
SEÇİM SATRANCINDA SON DURUM – Av. Ruhittin SÖNMEZ
S
EÇİM SATRANCINDA SON DURUM – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Bugüne kadar yaptıkları bütün seçim tahminlerinde yüzde 1’in altında bir hata payı ile çalışan bir şirket, Gezici Araştırma Merkezi.
Bu şirketin sahibi Murat Gezici’nin bir TV kanalında açıkladığı rakamlar, Türkiye’de 16 yıl aradan sonra bir iktidar değişikliğini işaret ediyor.
Bu programda verilen bilgiler ışığında değerlendirmemizi yapmaya çalışalım.
Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanı adayı olmasının ilk etkisi seçime katılım oranının artacak olmasıdır. Katılım arttıkça muhalefetin oy oranının yükseldiği biliniyor. Çünkü AKP kendi seçmenini her şartta sandığa getirmeyi başarıyor.
Bu seçimde oy veren seçmen oranının yüzde 88’i geçerek tarihi bir rekor kırması beklentiler arasında. Bu ise muhalefet açısından çok önemli bir avantaj sağlıyor.
Ak Parti’yi 24 Hazirandan sonra ana muhalefet partisi olarak görme ihtimalimiz yüzde 70.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci tura kalma ihtimali çok yüksek. Bunu sağlayan en önemli faktör Meral Akşener. Çünkü kutuplaşmanın ve alternatifsizliğin etkisiyle Erdoğan’a ve Ak Parti’ye eklemlenmiş merkez seçmenin bir kısmını Ak Parti’den koparacak.
Meral Akşener ikinci tura kalırsa Erdoğan’a karşı kazanabilecek tek aday. Yani Akşener’in şansı Muharrem İnce’den fazla.
İkinci tura İnce ile Erdoğan kalırsa, Erdoğan seçimi yüzde 57-58 oranıyla kolayca kazanır.
İkinci tura Akşener ile Erdoğan kalırsa, Meral Akşener yüzde 54 ile seçimi kazanır.
Akça Koca Kültür Platformu’nun Özbekistan Seyahati (1 ) – Musa ORDU
Akça Koca Kültür Platformu’nun Özbekistan Seyahati (1 ) – Musa ORDU
Akça Koca Kültür Platformu’nun her sene tertip etmiş olduğu yurt dışı seyahatler serisinden olarak bu sene de 01—07 Mayıs 2018 tarihleri arasında Başkan Hasan Uzunhasanoğlu’nun riyasetinde VİZYON TURİZM ile Özbekistan seyahati yapılmıştır. Yapılan bu seyahate her zaman olduğu gibi ilgi ve alaka büyük olduğundan 44 kişilik seyahati seven kalabalık bir grup iştirak etmiştir. Katılanların ekseriyetini İzmitliler teşkil etmekle beraber, Ankara dan, İstanbul’dan, Adana’dan ve Trabzon’dan gelen değerli misafirlerimiz de olmuştur.
İzmit ekibi olarak seyahate başlamak üzere, 01 Mayıs 2018 Salı günü saat 15.oo de ANTİKKAPI önünde toplanıldı. Bütün arkadaşlar geldikten sonra İstanbul’a müteveccihen hareket ettik. Yolların kalabalık olması sebebiyle ancak saat 18.oo sıralarında Atatürk Hava Alanı’na vasıl olabildik. Kontrol kapılarından geçtikten sonra uçuş biletlerimizi aldık. Bundan sonraki işimiz artık uçağın kalkış saatini beklemekti. Zira uçağın kalkış saati 21.25 idi. Bu arada durum ve vakit müsait olduğu için Akşam ve Yatsı Namazlarını ayrı ayrı hayırlısı ile tam vakitlerinde cemaat halinde kıldık.
AKŞENER NEDEN MEDYADA YOK? – Ruhittin SÖNMEZ
AKŞENER NEDEN MEDYADA YOK? - Ruhittin SÖNMEZ
Habertürk yazarı Fatih Altaylı (12 Mayıs 2018), “hiçbir medya türünde haberlerini göremediğini” söyleyerek, "Akşener, Cumhurbaşkanı adayı mı?" başlığıyla bir yazı yazmak zorunda kaldı.
Gerçekten Cumhurbaşkanlığı adaylığı için en güçlü adaylardan biri olan Meral Akşener ne gazetelerde ve ne de TV’lerde hemen hemen hiç yok.
Tamamına yakını yandaş sermayenin hâkimiyetinde olan, bir başka deyişle, Erdoğan’ın denetim ve yönetimine geçmiş olan, medya Meral Akşener’e tam bir ambargo uyguluyor.
Hepimizin vergileriyle ayakta duran “Devletin TRT’si de” aynı ambargo uygulamasının bir parçası.
Buna karşılık, Cumhurbaşkanı adaylarından Tayyip Erdoğan, adeta tuvalete bile gitse, günün her saatinde normal yayınlar kesilerek bağlanılıyor. Mesajlarını canlı yayınla, naklen, bir zaman sınırı olmaksızın veriyorlar. Tam bir beyin yıkama niyeti ve yöntemiyle.
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce de aynı medyada epeyce yer buluyor. Erdoğan’ın ikinci turda rakibinin İnce olması için, diğer muhalif adaylara nazaran İnce’ye pozitif ayrımcılık yapılıyor. Çünkü AKP ve CHP yarışında 16 senedir daima kazananın AKP olduğu tecrübesine güveniyorlar.
ANADOLU MEKTEBİ’NDE İNECEK VAR – Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
ANADOLU MEKTEBİ’NDE İNECEK VAR - Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
1960’lı yıllarda Fatih’te Vefa Lisesi’nde okuyordum. İstanbul’da o yıllarda İstanbul Liseleri Edebiyat ve Kültür Kolları Başkanlarının iştirak ettiği bir platform vardı. Her ay bir lisede toplanarak hem tanışır ve hem de sohbetler eder, tartışırdık. Toplantının yapılacağı lise ev sahipliği yapardı. En son Kuleli Askeri Lisesinde bir araya gelmiştik. Mümkün olursa maruf bir edebiyat öğretmenimiz de bize iştirak ederdi. Bu konuda rahmetli edebiyat öğretmenimiz Şair Bekir Sıtkı Erdoğan hatırlıyorum; yol gösterir, kapı aralardı. Edebiyat ve kültür lezzetini öğretmenlerimizden aldık, arkadaşlarımızla ileriye götürmeye çalıştık. Liselerarası münazaralar ve münakaşalara iştirak ettik. Çok da faydasını gördüm. Hala da hatırladıkça mutlu oluyorum.
Peki bu husus nereden aklıma geldi?
GÜNDEME İRAN VE ERMENİSTAN ÖNERİYORUM – Süleyman PEKİN
GÜNDEME İRAN VE ERMENİSTAN ÖNERİYORUM – Süleyman PEKİN
Acayip içe dönüğüz. Sanki kâinat Türkiye’den ve varlık kendimizden ibaret. Etrafımızdaki tüm olan biten ya bizi çekemedikleri ya da bizden etkilendikleri için, ortası yok.
Dünya devletleri umurumuzda değil; iş arkadaşım, yan komşum, rakip takım, karşıt görüş kendimizi asıl ispat alanımız. Yakındaki engeli aşarsak dünyayı zaten bir şekilde yönetiriz. Ama ya diğerim beni geçerse?
Kendimize aşırı önem atfetmemizin pik yaptığı seçim dönemleri ise kişilik bayramlarımız adeta. Hele hele elimizde dokunduğu şeyi altına çeviren oy taşı varken..
Yine seçim startının verildiği ilk düzlükte lânetten ihanete, teröristlikten din düşmanlığına kadar hiçbir kırmızı ve kahverengi çizgi kalmadı. 7 sülâlesine kan davası güttürebilecek sözler bir çırpıda ve bir çocuk oyunundaymışçasına söylenebiliyor.
“Sen içerdeyken ben / Takvimler aldım
Her gün bir yaprağını kopardım” diyor ya İbrahim Sadri, biz iyiden iyiye içe döndüğümüzde bakın bakalım kopan takvim yapraklarında neler yazıyor?
MÜSLÜMAN İSMİ Mİ ARAP İSMİ Mİ – Fazlı KÖKSAL
MÜSLÜMAN İSMİ Mİ ARAP İSMİ Mİ - Fazlı KÖKSAL
Devlet İstatistik Enstitüsü Sitesinde, 1950’den bu yana her yıl en fazla konan 100 kız isimi ve 100 erkek ismini gösteren bir tablo yayınlanıyor. Bu tablonun incelenmesinde, yıllar geçtikçe ilk 100’de yer alan Türkçe isimler azalırken Arapça isimlerin çoğaldığı, Türkçe isimler ile Türkçeleşmiş/Özümsenmiş Arapça isimlerin ya azaldığı ya da bariz olarak gerilediği gözükmektedir.
Mesela 2008’e kadar ilk 100 erkek isimi arasında yer almayan Eymen İsmi 2008’de 85. Sıradan listeye girmiş, son 3 yılda (2015, 2016, 2017) listede sürekli 2. sırada yeralmış…
SİVİL TOPLUMDA AYDINLAR NE İŞ YAPAR? – Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
SİVİL TOPLUMDA AYDINLAR NE İŞ YAPAR? - Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
Mana ve tefekkürle yoğrulmuş bir hekimi andık geçenlerde.
Bu aydınımız İstanbul Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Süleyman Yalçın(1926-2016) idi. Aynı zamanda Aydınlar Ocağı Genel Başkanlığı yaptı. Çanakkale Anafartalar Köyünde doğmuş, Karesi Türkmenlerinden bir ailenin çocuğu. İstanbul Tıp Fakültesinden mezun oluyor, ihtisas yapıyor, sonra da fakültesine intisap ederek öğretim üyesi oluyor, uluslararası şöhrete sahip bir akademisyenlik de bunu takip ediyor. Önce Amerika bırakmak istemiyor Süleyman Yalçın’ı, ancak Hoca ülkesine, Türkiye’ye dönüyor, İstanbul’da görevinin ve sivil toplum kuruluşlarının başına geçiyor.
Ahsen Okyar Kocaeli’ye İYİ gelir… / Nurettin KOLAYLI
Ahsen Okyar Kocaeli’ye İYİ gelir… / Nurettin KOLAYLI admin tarafından Nisan 26, 2018 tarihinde gönderildi
24 Haziran 2018 Pazar Günü yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri ile ilgili takvimi tamamladı.
Partilere adaylık başvurusu başladı.
Kulağımıza gelen kulis bilgisine göre Aydınlar Ocağı Başkanı Ahsen Okyar’a çevresi İYİ Parti’den aday olması için baskı yapıyormuş.
Öncelikle şahsi kanaatimizi söyleyelim Ahsen Okyar Kocaeli’de siyaset ve partiler üstü bir kişiliktir.
Evet geçmiş dönem MHP’den bu seçimde de İYİ Parti rozeti ile sahalara çıkmış olabilir ama tecrübeli bir mali müşavir olarak Kocaeli ile ilgili birçok konuda kamu yararı için yıllarca ter döktü.
Ahsen Okyar Kocaeli’de taraflı tarafsız herkesin beğenisini ve takdirini toplamış biridir.
40 yıldır bu kent insanı için mücadele veriyor.
Bizce artık bu mücadelenin yeri Ankara’dır, TBMM’dir.
Kocaeli’nin onun gibi herkesin kapısını rahatlıkla çalabileceği bir vekile ihtiyacı var.
İktidar ya da muhalefet mevzu bahis değil…
Amaç Kocaeli’nin hakkını Ankara’da savunup aramak.
Bu işin de en doğru ismi Ahsen Okyar olacaktır.
http://nurettinkolayli.com/ahsen-okyar-kocaeliye-iyi-gelir/
- Ahsen Okyar der ki:
Nisan 26, 2018, 6:22 pm
Sevgili Kardeşim,
İlgi ve hassasiyetinize teşekkür ederim. Adaylığım söz konusu değildir. Bu görevin gönüllülerine başarılar dilerim. Muhabbetlerimle.. Ahsen OKYAR
İNGİLİZLERİN CANINI YAKIŞ TARİHİMİZ – Süleyman PEKİN
İNGİLİZLERİN CANINI YAKIŞ TARİHİMİZ – Süleyman PEKİN
19.yy ile 20.yy’ın ilk yarısına kadar dünyada “Üzerinde Güneş Batmayan İmparatorluk / The Empire On Which The Sun Never Sets” olarak adlandırılan İngiltere (E) yada İskoçya ve Galler’le birlikteki adıyla Büyük Britanya (GB) veyahut BB + Kuzey İrlanda ile beraberki ismiyle Birleşik Krallık (UK) hâl-i hazırda Akıl Oyunlarında etkili bir ülke.
92 yaşındaki Kraliçe Elizabet, sadece Birleşik Krallık’taki 2 tane adanın değil İmparatorluk Güneşinde sömürüldükten sonra nadasa bırakılan toplamda 2,5 milyarlık bir nüfusa ve 30 milyon kilometrekarelik bir yüzölçüme sahip tam tamına 53 ülkenin de Ana Kraliçesi; hemi de Pakistan, Bangladeş, Malezya, Nijerya gibi dev İslam ülkeleri dahil.
Bizim 1450-1600 arası rakipsiz, 1600-1700 arası ise diğerleriyle rekabet içerisinde Süper Gücümüzü temsil eden 600 küsur yıllık Osmanlı Güneşinin zeval dönemine denk gelse de 2’si onun son nefesinde ve 2’si de onun vârisinin doğuş ve yükseliş evrelerinde olmak üzere 4 kez İngilizlerin canını yakmışlığımız var.
KUTLU OLSUN – Fazlı KÖKSAL
KUTLU OLSUN – Fazlı KÖKSAL
23 Nisan, Türk’ün vatanı kurtarma iradesini tescil ettiği tarihtir..
23 Nisan, Dünyada çocuklara armağan edilmiş ilk bayramdır...
23 Nisan, Türk milletini ve Türk devletini sonsuza kadar var edebilme aşkıdır…
23 Nisan, Mustafa Kemalin "Atatürk"leşmesidir, muhteşem bir liderin, her Türk yavrusunun içinde yeniden devleşmesidir…
TÜRK SAĞI’NIN AMERİKAN SEVİCİLİĞİ–Süleyman PEKİN
TÜRK SAĞI’NIN AMERİKAN SEVİCİLİĞİ- Süleyman PEKİN
Yada TÜRK HALKI’NIN BATI SEVİCİLİĞİ başlığı mı daha uygun düşerdi? Osmanlı’dan bugüne milliyetçi ve muhafazakâr özellikleriyle maruf halkımızın Tanzimat sonrasındaki 180 yıllık zaman zarfında İngiltere, Fransa, Almanya, Amerika gibi ülkelerle münasebetlerine bakın; ya vassal & senyör ilişkisidir, ya da metres hayatıdır. Ve fakat milliyetçiliğimizden, muhafazakârlığımızdan da kıl kadar eksilme olmamıştır nedense.
1838 Baltalimanı Antlaşması ile 1948 Marshall Yardımı Anlaşması arasında metbuiyet ilişkisi bakımından bir fark yoktur. Veya 2008 AB Müktesebâtı..
DIŞ GÜÇLERİN EKONOMİK OYUNU İMİŞ… / Ruhittin SÖNMEZ
DIŞ GÜÇLERİN EKONOMİK OYUNU İMİŞ… / Ruhittin SÖNMEZ
Ekonomide sıkıntılar bir türlü örtülemiyor.
İstatistik hesap yöntemlerini değiştirip, bir yere kadar rakamlarla oynayabilirsiniz. Ama döviz kurlarının anormal artışı, iki günde bir benzin ve mazota gelen yüklü zamlar birer şamar gibi vatandaşın suratına çarpınca gerçeği örtemezsiniz.
Tarım ve sanayi ürünlerinde sattığınız ile aldığınız arasında verdiğiniz açık büyüyorsa.. Borçlar ve faizlerini ödemek daha da güç hale gelmişse.. İşsizlik azaltılamamışsa.. İşlenmeyen tarım arazileri artıyorsa.. Köyden kente göç durdurulamıyorsa..
Yandaş medyanın propagandası acı gerçeği örtmeye yetmez olur.
YUNANİSTAN VE İSRAİL’E DİŞİMİZ GEÇMİYOR MU? – Süleyman PEKİN
YUNANİSTAN VE İSRAİL’E DİŞİMİZ GEÇMİYOR MU? – Süleyman PEKİN
Daha evvel Filistinli çocukların İsrailli polislerce kırılan kolları için, Gazze’ye uygulanan abluka için hatta Mescid-i Aksa’da askerlerin zoraki arama yapması için bile ortalığı ayağa kaldırmıştık; kiminde orantılı ve kiminde orantısız, zulme karşı eylem gücümüzü organize ederek.
1 hafta - 10 gündür Gazze’ye Dönüş Yürüyüşü sırasında 32 Filistinli öldürüldü, 2.850 Filistinli yaralandı; tık yok. Keskin nişancıyla sivilleri vuruyorlar; tık yok. İslam Dünyasının kulağına Amerika kaçmış, Türkiye’nin gözünde de Suriye gözlüğü.
RÜŞVET ALAN MÜFETTİŞLER (Bir Mesleki Özeleştiri Denemesi) – Fazlı KÖKSAL
RÜŞVET ALAN MÜFETTİŞLER (Bir Mesleki Özeleştiri Denemesi) - Fazlı KÖKSAL
1982'den bu yana -3 yıllık yöneticilik dönemim hariç- kamu kuruluşlarında müfettiş olarak görev yaptım...
Bir süre de kamu denetim elemanlarının tek çatı örgütü olan DENETDE'nin (Devlet Denetim Elemanları Derneği) Genel Başkanlığını yürüttüm…
Gençler kendini nasıl tanımalı – Prof.Dr. Nevzat TARHAN
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Var mı Beni Anlamak İsteyen?” isimli kitabında gençlere önemli tavsiyelerde bulunuyor.
İSLÂMİYET MÜSLÜMANLARA BEŞ NUMARA BÜYÜK – Süleyman PEKİN
İSLÂMİYET MÜSLÜMANLARA BEŞ NUMARA BÜYÜK – Süleyman PEKİN
80’lerin sonlarına doğru meşhur “Patagonya’nın Sesi Radyosu”nda sorardı ecnebîler Vatandaş Rıza’ya:
-- Sen Müsliman?
-- Eh, zaman zaman..
Mısır’ın fethi Osmanlı için sonun başlangıcı oldu. Zira ardından Kanunî devrinde tavan yaparak yavaş yavaş dibe salınmaya durdu. Çünkü Osmanlı Türkü’nün beynindeki Matûridî çip yerini Eş’arîliğe bıraktı.
Marka Müslümanlığı, menkıbevî Müslümanlık, an’ane Müslümanlığı, kaba softa / ham yobaz’lık gibi isimlendirmelerden öte merhum Âkif gibi şakakları zonk zonk bir vicdan abidesi bile Avrupa dönüşünde “Dinleri yaşantımız gibi, yaşantıları Dinimiz gibi” demek durumunda kalmıştı.
“BİZ KOŞU BİTTİKTEN SONRA DA KOŞAN ATLARIZ” – Süleyman PEKİN
“BİZ KOŞU BİTTİKTEN SONRA DA KOŞAN ATLARIZ” - Süleyman PEKİN
“Övemem, kendi yaşamının seyircisisin.
Yeremem, davranışlarının kaynağı gerçek.
Anımsayamam, ya tam varsın ya tam yok.
Tutamam, hiçbir yerde bütününle değilsin.” demiş ya şair Celal Sılay; senin için demiş.
Ve “Sağımız sefalet solumuz ölüm” dediği “İki Yüzlü Melekler”şiirinde Attila İlhan’ın anlattığı sensin, İstanbul şehri değil.
Allah’a bağlılığın “Ey Musa! Sen haklısın ancak rızkımızı Firavun veriyor”dan ibaretti gerçekte ama sen hep kendini olduğundan fazla ve farklı gösterdin. Muhsin Yazıcıoğlu’nu anarken “Firavun’a karşı çıkmak yetmez, Musa’nın yanında olmak gerekir” paylaştın ama ömründe bir kere bile Musa’nın yanında yer almadın.
“Düz yaşayacağız, düz duracağız düz yürüyeceğiz. Dik duracağız doğru gideceğiz” dedin ve demektesin ama artık söyle: Ne zaman düz yaşadın, kaç defa dik durdun?
Niye hep yapmadığın ve yapamayacağın şeyleri söylemektesin sürekli? Günahlar içindeyken sevaba duyulan özlemden ötürü mü yoksa kısa tatminlerle vicdanın ağzına bir parça glikoz şurubu sürüp ikiyüzlü yaşamına yeni yüzler açmak için mi?
Hiç kaybeden veya kaybedeceğini bildiğin partiye oy verdin mi? Hiç şampiyonluğa değil de küme düşmeye oynayan bir takımı tuttuğun oldu mu yoksa ömrünü ‘3 Büyükler’ mitinin gevişinde mi geçirdin?
Hiç Texas - Tommiks okurken Çelik Bilek’in ve Ranger Yüzbaşı’nın yenilmesi için niyazda bulundun mu? Yada mesela bir Rambo filminde Afganlıları veyahut Vietnamlıları tuttuğun ve onlar için yandığın oldu mu?
