Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

ahsen okyar
12Haz/150

Kısa Zamanların Özeti / Fikret Deniz ATÇEKEN

58514_291828144282413_1895964338_nKısa Zamanların Özeti / Fikret Deniz ATÇEKEN (YAZAR / EĞİTMEN)

Bir varlık ile bir hiçlik arasında giden demsiz, sürgün hallerimiz.

Ne iyi olabilmeyi kendimiz de hak ediliş gören ne de kötü olmak için zamanı kısaltan, menzili belirsiz özümüz.

Her şeyi ve herkesi bir anda yok sayıp olduğumuz yerde noktaladığımız yaşanmışlıklarımız.

Aşkı arayalım derken; aşksızlığa yemin etmiş vicdanlarımız.

Tükenirken, tükettiğimiz insanlar, sevdiklerimiz, hayatımız, hayatlar.

Nedensiz hiddetlerimiz.

Öyle ya da böyle bir gün geldiği yere geri döneceğimizi (toprağa) bile bile birbirimiz ile uğraşmalarımız. Boşa konuşmalarımız.

Bilerek ve severek kırdığımız gönüller.

Ağlamayı bilmeden ağlamaklı hallerimiz; sevmeyi bilmeden seni seviyorum deyişlerimiz.

Mutlu olur iken; mutluluğumuzu sorgulamamız ya da mutluyuz ya birazdan mutsuz olacağımızın endişesi.

11Haz/150

Deniz Bey, o fotoğrafı çıkarıp bakmanın zamanı geldi! / Zülfü Livaneli

s-854562f5cc45537d391c18dcc2ea4eb30aa6a68c  Deniz Bey, o fotoğrafı çıkarıp bakmanın zamanı geldi! / Zülfü Livaneli

1Haz/150

AÇMAZLARIMIZ – Av. Mustafa ÖZKURT

AÇMAZLARIMIZ - Av. Mustafa ÖZKURT

Atasözleri imbikten geçmiş irfan damlalarıdır. MÖ.

Sınırlı insan yaşamında göreceli olan zaman, geçen asra göre değişen ve gelişen şartlar altında çok daha hızlı akıp gitmektedir. Dün yarım asırda gelişen ve değişen olgular, bu gün birkaç yılda olgun hale gelmekte ve biz farkına varmadan hayatımıza girmektedir. Nüfus artışları sosyal hayatımızda sadece etrafımızdaki kalabalıkları büyütmekte buna karşılık birey olarak yalnızlaştığımız bir dünyada yaşıyoruz.

İnternetin etkin bir şekilde sosyal hayatımıza hâkim olmasıyla sanal âleme esir olduğumuzu pek aklımıza getirmiyoruz. İnterneti yaşam ve kültür hayatımızın bir parçası haline getirdiğimizde, de değer yargılarımızın kıymetlerle yer değiştirdiğinin farkına varmamız mümkün olmamaktadır. Bu halin devamında ise kıssa zamanda kendimizi tanımakta zorlanıp, değer yargılarımızın bozulduğunun da farkında olmayacağız. Bilgi ve teknoloji insana hizmet etmesi gerekirken bu defa insan bilgi ve teknolojiye hizmet eder hale gelmektedir.

29May/150

Şükürler olsun.. İyi ki; arkadaş, dost ve akrabalarım var..

1 Mayıs 2015 Cuma / Herzaman olduğu gibi evimizde bir koşuşturma.. Çocuklarım ve torunlar da misafir..

26May/150

Araştırmacı – Yazar Oğuz Çetinoğlu İzmit’te..

24 Mayıs 2015 Pazar / Kocaeli 7. Kitap Fuarına katılan Ekonomist, Araştırmacı-Yazar Oğuz Çetinoğlu Bilgeoğuz Yayınevi Standında kitaplarını imzaladı.

22May/150

Ailece şükranlarımızı sunuyoruz…

4

14 Mayıs 2013 günü ebediyete uğurladığımız annemiz Fevziye Baykara ve Kocabayramlardaki akraba ve komşularımızdan ebediyete uğurlananlar için

15 Mayıs 2015 Cuma günü akşamı

Kandıra Çakırcaali Divanı Kocabayramlar Köyü/Mahallesinde akşam namazına müteakip Köy Meydanında tertiplenen anma toplantısına katılan Kur’an tilavet eden duasını yapan

Kocaeli Müftülüğü Din Hizmetleri Şefliğinden emekli Yalçın Şakacı,

Ciclli Köyü Camii İmam Hatibi Kenan Yılmaz,

Karasakallar Köyü Camii İmam Hatibi Halim Er,

Köyümüzün Camiinde görev yapan İmam Hatipleri; Muhammet Sakaoğlu ve Harun Aktaş hocalarımıza,

ailemizi yalnız bırakmayan akraba, dost ve komşularıma şükranlarımızı sunuyoruz.

Allah(c.c.) Fevziye Baykara annemiz başta olmak üzere bütün ebediyete uğurladıklarımıza rahmeti ile muamele eylesin.

Ersin Baykara, Hasan Baykara, Sabahattin Baykara, Nursel Okyar

15May/150

Doruktakiler 2014 ödülleri sahiplerini buldu

   13 Mayıs 2015 Çarşamba / Kocaeli Gazetesinin 1991 yılından bu yana düzenlediği her yıl kendi branşında en iyi olanların seçildiği Doruktakiler Ödülleri Başiskele Wellborn Otel’de düzenlenen tören ile sahiplerine ulaştı.

12May/150

Görebildiklerim – Musa COŞKUN

511Görebildiklerim -  Musa COŞKUN

Artık ellili yaşlarımın sonuna geliyorum.

Yaşamım boyunca birçok seçim ve de oylama gördüm.

Allah ömür verirse yirmi sekiz gün sonra, bir seçime daha hep birlikte şahitlik edeceğiz.

Ama ondan önce izin verirseniz siyasi arenada gördüğüm bazı şeyleri sizlerle paylaşmak isterim.

Malumunuz 2000’li yılların başından sonra Türkiye’de siyaset oldukça farklılaştı.

9May/150

60 yaşından sonra KGK Geçiş Dönemi Eğitimindeyiz..

   8 Mayıs 2015 Cuma / Kamu Gözetim Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu ﴾KGK﴿ ile Kocaeli Üniversitesi arasında imzalanan protokol kapsamında, Kocaeli Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi ﴾KOÜSEM﴿ ve Kocaeli Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası iş birliği ile gerçekleştirilen ve meslekte 15 yılını dolduran mali müşavirleri kapsayan Geçiş Dönemi “Bağımsız Denetçi” Eğitimi Sertifika Programı başladı.

6May/150

AKÇAKOCA KÜLTÜR PLATFORMU İLE KENDİ KİŞİSEL GELİŞİMİZE DOĞRU İLK ADIM: KAZANDIRAN BEDEN DİLİ SEMİNERİ – Dr. Ayşe Zeynep TURAN

IMG_8221AKÇAKOCA KÜLTÜR PLATFORMU İLE KENDİ KİŞİSEL GELİŞİMİZE DOĞRU İLK ADIM: KAZANDIRAN BEDEN DİLİ SEMİNERİ – Dr. Ayşe Zeynep TURAN

Bilginin hızla arttığı, teknolojinin günbegün kendini yenilediği çağımızda, tüm bu gelişmeler karşısında kişinin her türlü bilgi edinme aracını kullanarak bilgisini ve tecrübesinin yeni ve güncel tutmaya çalışmasının adına, günümüzde “kişisel gelişim“ diyoruz. Bu kavramı çalıştığımız şirkette, okulumuzda kariyer programlanmasında, televizyonda ve pek çok yerde çokça duymaya alıştık. İnternette gezinirken, bir sayfadan diğerine geçerken pat diye önümüze çıkıveren bir reklam bile kişisel gelişimle ilgili olabiliyor. Kişisel gelişim uzmanları, kitapları milyonlar satarken, bir taraftan da konferanslar düzenleyerek geniş topluluklara eğitimler veriyorlar.

Peki, kişisel gelişim sadece bilgi ve tecrübe arttırmak mı? Bugün devlet başkanlarından tutun da dev bütçeli şirketlere, siyasi partilere, kraliyet ailelerine varıncaya dek pek çok yerde kişisel gelişim uzmanlarından ve onların tecrübelerinden yararlanıldığını biliyoruz. Şirketlerde yönetim ve çalışanlar arasındaki ilişkileri geliştirmek hatta fabrikadaki üretimi arttırmak, siyasetçinin konuşmalarını daha etkili hale getirmek, siyasi partilerin oylarını arttırmak için bile çok etkili bir şekilde kullanılıyor. O halde kişisel gelişim sadece kişinin bilgisini arttırması değil, kişiler arasında etkili iletişimi sağlayan ya da kişinin hedeflediği etkileşimi sağlayan bir tür davranış eğitimi programı aslında.

3May/150

ARTIK KAFAYA TAKMIYOR! – Rifat SERDAROĞLU

ARTIK KAFAYA TAKMIYOR! - Rifat SERDAROĞLU

Temel, bağırsaklarını feci bozmuş, alt tarafını tutamıyor! Günde 10-12 defa
don- pantolon değiştirmek canına tak edince doğru hastaneye koşar.
Hastanede hemşerisi Dursun’u görür.
Temel; “Dursun, gastroloji servisi nerde, uşağım?”
Dursun; “İkinci kat üç numaralı oda, bekle ben de geleyim.”
Temel, onu beklemeden fırtına gibi merdivenleri koşarak çıkar ve gözden kaybolur.
Bir hafta sonra hastane girişinde yine karşılaşırlar. Temel’in ağzı kulaklarındadır!
Dursun; “Temel ne oldu, iyileştin mi?”
Temel; Ula Dursun, ben o gün hızla koşarken, ikinci kat üç numara yerine, üçüncü kat iki numaraya girmişim!”
Dursun; “Orası psikiyatri servisidir da, peki ya bağırsakların düzeldi mi?”
Temel; “Yok düzelmedi, hala sıçayrum ama artık kafaya takmayrum…

İki haftada benzine-mazota tam DÖRT defa zam gelmiş.

26Nis/150

AÇLIĞIN ÖRTTÜĞÜ GERÇEKLER! – Av. Özcan PEHLİVANOĞLU

özcan pehlivanoğluAÇLIĞIN ÖRTTÜĞÜ GERÇEKLER! - Av. Özcan PEHLİVANOĞLU

Türkiye tarihi bir seçime gidiyor. Bazılarımız bunun “son seçim” olduğunu söylüyor. Kimimiz de “Son Osmanlı Mebusan Meclisine” benzeyeceğini iddia ediyor.

Türkiye’nin dış politikası, ekonomik tercihleri, eğitim anlayışı iflas etmiş ve yurdumuz “mutsuz insanlar ülkesi” haline gelmiştir.

Memleketin ağır bir bölünme sürecinde olduğu izahtan varestedir.

“Yeni Türkiye” için “Yeni Anayasa” denilerek bu topraklarda Türk Milletinin hükümranlığına son verilmek istenmektedir...

Ancak üzülerek görüyorum ki; halkımızın büyük bir çoğunluğunu bunlar ilgilendirmemektedir.

Çünkü insanlarımız ağır bir geçim sıkıntısı içinde olup hatta açlık sınırının altında bir gelirle yaşamaktadır.

Bu sebeple vatan tehlikede imiş, bölünecekmişiz, işgale uğrayacakmışız onlar için pek önem içermemektedir.

22Nis/150

SARI GELİN, SARI ÖKÜZ, PAPA – Av. Mustafa ÖZKURT

SARI GELİN, SARI ÖKÜZ, PAPA - Av. Mustafa ÖZKURT Hukukçular Birliği Onursal Başkanı

Başlığa bakıp sarı gelin ile sarı öküz arasında münasebet kuramaya bilirsiniz. Sarı öküz papa arasında da.

28 Haziran 2011 tarihinde bir gazetede ibretlik bir hikâye yer almıştı.

Hikâye şöyle; Bir otlakta öküz sürüsü yaşarmış. Çevresindeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş. Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapacak bir şeyi kalmazmış. Aslanlar bir çare düşünmeye başlamışlar. Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrakla öküz sürüsüne yanaşmış.

Öküzlerin lideri Boz Öküze tatlı dille: " Şimdiye kadar sizlere çok zarar verdik. Bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Suç Sarı Öküz''de. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizle bir sorunumuz yok. Onu bize verin, barış içinde yaşayalım."

Boz Öküz ve heyeti aralarında tartışıp bu teklifi haklı bularak, aslanlara Sarı Öküz''ü vermişler. Bir tek Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış.

16Nis/150

Medeniyetimiz can çekişiyor – Cengiz ARSLAN

cengiz arslanMedeniyetimiz can çekişiyor - Cengiz ARSLAN / Yazar cengizarslan_54@hotmail.com

Milletler ve medeniyetler çatışmasının bütün şiddetiyle yaşandığı günlere şahitlik ediyoruz. Milli hayatımızı tehdit eden olumsuzluklar gün gibi aşikar. Gün geçmiyor ki, yeni bir edepsizlik ya da felaketle yüzleşmeyelim. Bir gün, gerekli önlemler alınmadığından dolay yüzlerce evladımızı maden kazasında toprağa veriyoruz. Başka bir gün milyonlarla ifade edilen hırsızlık vak’ asıyla sarsılıyoruz. Henüz birinin yarasını saramadan tüyler ürpertici tecavüz olayıyla ve akabinde ki cinayetle dehşete düşüyoruz.

“Fırat nehrinin kenarında bir kuzuyu kurt kapsa, ilahi adalet hesabını Ömer'den sorar” şiarıyla iktidara gelen hükümetin yetkilileri ise bütün bu felaketleri “takdiri ilahi” olarak yorumluyor. Daha da acısı bu zihniyetin sahiplerinin üç-beşbin kişilik koruma ordusuyla dolaşmaları. İki hafta önce Sayın Başbakanın Sakarya ziyareti vesilesiyle kullanacağı güzergâh üzerindeki evlerde bile kimlik kontrolü yapıldı. Cumhurbaşkanımızın koruma ordusu nerdeyse on milyonluk bir Avrupa devletinin silahlı kuvvetleri sayısına denk.

Kategori: Kişisel Yorum yok
16Nis/150

MURAT YILMAZ “ÇİZGİ YOLU” Karikatür Sergisi açıldı

   14 Nisan 2015 Salı / İzmit Leyla Atakan Caddesi’nde bulunan Kandemir Sigorta’nın salonunda Dünya Sanat Günü etkinlikleri kapsamında düzenlenen İzmitli karikatürist Murat Yılmaz’ın “Çizgi Yolu” adlı karikatür sergisi sanatseverlerin ziyaretine açıldı.

14Nis/150

Adana Vali Yardımcısı Şükrü Çakır İzmit’te..

26 Mart 2015 Perşembe / Adana Vali Yardımcısı Şükrü Çakır İzmit’te..

6Nis/150

Kandıra’da Emir Hüseyin Yılmaz’a anma toplantısı

- emir hüseyin yılmaz 

5 Nisan 2015 Pazar / Emekli Jandarma Tuğgeneral Ümit Yılmaz ve Albay Murat Yılmaz’ın babası emekli Jandarma Astsubay Emir Hüseyin Yılmaz’ın 7. gün okuması Kandıra Şefik Camiinde yapıldı.

5Nis/150

KASABA POLİTİKACILARI ve ŞİRKETİMİZ – Tufan KARACA

politikKASABA POLİTİKACILARI VE ŞİRKETİMİZ – Tufan KARACA

Bu sıralarda işimizin geleceği, gerek çalıştığımız ve maaş aldığımız iş açısından gerekse de şirketler açısında çok ilgimi çeken, okuduğum ve üzerinde çalıştığım bir konu.

Değişimin hızı ortalığı yıkıp geçirirken (yıkıcı değişim) bunun etkilerini sosyal yaşamımızda görüyoruz ve nesillerin düşünce, algı yapıları değişirken 2-3 hatta 4 nesil bir arada yaşamaya, çalışmaya başlıyor.

X, Y, Z, millenial nesillerinin yanında ve hatta maalesef çok üst kademelere ulaşmış, ancak maalesef değişimi algılamaktan uzak bir dinozorlar nesli var ki ben bunu yıllardır “kasaba politikacısı” olarak adlandırıyorum kişisel konuşmalarımda.

29Mar/150

AH EDEBİYAT VAH SİYASET – Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ

mehmetcemal-iftigzeli2AH EDEBİYAT VAH SİYASET - Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ

Napolyon komutasındaki Fransızlar Osmanlı Cilhan Devleti toprakları olan Mısır’ı 1798’de işgal ediyorlar. İşgal gerçekleşirken Fransız ordusunda sadece top, tüfek değil; bilim adamları ve sanatçılardan oluşan 167 kişilik bir edebiyat, sanat ve kültür heyeti ile 287 ciltlik bir de kütüphane bulunuyor. Naci Öncel’e göre (22 Mart 2015 Hürriyet) emperyalizmle birlikte ortadoğu’da çok farklı bir dönem başlıyordu o yıllarda.

Bu dönem halka rağmen hala devam ediyor. Emperyalizm ve siyaset; kültür ve edebiyatla da içli dışlıdır nereden bakılırsa bakılsın. O’nunla görünmek isterler yer edinene kadar. Kahire merkez sokakları bugün hala Fransız mimari dokusu ve estetiğiyle resim vermektedir.

Bazı ülkelerde siyaset homojenliğini koruyup, istikrarını sürdürürken; edebiyat, ilim, kültür, sanat ve medeniyet hareketi de buna paralel olarak hayat bulur. Dikkat edin ABD sadece bir süper güç değil, aynı zamanda teknolojide, sanatta, edebiyatta, ilimde, sporda, hukukta ve eğitimde de öyledir. Aynı, ortakları olan diğer batılı devletler gibi. Bir zamanlar SSCB de öyleydi. Siyaset; edebiyat ve kültür ile birlikte hedefe varmaya çalışırlardı.

26Mar/150

TEKNİK SERVİS GİBİYİZ – Rifat SERDAROĞLU

TEKNİK SERVİS GİBİYİZ - Rifat SERDAROĞLU

Çok  satan bir ürünün, örneğin ünlü bir çamaşır makinesi markasının teknik servisi gibiyiz. Tüm arızalar bizi buluyor.
Her yere yağmur yağıyor, bize ise “Arıza” yağıyor…
Arızayı anlamak, çözüm aramaktan günlük işlerimizi yapamaz hale geldik.
Tam birini tamir ediyoruz, zart diye başka bir yerden, biri arızaya bağlıyor.

Arıza 1:
Cumhur’un Başı Recep Erdoğan, Denizli’de işadamlarına konuşuyor;
“10 Ağustos’ta Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle bir dönem bitmiştir. Yeni bir sistem gelene kadar millet, parlamenter sistemi askıya almıştır!”

Al sana koskocaman bir arıza! Yahu arkadaş, sen kimsin ki yürürlükte olan Anayasa’daolmayan yetkileri kullanmaya kalkarsın?
Sen kimsin ki, yürürlükteki Anayasayı çiğnersin?
Bilmez misin ki bu Anayasa, yenisi Türk Milleti tarafından yapılıp kabul edilinceye kadar, istesen de istemesen de seni de, beni de, hepimizi de bağlar. Ona uymak zorundayız. Aksi kargaşa olur ki, bu da bir milletin başına gelebilecek en büyük felakettir. Anayasa çizgisine gel ve sakın ayrılma!