Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

ahsen okyar
5May/200

Diyarbakır; / Edip Tekkol

SAM_7468_thumbDiyarbakır; / Edip Tekkol

Diyarbakır; Selçuklular, Eyyübiler, Artuklular, Timurlular, Akkoyunlular ve Osmanlılar gibi Türk Devletlerinde önemli bir Türk Kültür ve Medeniyet merkezi idi.

Türk Büyüklerinden Uzun Hasan (Akkoyunlu Hükümdarı), Molla Gürani (Fatih'in Hocası), İbrahim Gülşeni (Mutasavvıf), Ziya Gökalp (Düşünür-Mebus), Süleyman Nazif (Edebiyatçı-I.Cihan Harbinde Musul, Basra, Bağdat Valisi), Ali Emiri Efendi (Tarihçi, Millet Kütüphanesi'nin Kurucusu- Osmanlı Defterdarı), Cahit Sıtkı Tarancı (Şair), Celal Güzelses (Musiki Üstadı) gibi nice Devlet-Sanat ve Fikir Adamlarını yetiştiren Diyarbakır; Mart 1916-Temmuz 1917 arasında yaklaşık 1,5 yıl Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK'ü bağrında barındırmış, 2 Nisan 1926'da Diyarbakır Belediye Meclisi'nin Kararı ile kendisini "Diyarbakır'ın Fahri Hemşehrisi" olarak kabul ederek bağrına basmış bir Türk şehridir.

Diyarbakır halkının bu arzusunu büyük bir memnuniyetle kabul eden ATATÜRK 5 Nisan 1926'da Diyarbakır halkına aşağıdaki 'Hitabe'yi yollar; "Ben Türkeli'nin kahraman bir bucağındanım…oraya Bekir Diyarı diyorlar. Fakat özünde Türk diyarıdır…Bizim diyarımız Oğuz Türk'ün has konağıdır, biz de bu konağın çocuklarıyız…Türk eli bir bütündür ve yeryüzünde yalnız o büyüktür. Her yeri dolduran Türk'tür ve her yanı aydınlatan Türk'ün yüzüdür. Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep aynı ırkın evlâtları, hep aynı cevherin damarlarıdır..." (Bu Hitabe Diyarbekir Gazetesi'nin 26 Eylül 1932 tarih ve 566/66 sayılı baskısında yayınlanmıştır.)

4May/200

SURİYELİLER VİRÜSE ÇOK MU DAYANIKLI? – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sSURİYELİLER VİRÜSE ÇOK MU DAYANIKLI? – Ruhittin SÖNMEZ

Türkiye’deki Suriyeliler ve Suriye’deki Suriyeliler dünyada virüs salgınına en dayanıklı yani bağışıklık sistemleri en güçlü insanlar olmalı.

Bugüne kadar virüs salgını sebebiyle dünyada 3,5 milyon kişi Covid-19 pozitif çıkarak hastalanmış ve 245 bin kişi hayatını kaybetmiş. Türkiye’de 126 bin vaka, 3.397 ölüm gerçekleşmiş. Fakat Suriye’de vaka sayısı sadece 44, ölüm sayısı ise 3’ten ibaret.

Belki bundan daha ilginç olanı Türkiye’de geçici koruma altında olan ve kayıtdışı olarak ülkemizde yaşayan Suriyelilerin sayısı 6 milyon civarında. Bunların içinde bildirilen Covid-19 vaka sayısı ve ölüm sayısı ise sıfır. Oysaki yurtdışında 6 milyon Türk yaşıyor, koronadan kaybımız 360 kişi.

Bu durumda iki ihtimal var: İlki Suriyelilerin bu hastalığa karşı güçlü ve doğal bir bağışıklık sistemi olabilir. Böyleyse aşı ve ilaç geliştirmek isteyenlerin Suriyelilerin antikorlarını incelemesi çok yararlı olacaktır.

İkinci ve mantıklı ihtimal ise verilen bu veriler gerçeği yansıtmamaktadır. Tamamen test, hasta kayıt sistemi veya yönetim tarzının eseridir. Yani gerçekte Suriyelilerde de vaka ve ölüm oranı en az dünya ortalaması kadar olduğu halde, hastalık tespit edilemediğinden veya gizlendiğinden bu sonuç çıkmaktadır.

4May/200

Derin bir proje..

PHOTO-2020-05-03-00-00-55

Kategori: Mesaj Yorum yok
3May/200

Hakkı Oruç ağabeye teşekkürlerimle..

PHOTO-2020-05-02-14-42-30

Kategori: Ahsen Yorum yok
3May/200

3 Mayıs TÜRKÇÜLÜK Bayramı kutlu olsun.

PHOTO-2020-05-02-22-41-36

76. Yıldönümünü idrak ettiğimiz 3 Mayıs TÜRKÇÜLÜK (1944 TURANCILIK Olayları ) Bayramı kutlu olsun.

Türk Milliyetçiliğinin dönüm noktası olan bu mücadelede, Alparslan Türkeş, Nihal Atsız, Muzaffer Eriş, Nejdet Sancar, Namık Orkun, Reha Oğuz Türkkan, Zeki Velid’i Togan, Sait Bilgiç, Hikmet Tanyu, Orhan Şaik Gökyay, İsmet Tümtürk, Fethi Tevetoğlu, Ferit Cansever, Nurullah Barıman, Fazıl Hisarcıklı, Saim Bayrak, Cihat savaşır, Zeki Sofuoğlu, Fehim’in Altan, Yusuf Kadıağılı, Cemal Oğuz Öcal, Cebbar Şenel, Sadi Özbek.1944 yılında TÜRKÇÜLÜK için mücadele veren ve işkencelere maruz kalan bu muhterem insanlarımızı saygıyla anıyorum.Türk Milliyetçiliğine inananlar onların sayesinde o ruhla yaşamaya ve mücadeleye devam etmektedirler.

2May/200

DİYANET DE, BARO DA ELEŞTİRİLEBİLİR – Ruhittin SÖNMEZ


DİYANET DE, BARO DA ELEŞTİRİLEBİLİR - Ruhittin SÖNMEZ

Gerçek gündem bunaltıcı. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın hutbesi ve buna tepki gösteren Ankara Barosu’nun bildirisi imdada yetişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet gündemi değiştirme fırsatı yakaladı.

2May/200

Bağımsızlık Sembolü OSMAN BATUR

Kategori: Mesaj Yorum yok
1May/200

Nostalji; Sanko Genel Müdür Yardımcısı Zuhuri Akyol ziyareti -7

2012.04.13 gaziantep 1 gün 067

13 Nisan 2012

1May/200

Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var..

Kategori: Mesaj Yorum yok
1May/200

DÜNYA DÖNÜYOR SEN NE DERSEN DE – Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ

DÜNYA DÖNÜYOR SEN NE DERSEN DE - Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ

Bazı edipler, mütefikkirler, alimler, yazarlar, şairler ve sanatçılar vardık ki bunlar yaşadıkları mekanları marka yaparlar. Vefatlarının üzerinde yüz yıllar geçse isimleri ve eserleri yaşar. İspanyol Cervantes(1547 Alcala de Henares-1616 Madrit) bunlardan biri. Donkişot’u yediden yetmişe bütün dünyada ve özellikle gelişmiş ülkelerde herkes tanır. Sürekli macera kitapları okuyan ince uzun sakallı Donkişot sonunda şövalye olmaya karar verir. Rocinante adlı atı ve seyisi Şanso Panza ile Yeldeğirmenleriyle savaş üzere yola çıkar. Roman bu şekilde devam eder. Bugün hem Cervantes’in hatıralarının olduğu mekanlarda ve hem Donkişot’un yeldeğirmeniyle savaşını gösteren anıtları dünyanın dört bir yanından görmeye gelenler vardır.

30Nis/200

Kocabayramlar’da Kışa hazırlık..

26 Nisan 2020 Pazar / Kocabayramalar da kış hazırlığı hızla sürdürülüyor.. Baltacıbaşı Berkalp Baykara iri kütükleri adeta doğruyor.. Muhammet Altınten ağabey kesimi denetliyor.. Diğer arkadaşlarında gayretleri ortada.. Sağolsunlar..

30Nis/200

Nostalji; 25 sene önce BUGÜN; Özgür Kocaeli Gazetesi, 30 Nisan 1995 Pazar

1995.04.30a

30Nis/200

Haklısın…!

Kategori: Mesaj Yorum yok
29Nis/200

TERAVİH NAMAZI – Fahri SAĞLIK

 TERAVİH NAMAZI

Dinimizde nafile namazlardan biri olan teravih namazı Ramazan ayının ayırıcı özelliklerinden biridir. Teravih namazı, yatsı namazı kılındıktan sonra fecir doğuncaya kadar (imsak vakti) uzanan bir zaman dilimi içinde kılınabilir. Teravih namazı, yatsı namazına tabidir. Yatsı namazından sonra kılınır. Önce kılınırsa sahih olmaz. Genellikle teravih namazı vitir namazından önce kılınır. Bununla birlikte vitir namazından sonra kılınması da caizdir. Ramazan dışındaki zamanlarda vitir namazı münferit ( ferdi/ tek başına ) olarak kılınır, cemaatle kılınmaz. Ramazan ayında ise cemaatle de kılınabilir.

29Nis/200

Kocabahçe de hazırlıklar başladı..

25 Nisan 2020 Cumartesi / Ekilmek üzere bahçe elden geçiriliyor.. Hummalı çalışma devam ediyor..

 

29Nis/200

Hayat bir kelebeğin ömrü kadardır

Kategori: Kişisel Yorum yok
29Nis/200

“Cihad – Gazi – Şehid” – İşadamı, Araştırmacı – Yazar Oğuz ÇETİNOĞLU

img834  Cömert, üreten, dost ve muhabbet ehli İşadamı, Araştırmacı - Yazar Oğuz ÇETİNOĞLU ağabeye teşekkürlerimi sunarım.

28Nis/200

Senin değerini kıymet veren bilir

Kategori: Mesaj Yorum yok
27Nis/200

Belli Yaş Gruplarına Konulan Sokağa Çıkma Yasağı – Musa ORDU

Belli Yaş Gruplarına Konulan Sokağa Çıkma Yasağı - Musa ORDU

Değerli okuyucular, malumlarınız olduğu üzere, 65 YAŞ ÜZERİNDE BULUNAN VATANDAŞLARA KONULAN SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI süresi bir ayı geçmiş bulunmaktadır. Takdir edersiniz ki, bu zaman dilimi yaşlılar için oldukça uzun bir süre sayılır. Bu  yasağa maruz kalanlar artık, evlerinde de olsa oldukça sıkılmaya başladılar.. Nerede ise,   psikolojileri bozulup, ruhi bunalıma girecekler. Üstelik bu yasağın ne kadar daha devam edeceği de belli değil. Amiyane tabirle ucu açık bulunmaktadır.  Haliyle, bu belirsizlik de ayrı bir huzursuzluk ve tedirginliğe sebep olmaktadır.

Ayrıca doktorların ifadesine göre, uzun süre hareketsiz kalan ve güneş görmeyen 65 yaş üstü insanlarımızın D vitamini eksikliği, kas ve kemik problemleri ve bağışıklık sisteminde zayıflama olacağı (enfeksiyon kapma riskinin artacağı) bildirilmektedir.

Bu arada ehemmiyetine binaen şu hususu ifade edeyim ki, yaşlıların sağlık ve sıhhatini koruma maksadı ile alınan yasak kararları, zaman geçtikçe, koruma gayesine matuf olmaktan çıkmış olup, adeta yaşlılara bir zülüm haline gelmiş bulunmaktadır.

Bugün bir TV kanalında Dr. Serdar Savaş diye uzman birini dinledim. Doktor Bey’in söylediği şu: “Yaşlılar ile alakalı olarak bu kadar katı yasak kararı, dünyanın hiçbir memleketinde bulunmamaktadır.Yaşlıları Koronavirüsten koruyalım derken, onların başka hastalıklardan ölmelerine kendi elimizle zemin hazırlıyoruz. Mutlaka yasak kararları gevşetilmeli, yaşlılar rahatlatılmalıdır.

En azından GENEL SOKAĞA ÇIKMA YASAĞININ OLDUĞU HAFTA SONLARINDA BİR GÜN BİLE OLSA, 65 YAŞ ÜSTÜ VATANDAŞLARIMIZIN SOKAĞA ÇIKMALARINA İZİN VERİLMELİ, YÜRÜMELERİNE, GÜNEŞLENMELERİNE FIRSAT VERİLMELİDİR” diyor.

Ne kadar haklı bir talep değil mi?

Âcizane kanaatime göre, insanoğlunun hayatında hiçbir zaman karşılaşmak istemeyeceği husus belirsizliktir. Üç aşağı beş yukarı süre, az çok belli olsa insanlar ona göre şartlanır, tedbirini de ona göre alırlar.

Sokağa çıkma yasağı konulduğu tarihten beri hiçbir işimizi halledemiyoruz. Elimiz kolumuz bağlandı kaldı. Bu işler öyle zannedildiği gibi, söylendiği gibi ısmarlama ile olmuyor. Herkesin kendine göre bizzat kendisinin yapması icap eden bir sürü işi oluyor. Bu itibarla, İşlerini takip edip, halledememenin verdiği sıkıntıyı tarif etme imkânsızdır. Başına gelmeyen bunu bilemez, anlayamaz.

Bir aydan beri saç tıraşı filan da olmadığım için hiç sevmediğim hippi kılıklı insanlara benzemeye başlamıştım. Bu duruma daha fazla tahammül edemediğim içinde bu gün bu yaştan sonra kafamı, torunum Enes’e sıfır numara tıraş ettirdim. Bu suretle, adeta oldu kafam bir su kabağı. Düştüğüm halleri düşünebiliyor musunuz? Bu arada şu hususu da ifade edeyim ki, yasaklar başladığından beri, ayağıma ayakkabı ve pantolon, sırtıma ceket giymedim. Bu husus da tabii ki,  ayrıca psikolojik olarak insana sıkıntı veriyor.

KORONAVİRÜS sebebiyle alınan muhtelif tedbirlerin faydalarına inanmakla beraber, bazı yaş grubuna konulan tedbirlerin bu kadar katı olmasını bir türlü kabullenemiyorum. Türk Ceza Kanunu hükümlerine istinaden, işlemiş oldukları suçlar sebebiyle cezalandırılıp hapse atılanlara dahi, bildiğim kadarıyla,  muayyen zaman aralıkları ile  evlerine gitme izni verilmektedir..  65 yaş üstü olanlara, bu kadar dahi hak tanınmayıp, kat’i surette,  her ne olursa olsun sokağa çıkmalarına müsaade edilmemektedir.

Hiç değilse haftada bir gün dahi olsa izin verilebilir veya başka bir hal çaresi bulunabilir diye düşünüyorum.

ESNAFIN HALİ

Geçen gün bir arkadaş facebookta yapmış olduğu bir paylaşımda  “virüs sebebiyle meydana gelen açlık ve yoksulluk tehlikesi, koronavirüs tehlikesini bastırmış, bulunmaktadır” diyordu. Bu arkadaş yerden göğe kadar haklı..  Şöyle ki, bilindiği üzere, bugün birçok işyeri kapanmış,  AVM ’lerde satışlar durmuş,  adliyeler çalışmadığı için bütün avukatlık büroları kapanmış, buralar da çalışan binlerce eleman aylık ücretlerinden mahrum kalmıştır.. Bunun neticesi olarak da kiralık evde oturanlar kiralarını dahi ödeyemez hale gelmiş bulunmaktadır. Bu durum ise, en basitinden ev sahipleri ile kiracı arasındaki ihtilaflarının artmasına sebep olmaktadır.

20 YAŞ ALTI

Bilindiği üzere, bundan bir süre önce de 20 yaş altında bulunanlara sokağa çıkma yasağı getirilmiş bulunmaktadır. Hadi diyelim ki, biz yaşlılar olarak, konulan bu yasakların sebebini az çok anlayabiliyoruz. Fakat bunun sebebini hâlihazırda buluğ çağında olan delişmen gençler ile daha küçük yaşta bulunanlara anlatmak mümkün değildir. Sebebi her ne olursa olsun, alınan bu yasak kararları onların hafızalarında hiçbir zaman müspet intiba bırakmayacaktır. Bir de mühim olarak gördüğüm şu husus var ki, gözden kaçtığını tahmin ediyorum. O da şudur: 

20 yaşın altında bulunan bütün gençlere sokağa çıkma yasağı getirildiğine göre, bu yasağa hiç tereddütsüz 40 günlük bebek de, 2 yaşındaki çocuk da  dâhildir. Zira genelgede bu hususta hiçbir ayırım bulunmamaktadır. Şimdi bu durumda, 25 yaşında bir anne düşünün.  İki yaşında bir çocuğu var.. Diyelim ki bu annenin eşi çalışıyor. Çocuğunu  evde  bırakacak  kimi kimsesi de olmadığı için çocuğunu  bebek arabasına  bindirmek suretiyle çarşıya pazara, bakkala, manava gitmek üzere, sokağa çıktığı takdirde, muhtemelen polis memuru bu annenin önünü kesip, “hanımefendi 20 yaşından küçüklerin sokağa çıkmasının yasak olduğun bilmiyor musunuz.?. Size bu yasağı ihlal ettiğiniz için 3.150.oo TL ceza kesiyorum” dese ne olacak. Bazıları “hiç böyle şey olur mu? Bu kadarı da fazla olur” diye düşünebilirler… Fakat şu hususu hiçbir zaman unutmamak lazımdır ki, Devletin dili yazıdır. Yasaklar Genelgesinde ve Kanunda ne yazıyorsa o uygulanır. Bunun aksine herhangi bir yorum yapılamaz..

SEYAHAT YASAĞI

Bu arada iller arası seyahat yasakları sebebiyle bir aydan beri Balıkesir’de mahsur kaldım.. Denizli’den gelirken buraya uğramıştım.. Fakat geldiğimin ertesi günü yasaklar başladı. Bu sebeple de o günden beri Balıkesir’de mahsur kaldım.  Burada mecburi ikametim   halen devam etmektedir..

Muhterem okuyucular, ben hayatın içinden sade bir vatandaş olarak duygu ve düşüncelerimi yazdım.. Tabii ki, takdir sizlerindir.. Bu haklı taleplerimizin yetkili merciler tarafından mutlaka nazarı itibara alınması gerektiğine inanıyorum.

Kategori: Kişisel Yorum yok
27Nis/200

Gençlerin neşesi yerinde..

14 Nisan 2020 Salı / Mete Küçük bey arkadaşları ile birlikte.. Kocabayramlar da günler neşe içinde geçiyor.. Tabletin başındakiler; Kaan Bayram, Zeynep Bayram, Zehra Bayram ve Mete Küçük