Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

27May/140

KOCAELİ AYDINLAR OCAĞI – Av. Ruhittin Sönmez

ruhittin sönmez avKOCAELİ AYDINLAR OCAĞI – Av. Ruhittin Sönmez

12 Eylül 1980 ihtilalinden sonra siyasi faaliyetler belli kısıtlamalara tabi tutulmuştu. Sivil toplum kuruluşları da siyasi ve kültürel konularda faaliyet yapamaz halde idi. Her şart altında “bir şeyler yapabiliriz” diye düşünen bir grup milliyetçi- muhafazakâr Kocaelili harekete geçti. Turgut Özal’ın tabiriyle “dört eğilimden” aydınlar 3 Mayıs 1985’de Kocaeli Aydınlar Ocağı’nı kurdular.

Benim de başından beri çalışmalarının içinde bulunduğum Ocak faaliyetlerimizin 29. senesini doldurduk, 30. Seneye ayak bastık. Çok az STK’ya nasip olan bir hal bu.

Cevdet Bağdat, Halil Demiral, Nihat Gürer, İbrahim Kahraman ve Ahsen Okyar başkan olarak önemli hizmetler verdi. Bu başkanlarımız ve Onlarla beraber Yönetim, Denetim ve İlim İstişare Kurullarında görev alan dostlarımız ile hiçbir resmi görevi olmadığı halde üye veya gönül dostları dediğimiz halkalar içinde olan ve faaliyetlerimize destek veren dostlarımız Kocaeli Aydınlar Ocağı’nı Kocaeli’nin en etkin ve saygın STK’larından biri haline getirdi.

Farklı zamanlarda Başkan Yardımcılığı, İlim İstişare Kurulu üyeliği gibi görevler yaptığım derneğimiz üç yıl önce Başkanlık görevini şahsıma tevcih etti. Yönetim Kurulu üyesi arkadaşlarım ve diğer Ocak mensupları elbirliği ile kültürel ve sosyal hizmetlerimizi devam ettirdik.

23 Mayıs tarihinde yapılan olağan genel kurulumuzda da şahsıma, üç yıl daha başkan olarak devam etme görevi verildi. Bu güvene layık olmaya çalışacağız. Yönetim Kurulumuzda ve diğer kurullarımızda kısmi değişikliklerle ama yine bütün Ocaklılar hep birlikte hizmet üretmeye devam edeceğiz.

*****

Aydınlar Ocağı mensupları tek bir siyasi parti taraftarı değildir. Ancak Kocaeli Aydınlar Ocağı çatısı altında buluşan bizler, tüzüğümüzde ifadesini bulan derneğimizin amacı maddesinde belirtilen ortak değerlere sahibiz.

Kocaeli Aydınlar Ocağı Derneği'nin amacı, milli kültür ve şuuru geliştirmek suretiyle Türk Milliyetçiliği fikrini yaymak, milli bünyemizi sarsan fikir buhranı ve mefhumlar anarşisi ile mücadele ederek milli varlığımızı meydana getiren unsurları yaşatıp kuvvetlendirmektir.

Kocaeli Aydınlar Ocağı Derneği, bu amacı gerçekleştirmek için:

Milli ve manevi değerlerimizi yıkıcı ve bozucu akımlara karşı, Türk ahlak ve geleneklerini, Türk dilini ve sanatını müdafaa eder.

Memleket meselelerine ve milli davalara Türk Milliyetçiliği açısından bakarak milli menfaatlerimize en uygun çözüm yollarını araştırıp bulur ve yayar.

Günlük siyasi beklentiler, şahsi fayda ümitleri, toplumumuzda yaşanan siyasi ve sosyal çalkantılar, sempatilerimiz, nefretlerimiz bazen bizi doğru istikameti görmekten alıkoyabilir.

Ancak temel değer ve ilkelerimiz pusula gibidir. Ne zaman doğrudan tereddüte düşersek bu ilkeleri baz alarak yönümüzü kontrol edebilir, doğru istikameti bulabiliriz.

Tüzüğümüzdeki belirtilen bu ortak gaye hepimiz ve milletimiz için en faydalı hedeftir.

Bu sebeple siyasi mülahazalar ve ayrıştırıcı farklılıklarımızı arka plana iterek, ortak paydamız olan temel değerlerimizi ve bu değerleri korumak için yaptığımız iş ve eylemleri gündemde tutmak gayretindeyiz.

Yaptığımız bütün faaliyetler siyasi maksatlar için değil, tüzüğümüzde ifade edilen dernek amacına uygun olarak gerçekleştirilmektedir.

Bunu yaparken yurtdışından veya yurt içinden hiç kimseden ve hiçbir kurumdan yardım ve emir almayan yüzde yüz yerli ve milli bir kuruluş olduk.

Sivil Toplum Kuruluşu (STK) tabiri bize İngilizce “Non-Governmental Organization” (NGO)’dan tercüme edilerek girmiş. Hükümet dışı organizasyon demektir. Biz bu manada da gerçek bir (NGO) STK’yız.

Yapılanları kimin veya hangi kurumun yaptığı bizi ilgilendirmiyor. Milli menfaatlerimize uygun olup olmadığına odaklanıyoruz.

İnanıyoruz ki isminde “aydınlar” olan bir Ocak’ın mensupları dünyada tek kişi bile kalsa doğruyu söylemek cehdi içinde olmalıdır. Aydın namusuna sahip olmak bu zor ve çileli göreve talip olmak demektir. Kalabalıkların tekrar ettiklerini tekrar etselerdi ne peygamberler, ne İmam-ı Azamlar, Ne Atatürk’ler ve ne de diğer kahramanlar var olurdu.

Türkiye, tarihinin en kritik dönemeçlerinden birini yaşarken, ülkenin birlik ve dirliği için yapılan yanlışları anlatmamak, doğru olanları göstermemek ağır bir mesuliyettir.

İsterseniz iktidar yanlısı bir yazardan alıntı yapalım: “Bir hatasından dolayı Kanuni’yi eleştiren Pargalı şöyle demişti: Sözden korkmayacak yürekli ve zeki insanlaradır sözümüz. Çünkü ancak onlar, söz ne kadar acıysa, söyleyenin o kadar dost olduğunu bilir.”

Bu yandaş yazar bakın ne diyor: “Bilin ki Ak Parti içindeki yanlışları en acı sözlerle dile getirmezseniz, düşmanlarından daha büyük düşmanlık edersiniz Erdoğan’a..” (Süleyman Özışık- İnternethaber)

Hani bir reklam var ya, “GÜCÜ ÖZGÜRLÜĞÜNDE” diye. Ocağımızın da gücü özgürlüğünde, tarafsız ve bağımsız olmasındadır.

Ocağımız çok canlı bir şekilde faaliyetlerine devam ediyor. Derneğimiz üyelerimiz ve gönül dostlarımızın sayesinde Kocaeli’nin en saygın ve önemli STK’larından biri olmaya devam ediyor. Bizi bu günlere getiren bütün dostlarımıza gönülden teşekkür ediyorum.

*****

TEMEL İLKELERİMİZ

Aydınlar Ocağı memleketin meseleleri ile hemhal olanların yani insanımızın mutluluğunu artırıcı her işten mutlu olan; ancak vatanın ve milletin birliği ve dirliğini tehdit eden her gelişmeden uykusu kaçanların Ocağıdır.

Her şart altında vatanımız için, Türk Milleti için “Bir şeyler yapmak lazım” diyenlerin Ocağı’dır.

Milli meselelerde hassas aydınların meydana getirdiği bir gönül ve ideal birliğidir. Bir menfaat birliği değildir.

Demokrasiyi alternatifsiz bir rejim olarak görür. Askeri ve sivil darbelere karşıdır.

Ocağımız milli kimliği konusunda kendisini özürlü hissetmeyenlerin ocağıdır.

Milli tarihimize bir bütün olarak bakar ve milli tarihe saygılıdır.

Milli bağımsızlık ve egemenlik konularında hassas olup her türlü teslimiyetçiliği reddeder.

İktisadi değer ve kaynaklarımıza doğrudan veya dolaylı el konulmaya çalışıldığı görüşündedir.

Ocağımız Türkiye’nin önüne çıkarılan laik/anti laik, mezhep ve etnik tuzakların farkındadır.

Büyük Atatürk’ün “Ne mutlu Türküm diyene” şeklindeki veciz ifadesine yürekten inanır.

Türk’e düşman olunarak İslam’a dost olunamayacağı inancındadır.

Milli ve üniter devlet anlayışına yürekten bağlıdır ve etnik ırkçılığa hiçbir tavizi kabul etmez.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.