Kocabayramlar’da fındık imecesi
8 Ağustos 2015 Cumartesi / Kandıra, Çakırcaali Köyü Kocabayramlar Mahallesi fındık toplamaya başladı,
Cem beyin balkonundan Kocaeli Körfez’i..
4 Ağustos 2015 Pazartesi / Trabzon’dan misafirler olunca Cem beyin evinde toplanıldı.
SPOR VE SEKÜLERLiK – Prof. Dr. Musa TAŞDELEN
SPOR VE SEKÜLERLiK – Prof. Dr. Musa TAŞDELEN
Bugünkü modern medeniyet, kökleri itibariyle Greko-Latin medeniyetin tekerrürüdür. Sekülerlik ve sekülerizm hem yaşama tarzı hem de felsefî olarak Batı dünyasına aittir. Sekülerizm Batıda dünyevînin kutsalla yer değiştirmesidir.
Tarihte sekülerlik özelliği en baskın medeniyet, Batı medeniyetidir ve Hint-Avrupa dünyasının Avrupa yakasına aittir. Hint yakası insanın iç dünyasına yönelmişken, Avrupa yakası insanın dış dünyasına odaklanmıştır. Bugünkü Batı medeniyetinin köklerinin dayandığı Greko-Latin medeniyeti, Batı’nın seküler kökenini temsil eder. Hint medeniyeti, insanın psişik melekelerini geliştirmeye odaklanmışken, Batı medeniyeti, bedeni elden geldiğince mükemmelleştirmeyi gaye edinmiştir. Aslında her iki boyut, insan gerçeğinin bir yönüdür. Ancak, birinde bedenin tekamülü gaye iken, diğerinde mistik boyut baskındır. İslâm, bu akraba ama farklı iki dünya arasında daha dengeli bir anlayışı ortaya koymuştur.
Grek dünyasına bakıldığında, birer tanrı olarak bedenî mükemmellik açısından kadını Afrodit, erkeği Herkül temsil eder. Hint dünyasının amaç Nirvanaya ulaşmak iken, Grek Dünyasında kabaca hedef bedenî hazların zirvesine erişmektir. Bu dünyada, psişik tatminin kaynağı bedenî tatmindir.
Kardeşim sen düşünceden ibaretsin.. / Mevlana Celaleddin Rumi
Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Özkan hocamız gönderdi,
Ne demiş Mevlana Celaleddin Rumi,
Kardeşim sen düşünceden ibaretsin,
Geriye kalan et ve kemiksin,
Gül düşünür gülistan olursun,
Diken düşünür dikenlik olursun
Kocaeli Kandıralılar Derneği Başkanları
27 Mart 2015 Cuma / Kocaeli Kandıralılar Derneği Başkanları..
Kandıra Taflan Koyu Derneğinde Başkan Seyit Ali Aktaş
Kandıra Bağırganlı Köyü Taflan Koyu Dayanışma ve Güzelleştirme Derneğinin 9.Olağan Genel Kurul Toplantısı Bağırganlı Köyü Taflan Koyu Girne Restoran’da yapıldı.
ÇÖZÜM SÜRECİ İTHALATI BİTMELİ… / Prof.Dr. Mustafa E. ERKAL
ÇÖZÜM SÜRECİ İTHALATI BİTMELİ… / Prof.Dr.Mustafa E. ERKAL
Etnik Tuzak isimli kitabımızın ilk baskısının çıktığı 1990 başlarından beri bir gerçeği dile getiriyoruz. Türkiye’de terörle mücadeleyi zaafa uğratanlar, terörün kültürel hakları elde edememe ve bölgesel az gelişmişlik dolayısıyla doğduğunu zannedenler sorunun Kürt değil; Kürtçülük ve ırkçı bölücülük olduğunu görmezden gelirler.
Demokratikleşme kamuflajı altında teröre alan açıldığı, siyasallaştırıldığı ve dışarısı tarafından kullanıldığı unutulmamalıdır. Bu iş sadece güvenlik tedbirleri ile olmuyor diye ortaya atılan art niyetliler ve bunlardan etkilenen çaylak siyasetçiler hep yanıldılar. Demokrasiyi teröre yenik düşürdüler. Şimdi günah çıkarıp yanlışlarını kısmen de olsa kabul edenler, siyaseti bırakıp başka bir işle uğraşmalıdırlar. Haklı tenkitleri “Efendim bunlar kanla besleniyor; terörle yaşıyorlar” diye işi geçiştirmek boşa çıkmıştır.
Maalesef açılım, çözüm, barış ve demokratikleşme kavramları ülkeye karşı kullanılmıştır. Bazıları devlet düşmanlığını, devletsiz ferdin daha özgür ve mutlu olacağına kadar götürmüşlerdir. Oysa fertsiz devlet de; devletsiz fert de hayaldir. Buna olur diyenler ferdi devletine karşı başka bir ülke için kullanmak isteyenlerdir.
“Akritas’a Karşı TMT” – Ahmet SANVER
İşadamı ve eski TMT’cilerden Ahmet Sanver’in, ikinci kitabı “Akritas’a Karşı TMT”
HAKKA GÖTÜRMEYEN YOL ÜZER BENİ – Av. Tevfik KARABULUT
HAKKA GÖTÜRMEYEN YOL ÜZER BENİ – Av. Tevfik KARABULUT
Mert olur alemde insanın hası
Değişmez gün be gün yönü, davası
Üzmez de düşmanın taşı, sopası
Dostun fırlattığı gül üzer beni
Yad ellere mahkum gül üzer beni
Ölçü yok çoğunda hayırdan şerden
Akşamdan sabaha kırarlar gerdan
Uzanıp mazlumu düştüğü yerden
Tutup kaldırmayan el üzer beni
Dosta uzanmayan el üzer beni
Günde bir kez bile yönelmez hakka
Ne kendine bir kârı var ne halka
Kendini bırakmış, umutsuz vak'a
Hale benzemeyen hal üzer beni
Gönül dili bilmez lâl üzer beni
Acılar sürüyle girdi sıraya
Günler bitmek bilmez, döndüler aya
Tatlı dil merhemken bin bir yaraya
Sözü yara açan dil üzer beni
Sözü zehir saçan dil üzer beni
Menzile ulaşmak mümkün mü yönsüz
Bu kadarcık şeyi bilmez ki densiz
Ucu belli değil, sisli, güvensiz
Dosta götürmeyen yol üzer beni
Hakka götürmeyen yol üzer beni
06.08.2015
PKK’NIN FÜTUHAT RUHU! – Av. Özcan PEHLİVANOĞLU
PKK’NIN FÜTUHAT RUHU! – Av. Özcan PEHLİVANOĞLU
Nihayetinde düşman kudurdu ve Türk yurdu Türkiye’yi ateşe boğdu.
Bunun böyle olacağını, biraz insan fıtratını ve insanlık tarihini bilen herkes anlardı.
Ama Türk Milletine karşı ezeli bir husumet içinde olanlar işlerin böyle gelişeceğini Türklerden hep sakladı. Halende saklamaya devam ediyor.
Bunu saklarkende, fakir ve eğitimsiz bırakılmış saf insanlar topluluğu olan Türkleri; “bakın çocuklarınız tabutlarda gelmiyor” yada “analar ağlamasın” martavalları ile avuttular.
Halbuki Türk Milleti daha 100 yıl önce Balkanlar ve Anadolu’da başına gelenleri unutmamış olsa veya günümüzde Irak ve Suriye’de yaşananları doğru algılayabilse, başına son günlerde gelen hadiselerin hiç de öyle beklenmedik şeyler olmadığını bilirdi.
Bana göre yurdun dört bir köşesinde, Türk Milletine ve Türk Devletine girişilmiş saldırılar ve can kayıplarımız daha birşey değildir. Gerçekleri görmez ve gereğini yapmaz isek daha ağır saldırılar altında kalmamız ve hatta milyonlarca canımızı kaybetmemiz söz konusu olabilecektir.
Bilmemiz gereken birinci husus, pkk’nın artık bütün Türkiye’ye sahip olma arzusu ve çabasıdır. Bunun dışa vurumu, pkk’nın yaptığı ideolojik çalışmalar ve bunun sonucu ortaya koyduğu stratejidir.
Anonim Şirket Sermaye Azaltılmasında Aktiflerin Tesbiti – Cevdet AKÇAKOCA
Anonim Şirket Sermaye Azaltılmasında Aktiflerin Tesbiti - Cevdet AKÇAKOCA
Yeminli Mali Müşavir Bağımsız Denetçi Tarih: 04.08.2015
Bursa Ticaret ve Sanayi Odasındaki ticaret siciline 40-50 senedir işimiz düşer, şimdiye kadar her gelen Ticaret Sicil Müdürü veya elemanları ile iyi ilişkilerimiz oldu.
Biz, bilgilerimizi, düşüncelerimizi onlarla paylaşmaya çalıştık.
Onlar da yol gösterici olmak için ellerinden geleni yaptılar.
Birkaç gün önce Bursa Ticaret Sicili Müdür Yardımcısı Sayın Onur Yılmazdan bir bilgilendirme yazısı aldım. Yazıyı çok beğendim.
Özellikle, bilgilerini paylaşmak ve yol gösterici olma açısından kendilerini tebrik ettim ve burada da ediyorum.
Yazıyı paylaşmak üzere izin istedim.
Gerekli izni verdiler.
Nuri Avcı’dan, Albay Mustafa Ertürk’e veda yemeği
4 Ağustos 2015 Pazartesi / İzmit'in saygın şahsiyeti eski bürokrat Nuri Avcı, Giresun Jandarma Bölge Komutanlığı Şube Müdürlüğüne atanan Mustafa Ertürk’ü ağırladı.
TÜRK HALKINI KURAN’LA BULUŞTURMA SEVDASI – Süleyman PEKİN
TÜRK HALKINI KURAN’LA BULUŞTURMA SEVDASI – Süleyman PEKİN
Lise yıllarımızda komşu köy Yeniköy’ün kahvelerine oyun oynamaya giderdik. Bir defasında adı aklımda Hüseyin diye kalmış bir arkadaş öğle yada ikindi ezanı okunur okunmaz oyun masasından kalkıp camiye gitti. Biz oynamaya devam ettik ama gidişi de hoşumuza gitmedi değil. 10-15 dakika sonra geldiğinde “Sana helal olsun, ne zaman başladın?” dediğimizdeyse “Küçükten beri giderim, bu âdeti devam ettirmemiz lazım” diye cevap vermişti. Biz âdet olsun diye kılmayacaktık.
Üniversite yıllarımızda ise dinî teşekküllerin İstanbul’daki yurtlarında kaldık. Hesapta dini, imanı burada öğrendik. Çok kitap okuduk, çok sohbete katıldık. İçerisindeyken fark edemesek de tarikat âdabı / cemaat âdeti adı altında muhtelif ebatta dinsel gelenek oluşturulduğuna tanık olduk.
İlk öğretmenlik yıllarımızda ise Konya Akşehir’de mezhepsiz (mezhepleri kabul etmeyen) ama Kuran’ı bilen bir arkadaşla aynı evde kaldık. Kuran sorgusuna çekildiğim her tartışmadan mağlup ayrıldım. Ve o günden beri döne döne hem Arapça metninden hem Türkçesinden Kur’an okurum.
İlk aldığım Kur’ân-ı Kerîm ve İzahlı Meâli’nin ilk sayfasına 19.08.1993 tarihini düşmüşüm. Ahmed Davudoğlu’na (Ahmet Davutoğlu değil) ait mealli Kuran’ın sayfalarını kıvırmışım, renk renk fosforlu kalemlerle içindeki âyetlerin altlarını çizmişim, yanlarına işaretler koymuşum.
Maşukiye’de Mustafa Sancak ağabeyin bahçesinde..
4 Ağustos 2015 Pazartesi / SEKA emeklisi Mustafa Sancak misafirlerini Maşukiye Çınarlı Mahallesindeki evinin bahçesinde ağırladı.
Ankara’yı Bilmek ve Şehirleşme Anlayışımız – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
Ankara’yı Bilmek ve Şehirleşme Anlayışımız – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
Ankara, Orta Anadolu’muzun tarihi ve küçük bir yerleşim yeri iken Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Başkenti olduktan sonra hızla büyüyen önemli bir yerleşim yeri olmuştur. Roma dönemi, Selçuklu dönemi ve Osmanlı dönemlerinden kalan tarihi unsurları da mevcuttur. Akşemsettin hazretlerinin de yetiştiği Türk Tasavvufunda önemli bir yeri olan Hacı Bayram Veli Dergah’ı da bu şehrimizdedir. Mustafa Kemal Atatürk bu şehri kurtuluş savaşımızın yönetildiği merkez ve kurulan yeni Türk devletinin baş şehri olarak seçmiştir.
Ankara Başşehir olduktan sonra hızla büyüyen bir yerleşim yeri olmuştur. İyi bir şehir planlaması ile genişliği yeterli ana yollar, bu ana yollar üzerine yerleştirilen muhtelif resmi binalar, şehrin genişleme alanları ve buralara nefes aldıracak parklar ile modern, yaşanılabilir bir şehir olması düşünülmüştür. Kızılay, Ulus, Maltepe, Cebeci, Bahçeli Evler gibi yeni mahalleleri; gençlik parkı, Tandoğan, Güven park, Kurtuluş parkı, Atatürk Orman Çiftliği, Hayvanat bahçesi, opera ve tiyatro binaları gibi unsurlarla sosyal hayatı da hareketli Türkiye’nin çağdaş bir şehri olması hedeflenmiştir. Şehrin planlanmasında ön görülen ana ulaşım arterlerinden Atatürk Bulvarının genişliği o günkü birçok yönetici tarafından dahi anlaşılamamış ve Ulus’tan-Esenboğa havaalanı yönüne daraltılarak uygulanmıştır. Bu planlama bozulduğu için o bulvarın bugün Ulus-Kızılay-Bakanlıklar hattı ihtiyaca cevap verirken Ulus-Dışkapı Aydınlık Evler hattının yetersizliği ve sebep olduğu sıkıntılar ortadadır. Şehir bütün bu özellikleri ile içinde yaşayan insanları için huzur ve mutluluk veren yaşanılabilir bir yer haline dönüştürülmek istenmiş ve o zaman için başarılıda olunmuştur.