Osmanlıca yaygarası (1) – Prof. Dr. Atilla ÇETİN
Osmanlıca yaygarası (1) – Prof. Dr. Atilla ÇETİN
OSMANLICA tartışmalarını 50 yıldır izleyen tarihçi arşivci Prof. Dr. Atilla Çetin'in bu yazısını okuduktan sonra Osmanlıcanın gerekli olup olmadığına karar verin.
Çetin anlatıyor: Efendim, bendeniz 1961'den beri tarihin içindeyim. 1962 yılından beri ise 'Başbakanlık Osmanlı Arşivi'ni tanıdım. Orada fiilen 12 yıl çalıştım. Fransa'da modern arşivcilik okudum. Arşivistlikten genel müdürlüğe kadar yükseldim.
Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nin ikinci kılavuzunu ben yazdım. Kitabım İtalyancaya, Fransızcaya, Arnavutçaya çevrildi. Yayınlarımın yarısı Osmanlı arşivleri ve belgeleri üzerinedir. Velhasıl işin uzmanı ve kompetanı olarak yazıyorum.
Eskiler şöyle demişler: "Gariptir şu hâli âlem; bilen de söyler, bilmeyen de söyler."
Bu, tam şu 'Osmanlıca yaygarasına' uygun bir söz. Bir bürokrat, bir sendika yetkilisi, bir gazeteci, bir nazır çıkıyor bol keseden 'tıraş laflar sallıyor'. Söylenenlerin ilmi dayanağı yok, bir laf salatası...
Türk dilinin ünlü üstadı ve şairi Orhan Şaik Gökyay Hocamızın, 'Destursuz Bağa Girenler' adlı bir eseri var. Lütfen beyler, bu konuda bazı şeyler söylemeden önce bari bu kitabı okuyun.
İNÖNÜ NE DEMİŞTİ
Efendim, Osmanlıca; Arap alfabesi ile yazılan, yüzyıllar içinde Türke has olmuş kompleks bir dildir. Ağırlıklı olarak Türkçe, Arapça, Farsça kelimelerden ve gramer kaidelerinden oluşan bu dil; Rumca, Sırpça, Ermenice, Arnavutçanın yanı sıra Osmanlının fethettiği diğer ülkelerin ve halkların dillerinden de kelimeler alarak zenginleşmiş bir dildir. 600 yıllık imparatorluk devrinde ortaya çıkan nazım ve mensûr eserler Osmanlı Türkçesi ve onun alfabesi ile yazılmıştır. Yazma ve basma eserlerin yanı sıra mimari eserler, çeşme kitabeleri, mezar taşları ve benzeri
kültürel varlıklarımızda da bu dil ve alfabe kullanılmıştır.
1928'deki Harf Devrimi'nden sonra da üniversitelerde, Tarih, Türkoloji ve İlahiyat fakültelerinde bu dilin ilmi öğretimi yapılmıştır. İnönü cumhurbaşkanı iken Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nde bir sınıfa girmiş, Osmanlıca ders verildiğini görünce: "Tabii, bu bir bilim olduğu için öğreniyorsunuz" demiş.
HESAPLAŞMA YANLIŞTIR
Osmanlıca, önce lise öğrencilerinin seçmesi, hobisi olarak gelişigüzel bir ders olamaz. Lise öğrencisi, önce güzel Türkçemizi öğrensin, güzel konuşsun ve yazsın; fen derslerine ağırlık verilsin, dünya ilmiyle buluşsun, Türkiye'nin de dünya ilmine bir katkısı olsun. Osmanlıcanın eski ile hesaplaşmanın bir aracı olarak kullanılması, politik amaçlar için öne sürülerek dayatılması yanlıştır, hatalıdır. Osmanlıcayı doğru dürüst adam gibi öğretmek için önce bir altyapısı hazırlansın ya da bu boş şımarıklıktan vazgeçilsin. Bütün Sami alfabeleri; Arapça, Süryanice, İbranice vb.
gibi Osmanlıca da sağdan sola doğru yazılır. Bugünkü Latin yazımız gibi her harf ve ses yazılmaz. Osmanlıca bir klişe yazısıdır. Bir kere öğrenilince okunması kolaydır, yazması zordur. Şimdiki alfabemizle ağzımızdan çıktığı gibi her sesin harflerini yazıyoruz. Yazıldığı gibi okuyoruz. Lise çocuklarının kafasını karıştırmaya gerek yoktur. Lisede Osmanlıcaya başlanırsa bunun yanında Moğolca ve Uygurca da öğretilsin de bari tam olsun, çocuklar filolog olarak çıksınlar!
YARIN:
"Osmanlıca ile ne amaçlanıyor?" diye soran Prof. Dr. Atilla Çetin, "Osmanlıcada 15 yazı çeşidi olduğunu biliyormusunuz? Bu çocuk oyuncağı değil; liselilerin kafasını karıştırmayın" diyor.
Yalçın BAYER Hürriyet 02.01.2015 Cuma
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.