Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

ahsen okyar
10Mar/170

Türk Din Anlayışı Maturidi ve Maturidilik Konferansı – Prof. Dr. Sönmez KUTLU

Türk Din Anlayışı Maturidi ve Maturidilik Konferansı - Prof. Dr. Sönmez KUTLU

İslam Düşüncesinde özellikle de Türk İslam düşüncesinde bazı şahsiyetler sadece ve sadece İslam anlayışı ile ilgili fikirleri bize taşımakla bilinmezler, böyle görülmemesi gerekir. Örneğin Maturidi gibi, Ahmet Yesevi gibi Hacı Bektaşi Veli gibi Zemahşeri gibi daha onlarca sayacağımız İslam bilginleri kendi coğrafyamız olan Orta Asya’da ortaya çıkan ve belli bir coğrafyaya hapsedilmesi mümkün olmayan deha insanlardır. Ve bu insanlar sadece kuranı tefsir etmekle veya bir kitap yazmakla öne çıkmamışlardır. Bu insanlar içinde büyümüş ve yetişmiş oldukları tarihi, kültürü ve o milletin karakteristik özelliklerini sırtında taşıyan büyük insanlardır. Bu gün Türk toplumunun tarihte yetiştirmiş olduğu ve İslam medeniyetine katkılarının diğerleriyle kıyaslandığında ölçülemeyecek kadar büyük olduğunu bildiğimiz bir şahsiyet üzerinde daha önce yazdıklarımdan farklı olarak Maturidinin şu ana kadar bilinmeyen yazıya geçirilmemiş bazı hususiyetlerini arz etmeye çalışacağım.

9Mar/170

TÜRK’ÜN DEMOKRASİYLE İMTİHANI – Süleyman PEKİN

TÜRK’ÜN DEMOKRASİYLE İMTİHANI – Süleyman PEKİN

Mazisi 4–5 bin yıllık bir milletiz. Yüzlerce devlet ve farklı coğrafyalarda medeniyet kurmuşuz. Yalnızca Cumhurbaşkanlığı Forsu’nda bile 16 büyük imparatorluk var ve 17’ncisi Türkiye Cumhuriyeti..

Bu 40–50 asırlık tarih şeridinde son 1 asır hariç hep kağanlık, hanlık, sultanlık ve padişahlıkla yönetilmişiz. 13.yy ortalarındaki Ahiler ve 20.yy başındaki kısa süreli Azerbaycan Cumhuriyet denemelerini saymazsak “Türk’ün Demokrasiyle İmtihanı”nın başlangıcı 1923’tür.

Cumhuriyetin ikinci yılında kurulan siyasî partinin (TCF) üçüncü yılda çıkan bir isyanla (Şeyh Said) kapatılmasını anlayabiliriz. Zira Saltanat kaldırılalı 2-3 yıl olmuş, Halifeliğin kaldırılışının yılı bile dolmamış. Yani 40 yada 50 asırlık millet ömrünün 39 veyahut 49 asrını tek adam liderliğinde geçiren bir toplumun Cumhuriyeti hemencecik benimsemesi sosyolojiye aykırı olurdu.

8Mar/170

HOCA AHMET YESEVİ VE ŞEHRİMİZDEKİ KÜLTÜR ETKİNLİĞİ – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN

h i kahraman drHOCA AHMET YESEVİ VE ŞEHRİMİZDEKİ KÜLTÜR ETKİNLİĞİ – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN

Şehrimizin önemli etkinliklerinin adresi Yahya Kaptan Mahallemizdeki Süleyman Demirel Kültür Merkezidir. 3 Mart 2017 Cuma akşamı için adımıza gelen davetiye, kağıdı, dizaynı, zarfı ve üstündeki desenleri ile özenle hazırlanmış ve dikkat çekici idi. Fazla gösterişli hali ile tenkit de edilebilecek bu davetiye taşıdığı maksat göz alındığında yerindeliği anlaşılıyordu. Unesco 2016 yılını Hoca Ahmet YESEVİ yılı ilan etmiş ve bu etkinlik de bu Müslüman Türk büyüğü hatırasına hazırlanmıştı. Kocaeli Büyük Şehir Belediyesi ve Türk Dünyası Belediyeler Birliği Başkanı Sn İbrahim Karaosmanoğlu’nun himayesinde yapılan ve hazırlanan ‘Sevda’yı Muhammed’ adı verilen albümün tanıtım konseri idi.

Hoca Ahmet Yesevi, Türklerin Müslümanlık anlayışının oluşmasında çok etkili olmuş bir zattır. XI y.y. da Horasan’da yaşayan ve bu bölgeden başlayarak tüm Türklerin yaşadığı coğrafyada etkisi olan biridir. Bunda öğretisini Türkçe yapmasının yanında yetiştirdiği öğrencileri bu bölgelere gönderip görevlendirmesinin rolü çoktur. Horasan erenleri denilen öğrencileri Anadolu’muzun muhtelif yerlerine gelip yerleşerek bu öğretiyi yaymışlar ve müslümanlığın doğru anlaşılıp yaşanmasını sağlamışlardır. Bunlardan biriside muhtemelen memleketim Gerede Esentepe’de medfun bulunan Ramazan Dededir. Pir-i Türkistan namı da olan bu büyük zat, ders ve eğitimden arta kalan zamanında kaşık-kepçe yapıp satarak geçimini sağlar. Öğretilerini Divan-ı Hikmet adında toplanan eserinden alabiliriz. Bunlardan birisini burada yazmak istiyorum;

7Mar/170

KEHANETİM VEYA ÖNGÖRÜM – Ruhittin SÖNMEZ

r sönmezKEHANETİM VEYA ÖNGÖRÜM - Ruhittin SÖNMEZ

Toplumun bütün kesimlerinden saygı gören, kanaat önderi olma özelliğini taşıyan kişilerin bir siyasi partiye kendisini bağlamasının doğru olmadığını düşünürüm.

Kanaat önderi olan kimsenin, kendisine bağlı hisseden kitlelerin özel hayatından, siyasi tercihlerine kadar her şeyine karışmasını, yönlendirmesini de kabul edilemez bulurum.

Kanaat önderi olan şahıs,  temel inanış ve ilkeleri öğretmeli ve herkesin kendi hür iradesi ile hayat tarzını, sosyal ve siyasi tercihlerini belirlemesinin en doğrusu olduğunu kabul etmelidir.

Sünnete de, demokratik anlayışa da uygun düşen budur.

Devleti ele geçirme veya devletin bazı unsurlarını yönetme sevdası, bazılarına ilk bakışta cazip görünmüş olabilir.

Nurcu bir arkadaşımdan sıkça duyduğum Bediuzzaman Said­i Nursi'nin, din adına hareket eden kişilere ve zümrelere tavsiyesi olan şu sözü bana daha makul geliyor: "Euzubillahimineşşeytani Ve's Siyase." Siyasetten şeytandan kaçar gibi kaçınma tavsiyesini, "siyasetten ve paradan" diyerek genişletmek daha da doğru olabilir.

Siyasete ve maddi güce endekslenmiş din temelli hareketlerin, hizmet üretme imkânlarının azalacağı, tam tersine nifak ve çatışmaya yardımcı olacağını görmek için kâhin olmaya lüzum yoktur sanırım.

Siyasi ve maddi gücün kaybedilmesi korkusu, ­maazallah­ İslam'ın hiç kabul etmeyeceği metotların kullanılmasını mazur ve "şeytan" ile işbirliğini meşru gösterebilir.

4Mar/170

Referandum “Al başkanlığı hallet Meral’i” anlaşmasıdır – Özlem GÜRSES

01meralyenienson39cm

Referandum “Al başkanlığı hallet Meral’i” anlaşmasıdır - Özlem GÜRSES

Kongrede aday olacağını açıklamasıyla birlikte AKP’den yüzde 8 oyun MHP’ye kaydığını belirten Akşener, “MHP’nin oyu yüzde 22.7’ye yükseldi. Başkanlık sisteminin aniden ortaya getirilmesinin, kurultayımızla ilgili olduğuna inanıyorum” dedi.

Beylerbeyi'nde Türk motifleriyle döşenmiş son derece mütevazı bir ev. Kapısında 80 milyon kere Hayır afişi var, eli kınalı Meral Akşener fotoğrafı. Girince hemen soldaki küçük bahçe kedi dolu! En tombulları Minnoş, diğerleri onun çevresinde. Hepsi sokak kedisi ama aşılı, tertemiz bakılıyorlar. Evde ‘terlik' adeti var, duvarlarda hep aile fotoğrafları, en çok da 1 yaşındaki torun Pars. Eşi Tuncer Bey okuduğu kitabı bırakıp “hoş geldiniz” demek üzere yanımıza geliyor. Biz fotoğraflar için hazırlanırken de Meral Hanım 5 dakikada makyajını yapıp ceketini giyiyor, “Çayımız hazır mı?” diye sorarken yerini almış bile. Bizden biri Akşener. Ailesi, yaşam tarzı, fikirleri. Ama siyaset konuşmaya başlayınca, işte o zaman bambaşka bir insana dönüşüyor. Buyurun, kendi deyimiyle “traktör gibi bir kadının” anlatıkları…

1Mar/170

KALİTELİ YAŞAMDA DOST VE ARKADAŞLIK PORTFÖYÜNÜN DİZAYNI – Yrd.Doç.Dr. Süleyman COŞKUNER

süleyman coşkunerKALİTELİ YAŞAMDA DOST VE ARKADAŞLIK PORTFÖYÜNÜN DİZAYNI - Yrd.Doç.Dr. Süleyman COŞKUNER /Kaliteli Yaşam Uzmanı

Yüksek kaliteli bir dost ve arkadaşlık ilişkisi, kaliteli bir insan olmanın ve yüksek kaliteli yaşayabilmenin en önemli faktörlerinden birisidir. Yalnızlığın Allah’a (cc) mahsus olduğunu, çevremizdeki insan dahil her türlü madde ve imkana her an muhtaç olduğumuzu düşündüğümüzde, dost ve arkadaşlarımızın hakkıyla dizayn edilmesinin önemi bir kat daha artmaktadır.

İnsanlar kalabalıklar halinde yaşarlar. En kalabalık şehirlerin de daha kalabalık cadde ve mekanları vardır. Nedense insanlar her gün hep oraya akarlar. Çünkü birbirimize her an ihtiyacımız vardır. Çevremizde olan veya bize yakın olan herkes, dost ve arkadaşlık portföyümüzde yer alır mı acaba?

Denize bir taş attığımız zaman, taşın düştüğü noktadan itibaren sayısız ve düzenli yuvarlak haleler oluşur. Taşın düştüğü noktaya kendimizi koyarsak, birinci haleye kaç kişi sığar? İki veya üç kişi. İşte bunlar hayatımızın olmazsa olmaz derecedeki yakın kişileri olmalı. Yani eş, çocuklar, anne-baba ve kardeşler. Bir de can dost ve arkadaşlar. Ondan sonraki halede 4 veya 5 kişi. Bunlar da yakın akrabalar veya can dost ve arkadaşlar.

28Şub/170

TAKİYYE – Ruhittin SÖNMEZ

r sönmezTAKİYYE - Ruhittin SÖNMEZ

Takiyye “dini, manevi veya dünyevi zararları önlemek için kişinin inancını gizlemesi” olarak tarif ediliyor.

Dini içerikli internet sitelerinde “takiyye her Müslüman’ın şer’i görevlerinden biridir” diye tarif ediliyor.

Türkiye’de AKP’nin İslamcı tabanı ile Cemaat/ FETÖ içinde takiyye uygulayanların oranının çok yüksek olması bu inanışın eseri olsa gerektir.

Buna delil olarak gösterilen ayetlerde “can korkusu ve tehlikeleri önleme söz konusu olduğu zaman” Müslümanın inancını gizleyebileceği ifade ediliyor.

Bu ayetleri bazıları “hayatınızın ve bazı uzuvlarınızın imha edilmesinden korkmanız halinde”, bazıları buna ilave olarak “dünyevi bazı zararlara uğramak”  hallerinde takiyye yapılabileceği şeklinde yorumluyor.

Ancak mesela Bilal-i Habeşi gibi ilk Müslümanların korkunç işkenceler altında bile inancını vurgulaması gibi örnekler bu yoruma ihtiyatla yaklaşmamızı gerektiriyor. Uzmanı olmadığım bir konuda ahkam kesmek istemem ama takiyyenin bir görev değil, belli durumlarda verilen bir ruhsat olduğunu düşünüyorum.

“Baskı ve istibdat ortamında, varlığınızı tehdit eden zulüm fırtınası karşısında” takiyyeden başka kurtuluş yolu bulunamayabilir. Ancak “dünyevi bazı zararlara uğramak” ihtimali karşısında da takiyye meşru mudur?

Daha da açalım. İktidarın sunduğu bazı nimetlerden mahrum olmak, muhalif olmanın bazı risklerine katlanmak da takiyye için gerekçe olabilir mi?

27Şub/170

YENİ ANAYASA İLE İLGİLİ BAZI DEĞERLENDİRMELER – Prof.Dr. Mustafa E. ERKAL

mustafa erkal profYENİ ANAYASA İLE İLGİLİ BAZI DEĞERLENDİRMELER – Prof.Dr. Mustafa E. ERKAL

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kritik ve milât kabul edilebilecek bir dönemini yaşamaktadır. 1982 Anayasası bugüne kadar 18 defa değişikliğe uğramış ve 12 Eylül darbe anayasası olmaktan çoktan uzaklaşmıştır. Günümüzde yapılmak istenen bir anayasa değişikliği değildir. Yapılmak istenen toptan yeni bir anayasa hazırlamaktır. Oysa ülkemiz ne bir savaştan yenik çıkmış; ne de bir ihtilal sonrası dönem yaşamaktadır. 16 Nisan’da referanduma sunulacak olan 18 maddeyi ileride yeni ve değişik birçok madde takip edecektir. 18 madde dışındaki maddeler için ileride de bir referandum yapılacak mıdır sorusu akla gelmektedir. Son 7-8 senedir oluşturulan çalışmalarda 18 madde dışındaki diğer maddelerin nasıl olacağı konusu gizli değildir. Milli kimliksiz, milli kimliği etnik çağrışım yapıyor diye devre dışı bırakacak yanlışlar, artık Batı Avrupa ülkelerinin de şikayetçi olduğu çokkültürlülük ve etniklikleri esas alan, milletleşmeyi hesaba katmayan, farklılıkları kutsallaştıran sözde ideolojisiz ve T.C.’nin kurucu iradesini dışlayan bir anayasanın hazırlanacağı endişesi sürmektedir.

Böyle bir anayasanın ülke ihtiyaçlarından çok; sözde bölünmeyi engelleme amacıyla, çeşitli tavizlerle dolu olacağı tahmin edilmektedir. Türkiye terörle müzakereden mücadeleye dönüşü ile büyük ölçüde terör baskısıyla bir anayasa yapma şartlarından uzaklaşmıştır. Aslında etnik ırkçılığa teslim olacak bir anayasa hazırlık çalışması ne demokratik olabilir, ne de toplumun bütününe hitap edebilir. Sadece marjinal bazı grupları mutlu edebilir.

Anayasa hazırlıklarında tepki anayasacılığının sürdürülmesine fırsat verilmemelidir. Ülkemizde her nesil, kendinden önceki nesilleri küçümsemekte ve daha iyisini yapabileceğini zannetmektedir.

26Şub/170

Beka filan… / Yeliz KORAY

C2iijP6XUAEX-4VBeka filan… / Yeliz KORAY

Bahçeli 2015 “
Erdoğan’ın PKK ve bölücü çevrelerde
‘al özerkliği ver başkanlığı’ mutabakatı sağladığı anlaşılmıştır.
Erdoğan, tek adam olmak için bastırmaktadır.
Devletin bekası için izin vermeyeceğiz…”

Erdoğan 2015
“Bahçeli bugün milliyetçilikten bahsediyor. Senden olsa olsa kafatası milliyetçisi olur.
MHP sadece ırkçılık diliyle konuşuyor.
Biz her türlü milliyetçiliği ayaklar altına almış bir iktidarız.

Bahçeli 2015
“Bunlar aile boyu rüşvet ve yolsuzluk çamuruna batmışlar.
Başkanlık sistemi demek yolsuzluk dosyalarının açılmamak üzere kapanması
yolsuzluk çarkının yeniden dönmesi
diktatörlüğünü ilan etmesi demek…”
Devletin bekası için izin…”

Erdoğan 2015
“Bunlar kandan beslenen vampirler.
Sayın Bahçeli, ben bozkurtlarla değil, eşref-i mahluk insanlarla dolaşıyorum.

23Şub/170

DOĞU TÜRKİSTAN’DA NE VAR NE YOK?! – Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ

mehmetcemal-iftigzeli2DOĞU TÜRKİSTAN’DA NE VAR NE YOK?! - Mehmet Cemal ÇiİFTÇİGÜZELİ

Doğu Türkistan Vakfı’nın eskimez yöneticilerinden, değerli dostum ve saygın soydaşım Hamit Göktürk aradı. Ankara Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi, Türk Lehçeleri bölümü hocalarından Prof.Dr. Ekrem Barak Arıkoğlu’nun “Doğu Türkistan’da Bugünkü Durum” konulu etkinliğine davet etti.

Dünyada ne kadar Türk, soydaşım var, benim bir parçam. Evrende ne kadar insan hakkı ve hukuku zedelenenler mevcut yüreğim o nispette kanıyor, yanıyor. 300 milyonluk Türk Dünyasında hala kanayan yara, özgürlükleri zedelenen Kırım ve Doğu Türkistan Türklerine yapılanlardır.

Çözümü ise bu iki bölgenin bir an evvel evrensel donanımı içinde akademik tarifine, bilimsel yapılanmasına uygun olarak demokrasiye biran evvel geçmesiyle mümkün olacaktır. Dilerim bu süre hız kazanır, Kırım ve Doğu Türkistan’daki soydaşlarımızın hak ve hukukları dikkate alınır.

AKADEMİK BİR GEZİ

Üniversiteye geldiğimiz yıllarda Doğu Türkistanlı liderler İsa Yusuf Alptekin, Mehmet Emin Buğra ve Rıza Pekin Paşayı tanıma fırsatı buldum, sohbetlerine katıldım, faaliyetlerine katkı verdim, soydaşlarımızın dertlerini o gençlik heyecanı içinde dert edindim.

Aradan yarım asırdan fazla bir zaman geçti ve Prof.Dr. Ekrem Barak Arıkoğlu’nun Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı Turan Kültür Merkezi’nin İstanbul Üniversitesi Avrasya Enstitüsü’ndeki konferansında son gelişmeleri dinleme imkanımız oldu. Ayrıca Türk dünyamızın lokomotiflerinden Prof.Dr. Turhan Yazgan hocamızı da rahmet, minnet ve şükranla andık. Onca değerli arkadaşımızla da bu vesileyle birlikte olduk. Hasret giderdik, muhabbet ettik.

Prof.Dr. Ekrem Barak Arıkoğlu Doğu Türkistan’dan yeni dönen akademisyenlerden biri. Doç.Dr. İsmail Doğan ile beraber Kırgızistan Manas Üniversitesi Kaşgar Derlemeler Programı çerçevesinde bölgeye bir inceleme gezisi tertip etmişler. Doğu Türkistan’daki çoğu yerleşim birimini gezerek tespitlerde bulunmuş, resim çekmiş, analizler yapmaya çalışmışlar.

23Şub/170

Ozan Arif referanduma böyle ‘hayır’ dedi

161571

CAHİLCE ‘EVET’ DEME!..

Benim vatan sevgimle,

Hiç kimse yarışmasın!..

Ben kurtlara seslendim,

Çakallar karışmasın!..

*

Soruyorsun velâkin, ne söylesem bilmem ki!..

Ancak şöyle söylersem, anlarsın beni belki!..

*

Bir, beş değil kaç kere, ateşlere atıldık!

Satıldık be kardeşim, anlasana satıldık!..

22Şub/170

Bi susun artık! – Selcan TAŞÇI

5213_bBi susun artık! - Selcan TAŞÇI

Türk Milliyetçileri Hayır Diyor Platformu'nun önceki gün Ankara'dan resmen başlattığı referandum kampanyasına destek vereceğini ilan eden isimler:

***

Mevcut MHP yönetiminin de büyük bölümünün, hayatlarının bir döneminde elini illaki öptüğü, önünde illaki ceket iliklediği Prof. Dr. Mustafa Kafalı Hoca "HAYIR" diyor;

"Hayır" diyenleri insafsız bir sınıflandırmayla itibarsızlaştırmaya çalışanlara soruyorum:

Kafalı Hoca, referandum literatürüne yeni eklenen tanımla "paçavra" mıdır?

***

Ramazan Mirzaoğlu, Hüsnü Yusuf Gökalp, Enis Öksüz, Abdülkadir Akcan, Şuayip Üşenmez, Sadettin Tantan...

Bu isimler MHP'nin de ortağı olduğu koalisyon hükümetinde, kimi MHP'li olarak bakanlık yaptı.

"Terörist" olabilirler mi?

De ki olabilirler, MHP'ye sormazlar mı;

Sen nasıl potansiyel teröristleri bakan yaptın?

21Şub/170

TÜRK MİLLİYETÇİLERİ HAYIR DİYOR – Av. Ruhittin SÖNMEZ

r sönmezTÜRK MİLLİYETÇİLERİ HAYIR DİYOR - Ruhittin SÖNMEZ

16 Nisan Referandumunda sonucu belirleyecek temel faktörlerden birincisi MHP tabanının yani ülkücülerin vereceği “evet” ve “hayır” oylarının oranı olacak.

Referandum sonucunu belirleyecek unsurlardan ikincisi AKP tabanından “evet” oyu vermeyecek olanların oranı,

Üçüncüsü ise HDP kitlesinin sandığa gidip gitmeyeceği, giderse evet / hayır cenahlarından hangisini destekleyeceği önemli olacak.

“Hayır” oylarının “evet”leri geçebilmesi için MHP’ye oy vermiş seçmenin en az üçte ikisinin hayır demesi gerekmektedir.

Sinan Oğan’a göre MHP tavanı ile tabanı arasında uçurum vardır. Tabanın yüzde 90’ı “Hayır” diyor. Ama bu oran, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Erdoğan’la Perinçek arasında kalsak tercihimiz Erdoğan” sözleri sonrası yüzde 95’e çıktı.

Meral Akşener de, MHP tabanının en az yüzde 80’inin “hayır” diyeceğini, Türkiye genelinde Hayır oylarının yüzde 56-58 olduğunu açıklamıştı. Bu açıklama Bahçeli’nin MHP tabanında tereddütlü olanları da “hayır” cenahına iten son ifadelerinden önce yapılmıştı.

Bu iddiaların ne kadar gerçekçi olduğunu anlamak için Ankara’da yapılan toplantı çok önemli bir gösterge olacaktı.

20Şub/170

Gözlerim ışıladı bir an seni görünce – Dr. Süleyman COŞKUNER

süleyman coşkunerDr. Süleyman COŞKUNER

Gözlerim ışıladı bir an seni görünce
Kader tüm ağlarını bizim için örünce
Güzellikler var iken yaşanır mı körünce
Ab-u hayat bizedir yaşamayı bilince

20Şub/170

"Referandumda ne yapmalı?" – Arslan BULUT

arslan bulut"Referandumda ne yapmalı?" - Arslan BULUT

Halk Tv'den, Hakan Aygün'ün programından, CHP milletvekili Dursun Çiçek ile birlikte çıkmıştık. Taksiye bindik. Çiçek, şoföre, referandumda nasıl oy kullanacağını sordu. Şoför, "Bakacağım, çoğunluk nereye verirse ben de oraya vereceğim" dedi! Sonra aralarında şöyle bir diyalog gelişti:

-Peki siz kaç kardeşsiniz?

-Beş kardeşiz.

-Babadan kalan arazinin, gayrımenkülün tapusunu, dört kardeş olarak ağabeyinize verir misiniz?

-Ben vermem!

-O halde vatanın tapusunu da bir kişiye devretmeyin! Çünkü bu Anayasa değişikliği, vatanın tapusunu bir kişiye devrediyor.

Çiçek, yerden göğe kadar haklıydı. Gerçekten de gerek olağanüstü hâl yetkilerinin kötüye kullanılması gerekse "varlık fonu" ile vatanın tapusu tek bir kişinin yetkisine bırakılmış durumdadır. Anayasa değişikliği de geçerse, vatan topraklarının, İngiliz güdümlü Arap sermayesine ve Katar'daki rüşvet hesaplarının sahiplerine satılacağından emin olabilirsiniz.

19Şub/170

KENDİ GERÇEĞİNİ RESİMLEMİŞ: “FRİDA KAHLO” – Bihter GÖRDÜ

5356064443_9fce72f6a4_thumbKENDİ GERÇEĞİNİ RESİMLEMİŞ: “FRİDA KAHLO” – Bihter GÖRDÜ

Biyografileri okumak ayrı bir keyif veriyor.

Çünkü, biyografilerin geleceğe ışık tuttuklarına inanıyorum.

Özellikle dünyaca ünlü insanların mücadele dolu yolculukları ilgimi çekiyor.

Tüm bu duygu ve düşüncelerle girdiğim kitapçıdan, dünyaca ünlü ressam Frida Kahlo’nun hayatını anlatan kitabımı alarak çıktım.

Devrimci ve feminist ressam Frida Kahlo’nun resimleri sürrelist olarak nitelendirilse de, Kahlo bunu ısrarla reddetmiş.

Asla hayallerini değil Kahlo, yalnızca kendi gerçeğini resimlediğini söylemiş.

Tablolarının birçoğunda kendi yüzünü resmeden Frida Kahlo’nun hayat hikayesi de oldukça ilginç.

17Şub/170

Kopernik’e destek – Takuyiddin’e köstek: Ramazan BAKKAL

ramazan bakkalKopernik’e destek - Takuyiddin’e köstek: Ramazan BAKKAL / Bilim Teknoloji İçin İstanbul Çalışma Grubu Başkanı

Yeniçağ biliminin öncüsü olarak kabul edilen Nicolaus Copernicus (Kapernik (1473-1543) Polonya doğumludur. Ülkesinde teoloji okudu. İtalya’da daha çok sevdiği tıp, matematik, astronomi ve kilise hukuku alanlarında sürdürerek matematik Profesörü oldu. Astronomiye hep ilgi duydu. Ülkesine dönüşte Kilisenin desteğiyle bir gözlemevi yaparak gözlemlerde bulundu. Daha önce Zerkali ve Nasuriddin Tusi’nin gözlem yoluyla tespit ettiği sonuçları kendisi de gözlemleyerek Dünyanın güneşin etrafında bir yılda, kendi ekseni etrafında bir günde döndüğünü ilan etti. Kopernik bu gözlem ve tespitiyle yeniçağ modern biliminin öncülüğüyle ödüllendirildi. Bu fikirleri yazarken Kilise tarafından suçlanmadı, dışlanmadı. Teşvik gördü. Bu gözlem sonuçları sadece Avrupa için yenilikti.

Şimdi Takuyiddin’in başına gelen Rasathanenin imhasını hatırlama zamanıdır. Nasıl olmuştu.

Hoca Sadeddin Efendi’nin desteğiyle Takuyiddin, Sultan 3. Murat’ın onayını almış ve Tophane sırtlarına dünyanın en ileri gözlem imkânlarına sahip bir rasathane kurmuştu. Yıl 1577. Bir çok aleti de kendisi imal etti.

17Şub/170

İHANET NÖBETİ – Turgut SAKİN

Turgut-Sakin

İHANET NÖBETİ – Turgut SAKİN

İhanetten bahsedeceğim size ucu sivriltilen ihanetten alengirli, yiv ve setli zemini kaygan ve sakız gibi bir konu. Bu hedefim kadınlar veya erkekler değil ama boşanmanın ve aldatmanın sorun olmadığı şu zamanlarda Türk aile yapısına, örf ve adetlerine ters düşen hatta bizi yıkan bu konuyu ele almak istiyorum. Nerden başlarım diye düşündüğümde dibe inmem gerektiğini düşünerek çizgi filmlere kadar gittim.

Temel reisi hatırlarsınız ve aşık olduğu kadın Safinaz’ı tabi Safinaz deyince akla Kabasakal geliyor.

Bu sakal konusunu ayrı bir yazıda detayına kadar değineceğim.

Biz konumuza dönelim.

Hatırlarsanız filmde Safinaz Temel reisi bırakıp Kabasakala gidiyor ama bir şekilde geri dönüyordu.

Her bölümde inadına aynı konu işlendi.

16Şub/170

Referandum mekruh oldu!.. /Arslan BULUT

arslan bulutReferandum mekruh oldu!.. /Arslan BULUT

arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr

Anayasa değişikliğinin savunulacak bir yönü bulunmadığı için, "evet" çıksın diye kafa yoranlar, çareyi, "hayır"cıları terör örgütleriyle birlikte göstermekte buldu! Tayyip Erdoğan, Binali Yıldırım ve Numan Kurtulmuş, bu stratejiye göre hareket ediyor!

"Adalet Bakanı" sıfatını taşıyan ve herkesin hukukunu korumakla görevli olması gereken Bekir Bozdağ, "PKK, FETÖ ve DHKP-C dahil ne kadar Türkiye'ye ve Türk milletine ihanet eden terör örgütü varsa, hepsi 'Hayır' için iş birliği yapıyorlar." dedi.

Hayırcıların en güçlü organizasyonu olan CHP adına Kemal Kılıçdaroğlu, "Oslo'da PKK ile masaya oturdular. Habur'da terör örgütü üyelerinin ayağına devletin savcısını, hâkimini gönderdiler. İmralı'da PKK ile masa kurdular. Dolmabahçe'de oturma düzenini bile belirlediler. Şimdi dönmüşler Cumhuriyet Halk Partisi'ni suçluyorlar!" diyor, sosyal medyada da Oslo, Habur, İmralı ve Dolmabahçe skandalları gündeme getiriliyor ama, bu olayları, resimli ve görüntülü olarak her gün geniş kitlelerle paylaşmak gerekir ki yalanlarla mücadele edilebilsin.

15Şub/170

MHP: “CUMHURBAŞKANINA 105. Madde ile CEZAİ SORUMLULUK GETİRDİK” DİYOR! SİZ NE DERSİNİZ EY TÜRK EVLATLARI? – Av. Naci KARA

IMG_2302MHP: “CUMHURBAŞKANINA 105. Madde ile CEZAİ SORUMLULUK GETİRDİK” DİYOR! SİZ NE DERSİNİZ EY TÜRK EVLATLARI? – Av. Naci KARA

DOĞRU MU? DOĞRU İSE BU CEZA MÜESSESESİ İŞLER Mİ?

Anayasa 105. Madde değişikliği ile Cumhurbaşkanı (Başkan) suç işlediğinde:

Soru: 1-En az 300 milletvekili Başkan’ın yargılanması için önerge verir mi?

En az 300 milletvekilinin önerge verdiğini kabul edelim.
Soru:2-En az 360 milletvekili soruşturma açılmasına izin verir mi?

Bir mucize ile en az 360 milletvekilinin soruşturma açılmasına izin verdiğini düşünelim.
Soru:3-En az 400 milletvekili Başkan’ı Yüce Divan’a (Anayasa Mahkemesi’ne) sevk kararı verir mi?

Daha büyük bir mucize gerçekleştiğini ve en az 400 milletvekilinin Başkan’ı Yüce Divan’a sevk ettiğini düşünelim.
4-Peki Yüce Divan (Anayasa Mahkemesi) Yargılamasında Başkan’a ceza verir mi? Veya verebilir mi?

CEVAP:
Aynı Anayasa düzenlemesi içinde Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesinin 12’sini Başkan’ın seçtiği düşünülürse hiçbir mucize Başkan’ın yargılanmasını sağlayamaz.

Hal böyle iken, MHP Genel Başkanı’nın ülkücüler üzerinde liderlik statüsünü kötü niyetli olarak kullanarak, onları kandırma yolunu seçmesi affedilmeyecek bir aşağılamadır.

Kendi adıma yapılan bu hakareti tüm ağırlığıyla reddediyorum. İade ediyorum.