
30 Ağustos Zafer Haftası ve Şehitler Günü Edirnekapı Şehitliği – İSTANBUL – 30 Ağustos 2002 / Nostalji
30 Ağustos 2002 / 30 Ağustos Zafer Haftası ve Şehitler Günü Edirnekapı Şehitliği - İSTANBUL
Cihat Meselesi / Asıl Olan Hayat ve Barıştır – Prof. Dr. Hasan ONAT
Cihat Meselesi / Asıl Olan Hayat ve Barıştır – Prof. Dr. Hasan ONAT
İslam’da en çok yanlış anlaşılan, en çok istismar edilen hususlardan birisi cihattır. Bazı Müslümanlar birbirlerini yok yere öldürürken cihat yaptıklarını zannederler. Çoğu zaman da, siyasi ihtirasların ve çıkarların kör ettiği gözler, cihat kavramına sarılarak yapılanın meşru olduğunu göstermeye çalışırlar.
Cihat, “Allah uğruna savaşmak” şeklinde, herkesin içeriğini istediği gibi doldurabileceği bir hale de dönüştürülebilir. İslam’a saldırmak isteyenler de, onu, din adına yapılan savaş olarak anlar ve anlatırlar.
Oysa, cihat, İslam’ın en kapsamlı kurucu ilkelerinden birisi olan “adalet”in, hayatın bütün alanlarında hakim kılınması için bilinçli çaba harcamaktır. Cihat sözcüğünün kök anlamı, çalışmak, bilinçli ve kararlı bir şekilde mücadele etmek, bir işi başarmak için çaba sarf etmektir. Yeni fikirler üretmek, farklı bakış açılarından yeni görüşlere ulaşmak anlamına gelen içtihat da aynı kökten gelir.
Onurlu bir hayat mücadelesi cihattır. İnsanın kötü olandan uzaklaşarak, daima iyiden, doğrudan yana tavır alması cihattır. Aklı etkin kullanmak cihattır. En genel anlamda cihat, esasta Allah’ın istediği gibi bir insan olma; Allah’ın insana verdiği yaratıcı yetileri etkin kılarak iyiyi, güzeli ve doğruyu gerçekleştirme; yeryüzünü yaratılışın yasalarına uygun olarak imar etme faaliyetidir.
BİR CİNNET CENDERESİNDEYİZ – Süleyman PEKİN
BİR CİNNET CENDERESİNDEYİZ – Süleyman PEKİN
2009’da Etiler’deki üniversiteye Münevver Karabulut cinayetiyle açığa çıkmaya başladı toplumsal yozlaşmamamızın cinnet seansları. Cinayet ile cinnet sözcükleri aynı kökten doğmuş olsalar da bu olaydaki vahşete bakılırsa I.Dünya Savaşı’ndaki Taşnak ve Hınçak çetelerinin katliamlarını aratmaz. Tek fark; ammenin katlı değil ferdin katli yani toplu katliam değil tekil katliam.
2013 Gezi Olayları’nda 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın histerik gurupların darp seanslarıyla öldürülmesi ve güvenlik güçlerinin öldüresiye müdahaleleri toplumsal fay kırıklarının deprem habercisi gibiydiler.
Ardından 2014 Kobani Olayları’nda 16 yaşındaki lise öğrencisi Yasin Börü’nün PKK / KCK sempatizanlarınca defalarca öldürülmesi (işkence, balkondan atma, üzerinden arabayla geçme, başını taşla ezme ve yakma) toplumsal cinnetin örgütlenmiş haliydi.
İlk cinayette halk tabiriyle ‘manyamış’ bir aileyi, diğerlerinde ise karşıt gurupları suçlayarak işin içinden çıkmaya çalışırken 2015 yılı normal ve sıradan bireylerin de cinnet sınırlarında gezindiğini aleni göstererek toplumsal huzurumuzun yangın sirenlerini çaldı.
muhabbet
muhabbet
isim Arapça ma§abbet
1. isim: Sevgi
"Bilhassa tevazusu ile herkesin hürmet ve muhabbetini kazanmıştı." - N. F. Kısakürek
2. Dostça konuşma, yârenlik
"Karın doyuracak değiliz, maksat biraz muhabbet olsun." - N. Cumalı
Dr. Ali Değirmenci’nin anneanne acısı..
VEFAT ve BAŞSAĞLIĞI
Körfez Çamlıtepe Aile Sağlığı Merkezinde Aile Hekimi olarak görev yapan
Dr. Ali DEĞİRMENCİ’nin
Muğla / Ula’da yaşayan anneannesi
Ayşe ALLI
(Akkız)
geçtiğimiz hafta vefat etti.
Merhume büyüğümüze rahmet, Dr. Ali DEĞİRMENCİ kardeşim başta olmak üzere, ailesi ve yakınlarına başsağlığı ve sabır dilerim.
Ahsen OKYAR
Ayşe ALLI büyüğümüz hanımefendi ile 24 Temmuz 2004 tarihinde Dr. Ali Değirmenci kardeşimin daveti ile başlayan ve bir hafta süren sevgili eşim Nursel hanımefendi ve güzel kızım Zeynep Gökçen ile birlikte gerçekleştirdiğimiz Muğla ziyaretimizde tanışma imkanı bulmuştuk.
50 sene öncesinin, çocukluğumuzun Kandıra’sındakiler gibi aynı şive ile kunuşması ve tatlı gülüşü hala hafızamızda.. Rabbim rahmet eylesin..
AKP’DEN ADAY ADAYI OLAN MİLLİYETÇİLERE SORULAR – Av. Ruhittin SÖNMEZ
AKP’DEN ADAY ADAYI OLAN MİLLİYETÇİLERE SORULAR – Av. Ruhittin SÖNMEZ
7 Haziran’da yapılacak milletvekili seçimleri için aday adaylığı müracaatları devam ediyor.
AKP’den aday adayı olanlar içinde, kendisini Türk olarak tanımlayan, Türk Milliyetçisi hissedenler herhalde vardır.
Özellikle seçimler yaklaşınca AKP liderleri “tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak” sloganlarını sıkça telaffuz eder. PKK terör örgütü ve yan kuruluşlarına sert görünümlü çıkışlar yaparlar. “Eski ülkücülerden”, onların çektiklerinden bahseder, gözyaşı sosuna bandırılmış metinler okurlar. Hatta rahmetli Alpaslan Türkeş’ten bir vesileyle bahsederler.
Çünkü AKP tabanından sayılan “milliyetçi” oylar vardır ve bu oyların yoğun olduğu bölgelerde “Türk Milliyetçisi” olarak tanınan adaylar gösterilir.
AKP’nin bu politikaları bugüne kadar başarılı oldu.
AKP yandaşı anket firmalarının da tespit ettiği gibi MHP’nin gerçek tabanı asgari yüzde 26-28 arasındadır. Yani kendisini Türk Milliyetçisi olarak hissedenlerin yarısı MHP’ye oy vermemektedir. MHP’nin gevşek oylarının çoğunun CHP’ye değil, AKP’ye kaydığı aşikârdır.
Özellikle “Selçuklu Hilali” diye adlandırılan ve MHP tabanının en güçlü olduğu şehirlerde MHP, AKP’nin ardından ikinci sıraya düşmüştür.
AKP seçmeninin diğer büyük bir kesimi de (MHP’ye yakın olmasa bile) Türk milliyetçisidir. Bu kesimin de kendi partisi dışındaki ikinci tercihi MHP’dir.
Kocaeli Kandıralılar Derneğinin 1. Konferansı: “Mahalli Yönetimler ve Büyükşehir” Kenan EVİN 28 Ekim 1994 Cuma / Nostalji
Kocaeli Kandıralılar Derneğinin 1. Konferansı:
Konuşan: Kenan EVİN – Kocaeli Belediyeler Birliği Genel Sekreteri
Konu: “Mahalli Yönetimler ve Büyükşehir”
Tarih: 28 Ekim 1994 Cuma
MELEK KIZIMIZ ÖZGECAN’IN ARDINDAN – Av. Zeki HACIİBRAHİMOĞLU
MELEK KIZIMIZ ÖZGECAN’IN ARDINDAN – Av. Zeki HACIİBRAHİMOĞLU
Ahlaki çöküntünün gün geçtikçe arttığı bir zamanda yaşıyoruz. Ne aile kavramı kaldı, ne saygı ve ne de hoşgörü. Zaman ilerledikçe ve bilgi erişim bu kadar kolaylaştıkça daha ileri gideriz, insanlar kendini daha da geliştirir diye düşünürken cehalet her zamankinden daha da hissettirir oldu kendini sanki. Kendimize dönüp bakmak, sorgulamak ancak toplumda infiale neden olan olaylar gerçekleştiğinde aklımıza geliyor. Peki neden bu hallere geldik, aile kurumuna verdiği önem ve kültürü ile övünen ülkemize ne oldu?
Toplumsal hayatta kalıplaşmış anlayışların değiştirilmesi gerçekten zor. Fakat en zoru da gerçekleşen acı olayların toplumsal hafıza da yer edebilmesi. Bu konuda zihinlerin eğitilmesinin gerektiği en önemli konu ise bugünlerde kadının toplumdaki yeri.
Bilindiği gibi Türkiye’nin büyük bir çoğunluğunu Müslüman halk oluşturmakta. Peki bu büyük çoğunluğun acaba yüzde kaçı gerçek anlamda Müslüman? Kadının İslam dinindeki yeri hakkında kim ne kadar bilgi sahibi?
BİR TABAK DA TABLET İÇİN LÜTFEN! – Ayşenur Kahraman AYTEKİN
BİR TABAK DA TABLET İÇİN LÜTFEN! - Ayşenur Kahraman AYTEKİN
Merhabalar, Bu haftadan itibaren her 15 günde bir, bu köşede sizlerle birlikte olacağım.
Aldığım eğitim, bilgi ve tecrübelerim ışığında; hayata çocuk gözünden bakabilmenin yollarını, yaşamımızdan sizlerle paylaşmaya çalışacağım...
KARDEŞLİK, DOSTLUK, AYRIŞMA veDÜŞMANLIK – Nurullah AYDIN
KARDEŞLİK, DOSTLUK, AYRIŞMA VE DÜŞMANLIK - Nurullah AYDIN
Çıkar olunca eşler, kardeşler, arkadaşlar, dostlar kısa sürede can düşmanı olabiliyor.
Devletler de öyledir. Bunun içinde özel elemanlar yetiştirilir. Operasyonlar düzenlenir. Algı ekibi harekete geçirilir.
Tarih boyunca süregelen yöneten yönetilen ikilemesinde dinler, ideolojiler istismar aracı kılınmıştır. Ancak gerçek neden, güç yetki servet edinmek olmuştur.
Dünyann çok önemli stratejik bölgeleri vardır. Ancak Anadolu odaklı Ortadoğu coğrafyası hep çatışma alanının merkezi olmuştur. Doğu-batı enerji savaşında Türkiye kilit ülkeydi.
Türkiye; Bizanslılaştırılacaktı. Dinleme üsleri, ileri teknolojiye dayalı istihbarat üsleri, en iyi yetişmiş ajanlar Türkiye’deydi. Ilımlı İslam projesi ile İslam ülkeleri denetim altına alınacaktı.
Büyük Ortadoğu projesinde yönetim değişimleri yapılacak ve Türkiye ana üs görevi yapacaktı. İslam ülkeleri ile yakınlaşarak içten hançerleme görevi yaptırtılacak iç savaşlarla İslam ülkeleri yakılıp yıkılacaktı.
Yeni dünya düzeni, ılımlı İslam projesi, Büyük Ortadoğu projesi kapsamında yeni yapılandırmaya gittiler. Hırslı, zaafları çok olan tipleri bir kez daha farklı şekilde tespit ettiler eğittiler, örgütlediler. Eşbaşkandılar artık. Eşbaşkanlık görev yerine getirilmeye başlandı.
Marina Cafe’de Ihlamur Keyfi..
13 Şubat 2015 Cuma / Saat 20:00 sularında teyzeoğlu Ferhat Bursalıoğlu aradı. 10 dakika sonra Sizin evin önünde olcağız dedi.
UNUTTURULMAK İSTENEN SİVİL DARBELER – Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL
UNUTTURULMAK İSTENEN SİVİL DARBELER - Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL
Ahmet Kabaklı Hocayı 14. Ölüm yıl dönümünde Edebiyat Vakfınca düzenlenen bir törenle Eyüp’teki kabri başında saygı ve rahmetle andık. Kabaklı Hoca Aydınlar Ocağının İlim ve İstişare Kurulu başkanlığını yapmıştı. Kendisine yine Ocağımız tarafından Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılan bir törenle “Şeyh-ül-Muharririn” ünvanı verilmişti. Kabaklı Hoca kendisini Türk ve Müslüman hissedenlerin, bütün Türkiye’nin hocası idi. Kendisiyle birçok açık oturumda ve seyahatte beraber olduk. Uzun süre Tercüman Gazetesinde gerek kendisinin, gerek rahmetli Ergun Göze’nin köşe yazılarından istifade ettik. Allah’ın rahmeti üzerlerine olsun.
Geçen hafta İ.Ü. Kongre Merkezinde önemli bir toplantı vardı. Türkiye Kamu-Sen’e dahil Türk Eğitim-Sen tarafından düzenlenen toplantıda kamu kesimindeki sendikacılık ve ortaya çıkan sorunlar ele alındı. Toplantıdaki kalite, Türkiye Kamu-Sen’i diğer sendikalardan farklı kılıyordu. İktidar güdümündeki sarı sendikayı gördükçe; Türkiye Kamu-Sen’in değeri daha çok ortaya çıkıyor.
***
Ailece Kerpe’de..
08 Şubat 2015 Pazar / Hafta sonu ailece Kerpe’ye geçtik. Kaptan Restoran’da da mola verdik. Sündüs Mutlu ablamız Hanımefendide şeref verdi. Sağolsun.
GÖNÜLLERE CEMRE DÜŞTÜ – Av. Tevfik KARABULUT
GÖNÜLLERE CEMRE DÜŞTÜ – Av. Tevfik KARABULUT
Gönüllere cemre düştü
Tohum toprağa yerleşti
Kışın sonu çok yaklaştı
Gelişi yakın baharın
Bak gidiyor karanlıklar
Gece ardından gündüz var
Şafak olur güneş doğar
Umutlarla dolu yarın
Dağılır ufukta sisler
Sevgiyle barışır hisler
Bakışları sevda süsler
Nazı çekilir efkarın
Çöller yağmurla tanışır
Toprak yeşile dönüşür
Bülbül gül ile buluşur
Tadı gelir sevdaların
BÜROKRATİK DEVLETTEN İSTİFALAR! – Av. Özcan PEHLİVANOĞLU
BÜROKRATİK DEVLETTEN İSTİFALAR! – Av. Özcan PEHLİVANOĞLU
Seçim zamanı geldi çattı. Her zaman olduğu gibi yüzlerce devlet memuru milletvekili adayı olabilmek için görevlerinden istifa ettiler.
Kimi aday listelerine girecek kimi de hepsi aday olmayacağına göre görevlerine geri dönmeye çalışacak. Hepsi için hayırlı olsun!
Türk devletlerinin işleyiş yapısı bürokrasiye dayanır. Yani devlet “bürokratik devlet” olarak tanımlanırsa doğru bir tanımlama olur.
Nizam’ül Mülk’ü bilirsiniz, bu vezir Selçuklu sultanına karşı bir çok kez fütursuz davranmıştır. Bir defasında Melik Şah’ın tehditkar ifadeleri karşısında, “Bu vezirlik diviti ile sarık, senin tacın ile o derece alâkadardır ki; bu divit gittikten sonra senin tacın da kalmaz.” demek cesaretini bile göstermiştir.
Siyaseti ve iktidarları yönlendiren bu bürokrasidir. Adeta davulun tokmağı onların elindedir. Eğer liyakat ve ehliyetleri var ise ve bunu da olumlu kullanırlarsa iktidarı vezir, tam tersi olur ise rezil ederler…
Onun için bürokratlar, bizim gibi bir devlet anlayışına sahip ülke için çok önemlidir.
Her ne kadar ipler halkın desteğini alıp gelmiş iktidarın elinde gibi gözüksede, iktidarlar çoğu kez bu bürokrasinin gizli etkinliğinin kontrolüne girerler.
Hüseyin Kayadelen 98 yaşında..
8 Şubat 2015 Pazar / Orman Muhafaza memurluğundan emekli olan Hüseyin Kaydelen enişte nüfus kağıdına göre 96 yaşında, annesinin söylediğine göre de 98 yaşında..
ANLADIN MI? – Neyzen TEVFİK
ANLADIN MI? - Neyzen TEVFİK
Hicran destanını kendinden oku,
Mecnun'dan duyup da rivayet etme.
Aşkın Leyla'sını gördünse söyle.
Söz temsili bulup hikâyet etme.
Yüz bin Leyla doğar alemde her gün,
Senin aradığın zevk, sefa düğün.
Tutacağın işi önceden düşün;
Daha ilk adımda nedamet etme.
Sevdanın oduna pek güvenilmez,
Tutuşursan eğer kolay sönülmez.
Bu yolun hükmüdür geri dönülmez,
Canına kıymazsan seyahat etme.