Bir kızıl goncaya benzer dudağın… / Uğur ULUSOY
Bir kızıl goncaya benzer dudağın… / Uğur ULUSOY
Bir kızıl goncaya benzer dudağın
Açılan tek gülüsün sen bu bağın
Kurulur kalplere sevda otağın
Kim bilir hangi gönüldür durağın
Her gören göğsüme taksam seni der
Kimi ateş gibi yaktın beni der
Kimi billur bakışından söz eder
Kim bilir hangi gönüldür durağın
Kim sevmez ki bu şarkıyı…
Favori şarkılarımdan biri.
Dinlemediğim günler adeta kendimde eksiklik hissediyorum.
Her gittiğim mekanda da muhakkak bu şarkıyı çalmalarını isterim.
Aylin Şengül Taşçı’nın yanı sıra Hande Mehan’ın enstrümantalsiz yorumu ve yine Kurtuluş (Kurtuluş Türkgüven)’un rock versiyonlu yorumu bir başka güzel.
Sözleri Melek Hiç hanımefendiye ait olan bu güzel şarkının bestekarı birçoğunuzun bildiği gibi hemşehrimiz Amir Ateş’dir.
Ateş, adeta bu şarkıyla özleşmiştir.
1 Ocak 1942’de Kocaeli’nin Kandıra ilçesinde dünyaya gelen ve eğitimine hafızlıkla başlayan Ateş, küçük yaşlarda İstanbul’da zamanın ünlü bestekârlarından Sabahattin Volkan, Saadettin Kaynak, Kemal Batanay gibi büyüklerden dersler almış.
Ülkemizin 4 büyük bestekarlarından biri olan Amir Ateş’in “Bir Kızıl Goncaya Benzer Dudağın”, “Ben seni unutmak için sevmedim”, “Seni ben unutmak istemedim ki”, “Gurbet o kadar acı ki ne varsa içinde”, “Yaş otuz beş yolun yarısı eder” gibi sayıları 2000’i bulan bestesi bulunmakta.
Amir Ateş, bestekârlığının yanı sıra, günümüzün önde gelen mevlithanları arasında yer almakta.
Bu şarkıyı nasıl bestelediğini 2010 yılında verdiği bir röportajında aktaran Ateş;
“Çok yakın bir ailenin yanında Kadıköy’de kalıyordum. Akşamları evime geldiğimde yemeğimi yer, çayımı, kahvemi içer, namazımı kılar ve bitişikteki daireme geçerdim. Yine bir akşam yemek hazırlığı yapılırken, evin 7-8 yaşındaki oğlu Mehmet ile oyun oynuyordum. Işılar söndü, Mehmet korkmasın diye kucağıma aldım ve pencerenin yanına götürdüm. Yoldan geçen arabaları, yolu göstererek oyalıyordum ‘Mehmet bak’ falan derken hemen yan tarafta bir piyano vardı. Çocuk ağlamasın diye piyanonun başına gittim ve ‘dım, dım, dım’ diye çaldım. O zaman hemen Mehmet’in hali gözümün önünde o güfte ile özdeşleşiverdi” diye belirtmişti.
Şimdi sorum şu; Bu ülkenin en büyük bestekarlarından Amir Ateş’e bu kent ne kadar sahip çıkıyor?
Bu kentte özellikle de Kandıra’da Amir Ateş’in ismini verdiğimiz herhangi bir sokak, köprü, kütüphane, semt konağı, müzik okulu var mı?
İnternette dolaşırken gerçekten bu kent adına hayıflandım.
Haber aynen şu şekildeydi: “Kepez Belediyesi tarafından Cumhuriyet'in 100'ncü yılı yatırım programı kapsamında planlanan Amir Ateş Kütüphanesi düzenlenen törenle hizmete açıldı.”
Amir Ateş gibi bu kentten çıkan büyük değerin kıymetini bilmeliyiz. Düzenleyeceğimiz sanat geceleriyle, ismini vereceğimiz kurumlarla bu değeri kent belleğine kazımalıyız ve gençlerin de tanımasını sağlamalıyız.
Bu noktada kentimizdeki belediyelerden, STK’lardan güzel haberler bekliyor olacağız.
Sağlıklı ve huzurlu günler dileği ile…
https://www.cagdaskocaeli.com.tr/makale/8851425/ugur-ulusoy/bir-kizil-goncaya-benzer-dudagin
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.