Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

ahsen okyar
11Eki/130

Umuttepe Camiinde Cuma Gecesi

SAM_666810 Ekim 2013 Perşembe / Akşam ezanı sonrası arkadaşım  Yüksel Özdemir aradı. Büroda olduğumu söyledim. Hazırlan almaya geliyorum dedi. Birlikte Umuttepe Camii ve Kültür Merkezine çıktık. Tam yatsı ezanı okunurken otomobilimizden indik. Mubarek Cuma akşamının Yatsı namazında değerli hocamız Sadi Göktepe’nin arkasında saf tuttuk.

10Eki/130

PAKETTEKİ ROMANLAR – Feyzullah BUDAK

PAKETTEKİ ROMANLAR - Feyzullah BUDAK

Bazı dillerde, bizim dilimizde de olduğu gibi aynı sözlerin birbirinden çok farklı anlamları ifade ettiği durumlar vardır. Bu yazının başlığında olduğu gibi… Yukarıdaki başlık “kütüphanemizdeki kitaplar arasından seçilen bazı romanların bir pakette toplandığı” durumu ifade etmek için de kullanılabilirdi. Ama bu başlıkta kast edilen o değil. Burada Sayın Başbakan’ın açıkladığı demokratikleşme paketindeki Romanlar’dan bahsediyoruz.

Terör örgütünün siyasi uzantısı BDP’ye, zaten uygulamakta olduğu eşbaşkanlık sistemini yasallaştırma, istediği şekilde Kürtçe propaganda yapma ve Hazine’den yardım alarak Türk Devletinin parasıyla Türk Devletini yıkma imkanı gibi bir dizi kıyaklar sunan, bu arada bir yandan şimdilik özel okullarda Kürtçe eğitime imkanı verirken diğer yandan 80 yıldır çocuklarımıza okutulan ANDIMIZ’ı yasaklamak suretiyle TÜRK adının mümkün olduğunca az duyulması için gerekli tedbirleri alan demokratikleşme paketindeki ilginç bir husus karambole geldi ve pek fazla dikkat çekmedi.

Bu durum yazının başlığında kast edilen ROMANLAR’la ilgili. Sayın Başbakan Demokratikleşme Paketini sunarken  bir yerde aynen şunları söyledi : Roman Dil ve Kültür Enstitüsü kuruyoruz. Roman vatandaşlarımızın dil ve kültürleri ile, karşılaştıkları sorunlara ilişkin araştırmalar yapmak, çözüm önerileri üretmek amacıyla, bir ilimiz üniversitesi bünyesinde, Roman Enstitüsü kuracağız.”

Peki bu düzenleme hangi ihtiyaçtan kaynaklanıyor? Böyle bir düzenlemeyi kim istiyor? Senin sırf Romanya’dan geldiği için ROMAN dediğin bu insanlar kendileri için Romanya’da bile “BİZ TÜRKÜZ” diyorlar. Bu iddialarını yaşatmak ve hayata geçirmek için Romanya’da bile dernekler kurup, mücadele ediyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin istihbarat örgütü yok mudur? Bu kadar açık ve basit bir gerçeği (sıradan bir vatandaşın bildiği bu gerçeği) Türkiye Cumhuriyeti Devleti bilmez mi? Bilmemesi mümkün mü? Pekala bunu bile bile “Ayrı dil ve kültür enstitüleri kurarak” onları dışlama, başkalaştırma ve onlara zoraki ayrı kimlik kazandırma çabasının sebebi nedir?

10Eki/130

Kandıra Belediye Başkanı Cengiz Kan ziyareti

DSC_0046   Kocaeli Kandıralılar Derneği Başkanı Harun Reşit Kocagöz, Başkan Yardımcısı Erdal Baykara, Yönetim Kurulu üyesi Salim Yaşar ile birlikte Kandıra’ya gittik.

10Eki/130

Haklı çıkmaktan bıktım artık!../ Murat YILMAZ

20091025164537   Haklı çıkmaktan bıktım artık!.. / Murat YILMAZ

Geçen gün BDP milletvekili İbrahim Binici Urfa'da düzenlediği bir mitingte "Türkiye'nin Abdullah Öcalan'dan özür dilemesi gerektiğini" söylemiş.

Bizde; Yıl 25 Ekim 2009 tarihinde yani bundan 4 yıl evvel Kocaeli Aydınlar Ocağı için aşağıdaki karikatürü çizmişim. Murat YILMAZ

Kategori: Karikatür Yorum yok
10Eki/130

‘Andımız’ın ırkçılıkla ilgisi yok’

2725   ‘Andımız’ın ırkçılıkla ilgisi yok’ Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2009′da yaptığı savunmada ‘Öğrenci andı, ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal, etnik ve sosyal köken temelinde hiçbir ayrım gözetmemektedir’ dediği ortaya çıktı

9Eki/131

Bu akşam; Mekke-i Mükerreme ve Meral Akşener

1374052_550970301635720_699916020_nBu akşam; Mekke-i Mükerreme  ve Meral Akşener

9Eki/130

Zevkten Dört Köşe Olanlar!.. / Murat YILMAZ

zevktendortkose-renkli-yazılı-kucuk

Kategori: Karikatür Yorum yok
9Eki/130

BİR İLKOKUL ÖĞRENCİSİNİN GÖZÜYLE 1952-1953’te KANDIRA, AYDINLIK MAHALLESİ ve TANIDIKLARIM – Prof. Dr. Atilla ÇETİN

Resim (58)

Prof Dr. Atilla Çetin’in elyazısı ile hatıraları (Bayramdan sonra bilgisayarda yazılacak.) Üzerine tıklayarak büyütme imkanı var..

9Eki/130

Demokrat Parti MKK Üyesi Fevzi Canbaz ile Yürüyüş Yolunda..

SAM_6640  07 Ekim 2013 Pazartesi / İlimizin renkli simalarından biri olan Demokrat Parti MKK(Merkez Karar Kurulu) üyesi Fevzi Canbaz ile Yürüyüş yolunda karşılaştık.

9Eki/130

ORYANTALİZMİN ÜÇ KUŞAĞI – Yrd. Doç. Dr. Sait BAŞER

Oryantalist Mankurtlara Dair

ORYANTALİZMİN ÜÇ KUŞAĞI - Yrd. Doç. Dr. Sait BAŞER 11 Eylül 2009

“Orientalisme”, bizim telaffuzumuzla oryantalizm, önceki kuşakların şarkiyatçılık dedikleri bir araştırma alanı, kendine has gaye ve yöntemleri olan bir “sosyal bilim!” İnter disipliner karakteriyle burnunu sokmadığı sosyal saha kalmamış olan kancık bir “bilim siyaseti!”. Daha adının tespiti aşikar kılmaktadır ki, bu faaliyet “Doğu”ya “Batı”dan yönelen bir bakışı niteliyor.

“Doğu”, binlerce yıldan beri insanlık, hikmet ve medeniyetin kaynağı olagelmenin engin kendine güveni içinde, çok uzun süre “it ürür kervan yürür” rehavetinden olsa gerek, Batı’nın bu münafık bilimsicilerine cevap yetiştirmeye tenezzül etmedi. Nasıl önemsesindi ki! Londra’ya göre “Uzak Doğu” adlandırmasındaki küçümsemenin zıddı, bir zamanlar “Batı” kavramını “vahşiler diyarı” diye anlamlandıran Taoculuk’ta vardı. Çile, “Batı’ya yolculuk” demekti. Vahşi, menfaatçi ve bencil Batı, madde bağlamı dışında bir zenginliğe belki de hiçbir zaman aşina olmamıştı. Dilimizdeki “mal bulmuş magribî” deyiminin dile getirdiği ruh sefaleti, “mal” dışında değer tanımayan, onu elde etme adına “etnik temizlik (!)”, “soykırım”, “Jenosid” gibi kavramların gerisindeki aşağılık ahlâkını meşrulaştırabilen bir kitleyle asırlardır mücadele eden bir milletin tecrübesini vasf eyliyor.

9Eki/130

Kapanönü’nde..

SAM_6636   07 Ekim 2013 Pazartesi /  Ahmet Görgün Küçük Fevziye Camii Müezzin Kayyumu.. Uzun süren Balkan seyahatinden yeni döndü. Hoşgeldin demek için aradığımda Kapanönünde olduğunu ve hemen beklediğini söyledi.

8Eki/131

Andımız Ayet mi? – Prof. Dr. NURULLAH ÇETİN

Şaşı ve göz kusuru olmadığı halde, kör numarası yapanlara tavsiye edilmemiştir... Ahsen OKYAR

Andımız Ayet mi? - Prof. Dr. NURULLAH ÇETİN 02 Ekim 2013         

Son zamanlarda özellikle İslamcı diye bilinen çevrelerde Andımız üzerine itirazlar, eleştiriler yoğunlaşmaya başladı. 02 Şubat 2012 tarihli gazetelerde çıkan bir habere göre AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik, şöyle demiş: “Gençliğe Hitabe konusunu da kamuoyunun oturup tartışması lazım. Şimdi, Reşit Galip andımızı getirmiş değil mi? Ayet mi bunlar? Reşit Galip böyle bir şey yapmamış olsaydı olmayacaktı. 12 Eylülcüler hatırlar mısınız Andımız’a ilavelerde bulundular. Sonra tekrar değiştirdiler. Böyle bir şey olmaz.”  (http://www.haberturk.com/polemik/haber/712139-ataturkun-genclige-hitabesi-ayet-mi)

Mümtaz’er Türköne adlı bir yazıcı da andımızı faşistlik, ırkçılık, böbürlenme, âdeta İslam’a karşı çıkarılan beşerî mahiyette bir dinî söylem, medeniyet dışı bir şey, ilkel ritüel, kişiliksizleştiren disiplin ritüeli, ciddi bir saçmalık olarak yorumluyor. (Zaman, 24 Eylül 2013)

Kazım Güleçyüz ve Hilal Kaplan gibi yazıcılar da Andımıza eleştiriler getirerek kaldırılmasını istemişler. Basın yayın organlarında, değişik mahfillerde bu ve bunlara benzer eleştiriler var. Bu eleştirilerin ortak yönü, Andımızın İslam’a aykırı, hatta dine karşı üretilmiş faşist, ırkçı bir metin olduğu yönünde. Yapılan eleştirilerle insanların kafasında Andımızın sanki dinsizlik telkin eden bir metin olduğu algısı yayılıyor.

8Eki/130

Hem Kandıralı, hem Galatasaraylı – CEMAL A. KALYONCU

2012.02.11tsarnikah028_thumbHem Kandıralı, hem Galatasaraylı- CEMAL A. KALYONCU

http://medya.aksiyon.com.tr/aksiyon/1999/

11 Aralık 1999

Üniversite imtihanında iki puan daha yüksek alıp hukuk öğrencisi olsaydınız hayatınız bugünkinden çok daha farklı mı olurdu? Veya diplomat olmaktı niyetiniz. Ama jeoloji mühendisi oluverdiniz.

Birincisini tuttursaydınız, İnan Kıraç'larla, Bülent Ecevit'lerle, Erbakan'larla sınıf arkadaşlığı yapacaktınız. Ve rotanız ne kadar da farklı olacaktı. Hayatınıza geriye dönüp böyle baktığınız oldu mu hiç?

Bazı kurumlar vardır, oralardan geçerseniz diğerlerine karşı hayata 1—0 önde başlarsınız. Çeşitli örnekleri vardır bunun. Ben bir tanesine değineceğim bu hafta. Çünkü bu haftaki konuğumuz bu yollardan geçen şanslılardan birisidir.

8Eki/130

Balıkçı Güngör’de

SAM_6629  07 Ekim 2013 Pazartesi / İzmit Halkevi Balıkçılar Çarşısı'nda yıllardır balık satıcılığı yaparak ün salmış Kandıralı Güngör Soğuksu, bu sefer de pişmiş balıkla müşterilerini mest etmek için kolları sıvamış.

8Eki/130

Ali Kahraman’a , “TÜRKLER Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu?” kitabı

SAM_3890

Harita Mühendisi Ali Kahraman’a, “TÜRKLER Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu?” kitabı takdim edildi.

8Eki/131

SONRA NE DİYECEK? – Av. Ruhittin SÖNMEZ

av ruhittinSONRA NE DİYECEK? – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Bugün “ilm-i siyaset” alanında becerikli olanlar başarılı sayılıyor. İlm-i siyaset ise gerçekleri “şartlar olgunlaşmadan, zamanı gelmeden” söylememek, doğruyu söylemediği hususlarda da dünyanın tek gerçeğini söylercesine içten ve inandırıcı olma becerisini göstermek” olarak anlaşılmakta.

Hele bu tarz beyanlara “Bizler faniyiz, kalıcı değiliz. Hepimizin gideceği yer, 2 metreküp çukurdur. Biz sizin için varız, sizler için bu işleri yapıyoruz” tarzı damardan cümleler ekleyebiliyorsanız, “başarı” kaçınılmaz olmakta.

Bu davranışların fetvası da hazır: “Harpte hile mubahtır!” (Harp kiminle?)

*****

8Eki/130

Kandıra Kerpe

Resim4

7Eki/130

Teoman – Mete – İhsan Yelkencioğlu’nun mesajı;

Teoman – Mete - İhsan Yelkencioğlu’nun mesajı;

Sevgili Akrabalarımız, arkadaşlarımız, can dostlarımız, vefakar ve örnek insanlar.

Geçen Cumartesi günü (5 Ekim 2013) Kandıra 'da

 HİDAYET YELKENCİOĞLU KÜLTÜR MERKEZİ - YELKEN SİNEMASI

tesislerinin açılışı nedeniyle bize  telefon, mail ile kutlama mesajları yollayan, geleceğini veya mazereti nedeniyle gelemiyeceğini bildiren, yağmurlu-soğuk  hava demeden uzaklardan yakınlardan gelerek bizzat bu açılışa katılan ve güzel mesajlar veren nazik davranışları ile güzel ve kalıcı çiçek ve hediyeler gönderen ve bizleri onurlandıran-gururlandıran herkese Kandıra'nı değerli  hemşehrilerine şükranlarımızı sunar, ilişikte bu açılış ile ilgili olarak Kocaeli Basınında çıkan bir haberi göndeririz.

Selam-saygı ve sevgilerimizle.

Teoman - Mete - İhsan Yelkencioğlu

7Eki/130

Künefe ziyafeti ve keyifli bir sohbet

SAM_6628   BBP Kocaeli İl Başkanı Serhat Duyar’ın seçimi sonrasında salon çıkışında Kocaeli Aydınlar Ocağı Genel Sekreteri Hasan Uzunhasanoğlu, Yalova Ünversitesi Öğretim Görevlisi Yunus Özen ve Türk Sağlık Sen Kocaeli 1. Nolu Şube Başkanı Süleyman Pekin ile Yürüyüş Yolu üzerindeki Mahmut Usta Pastahanesine gitmeyi kararlaştırdık.

7Eki/130

İŞ HUKUKUNDA YENİ İŞ ARAMA İZNİ VE UYGULAMALARI / Murat YETİK

İŞ HUKUKUNDA YENİ İŞ ARAMA İZNİ VE UYGULAMALARI / Murat YETİK - Sosyal Güvenlik Denetmeni

1.Giriş: Yeni İş Arama İzni

İş sözleşmesinin tarafları olan işçi veya işveren iş sözleşmesini haklı nedenle (ve derhal) feshedebilecekleri gibi süreli fesih yoluyla da sona erdirebilirler. İlkinde, 4857 sayılı İş Kanununun 24. ve 25. maddelerine dayanarak gerçekleşen bir haklı nedenle derhal fesih durumu vardır ve iş sözleşmesi hemen sona erer. İkincisinde ise, İş Kanununun 17. maddesine göre yapılmış bir süreli (önelli) fesih durumu söz konusudur ve sözleşmenin sona ermesi için bir sürenin (önelin) geçmesi gerekir. (1) İşte bu ikinci durumda, Kanunun 27. maddesinde, işverence belirli kurallar dahilinde işçiye yeni bir iş araması için verilmesi gereken izin düzenlenmiştir.  

Yeni İş Arama İzni: işveren tarafından, belirsiz süreli iş sözleşmesi işverenin ya da işçinin iradesi ile sona erecek ve yakın bir zamanda işsiz kalarak ücret gelirinden yoksun kalacak olan işçiye, en az ihbar önel süreleri boyunca ve günde iki saatten az olmamak üzere, çalışılan günler için, iş saatleri içinde ve ücret kesintisi yapılmadan yeni bir iş bulması için verilen izindir.

Süreli fesihte, feshin belirli bir süre önce karşı tarafa bildirilmesinin amaçlarından biri de işçiye, yeni bir iş, işverene de yeni bir işçi bulmak imkanının verilmesi olduğu belirtilir. Ancak bu imkanın daha çok işçi yönünden güçlü bir anlam kazandığı gerçektir. Zira, işveren, yeni bir işçiyi bulmak için, zaman yönünden bir baskı altında değilken işçi, bildirim süresi içinde kural olarak iş görme borcunu ifa etmekle yükümlü olduğu için, yeni bir iş aramada zaman bulabilmesi ancak yeni iş arama izni ile mümkün olabilmektedir. (2)