
Emekli bir Türk ile evlenen 52 yaşındaki Rus hanım Türklere ait gözlemlerini anlatıyor;
Emekli bir Türk ile evlenen 52 yaşındaki Rus hanım Türklere ait gözlemlerini anlatıyor;
Ben Türkiye'ye geldi, evlendi .
Türk erkek Türk kadınlar çok yemek seviyor.
Hep çeşit istiyor.
Biraz oturuyor hemen yemek soruyor.
Sonra hasta olmak anlatmayı çok seviyor.
Şikayet çok.
Kadınlar kendine zaman ayırmak bilmiyor.
Hasta olmak bekliyor, doktora gitmek sonra doktor diyecek; dinlen çok yoruldun bunu bahane ederek hep hastalık konuşarak geçiriyor.
Çocuklar hep televizyon başında.
Eşimin oğlu evlendi Torun televizyon başında.
Geline dedim ki; çocuk seni az görüyor onları çok görüyor.
Zihninde Sen az onlar çok.
Reklamları ezberlemiş.
Öyle ezberlemiş istiyor anne reddedince ağlıyor.
Işte böyle ağlıyor sonra yine istiyor yine ağlıyor 3 gün 4 gün sonra anneyle arada çatışma oluyor
Şimdi saygı nasıl olsun.
Çocuğun zihninde anne az televizyondakiler çok.
Kapat onu çocuk seni seyretsin seni anlasın senin güzelliğin onun beyninde yer etsin dedim.
Kimse anlamıyor çocukların beyni kimlerle doluyor.
Sen çocuğu Doğurdun
Sen hatırlıyorsun onu kundakladı büyüttün
Sen hatırlıyorsun
O bunları bilmiyor.
Bizim köyün renkli dikenleri..
10 Ağustos 2020 Pazartesi/ Kocabayramlar Camii arkası renkli dikenler..
Bilgisayarımın problemi çözüldü!..
18 Ağustos 2020 Salı / 3 gün önce başlayan bilgisayarımın problemi bugün çözüldü..
Kandıra Devlet Hastanesi Bilgiişlem Sorumlusu Cengiz Gülsün ve Fevzi Genç kardeşlerime,
Yalova Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Yunus Özen hocama,
çok ve nihayetsiz sayıda teşekkür ederim.
Sağolsunlar..
ÜÇ YARIM DAKİKA
Bir doktor şöyle tavsiye veriyor:
Geceleri kalkanlar oluyor hani evi incelemek veya idrar yapmak için.
Buraya dikkat edin. Bu konuyla alakalı olarak her insan "Üç Yarım Dakika" bunu not almalıdır. Genellikle olur ya:
Her zaman sağlıklı görünen bir kişi geceleri vefat etti derler.
Sık sık insanların hikayelerini duyuyoruz: "Dün onunla konuşuyordum, ama nedense aniden öldü?”
Geceleri tuvalete gittiğinde, sık sık oluyor işte bu nedeni:
Tuvalete gitme demiyoruz. Yataktan hemen kalkar kalkmaz hareket ediyoruz. Hemen duruyoruz ve beynin kan dolaşımı yok oluyor. Neden "Üç Yarım Dakika" bu kadar önemli?...
Gecenin ortasında, idrara çıkma arzusu sizi uyandırdığında, EKG deseni değişebilir.
Aniden yükselerek, beyin anemik olacak ve kan eksikliği için kalp yetmezliğine neden olacaktır.
Önlem için "Üç Yarım Dakika" öneriliyor:
1. Uyandığınızda, yarım dakika yatakta kalın.
2. Bir sonraki yarım dakika boyunca yatağa oturun;
3. Bacaklarınızı indirin ve yatağın kenarında da yarım dakika oturun.
Bu "Üç Yarım Dakika" sonra,
beyniniz artık anemik olmayacak ve
kalbiniz zayıflamayacak, bu da düşme
ve ani ölüm riskini azaltacaktır.
Bu durum, yaş ne olursa olsun olabilir. Genç ya da yaşlı.
Misafirimiz Aile büyüğümüz; Mustafa Okyar..
11 Ağustos 2020 Salı / Kandıra’da Memeoğlu Sülalesinin en yaşlı üyesi Mustafa Okyar amcam ve yeğenlerim ziyaretimize geldi.
Misafirlerimiz..
13 Ağustos 2020 Perşembe / 6 aydır ilk defa 3 kişi ile akşamı değerlendirmeye hazırlanıyorduk.
Akşam üzeri karşı komşumuz Altınten Ailesinin misafirleri geldi. İzmit Sanayi Sitesindeki Lezzet Türk Mutfağının sahibi Ayhan Doğan bey ve ailesi İngilizce öğretmeni kızları ile birlikte okul arkadaşı olan Elif Altınten’i Kocabayramlar’a ziyarete gelmişler. Akşam yemeği sonrasında da bizim çardakta kahve içme ve sohbet etme imkanı bulduk.
DEDELER VE TORUNLARI * Millî Mücadele Dönemi’nde Asker Firarileri ve İstiklal Mahkemeleri – Naci KAPLAN
DEDELER VE TORUNLARI * Millî Mücadele Dönemi’nde Asker Firarileri ve İstiklal Mahkemeleri – Naci KAPLAN
Değerli okur,
Şimdiye kadar pek irdelenmeyen bir konuyu, özetini çıkardığım uzunca bir yazı ile okumanıza sunuyorum. Yukarıdaki fotoğrafta bir Rus yarbayın deyişini okuyunca içim acıdı. Büyük Atatürk acaba yanlış bir Devleti mi kurtarmış ve yanlış bir halka ve yine yanlışlıkla özgürlük ve vatan mı armağan etmişti?
Yalan Rüzgarı’nda savrulan garip şehrimiz – İsmet ÇİĞİT
Yalan Rüzgarı’nda savrulan garip şehrimiz - İsmet ÇİĞİT
Kocaeli Türkiye’nin en önemli şehri.
Hani Türkiye haritasını önünüze koyun, Trakya yukarı gelecek şekilde dik çevirin.
Kocaeli Türkiye’nin kalbi olur.
En çok ihracat, en çok vergi geliri, Türkiye Cumhuriyeti Devletini besleyen hemen her şey, bu kentin üretimidir.
Ayrıca bu kent, 2002’den beri iktidarda olan AKP’ye, iktidarda olduğu sürece en çok destek veren kenttir.
Bu kent, AKP ile birlikte, kimliğini, karakterini değiştirmiş; daha çok kirlenmiş, daha kalabalık, sorunlu hale gelmiş, sorun ve sıkıntıları katlanarak artmıştır.
Ne yazık ki, bu kentte neredeyse 20 yıldan beri yalan rüzgarları esiyor.
Bu yalan rüzgarları da bu kentte yaşayan herkesi oradan oraya savuruyor. Bu kent insanlarının aklını karıştırıyor.
Hava alanımız olacaktı.
Türkiye’nin ve dünyanın her yerine, Uzuntarla’dan uçağa binip hoop gidecektik..
Banliyö trenimiz, metromuz, teleferiklerimiz, mono ray taşıtlarımız, Körfez’de vızır vızır vapurlarımız olacaktı.
Bu şehir, iktidara istediği her şeyi verdi.
Hiç hak etmeyen insanları adam sınıfına soktu.
Ama bu kent kendine vaad edilenlerin onda birini, yüzde birini bile alamadı.
Yalan rüzgarının etkisinde, kullanılıp hoyratça sokağa atılmış naylon poşet gibi, oradan oraya savruldu.
Mutsuz. Bereketsiz, tatsız tuzsuz bir şehir haline geldi.
Ak Saçlı Türk Milliyetçileri – Erdal GÜZEL
Ak Saçlı Türk Milliyetçileri - Erdal GÜZEL
Onlar, 1980 yılı öncesinin ateş çemberlerinden geçen Anadolu’nun saf ve masum çocuklarıydılar.
Türk Milliyetçiliği ülküsüne gönül vermiş, “Lider, Doktrin ve Teşkilat tartışılmaz” ilkesi ile yetiştirilmişlerdi.
Fukara ailelere mensuptular. Bir tas çorba ve bir simitle yükseköğrenimlerini sürdürmüşlerdi.
Ülkeyi ve onu değerlerini sevmek, yüceltmek onlar için bir aşka dönüşmüştü.
“Çırpınırdı Karadeniz “türküsünün nağmelerinde Türkistan’a selam yolladılar. Sakarya şiiri ile coşup, mehter marşlarıyla Orhun’un kaynağında ruhlarını kandırdılar.
Sıkıntılar çektiler, işkencelerden geçtiler, zindanlarda yattılar. Sakat kalan ve toprağa düşenler oldu. Sürgünler yaşadılar.
Gönül verdikleri davalarının yüceliğine zarar verecek para, makam vs peşinde olmadılar.
Yerli ve milli olmaya özen gösterdiler. Helal kazanç peşinde koştular.
Meslek hayatlarında, ülkeye faydaları dokunsun diye yanıp tutuştular. Büyük bir kısmı eğitimciydi. Binlerce Anadolu çocuğunu fedakârca eğittiler.
Zaman hızla akıp gitti. Yaşlandılar, torun sahibi oldular şimdi emekliliğin tadını çıkarmaya çalışıyorlar.
Fındıklar toplandı!..
9 Ağustos 2020 Pazar / Öğleden sonra fındık toplamaya giden 14 kişilik ekibimiz, fındıkları topladıktan sonra ikindi namazına müteakip eve döndü.
Rekorte için söylenecek yegane söz; Maşallah.. Toplama ekibi de tebrik ve teşekkürü haketti. Muhtemel kendilerine ait bahçede hayatlarının son fındık toplamasını ağız tadı ile tamamladıklarını asla unutmayacaklar..
Erikli köyü Gündüzlü mevkiindeki şifalı suyu
5 Ağustos 2020 Çarşamba / Kandıra Erikli Köyü Belen Mahallesi Gündüzlü mevkiinde bulunan Kaynak Suyu, özellikle böbrek hastalıklarına şifa veriyor.
Geleneksel Yakup Akyıldız ziyareti..
11 Ağustos 2020 Salı / Bugün Çarşı Camiinde öğle namazına müteakip gençlik dönemi arkadaşım Atacan Sağlam’ı ebediyete yolcu ettikten sonra Yakup Akyıldız kardeşime uğradım..
ŞİİR SANATI: ELLERİN ELLERİMİ TUTTUĞU ZAMAN – Cafer GENÇ
ŞİİR SANATI: ELLERİN ELLERİMİ TUTTUĞU ZAMAN – Cafer GENÇ
Şiir bir sanattır, dolayısıyla şiiri tarif etmek zordur. Kişiye göre değişir. Duyguya ve düşünceye göre farklı anlamlar kazanır.
Sizlere, şiir denilince aklıma gelenleri belirttikten sonra, en son yazdığım şiirlerimden birisi olan NETİCE şiirimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Şiir, duygu ve düşüncelerin yıldızlar kadar çok ve parlak bir coşkunluğunun ifadesidir.
Şiir, hayatın dantel gibi mısralarla desen desen, nakış nakış işlenmesidir.
Şiir, söz sanatı ile ruh ve hayal aleminin, duygu ve düşünce dünyasının süslenmesidir.
Şiir, çıplak ayakla çamurda, kumsalda yürümek kadar zevkli ve sevimlidir.
Şiir, tabiatın harikulade manzaralarından oluşan tablolarını bile gölgede bırakacak kadar şaheser bir sanattır.
Şiir, insanı aynadan daha net, daha parlak, daha gerçek, daha güzel ve daha iyi gösterme vesilesidir.
Şiir, kuralları ile özelliği, hayal gücü ile güzelliği olan muhteşem manzumeler diyarıdır.
Şiir, kısacası,ilginin ve sevginin, özel ve güzel tarifidir"