Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

10Eki/130

PAKETTEKİ ROMANLAR – Feyzullah BUDAK

PAKETTEKİ ROMANLAR - Feyzullah BUDAK

Bazı dillerde, bizim dilimizde de olduğu gibi aynı sözlerin birbirinden çok farklı anlamları ifade ettiği durumlar vardır. Bu yazının başlığında olduğu gibi… Yukarıdaki başlık “kütüphanemizdeki kitaplar arasından seçilen bazı romanların bir pakette toplandığı” durumu ifade etmek için de kullanılabilirdi. Ama bu başlıkta kast edilen o değil. Burada Sayın Başbakan’ın açıkladığı demokratikleşme paketindeki Romanlar’dan bahsediyoruz.

Terör örgütünün siyasi uzantısı BDP’ye, zaten uygulamakta olduğu eşbaşkanlık sistemini yasallaştırma, istediği şekilde Kürtçe propaganda yapma ve Hazine’den yardım alarak Türk Devletinin parasıyla Türk Devletini yıkma imkanı gibi bir dizi kıyaklar sunan, bu arada bir yandan şimdilik özel okullarda Kürtçe eğitime imkanı verirken diğer yandan 80 yıldır çocuklarımıza okutulan ANDIMIZ’ı yasaklamak suretiyle TÜRK adının mümkün olduğunca az duyulması için gerekli tedbirleri alan demokratikleşme paketindeki ilginç bir husus karambole geldi ve pek fazla dikkat çekmedi.

Bu durum yazının başlığında kast edilen ROMANLAR’la ilgili. Sayın Başbakan Demokratikleşme Paketini sunarken  bir yerde aynen şunları söyledi : Roman Dil ve Kültür Enstitüsü kuruyoruz. Roman vatandaşlarımızın dil ve kültürleri ile, karşılaştıkları sorunlara ilişkin araştırmalar yapmak, çözüm önerileri üretmek amacıyla, bir ilimiz üniversitesi bünyesinde, Roman Enstitüsü kuracağız.”

Peki bu düzenleme hangi ihtiyaçtan kaynaklanıyor? Böyle bir düzenlemeyi kim istiyor? Senin sırf Romanya’dan geldiği için ROMAN dediğin bu insanlar kendileri için Romanya’da bile “BİZ TÜRKÜZ” diyorlar. Bu iddialarını yaşatmak ve hayata geçirmek için Romanya’da bile dernekler kurup, mücadele ediyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin istihbarat örgütü yok mudur? Bu kadar açık ve basit bir gerçeği (sıradan bir vatandaşın bildiği bu gerçeği) Türkiye Cumhuriyeti Devleti bilmez mi? Bilmemesi mümkün mü? Pekala bunu bile bile “Ayrı dil ve kültür enstitüleri kurarak” onları dışlama, başkalaştırma ve onlara zoraki ayrı kimlik kazandırma çabasının sebebi nedir?

Bakınız 05 Ekim 2013 tarihli gazetelere yansıyan beyanatında Roman Dernekleri Federasyonu Başkanı Erdoğan Şener ne diyor; “Biz ana dilimiz ile konuşmak istemiyoruz. Türklüğü yaşamak ve Türkçe konuşmaya devam etmek istiyoruz, devam edeceğiz.

-Madde bağımlılığı ve satıcılığı Romanlar içerisinde geniş bir kitleye yayıldı. Biz bazı mahallelere çocuklarımızın girmesini yasakladık. Bu sorundan eğitim ile kurtulabiliriz.

-İlkokuldan sonra çocuklarımızı okula göndermiyoruz. Çünkü bir göz odanın içerisinde 2–3 aile birden yaşıyordu. Çocuklarımızın okullarda istenen verimi alması mümkün olmuyor. Bu ortamda büyüyen çocuk okuldan zamanla uzaklaşıyor.

-Ben 30 yıl çadırda yaşadım. Konut konusunda yardımcı olunursa bizler de konutlarda yaşayabiliriz. Bizim başlıca sorunlarımız bunlar.

-Toplum tarafından dışlanmak istemiyoruz. Yerel yönetimler bile parke taş döşerken bizim mahalleleri baştan savma yapıyor. Eşit hizmet istiyoruz.”

Şimdi buyurun buradan yakın! Romanlar Türkçeden ayrı bir dil ile konuşmak veya eğitilmek istemiyor. Bunu kendileri söylüyor. Yaşadıkları sıkıntılar ise herkesin yaşadıklarıyla aynı ve sadece bu sıkıntılarının çözümünü istiyorlar. O halde Sayın Başbakan, Sırf Romanya’dan geldiği için Türkiye’de sizin ROMAN dediğiniz ama Romanya’da bile kendisine TÜRK diyen bir halkı, Türkiye’ye gelip burada kaynaşma gayretlerine rağmen ısrarla “ayrı bir dil ve kültür enstitüsüne” itmenin altında yatan sebep nedir? Bunu kim emrediyor? Allah aşkına bu millete ve bu ülkeye ne yapmak istiyorsunuz?

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.