
Burak Keserler sünnet oldu..
16 Ağustos 2015 Pazar / Seka emeklisi Mustafa Sancak ile Müjgan hanımın torunu, Yasemin-Ozan Keserlerin biricik oğlu Burak Keserler sünnet oldu.
HATIRA – HAKKINI HELÂL ET
HATIRA - HAKKINI HELÂL ET
Beşparmak dağlarındayız... Bir komutanımız var ki, şeker gibi... Onu bir baba gibi görüyoruz. İçimde sanki saldırıya uğrayacakmış gibi bir his. Elim, otomatik silahımın tetiğinde, gözlerim ufukları tarıyor... 2.5 saattir harekâttayız... Bir ara, komutanımız, ayağı farkedemediği çukura girince sendeliyor... Tam o anda, başının hizasını yalayıp geçen kurşunun vınlaması, yüreğimizi ağzımıza getiriyor... Peşinden şiddetli bir çatışma başlıyor... Bu çatışmada, dört arkadaşımız şehâdet şerbetini içti...
Komutanımız, şehid olan askerlerin kimliklerini tesbit ederken, birinin göğüs cebinden çıkan nota dikkat kesiliyor, bize dönüp soruyor:
"Kayserili falanca asker kim?"
Hiç ses çıkmadı... Meğer o da şehid olmuş... Komutan, hemen, o askerin de cebine bakıyor, cebinden çıkan notu okuyan komutanımızla birlikte bütün bölük gözyaşı döküyor... Niçin ağladığımızı bilmeden, sadece komutanımız ağladığı için ağlıyoruz... Az sonra sakinleşip dedi ki:
- Arkadaşlar!.. Sizlere moral vermesi, mâneviyatınızın kuvvetlenmesi bakımından, şehâdet şerbetini içen arkadaşlarınızın sırrını ifşâ ediyorum...
Yozgatlı arkadaşımız yazdığı notta; "Komutanım, bir sırrımı size yazıyorum. Eğer şehid olursam, Kayserili arkadaşımdan borç aldığım, 20 lirayı ödeyebilir misiniz? Ahirete borçlu gitmek istemiyorum." diyordu. Benim için bundan daha şerefli görev olur muydu? Bir şehid askerimin borcunu ödeyecektim...Onun için, alacaklının kim olduğunu araştırdım... Merak ederek O'nun da cebine baktım... Onun notunu da okuyorum: "Komutanım! Yozgatlı falanca arkadaşımın borcunu, helâl ettiğimi mahçup olur diye söyleyemedim. Eğer şehid olursam, bana olan borcunu ödeyemedim diye üzülmesin. Siz ona, hakkımı helâl ettiğimi söyleyiverin!.."
Hepimiz, beynimizden vurulmuşa döndük... Bu ne samimiyet, bu ne asalet idi böyle?..
Necmi Kur - Bursa
http://www.turktakvim.com/index.php?tarih=2015-07-20&page=arkayuz
O araziyi biz seçmedik
Kandıra Gıda İhtisas OSB Yönetim Kurulu Başkanı Hidayet Kadiroğlu, 5 yıldır inşaatı başlayamayan OSB, proje iptal davası ve gelinen durumla ilgili görüşlerini paylaştı
Ev ve işyerlerinize TÜRK BAYRAĞI astınız mı?..
Sorunun muhatabı; Türk olanlar ve Türk Milletini sevenlerdir..
Orhan Toygar büyüğümüz vefat etti
19 Ağustos 2015 Çarşamba / Ersin Baykara ağabeyin eşi sevgili Ayşe yengemiz hanımefendi, babasını kaybetti.
BÜYÜK DEPREMİN VAKTİ YAKLAŞTI – Süleyman PEKİN
BÜYÜK DEPREMİN VAKTİ YAKLAŞTI – Süleyman PEKİN
Bu hafta Deprem Haftası.. 17 Ağustos Marmara Depremi’nin üzerinden tam 16 yıl geçti.. Biz Kocaeli’de depremi çoktan unuttuk, senede 1 gün hariç..
Depremi Körfez’in Seymen Sahilinde fay hattına 15 metre bir apartmanda 20 günlük bebeğiyle ve ailece karşılayan, sonrasında da enkazdan insan çıkarmaktan kepçe makinesinin giremediği yerlerde mezar kazmaya kadar bir sürü işle haftalarca iştigal eden birinin bile aklına 17’sinde geliyor, 18’inde gidiyor.
Belki de bilinçaltımız ‘biz sırayı savdık, gayri İstanbul düşünsün’ diye düşünüyor. Uzmanlar Türkiye’nin sosyo-ekonomik kalbi İstanbul’da büyük bir deprem bekliyorlar. Hatta deprem simülasyonlarında yüzbinlerce ölü olacağı varsayılıyor. Bir tarihçi ise olası Büyük İstanbul Depremi’ni “küçük kıyamet” olarak nitelendiriyor.
Kocabayramlar’da Fahriye – Muhammet Altınten’in bahçesi
2 Ağustos 2015 Pazar / Fahriye-Muhammet Altınten’in evi Kocabayramlar girişinde.. Bahçede hertürlü kümes hayvanı, çok çeşitli meyve va ağaç bulunmakta.. Böğürtlenleri de görülmeye değer..
Kurban seçimi için Hidayet İlkiz beyin çiftliğinde..
16 Ağustos 2015 Pazar / Birkaç yıldır kurbanlarımızı Serdivan Kazımpaşa’da kesme imkanı buluyoruz.
“ÇATIŞMALI ÇATIŞMASIZLIK” VE BARIŞ – Prof.Dr.Mustafa E. ERKAL
“ÇATIŞMALI ÇATIŞMASIZLIK” VE BARIŞ - Prof.Dr.Mustafa E. ERKAL
Vatanımızın birlik ve beraberliği için hayatını seve seve feda eden şehitlerimizi saygı ve rahmetle analım. Artık onlar Türk Milletinin kalbinde yaşayacaklardır. Şehitlere ve onların ailelerine çok şey borçluyuz. Vatan için canımızı veririz ama ülkeyi 12 senede bu hale getirenler hala ortada dolaşıyorlar. Şehit cenazelerini kuşa çevirenler, şimdi cenazelere katılıyorlar.
Bu ağır bedeli sadece katil PKK ve KCK mi ödeyecek? Şehitliğin ulvi anlamını ne bazı politikacılar, ne de olup biteni anlamaktan uzak, yetenek ve bilgiden mahrum akiller anlar. Akiller, terör soslu sözde barış ortamını ve çözülme sürecini anlatmaktan herhalde yorgun düşmüşlerdir. Kullanılan bu grup çözüm ve açılımı hayvanların anladığını, ama insanların anlamadığından şikâyetçi olmuşlardı.
1970’li yıllardan günümüze önce ideolojik kamplaşma yoluyla Devletiyle kavgaya girenler, daha sonra etnik ve mezhep ayrımcılığını kullandılar. Terör karşısında basınımızın önemli bir bölümü hep sınıfta kaldı. 1968’lerde üniversite binalarını işgal ve tahrip eden aşırı sol militanlara, devrimci ve Atatürkçü kabul edilerek gazete köşelerinde işgal hatıraları yazdırıldı. (Yeni Gazete) Devrimci mücadeleye sermayedarlarımız katkıda bulundular! Nasıl olsa devrim kaçınılmazdı ve geleceğe yatırım gerekliydi. Bazı yüksek tirajlı gazetelerimiz toplumun önünde burnunu karıştıran, göbeğini kaşıyan teröristbaşının hangi takımı tuttuğunu tartıştı. Ardından Hürriyet’in Pazar ilavelerinde teröristlerin ne kadar ince ruhlu ve sanata saygılı oldukları, hangi müzik âletlerini çaldıkları ele alınır oldu. Türkiye’yi Türkiye yapan değerlere sadakatle bağlı olanlarla adeta dalga geçildi.
Hasan Baykara’nın sebze bahçesi
2.8.2015 Pazar / Hasan Baykara’nın Kocabayramlar’daki sebze bahçesinde domatesler kızarmış, fasulyeler taze ve pişirilecek durumda, nohutlar toplandı, ayıklanıyor..
Yaşarken kıyameti yaşamak nedir, bilir misiniz? – Bilal Sami GÖKDEMİR
Yaşarken kıyameti yaşamak nedir, bilir misiniz? - Bilal Sami GÖKDEMİR
Yeğenimiz Bilal Özcan sünnet oldu..
16 Ağutos 2015 Pazar / Ferhat Karaağaç eniştenin torunu Bilal Özcan sünnet oldu.
ERKEN SEÇİM ÇARE DEĞİL – Av. Ruhittin SÖNMEZ
ERKEN SEÇİM ÇARE DEĞİL – Av. Ruhittin SÖNMEZ
7 Haziran seçimlerinden bu yana ihtimaller azaldı, (dün itibariyle) sadece iki seçenek kalmıştı: Ya AKP+MHP koalisyonu veya erken/tekrar seçim.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin sürecin başından beri AKP+CHP koalisyonunun olması için gösterdiği çaba MHP içinden ve dışından çoğu kimse tarafından anlaşılamadı.
“Bu Bahçeli ne yapmak istiyor?” sorularını sıkça duyduk.
TBMM Başkanı seçiminde dolaylı desteği ile AKP’li adayın seçilmesi de özellikle CHP kanadından “Bahçeli’nin AKP’ye koltuk değneği” olmakla suçlanmasına sebep olmuştu.
Sonra düşünceler değişmeye başladı.
Çünkü görüldü ki, eğer AKP+MHP koalisyonu gerçekleşirse TBMM başkan seçiminde CHP adayı yerine AKP’li adayın seçilmesi isabetli bir tercih sayılacaktır.
Yok erken seçim olacaksa zaten hangi partiden Meclis Başkanının seçilmiş olduğu çok önemli olmayacak. Yeni seçim sonrası kartlar yeniden karılmış olacak.
Bu iki ihtimali önceden görerek, planlama yapmışsa MHP’nin bu tercihi doğrudur.
Ancak bu çok riskli bir strateji idi.