
Kocaeli Alperen Ocakları standı ziyareti..
24 Mayıs 2014 Cumartesi / Hasan Uzunhasanoğlu kardeşim ile birlikte Kocaeli 6. Kitap Fuarınada Kocaeli Alperen Ocakları standını ziyaret ettik.
İpek Şehri çarşısı ve Hacı Zeka Heykeli -12
20 Mayıs 2014 Salı / Kosova'nın Arnavutluk sınırı yakınında yer alan İpek, hem Sırp hem de Osmanlı tarihinde özel bir yere sahip. İpek, aynı zamanda, şair Mehmet Akif Ersoy'un babasının doğup büyüdüğü kent. İpek'te Osmanlı izlerini yaşatan çok sayıda eser de bulunuyor.
Pişmaniyeyi ilk yapan kişi Kandıralı Hayri Ustamı?
Pişmaniyeyi ilk yapan Kandıralı Hayri Usta kim?
Kimlerden?
Ne zaman Pişmaniye yapmaya başlamış?
Kandıra’nın Keten Helvası Pişmaniye mi olmuş?
vb sorular…
Bilgi ve cevabı olanların yazılarını ahsenokyar@gmail.com e-posta adresime bekliyorum..
Dut ve Kiraz zamanı
25 Mayıs 2014 Pazar / Kocaeli Aydınlar Ocağı Denetim Kurulu üyesi Orhan Çakar dostlarını Sakarya Karacam’daki bahçesinde ağırladı.
Ebru Sevim kardeşimize teşekkür ederim
24 Mayıs 2014 Cumartesi / Ebru Sevim, Yunus Özen’in Lise öğretmenliği yaptığı zamandan öğrencisi..
DAMARLARI 19.YY’DA DONMUŞ ADAMLAR–Süleyman PEKİN
DAMARLARI 19.YY’DA DONMUŞ ADAMLAR - Süleyman PEKİN
Geçmiş zamanın şan - şöhret hikâyeleriyle gevişlemek günden ve gelecekten nasipsizlenmeye delalet eder. Osmanlı’nın Kuruluşunu, Rumeli’ye çıkışını ve Timur sonrası toparlanışını es geçenlerin gözünde İstanbul’un Fethinin neyi sembolize ettiğini anlamaya çalışır dururum. Öyle ya İznik dinî açıdan daha önemli bir şehirdi ve 1331’lerde fetholundu. Yavuz’un Mısır Seferiyle alınan Antakya da Hıristiyanlık için İstanbul’dan geri değildi. Ya Kudüs? Niçin Kudüs’ün Fethinin 497.Yıldönümünü kutlamıyoruz mesela? 3 yıl sonra 500’lenecekken hazır.
Sonra bu İstanbul’un düşüşü var (13 Kasım 1918) ve Millî Mücadeleyle birlikte Mustafa Kemal’le tekrar kurtuluşu (6 Ekim 1923) var; neden kutlanmaz? Aslında İstanbul bahanedir, siyasal İslam sembolizmi şahanedir; damarları 19.yy’da donmuş adamların bu halde 21.yy’a hitap edebileceklerini zannetmeleridir temel mesele.
Kocaeli’nin turizm haritası çıkarılacak
17 Mayıs 2014 Cuma / İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan’ın danışmanlık görevine getirdiği Bekir Serin’in girişimleri ile düzenlenen “Kocaeli Turizminden Beklentiler” etkinlik gerçekleşti. Çalıştayın moderatörlüğünü KOÜ İletişim Fakültesi öğretim görevlisi Tümay Mercan üstlendi. Kent turizmin gelişmesini amaçlayan toplantıya; MARKA Genel Sekreteri Fatih Akbulut ile çok sayıda davetli katıldı.
Fatih Camii asırlardır ayakta, Diğer ismi Bayraklı Camii -11
20 Mayıs 2014 Salı / İpek Şehrinde İkindi namazını Tarihi Fatih Camiinde eda etme imkanı bulduk. Namaz sonrası İmamı ile de tanıştık. Musli Arifaj hem Caminin İmam Hatibi, hem İpek İlinin Müftüsü.. Cami Avlusunda daTürkiye ye sıkça gidip gelen Turex Balkan sorumlusu Erton Malushaga ile ayaküstü sohbet ettik.
Türk Eğitim Sen Kocaeli 1. Nolu Şube Başkanı Süleyman Pekin’in açıklaması
Türk Eğitim Sen Kocaeli 1. Nolu Şube Başkanı Süleyman Pekin’in yaptığı açıklama bilgilerinize sunulmuştur.
Değerli Başkanımız Nihat Gürer ağabey ile..
27 Mayıs 2014 Salı / Öğleden sonra Kocaeli Aydınlar Ocağı İlim ve İstişare Kurulu Başkanı Nihat Gürer ağabeye telefon ettim. Açmadığı için görüşemedik.
Cemal Barış’ın Vefası..
26 Mayıs 2014 Pazartesi / Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri iken Rize Valiliğine atanan Ersin Yazıcı için Yemin Tercüman Cemal Barış’ın evsahipliğinde uğurlama toplantısı tertiplendi.
“Kızılderililer ve Türkler / Bir Tarihin Bir Dramın Hikayesi”– Ord. Prof. Dr. Reha Oğuz TÜRKKAN / 27.04.2002
27 Nisan 2002 / “Kızılderililer ve Türkler / Bir Tarihin Bir Dramın Hikayesi” – Ord. Prof. Dr. Reha Oğuz TÜRKKAN
Facebook’tan arkadaşım Mustafa Söğüt..
24 Mayıs 2014 Cumartesi / Mustafa Söğüt beyle, Bilâl Sami Gökdemir’in "Sultan II. Abdülhamid Han ve Polisiye Romanların Zeka Gelişimine Etkileri" konulu söyleşisi çıkışında karşılaştık.
KALİTELİ YAŞAMDA “DENEME”NİN ÜSTÜN GÜCÜ – Yrd. Doç. Dr. Süleyman ÇOŞKUNER
KALİTELİ YAŞAMDA “DENEME”NİN ÜSTÜN GÜCÜ - Yrd. Doç. Dr. Süleyman Çoşkuner
Denemek, yapmanın ve uygulamanın ilk başlangıç noktasıdır.
Denemeden hiçbir eylemin yapılıp yapılamayacağına baştan karar verilemez. Öğrendiğimiz her eylem ve ustalığı, ilk denemeyle birlikte defalarca tekrarlayarak elde ederiz.
İnsanoğlunun yüksek kaliteli bir hayat yaşayabilmesi için, son nefesine kadar sürekli olarak yeni bir şeyler öğrenme zorunluluğu vardır. Belirli bir konudaki profesyonellik elbette önemlidir. Ancak hayatın her safhasında bizlere yeterli olmaz.
Profesyonel olmasak dahi, yüksek kaliteli yaşayabilmek için, sürekli ve dinamik bir şekilde öğrenmeye ve yeni ustalıkları hayatımıza katmaya ihtiyacımız vardır.
Zira, neyin, ne zaman, ne şekilde insana lazım olacağı belli değildir. Bir şoför, patlayan lastiğini hiç tamir etmemiş ise, onun arabasının lastiğinin hiç patlamayacağını düşünmek safdillik olur. Günün birinde ıssız bir yolda lastiği patlarsa, “ben lastik yapmasını bilmiyorum ki” demesi, sorunu çözmeyeceği gibi, katlayarak çoğaltacaktır.
Halbuki, kaliteli yaşayan insanların her hal ve şartta problem çözümünü de iyi şekilde bilmeleri ve uygulamaları esastır.
Peki insanların bilmediği eylemler nelerdir? Elbette ki hiç denemedikleridir. Bir insan en basit bir eylemi dahi, ilk denemesinde beceremeyebilir. Ancak denemelerine devam ederse, her denediğinden yeni dersler ve öğrenmeler çıkarmayı becerebilirse, yani öğreninceye ve başarıncaya kadar denemeye devam ederse, altından kalkamayacağı ve öğrenemeyeceği hiçbir mesele olmayacaktır.
Gün Sazak büyüğümüze, ebediyete uğurladığımız bütün değerlerimize Allah(c.c.) rahmet eylesin
Bilâl Sami Gökdemir’in konferansı büyük ilgi gördü
24 Mayıs 2014 Cumartesi / Bilâl Sami Gökdemir’in "Sultan II. Abdülhamid Han ve Polisiye Romanların Zeka Gelişimine Etkileri" konulu söyleşisi A Salon'da gerçekleşti.
KOCAELİ AYDINLAR OCAĞI – Av. Ruhittin Sönmez
KOCAELİ AYDINLAR OCAĞI – Av. Ruhittin Sönmez
12 Eylül 1980 ihtilalinden sonra siyasi faaliyetler belli kısıtlamalara tabi tutulmuştu. Sivil toplum kuruluşları da siyasi ve kültürel konularda faaliyet yapamaz halde idi. Her şart altında “bir şeyler yapabiliriz” diye düşünen bir grup milliyetçi- muhafazakâr Kocaelili harekete geçti. Turgut Özal’ın tabiriyle “dört eğilimden” aydınlar 3 Mayıs 1985’de Kocaeli Aydınlar Ocağı’nı kurdular.
Benim de başından beri çalışmalarının içinde bulunduğum Ocak faaliyetlerimizin 29. senesini doldurduk, 30. Seneye ayak bastık. Çok az STK’ya nasip olan bir hal bu.
Cevdet Bağdat, Halil Demiral, Nihat Gürer, İbrahim Kahraman ve Ahsen Okyar başkan olarak önemli hizmetler verdi. Bu başkanlarımız ve Onlarla beraber Yönetim, Denetim ve İlim İstişare Kurullarında görev alan dostlarımız ile hiçbir resmi görevi olmadığı halde üye veya gönül dostları dediğimiz halkalar içinde olan ve faaliyetlerimize destek veren dostlarımız Kocaeli Aydınlar Ocağı’nı Kocaeli’nin en etkin ve saygın STK’larından biri haline getirdi.
Farklı zamanlarda Başkan Yardımcılığı, İlim İstişare Kurulu üyeliği gibi görevler yaptığım derneğimiz üç yıl önce Başkanlık görevini şahsıma tevcih etti. Yönetim Kurulu üyesi arkadaşlarım ve diğer Ocak mensupları elbirliği ile kültürel ve sosyal hizmetlerimizi devam ettirdik.
23 Mayıs tarihinde yapılan olağan genel kurulumuzda da şahsıma, üç yıl daha başkan olarak devam etme görevi verildi. Bu güvene layık olmaya çalışacağız. Yönetim Kurulumuzda ve diğer kurullarımızda kısmi değişikliklerle ama yine bütün Ocaklılar hep birlikte hizmet üretmeye devam edeceğiz.
Kıbrıs’ta oynanan oyun – Savaş SÜZAL
Kıbrıs’ta oynanan oyun - Savaş SÜZAL
Yazıyı yazmaya başladığımda, tarih 21 Mayıs’tı. Bundan 51 yıl önce, genç bir Harp Okulu öğrencisiyken katıldığım hareketli bir gecenin yıldönümü. Bir sınıf arkadaşım bana not yollamış, askeri darbeler mi kötü, AKP iktidarı mı diye. Kişiye göre değişir. Hukuk ve demokrasinin, kişisel özgürlüklerin olmadığı bir ülkede demokrasiyi nasıl savunabilirsiniz?
Soma’da herkes vicdan oyununu oynadıktan sonra, yavaş, yavaş ülkenin gerçek gündemine dönüyoruz. Artık AB ve Avrupa’da herkes Erdoğan’ı eleştiriyor. Erdoğan ve Soma olayları, Almanya’da iç politikaya bile yansıdı. Washington bile, Soma’daki tehdit ve vurma olaylarının, yasa önünde hesabının verilmesini öneriyor. Anlaşılan yabancıların, Türkiye’de, hâlâ işleyen bir hukuk mekanizması olmadığını anlamaları da zaman alacak.
ABD Savunma Bakanı İsrail’deyken Başbakanın ağzından “Yahudi dölü” sözcüğünün sarf edildiği ortaya atıldı. Her halde ABD Savunma Bakanı’na İsrailliler, ne düşündüklerini belirtmişlerdir. Tabii, tokat, yumruk ve tekme olaylarını saymıyorum bile. Oysa bu acı ve gürültüler arasında, ülkenin kaderini etkileyecek önemli olayları göz ardı ediyoruz. Mesela, ABD Başkan Yardımcısı Biden’ın, Kıbrıs ziyareti. Bu ziyaret, hem ekonomik, hem de siyasi açıdan önemli.
Ekonomik açıdan önemli. Çünkü Avrupa Rus gazı ve petrolüne bağımlı olmak istemiyor. Akdeniz’in doğusunda ve özellikle de İsrail ortaklığıyla yürütülen gaz ve petrol üretimi, Avrupa’ya ikinci bir alternatif olacak. Bu arada bu durum Kıbrıs Rum yönetimini ekonomik açıdan kurtarırken, Avrupalıların gözünde Kıbrıs’ında stratejik önemi artacaktır. ABD, doğal olarak bu oyunda, hem İsrail, hem de Kıbrıs açısından, masada olmak isteyecektir. Bu söylediklerimi, Rusya’nın Çin ile imzaladığı dev anlaşma doğruluyor. Putin, Avrupa pazarını kaybedeceğini bildiği için öteki büyük pazarı sağlama alıyor.
Ekonomist, Araştırmacı-Yazar Oğuz Çetinoğlu TEŞEKKÜRÜ
Ekonomist, Araştırmacı-Yazar Oğuz Çetinoğlu ağabey, Kültür Zenginliklerimiz, (2006), 4 Ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi (2008), Tarih Sözlüğü (2009), Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekküre Mayası Röportajlar. (2009), Altaylardan Hira’ya Türk İslam Dostluğu (2011), Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri (2012), Türkmenname (2013), Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu? (2013), Türklerin Muhteşem Tarihi (2014) kitablarının yazarı..
Osmanlı Devleti Kırım Hanlığı İlişkileri, Kırım Hanlığı ve Kırım Türkleri Kronolojisi, Türkiye'de Dergiciliğin 160 Yılı (1849-2009), Türklerde İnanç Hayatı, Tesbih kitapları da yayına hazır..
Kocaeli 6. Kitap Fuarına katılan ve Bilgeoğuz Yayınevi Standında kitaplarını imzalayan Ekonomist, Araştırmacı-Yazar Oğuz Çetinoğlu ağabeye İzmit’e hoşgeldiniz deme imkanı bulduk, kısa bir süre de olsa birlikte sohbet etmenin şeref ve mutluluğunu yaşadık.