Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

ahsen okyar
23Kas/140

BULGARİSTAN’DA TÜRKÇE YAYIN SORUNU – Alptekin CEVHERLİ

alptekin cevherliBULGARİSTAN’DA TÜRKÇE YAYIN SORUNU - Alptekin CEVHERLİ

Hepimizin bildiği gibi Türkiye’mizde TRT tarafından yıllardır çeşitli lehçe ve ağızlarda yayın yapılmakta. Hatta bu amaçla TRT’nin bir kanalı özel olarak sırf bu işe ayrılmış durumda.

Aşağıda okuyacağınız haberde ise her fırsatta Türkiye’ye akıl vermekten geri durmayan Avrupa Birliği üyesi Bulgaristan’daki uygulamayı ve Türkçe’yi engellemek maksadıyla yapılacak referandumun ayrıntılarını göreceksiniz.

“Bulgaristan Devlet Televizyonu K1'de Türkçe Yayınları Masası'nın kapatılması yeni koalisyon hükümetinin kurulmasıyla yine gündeme geldi.

Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev, bu yayınların kaldırılmasına karşı çıkarak, Türkçe Masasını kapatmakla yaşam standardımızın ve demokrasinin daha yüksek seviyede olacağına, ekonomiyi teşvik edeceğimize, daha fazla istihdam sağlayacağımıza ve Bulgarların daha iyi bir yaşam sürdüreceğine inanmıyorum, dedi. 21’inci yüzyıldaki iletişim ve internet çağında, neden yasaklama getirilmesi gerektiğini hiç bir türlü algılayamıyorum. Örneğin ben Bulgar medyalarını izlemekle birlikte, İngiliz ve Alman medyalarını da sürekli takip ediyorum, eğer Türkçe ve Yunanca bilseydim bu haberleri de izlerdim, şeklinde konuştu.

31Eki/140

O Kedi Buraya Gelecek! – Alptekin CEVHERLİ

alptekin cevherliO Kedi Buraya Gelecek! - Alptekin CEVHERLİ

Geçen yazılarımızda, IŞİT denilen terör örgütü bahanesiyle başta PKK olmak üzere diğer terör unsurlarının Ortadoğu’da bir güç haline getirilmeye çalışıldığını, Irak ve Suriye’de Türkmenlerin sindirilerek ve yerlerinden – yurtlarından edilerek yok edilmeye çalışıldığını ve bu yolla Türkiye’nin bölgeden silinmeye çalışıldığını belirtmiştik.

Son tahlilde de IŞİT’le savaşıyor bahanesiyle terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı olan PYD’ye, başta Almanya ve ABD olmak üzere, Batı ülkelerince hafif silahlar, çeşitli mühimmatlar, ağır silahları artık açıktan vermeye başladığına; hatta askeri ve siyasi eğitimleri de PYD adı altında PKK’ye verdiklerine şahit olduk.

Devletimiz ve hükümetimiz bu konuda gerekli uyarıları yapıp, PYD ve PKK’nın aynı şey olduğunu söylemesine rağmen Ayn-el Arap ya da nam-ı diğer Kobani kentinin güya IŞİT’e karşı savunulması için havadan PKK’ya yardım edilmeye devam edildi.

Eee, şimdi düşünelim…

IŞİT’i kim kurdu?

Batı.

PKK’ya güya IŞİT’le savaşması için silahı kim veriyor?

Batı.

Peki PKK kiminle savaşıyor?

Türkiye ile…

Sonuç?

12Eyl/140

Kimin Kulağı Kimin Cebinde? – Alptekin CEVHERLİ

alptekin cevherliKimin Kulağı Kimin Cebinde? - Alptekin CEVHERLİ

Bir gün çocuk okuldan kanlar içerisinde eve gelmiş. Kapıyı açan annesi yüzü gözü şişmiş, dudağı patlamış, kanlar içerisindeki oğlunu görünce telaşla sormuş:

- Ne oldu evlâdım sana? Kim yaptı bunu?

- Önemli değil anne. Arkadaşlarla okul çıkışında kavga ettik.

- Nasıl önemli değil çocuğum. Şu haline baksana… Sana bunu yapan çocuğu görsen tanır mısın?

- Nasıl tanımam anne? Kulağı cebimde!

* * *

31Ağu/140

Yerli Malı Türk’ün Malı(?) – Alptekin CEVHERLİ

uygur-1Yerli Malı Türk’ün Malı(?) - Alptekin CEVHERLİ

20Ağu/140

Kimin Ortadoğusu? – Alptekin CEVHERLİ

alptekin cevherliKimin Ortadoğusu? - Alptekin CEVHERLİ

Aslında başlıkta bir hata var, kavram hatası. O da şu: “Ortadoğu”.

Yani “Doğu” neresi ki, bunun ortası “Arap Yarımadası’nın üzeri ve Mezopotamya olarak algılansın? Ya da bizim Türkiye’de anladığımız Ortadoğu ile Londra’da, Vaşington’da veya Paris’te anlaşılan Ortadoğu aynı mı?

Elbette biz bu yazıda “Ortadoğu” kavramını bugün genel olarak kullanıldığı ve anlaşılması rahat olsun diye kabul ettik. Yoksa Batılılarca oryantalist yaklaşımla uydurulan “Ortadoğu” bizim kültür coğrafyamızın “Ortadoğu”su asla değildir.

Bu konuda bir açılım getirebilmek için basit bir coğrafi terim gibi gözüken bu kavramın icadına bakmak gerekir...

9Ağu/140

Anam Türk, Babam Türk, Ben? – Alptekin CEVHERLİ

cev_75a786587cAnam Türk, Babam Türk, Ben? - Alptekin CEVHERLİ

Geçtiğimiz hafta Makedonya’daydım. Yediğin içtiğin senin olsun, gördüklerini anlat diyeceksinizdir mutlaka. Ama memleket, anlatılmaz, yaşanır…

İmkânı olan herkesin Türkiye’den Balkanlar’a gitmesini ve 100 yıl önce Türkiye’mizin herhangi bir vilayetinden farkı olmayan o ata topraklarının ne durumda olduğunu görmesini isterim.

Eskiden kentlerin nüfusunu % 90’ını oluşturan Türkler, bugün azınlık durumunda. Camiler, hanlar, hamamlar, çeşmeler, özellikle de türbeler ve mezarlar tek tek bir vesile ile yok edilmiş. Hâlâ da fırsat buldukça yok ediliyor. Meselâ camiyi yıkıp yerine İsrail Büyükelçiliği yapmışlar, bir diğerini yıkıp bakanlık binası kondurmuşlar. En son Üsküp Kalesi’ndeki cami yeniden inşa edilecek diye yıkılmış. Oradaki Türklerin dediğine göre yanına (veya üstüne) bir kilise inşa ediliyormuş. Kaleyi gezince Cami kalıntılarını görebiliyorsunuz, az ötesinde de gerçekten bir inşaat var.

Diğer yandan TİKA, muhteşem işler çıkarmış. Mustafa Paşa Camii’ni tabiri yerindeyse ihya etmiş. Bursa Büyükşehir Belediyesi de Arasta Camii’ni ve meydanı çok güzel restore etmiş. Şarık Tara Türbeleri onartmış…

Ancak başta Üsküp’ün tek selâtin camisi olan Sultan Murat Camii olmak üzere kurtarılması gereken çoook eser var…

Bu konuda imkânı olan herkesin ve her kurumun gücü dâhilinde bir şeyler yapması gerekiyor…

Diğer yandan bölgede ciddi bir sosyal sorun daha var.

7Tem/140

Matruşka Devletler ve Cevaplar / Alptekin CEVHERLİ

alptekin cevherl,Matruşka Devletler ve Cevaplar - Alptekin CEVHERLİ

Geçen hafta yazımızı hatırlarsanız “IŞİD madem Sünni İslâm anlayışıyla hareket ediyorsa dini terminolojide "kâfir" olarak tanımlanan 'Levanten'i niye işin içine katıyor? Alın size çok bilinmeyenli bir denklem ve büyük oyun...
Çözümü; haftaya!” Diyerek yazımızı bitirmiştik.

Çok geçmeden, bir hafta sonra IŞİD cevabı verdi ve adından ‘Levanten’i atarak ‘İslam Devleti’ olarak değiştirdi. Bu arada ‘kâfir’leri “İşin içine niye katıyor” sorumuza da güya ‘halifelik’ ilan ederek cevap vermiş oldular.

Denklemin bir kısmı bu şekilde gizlenmeye ve bilinmeyen sayısına yenilerini eklemeye devam edildi.

Peki, şimdi düşünün ki, arkanızda hiçbir güç yok. Hiçbir devlet sizi tanımıyor ve desteklemiyor. Ve Suriye ordusu gibi bölge için kara kuvvetleri hatırı sayılır derecede güçlü bir orduyla toplam 3000 bin kişi ile mücadele ederken bunların içinden 900 kadar militanınıyla bir de Irak’ı da işgal edelim deyiveriyor ve Musul’a ve Felluce’ye ve ardından Tıkrit’e giriveriyor...

26Haz/140

Bir Garip İş(gal)… / Alptekin CEVHERLİ

IŞİD İŞGAL HARİTASI  Bir Garip İş(gal)… / Alptekin CEVHERLİ

4Haz/140

KIRIM’DAN ACI BİR HATIRA, MAHMUDİYE… / Alptekin CEVHERLİ

alptekin cevherl,KIRIM’DAN ACI BİR HATIRA, MAHMUDİYE… / Alptekin CEVHERLİ

Gündem Rusların yeniden Kırım’ı işgali olunca malûm olduğu gibi, herkes bir şekilde işin stratejik, coğrafi ve ekonomik boyutlarına istinaden epey kalem oynattı.

Kimisi bilerek, kimisi bilmeyerek yazdı da durdu…

Biz de sizinle Kırım ve terör konusunu farklı bir alandan ele alalım istedik.

Bugün, Kırım Savaşı’nda büyük başarılara imza atan Mahmudiye Kalyonu’nu ve Kırım Savaşı’nı kısaca paylaşacağız…

Yüce Allah tarafından korunduğuna inanılan ve adeta Karayip Korsanları filmindeki Jack Sparrow’un ‘Hayalet Gemisi’nin gerçekten yaşanmış karşılığı olan Mahmudiye Kalyonu, 1829 yılında Mühendis Mehmet Efendi ve Mehmet Kalfa tarafından İstanbul Haliç Tersanesi’nde tamamen Türk mühendis ve işçilerince inşa edilerek denize indirilmişti.

19May/140

‘Balkan Birleşik Devletleri’ Olabilir mi? – Alptekin CEVHERLİ

alptekin cevherl,Balkanlar Türk idaresinden çıktığından beri kargaşası dinmeyen çetin bir coğrafya. Çeşitli milletlerin, alt grupların ve inançların küçük sayılabilecek bir alanda iç içe yaşadıkları bu yarımadada istikrar ve huzuru sağlamak oldukça zor.

Söz konusu karışık bölgede huzur ve güven, ya şimdiye kadar olduğu gibi dışarıdan gelen egemen bir gücün varlığı ile sağlanmaya devam edebilir (bu durumda tarih şahittir ki, söz konusu egemen güç zayıfladığı anda, kan ve vahşet Balkanlara bütün şiddetiyle geri dönüyor) ya da bölgede yaşayan milletler bir arada yaşamayı öğreneceklerdir…

Evet, bu zor ama imkânsız bir çözüm değildir!

Balkanlarda tarih boyunca Romalılar, Hun Türkleri, Peçenek Türkleri, Bizans, Osmanlı Türkleri, SSCB (Rusya) ve son olarak da ABD; bölgede bir nevi istikrarı sağlamış ve sağlamaya devam ediyor. Ancak NATO’nun yani ABD’nin bugünkü gücünün ortalama on yıl içinde Balkanlardan çekildiği anda; ne olabileceğini kimse düşünmek bile istemez öyle değil mi? Gerçi ABD’nin varlığı sayesinde bölgede kan akması durmuştur. Doğru.

7May/140

Değerler Yanılgısında Debelenen Toplum – Alptekin CEVHERLİ

alptekin cevherl,Değerler Yanılgısında Debelenen Toplum - Alptekin CEVHERLİ

Milletler doğarlar, büyürler ve ölürler. Aynen insanlar gibi...

Bazı milletlerden başka milletler türer, bazısının ise nesli kesilir; başka milletlerin hegemonyasında tarihin tozlu sayfalarına doğru yelken açarlar.

Bugün için Türkiye’mizde yaşayan bizlerde de, bazı bazı ve çeşitli açılardan bu süreçler kısmi olarak gözlemleniyor.

Bu arızaların en başında da ‘inanç eksikliği’ göze çarpıyor.

‘İnanç’ derken, aklınıza namaz kılmak, oruç tutmak gelmesin!

Bunlar zaten Allah’ın emri olan, insanı mutlu eden şekilsel ibadetler...

Benim bahsettiğim ise ‘inanç’...

12Nis/140

Yeni Stratejik Konsept – Alptekin CEVHERLİ

alptekin cevherl,Yeni Stratejik Konsept -Alptekin CEVHERLİ

SSCB’nin iflası ve dağılması ardından Türkiye ve NATO rahatlamış, askeri harcamalarda ciddi bir kısıntıya gidilerek aradan doğan fark ülkelerin refahına ve bilimsel çalışmalara fonlandırılmıştı. Hatta M. Gorbaçov ve ardından gelen B. Yeltsin döneminde süren bu rahatlama ortamı, Rus generallerinin üniformalarının Beyazıt’ta işporta tezgâhına düşmesine kadar devam etti. Hatta o dönem Çeçenistan’da bozguna uğrayan Kızıl Ordu, işgal altında tuttuğu Çeçenistan’ı terk ederken silahlarını da Çeçen mücahitlere satacak kadar vahim durumdaydı.

2 asra yakındır arka bahçe olarak gördükleri Balkanlar’da ise NATO tarafından hallaç pamuğu gibi atılan Rusya’nın karizması Yugoslavya’nın (Yeni Slav ülkesi) lokmalara ayrılmasıyla iyice dibe vurdu.

Ancak bu rahatlama ortamının Batı ülkeleri ve Türkiye tarafından çok da iyi değerlendirdiğini söylemek biraz safdillik olur. Türkiye o dönemde ABD ve Almanya destekli bölücü terörle mücadele ederken, Batı ülkeleri de Irak ve Afganistan bataklığında çırpınıp durdu. Bu arada doğuda yeni bir güç unsuru hızla gelişmeye başladı. Bu da Çin’di…

3Nis/140

Madde Maksat, İnsan Amaçtır * -Alptekin CEVHERLİ

alptekin cevherl,Madde Maksat, İnsan Amaçtır * -Alptekin CEVHERLİ

Günümüzde insanlık, bir girdabın içerisinde çırpınıp duruyor. Çırpındıkça daha çok batıyor. Enerjisi tükeniyor. Özerlikle genç nesiller tamamen hayattan bezgin ve geleceğe yönelik hiçbir amacı olmayan bir şekilde, günübirlik yaşıyor. Mutlulukları, hüzünleri, umutları birkaç günde geçiyor, unutuluyor.

Bu hızlı yaşam koşturmacasında insanlık, amaçsız ve hedefsiz olarak bir o yana bir bu yana savruluyor.

İnsani değerler unutulmuş, kavramlar karışmış; herkeste bir bencillik, bir vurdumduymazlık almış başını gitmiş. Okulda okuyan çocuklar eğitim görmeden (!) öğrenim gördükleri için sıkıntılı ve kendilerinden -ne yazık ki- bir haber vaziyette yetişir olmuş. Okullarda esas olarak öğretilmesi gereken insanlık bilimlerinin adı bile geçmezken, sosyal bilimlerde ve fen bilimlerinde pek çok teori ve kuram somut gerçek gibi öğretilip duruyor.

İnsanlar mutlu yaşamak hülyasıyla, zengin olmak ve güzel yemekler yemek maksadıyla yanıp tutuşuyorlar. Oysa amaç olan insanın elbette güzel yemeklere, şık kıyafetlere, paraya, otomobile, villaya kaliteli yaşam standartlarına, gülmeye, eğlenmeye ihtiyacı var.

Ama bu maksatları gerçekleştirmesi, kendisinin huzurlu bir şekilde amaçlarına ulaşabilmesi için gerekli. Yoksa bunların hiç biri nihai amaç değildir. Bunlar insanın dünyaya geliş amacına ve ömürlük davasına ulaşabilmesi için gerekli olan lojistik ihtiyaçlar.

6Şub/140

Yankeeler ile Ayılar arasında Türk Dünyası – Alptekin CEVHERLİ

alptekin cevherl,Tarihin en eski milletlerinden birisi olan Türkler, 10 bin yılı aşkın bir süre dünyaya nizam vermiş, teknolojinin, bilimin ve medeniyetin mucidi ve geliştiricisi ve temsilcisi olmuşlardır. Yaklaşık son 400 yıldır içimizdeki sinsi hainler ve giderek bozulan eğitim sistemi nedeniyle biz kendimizi unutsak ve bilmesek bile; dünyada başka hiç bir millete nasip olamayacak bir şekilde Türklüğü araştırmak için yüzlerce Türkoloji bölümü kurulmuş, "oryantalist" adı altında bizi didik didik inceleyen bilim adamları on binlerce cilt kitaplar yazmışlardır.

Bugün ortalama bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı "Yakutistan" dediğinizde bir Türk yurdu olduğunu anlayamamakta, "İbn-i Sina" dendiğinde İranlı bir doktor zannetmektedir. Hatta o kadar acıdır ki, kendini bu konulara aşina olarak tanımlayanlar dahi, bazen öyle gaflar yapmaktadırlar ki; 'bu kadar cehalet ancak tahsil ile mümkün olur' dedirtmektedirler...

Ozanın dediği gibi "Derdimizi büyüktür, hangisine yanalım!" deyip, konumuza dönelim...

* * *

28Oca/140

Benim Ağabey, benim. Devam et! – Alptekin CEVHERLİ

1_thumb28Benim Ağabey, benim. Devam et! - Alptekin CEVHERLİ

Adamın biri yeni aldığı son model süper lüks arabasıyla kırmızı ışıkta beklerken oldukça eski kamyonun biri arkadan buna çarpmış.

Bizimkisi sinirli bir şekilde arabadan inmiş bakmış, direksiyon başında garibanın biri oturuyor. Kamyon şoförü yalvarmaya başlamış:

- Ağabey kurbanın olayım, affet beni. Benim kazandığım para nedir ki? Şu külüstür kamyonu satsam ben bunun tamponunu bile tamir ettiremem. Lütfen ağabey, yalvarırım beni bağışla. Çoluk çocuğum sefil perişan olur...

Adam bakmış olacak iş değil. İçi elvermemiş ve affetmiş yoluna koyulmuş.

Aradan 10 dakika geçmeden bizim kamyon gelmiş kırmızı ışıkta yine buna çarpmış. Adam burnundan soluya soluya araçtan inmiş bir bakmış aynı kamyon.

- Kardeşim bela mısın? Niye önüne bakmıyorsun?

Kamyoncu yine yalvarmaya başlamış:

- Ağabey lütfen, az önceki kazayı düşünürken dalmışım. Ağabey bir eşeklik ettim. Ben ettim, sen etme ağabey; yalvarırım bağışla beni...

20Oca/140

TÜRK MİLLETİ MORGDA DİRİLDİ – Alptekin CEVHERLİ

1_thumb28TÜRK MİLLETİ MORGDA DİRİLDİ - Alptekin CEVHERLİ

Sevgili okurlar, inşallah bundan sonra haftada 2 gün birlikte olacak, dünya ve ülke gündemine ilişkin sizlerle görüşlerimizi paylaşacağız. Ne diyelim, hayırlı olsun...

* * *

Kenya'nın başkenti Nairobi'deki P. Mutora Naivasha Hastanesi'nin morg personeli, Paul Mutora adlı "ölü" titremeye ve nefes almaya başlayınca korkarak kaçmış. Doktorlar, böcek ilacı içerek intihar etmek isteyen Mutora'nın Çarşamba gecesi öldüğünü açıklamış. Ancak hasta bir kaç gün sonra morgda dirilmiş.

Hastanenin başhekimi Dr. Joseph Mburu, tedavi için kullandıkları ilacın nabzı yavaşlattığını, hatanın bundan kaynaklanmış olabileceğini söylemiş.

Dr. Mburu, Kenya'da yayımlanan Standart gazetesine "Karışıklığa bu neden olmuş olabilir. Ama çok şükür hastayı definden önce kurtardık" demiş(?) Ailesi ise sabah morgda gördükleri Mutora'yı öğleden sonra cenaze hazırlıklarını yaparken karşılarında görünce şoke olmuşlar...

* * *