
Gerçek bir ülkü adamı Nihat Gürer – Dr. H. İbrahim KAHRAMAN
Gerçek bir ülkü adamı Nihat Gürer – Dr. H. İbrahim KAHRAMAN
Şehrimizde sosyal olaylara,siyasete ilgisi olanların çoğunun bildiği, konuştuğu, danıştığı bir Bilge Adamdı, O 1983’de bir tanıdığının sağlık sorununu çözmek için geldiği çalıştığım İzmit SSK Hastanesinde tanışmıştık. Uzun boyu, mert fakat güler yüzü ve güven veren duruşu ile çok kolay ilişki kurulabilen ve konuşulabilen birisi idi. Daha sonra sosyal olaylara bakışımız, ülke ve toplum meselelerine yaklaşımımızdaki benzerlikler tanışıklığımızı dostluğa dönüştürmüştü.
Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın çalışmaları tanışıklığımızın sürdürülmesinde önemli bir yer tutar. Ocak milli ve manevi duyguları korumak, geliştirmek, milli birlik ve beraberliğimizin sürdürülmesi hususundaki toplumun beklentilerini karşılamak amaçlı 1985’de kurulmuştu. Konulara günlük siyasetin dışında yaklaşarak bilinçlenme-bilgilenmek temel hedef idi. Bu amaçla yüzlerce toplantı yapılmış, İstanbul’dan, Ankara’dan bilim adamları, kıdemli siyasetçiler getirilip konuşturulmuştur. Prof. Nevzat Yalçıntaş, Prof. Turan Yazgan, Ahmet Kabaklı, Muzaffer Özdağ, Mahir Kaynak gibi Türk ilim ve fikir hayatından önemli isimler bunlardan bazılarıdır. Ayrıca Ahmet Özhan, Yıldırım Gürses gibi sanatçılarla konserler; hat, ebru sergileri ile şehrimizin kültür faaliyetlerine katkı verilmesinde Nihat beyin payı büyüktür. Bu toplantıların bir kısmı İstanbul’da yapılmıştır. Eşli yapılan bu toplantıların bizi bilgilendirme ve toplumda daha faydalı olma yönümüze katkıları çoktur. O yıllarda muhafazakar kesimin eşleri ile birlikte etkinlikler yapması yadırganmış iken Aydınlar Ocağımız bu konuda da örnek olmuştur. Ocağımız, yönetimi devretmekle beraber çalışmalara katkı vermeyi sürdüren üye özelliği ile diğer ocak ve derneklere de örnektir. Bu özelliği ile Nevzat Yalçıntaş hocamızın Kocaeli Ocağı BİR İNCİdir iltifatını almıştır. Bu konuda da Nihat Abi’imizin demokrat tavrının payı büyüktür.
Sağ olsunlarr. – Kandıralı Fethi
Sağ olsunlarr. - Kandıralı Fethi
Biiişee yaptığımı zannnn, etmiyorumm..
GONUŞMA dilimlee.yazıyom..!!
Hocammm.Ipek Sümer den
AF OLA...
LANGIR. sokağı
AŞCI İsmaili...
Çırlak MALlesini...
GAVAK kemal den.
Hatıpınarını
GARA ÜZÜM BAYRINI.
Ahcı Nihat dan.
Manav Muzaffere....
197 P.Al.
Turan Sarı dan
Hüsnü Dinç lere...
Rüştü Uygur lardan
ismail Altan lara...
Lisenin duvarlarını
Ağva köprüsünün ayaklarına..
“Kıbrıs Meselesi” – Yusuf Gedikli
Yesevi Dostlarıyla geleneksel olarak 15 günde bir yaptığımız kahvaltılarımız devam etmektedir. Bu kahvaltımızda da kahvaltı ile sohbet arasında ki 5 dakika Hoca Ahmed YESEVİ'nin Divan-ı Hikmet'inden seçmeler okunacaktır. 154.’sünü yapacağımız bu kahvaltımızda siz YESEVİ Dostlarını da aramızda görmekten mutlu oluruz.
SOHBET KONUSU : “Kıbrıs Meselesi”
KONUŞMACI : Yusuf Gedikli
İKRAM : Hoca Ahmed Yesevi Vakfı
TARİH : 29 Ocak 2017 Pazar Saat: 10.00 -12.30
Hoca Ahmed Yesevi Vakfı
Telefon : 0212 638 50 12
Belgegeçer : 0212 638 35 47
Adres : Küçük Ayasofya Mah. Küçük Ayasofya Cad.
Hüseyin Ağa Medresesi Sultanahmet / Fatih / İstanbul
TÜRKİYE KAMU-SEN’E YAPILAN SALDIRIYI LANETLİYORUZ
TÜRKİYE KAMU-SEN’E YAPILAN SALDIRIYI LANETLİYORUZ
Yapılacak referandumda hayır oyu vereceğini açıklayan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk saldırıya uğradı. Saldırganlar delegelerin iradesiyle seçilmiş Genel Başkan Koncuk'un istifa etmesi için tehdit ettiler.
Saldırı İsmail Koncuk’un şahsında Türkiye Kamu-Sen’e ve Türk milliyetçilerine yapılmıştır.
Yapılan saldırıyı ve tertipçilerini lanetliyoruz.
Çirkin saldırıyı yapanlar nedense hala yakalanmadı.
Bütün kurum ve kuruluşları ele geçirme hırsı ile hukuku çiğneyenlerin ve onların destekçilerinin işi kaba kuvvete kadar vardıran yandaşlara karşı bir kınama, bir tepki göstermemeleri dikkat çekicidir.
500 bine yakın üyesi ile “sendikacılıkta, kirlenmeyi, kokuşmuşluğu, yandaşlığı reddeden”, son 14 yıl içerisinde maruz kaldıkları baskı ve zulüm karşısında pes etmemiş bir büyük topluluğun adı Türkiye Kamu-Sen.
Başkan İsmail Koncuk da bir türlü boyun eğdirilemeyen, Türkiye sevdalısı bir yiğit adam.
Biz biliyoruz ki, “Türkiye Kamu-Sen bir sendikadır, ancak kendisini yüzde yüz milli, yüzde yüz yerli olarak tanımlayan vatansever özelliği öne çıkmış, ‘Türkiye Sevdalısı’ sıfatını benimsemiş, dünya görüşü ne olursa olsun, tüm kamu çalışanlarının yuvasıdır.” Bu saldırılar onları inançlarından ve mücadelelerinden döndüremeyecektir.
Unutulmayacak bir günümüz..
21 Ocak 2017 Cumartesi / Saat 14.20 Nihat Gürer ağabey İstanbul’dan İzmit’e getiriliyor. Ön tarafta Tuncer Akşener enişte.. Gebze yakınları..
Bilge İnsan; Nihat Gürer – Serhat DUYAR
Bilge İnsan; Nihat Gürer - Serhat DUYAR
“80 İhtilalindan sonra mücadeleyi bırakmamak açısından özellikle fikri mücadele için Kocaeli Aydınlar Ocağını kurduk. Bize oturmak yakışmazdı.
Kurucularından ve geçmiş dönem Başkanlığını yaptığım Kocaeli Aydınlar Ocağını Siyasi değil Fikri organizasyon olarak kurduk.
Çekirdek kadroda Vahap Atlı, Beytullah Uslu, Ahsen Okyar ve diğer arkadaşlarla 1985’te fikri boşluğu dolduralım düşüncesiyle Kocaeli de yola çıktık.
Gayesi; sağın tamamına Türk İslam Kültürünü aktarmaktı. 3 Mayıs 1985’te İstanbul ve Ankara’dan sonra 3. Kuruluş Anadolu’ya geçiş noktası olan Kocaeli de, Aydınlar Ocağını kurduk.
Ahmet Kabaklı gibi fikir adamı, İbrahim Kafesoğlu gibi Profesör olmuş akademik kariyeri olan Türk Milliyetçilerinden oluşan bir yapı vardı.
İlimize her Salı akşamı konusunun en iyisi Profesörü getirdik, 139 Hocayı Kocaeli ile buluşturduk. Konferanslar yaptık, Paneller yaptık...”
Evet; bu keyifli sohbet aydın ve mücadeleci duruşu ile Nihat Gürer Ağabey ile yaptığımız bir sohbetten.
DEFİNE – Bir Kandıra Hikâyesi -7 / Mustafa YILDIZ
DEFİNE – Bir Kandıra Hikâyesi -7 / Mustafa YILDIZ
Harman
Harmanı saçtık, yığı ile önce yuğladık, çalı ile sürgü yaptık, su döktük, kazanla dolaşırsın harmanı ıslatırsın, toprağı sertleştirmek için, buğday taneleri batmasın diye yığı ile dolaşırsın, samanı ince atarsın, olur beton. Sabah kalkarsın, elli altmış demet saçtın mı harmana haydi oğlum başlıyoruz dönmeye düvenle, hayvanın tersine kürek tutarsın harmana şey yapmasın diye.
Güzel tafsiye veya tavsiye..
tafsiye x tavsiye (Türk Dil Kurumu)
a. 1. Öğütleme, yol gösterme:
r. 2. Bir şeyin, bir kimsenin iyi, işe yarar olduğunu ilgili kişiye söyleme, referans.
Kubbede Hoş Sada Bırakmak! – İsmail KAHRAMAN
Kubbede Hoş Sada Bırakmak! – İsmail KAHRAMAN
Ömür hızla gelip geçiyor. Bu satırları yazdığım sırada, iki acı haber aldım. Birisi 1986 yılında Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın kurucu şube başkanı olarak tanıdığım yıllarca birlikte İlim, istişare Kurulu üyesi olarak görev yaptığımız çok değerli ağabeyim Nihat Gürer beyin vefat haberiydi.
Nihat bey, Kocaeli’nin siyasi, sosyal ve kültürel hayatında çok önemli izler bırakan birisiydi. Fikirleriyle, çalışmalarıyla Kocaeli’ne ve Kültür hayatımıza çok büyük katkılarda bulundu. Pazar günü onu ebediyete uğurlamak üzere İzmit Fevziye caminde cenaze namazına katılmak için bu satırları yazarak yola çıktım. Nihat bey Türk siyasetinin önemli isimlerinden, Kocaeli siyaset tarihine adını silinmez harflerle yazdıran, Meral Akşener’in de ağabeyi. Meral hanımın en takdir ettiğim yönü 28 Şubat’da ki dik duruşu ve tavrıydı. Nihat bey Kocaeli’nde yaşayacak unutulmayacak izler bırakan bir isim. Kendisine yüce Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.
NİHAT ABİ İLE HAYATA FARKLI PENCERELERDEN BAKMAK – Süleyman PEKİN
NİHAT ABİ İLE HAYATA FARKLI PENCERELERDEN BAKMAK – Süleyman PEKİN
Nihat Gürer Ağabey’i kaybettik. Türkiye darboğazlı yollara ve yıllara sürüklenirken onun öngörülerinden ve farklı parametreler üzerine oturan analizlerinden mahrum kalacağız demektir. Kendisine teşkilatlanma becerilerini, kültürel birikimlerini, iletişim tecrübelerini ve analitik ilkelerini kitaplaştırması lüzumunu çok kere iletmiş biri olarak gayri bunların olay, olgu – zaman, mekân bağlamında çeşitli usullerle işlenmesi tarafımıza miras kalmış gibi gözükmektedir.
Doğa belgesellerinde de işlendiği gibi canlıların yemek, üremek ve yaşam alanı belirlemek gibi temel ihtiyaçlarını esas alan Nihat Abi milletlerin / devletlerin de bu paralelde ekonomi, nüfus ve ülke toprakları üzerinde vaziyet aldıklarını örneklerdi. Tabiatta canlılar arasındaki çatışmaların aynısının insan kümeleri arasında da doğal menfaat çatışmaları olarak var olduğunu söylerdi.
Bizim gibi ocak eksenli yazı ve seminerler yetişen ve idealizmi bu ezberlerin aktarımı ile bu çizgide sabitlenmek olarak algılayanlar yeryüzündeki tüm olayları ülkü / ideoloji, dava / inanç üzerinden açıklamaya çalıştılar. Yani önce kendinizi idealize ediyor, örneğin ilâ-yı kelimetullah düşüncesiyle doluyor ve sonra Osmanlı Devletinizi kuruyordunuz. Oysa Osmanoğulları doğal şartlardan istifadeyle neşv ü nema buluyor, imparatorluk haline geldikten sonra kendisine dinî ideoloji üretiyordu.
Merve Yılmaz; “Her yıl 250 milyon kişi krizlerden etkileniyor”
19 Ocak 2017 Perşembe / Hasan Uzunhasanoğlu Başkanlığındaki Akça Koca Kültür Platformu 9.Gençlerle Başbaşa programında Merve Yılmaz konuştu.
