Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

1Mar/170

KALİTELİ YAŞAMDA DOST VE ARKADAŞLIK PORTFÖYÜNÜN DİZAYNI – Yrd.Doç.Dr. Süleyman COŞKUNER

süleyman coşkunerKALİTELİ YAŞAMDA DOST VE ARKADAŞLIK PORTFÖYÜNÜN DİZAYNI - Yrd.Doç.Dr. Süleyman COŞKUNER /Kaliteli Yaşam Uzmanı

Yüksek kaliteli bir dost ve arkadaşlık ilişkisi, kaliteli bir insan olmanın ve yüksek kaliteli yaşayabilmenin en önemli faktörlerinden birisidir. Yalnızlığın Allah’a (cc) mahsus olduğunu, çevremizdeki insan dahil her türlü madde ve imkana her an muhtaç olduğumuzu düşündüğümüzde, dost ve arkadaşlarımızın hakkıyla dizayn edilmesinin önemi bir kat daha artmaktadır.

İnsanlar kalabalıklar halinde yaşarlar. En kalabalık şehirlerin de daha kalabalık cadde ve mekanları vardır. Nedense insanlar her gün hep oraya akarlar. Çünkü birbirimize her an ihtiyacımız vardır. Çevremizde olan veya bize yakın olan herkes, dost ve arkadaşlık portföyümüzde yer alır mı acaba?

Denize bir taş attığımız zaman, taşın düştüğü noktadan itibaren sayısız ve düzenli yuvarlak haleler oluşur. Taşın düştüğü noktaya kendimizi koyarsak, birinci haleye kaç kişi sığar? İki veya üç kişi. İşte bunlar hayatımızın olmazsa olmaz derecedeki yakın kişileri olmalı. Yani eş, çocuklar, anne-baba ve kardeşler. Bir de can dost ve arkadaşlar. Ondan sonraki halede 4 veya 5 kişi. Bunlar da yakın akrabalar veya can dost ve arkadaşlar.

Bu böyle sıralanıp gider. Ama en zoru, haleleri hakkıyla ve başarıyla dizayn edebilmektir. Çünkü, bizden kaynaklanan veya kaynaklanmayan, iç ve dış çevre faktörleri o kadar çok dinamiktir ki, çevremizdeki haleleri sürekli oynatır. Eşiyle sürekli kavga edip ayrı yaşayanlar, kardeş kardeşe miras bölüşümünde gırtlaklaşanlar, komşusunun tavuğu yüzünden birbirini vuranlar, meslektaşını orantısızca kıskanıp hasetten kahrolanlar, egoda, dedikoduda, şüphecilikte, kıskançlıkta haddi aştırıp ortalığı yakıp yıkanların, dost ve arkadaşlık portföyüne akıl sır erdirilemez doğrusu.

Böyle durumlarda birinci veya ikinci halede olması gerekenler, halenin görülmeyen yerlerine fırlatılmış olur.

Bir de tersini düşünelim. Birileri hiç ummadığımız bir anda paraşütle gelir bizim halemizin ilk sıralarına iniverir. Çoğu zaman bunda bizim etkimiz bile olmayabilir. Hiç tanımadığımız ve beklemediğimiz bir anda çaresizliğimize çare olan birisi, dostluk halemizin ilk sıralarına yerleşebilir. Dünyaya gelen bir tatlı torun saatlerimizin çoğuna hükmedebilir. Emeklilikte aldığımız bir hobi kursundaki hoca veya yeni arkadaşlar kafamıza çok uygun gelip, portföyümüzü yırtarak kendisine yer bulabilir. Üniversiteye yeni başlayan bir delikanlının yakın çevresi birden bire, tamamı halenin çok uzağından gelmiş dost ve arkadaşlardan müteşekkil olabilir. Halenin ilk sıralarındaki bir lise arkadaşı, veril(e)meyen emekten dolayı, halenin dışına atılmış olabilir. Bu bazen farkında, bazen de farkında olmadan da olabilir.

Yaşadığı mahalleyi, şehri ve ülkeyi değiştirenlerin dost ve arkadaşlık portföyü, hemen hemen tamamen yenilenebilir. Uzakta olup da dost ve arkadaşlıklarını modern iletişim teknikleriyle başarılı bir şekilde sürdürebilenlerin halelerdeki yeri sımsıkı durabilir. Ama bunu başarmak, müthiş bir kaliteli emek gerektirir.

Görüldüğü gibi, çevremizdeki dost ve arkadaşlık haleleri oldukça dinamiktir. Gidenler, gelenler, gönüllü - gönülsüz gidenler, gönüllü – gönülsüz gelenler, haberli - habersiz gelip gidenler, yapışıp kalanlar, incir çekirdeğine küsüp kaybolanlar, sizin bütün çabanıza rağmen gitmekte ısrar edenler, kovmanıza rağmen asla gitmeyenler. Uyuşamamamıza rağmen yakınlık ve hatırdan dolayı asla uzaklaştıramadıklarımız ve daha niceleri…

Oldukça hareketli ve değişken olan dost ve arkadaşlık yelpazemizi, sürekli yüksek kaliteli bir şekilde dizayn edebilmek, İstiklal Savaşı kazanmak kadar zordur. Hemen hemen herkesin bu yelpazesi paramparçadır. Yırtılan yerleri bazıları başarı ile hemen dikebilirken, bazıları da olumsuz davranışları ile yırtıkları iyice büyütmektedir.

Halenin tamamen dolu olması da her hal ve durumda geçerli değildir. Teröristlerin çevreleri yeterince doludur, ama kendine benzeyen insanlarla. Kalite nerde? Dağa gitti… Hırsızların, tembellerin, gece hayatından vazgeçmeyenlerin, beslenmesine – sağlığına dikkat etmeyenlerin çevreleri de insanla dolu olabilir. Kalite nerde? Suya düştü… Sapık bir düşünceye veya akıma kapılanların da çevrelerinde çok insan olabilir. Kalite nerde? Şeytan çarptı…

Çevremizdeki halelerin dolu olması da yetmiyor. Dolduranların da yüksek kaliteli olması gerekiyor. Bu mümkün mü? Elbette çok zor. Hatta bazen imkansız. Esas zorluk burada başlıyor. Sipariş versek bile bunu sağlamak imkansız. O halde, ya kalitesizlerle de kaliteli ilişkiler sürdürmeyi başaracağız, ya da, çevremizdeki kalitesizlerle kalitelileri sürekli değiştireceğiz. Peki bu kolay mı? Bu yukarıdakinden de zor.

Ama unutmayalım ki, kaliteli bir insanın işi zaten zordur. Ne demiştik: “Kaliteli yaşamanın yüksek kaliteli bir bedeli vardır”. Kaliteli insan en zorlu şartlarda zoru başarabilendir.

Bazı suni veya geçici şöhretler vardır. Belirli bir meslekte, konumda başarı pik yapmıştır. (Genellikle belli bir dönem içindir). Çevre hayranlarla dolup taşmış ve halelerin düzeni patlamış ve idare edilmesi zor bir hal almıştır. Bu defa da yakın korumalar ve body gardlar devreye girmiş, şöhretin çevresini zoraki temizleyerek bir şekilde yine onun yalnızlaşmasını sağlamışlardır. Bu tür insanlar şehrin en kalabalık caddesinde yürüyemezler, simit yiyemezler, istedikleri gibi rahat kahkaha atamazlar. Zamanla yakın korumalarının koruyucu davranışlarından bile rahatsız olmaya başlarlar. Şöhret bitip, yaş ilerleyince de önceden yüksek kaliteli itibar bırakılmamış ise, “hoş geldin yalnızlık”.

Çevresel halemizi son nefesimize kadar, yüksek kaliteli bir şekilde, an be an, değişen şartlara ve dinamiklere göre, sürekli olarak yüksek kaliteli bir şekilde dizayn edip, yaşamanın lezzetini artırmamız gerekiyor.

Haydi buyrun: KOLAY GELSİN… KOLAY İSE…

Selam, sevgi ve dualarımla. Allah’a (cc) emanet olun.

26 Şubat 2017 Saat: 07.00. Antalya

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.