle hatırlatalım!)
· Cari Açık için de geçen yıllardan farksız tahminler var! Ama önümüzdeki yıl Cari Açığın 2014’ün üstünde olacağı, tüm ekonomistlerin ortak kanısı.
· Yalnızca Rusya’da yaşanan ve iki yıl sürmesi beklenen ekonomik kriz de gerek tarım ürünleri ihracatımıza gerekse turizm gelirlerimize büyük zarar verecek.