Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

2Kas/130

Çanakkale yolunda Cuma Namazı -3

20131101_125115  01 Kasım 2013 Cuma / Cuma vakti girince mola veren Çanakkale kafilemiz yol üzerindeki Bandıra Küçük Sanayi Sitesindeki Ahi Evran Camiinde Cuma namazlarını eda etme fırsatı buldu.

Namaz sonrası ekibimize öğle yemeği olarak Cami önünde Bandırmalı hanımların hazırladığı lokmalardan ikram edildi.

Ahi Evran (Nasırüddin Mahmud B.Ahmed) (1171-1262) Kimdir?

Ahi Teşkilatının kurucusu ve Ahi Babası Ahi Evran'ın düsturu "Ahi; Eli, Kapısı, Sofrası AÇIK. Gözü, Bel'i ve Dili kapalı olandır."

Ahi Evran’ın hayatı ve kişiliği üzerinde araştırmacıların farklı görüşleri vardır. Ahi Evran’ın deri işçili esnaf-sanatkarları örgütlemede çok başarılı bir kişi olduğu, belgelerden anlaşılmaktadır. Ahi Evran, yüzyıllardır dini ve ahlaki bilgiler vermekte büyük ve önemli görevler üstlenmiş olan fütüvvet teşkilatından ve fütüvvetnamelerden yararlanarak, Ahi teşkilatını kurmuştur. Ahi Evran ahlakla sanatın ahenkli birleşimi olan ahiliği çok itibarlı bir duruma getirmiştir. Böylece, ahilik yüzyıllarca esnaf ve sanatkârlara yön vermiş, onların sosyal ve çalışma yaşamını düzenlemiş, yeniçeri teşkilatının kuruluşunda önemli rol oynamış, devlet adamları da bu kuruluşa girmeyi büyük onur kabul etmişlerdir.

Osmanlı İmparatoru Orhan Gazi, bir Ahidir ve Ahilerin adlarıyla birlikte kullandıkları lakaplardan biri olan “ihtiyarüd-din” lakabını kullanmıştır. Aynı şekilde Sultan I.Murat’ın da Ahi olduğu ifade edilmektedir. Ahi Evran, halkın ekonomik durumunu iyileştirmek, meslek sahibi olmalarını sağlamak ve onları din sömürüsünden kurtarmak için çalışmıştır. İşe, ayakkabıcı ve saraç esnafını teşkilatlandırmakla başlamıştır. Kısa zamanda üstün becerisi, ahlaki sağlamlığı ve hakseverliği ile büyük bir ün ve saygı toplamıştır. Kurduğu teşkilatın başkanı, Ahi Babası olmuştur.

Ahiliğin temelleri, o kadar sağlam atılmış, kuralları zamanının ve toplumun gereklerine ve gerçeklerine o kadar uyum sağlamıştır ki, bu sonradan, kent ve kasabaların belediye hizmetleri ve bu hizmetlerin denetimi için de örnek alınmış, narh ve nizamnameler ya da kanunnameler şeklinde resmileştirilmiştir.

Ahiler, özellikle Osmanlılar döneminde, standartlara uymayarak, düşük kaliteli mal ve hizmet üreten esnafa çeşitli cezalar vermişlerdir. Bu dönemde günümüzde bile tam olarak uygulanamayan kalite, standart, üretici-tüketici ilişkileri çok kesin kurallarla belirlenmiştir.

20131101_125115SAM_7284

SAM_7285SAM_7287

SAM_7286SAM_7288

SAM_7289SAM_7290

SAM_7291SAM_7292

SAM_7293SAM_7294

SAM_7296SAM_7295

SAM_7297SAM_7298

Musa Ordu, Ali Kahraman lokma kuyruğunda, Cengiz Arslan lokma ile birlikte ikram etmek için mandalina da almış

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.