Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

29Haz/200

Kurtuluşun önemli kahramanlarından Tercüman Ahmet… / Mustafa KÜPCÜ

img-3705   Kurtuluşun önemli kahramanlarından Tercüman Ahmet... / Mustafa KÜPCÜ

Çocukluk ve ilk gençlik yıllarımda, büyükbabam, babaannem ve büyük dayımızdan, işgal yıllarındaki İzmit üzerine birçok yaşanmış olay dinledim. “Tercüman Ahmet” ismini ilk kez onlardan duydum. Sonra, ulaşabildiğim kaynaklardan O’nun hakkında daha çok bilgi edinmeye çalıştım. Bu bilgi kaynaklarımdan biri Ali Koç Demirören,diğeri Şakir Balkı ve son bilgi kaynağım da O’nun kızı Emel Çeviren oldu. 1977 yılında ise, “Kocaelililer Derneği-İzmit Derneği’nin yayınladığı “Tercüman Ahmet Fuat Bey” adlı toplam 8 sayfalık kitapçıkla, bu güzel insanı daha ayrıntılı olarak tanıma olanağı buldum.

İzmit’in işgal yıllarında pek çok İzmitlinin yaşamını kurtaran bir kahramandı Tercüman Ahmet. Bu yazımı, özellikle “bu günün İzmitli gençleri” için yazıyorum. Günümüz gençlerine İzmit ve Kurtuluş Savaşı tarihinin yeterince anlatılamadığı kaygısı içindeyim. Yanılıyor olmayı dilerim.

BALKANLARDAN İZMİT’E UZANAN YOL…

Ahmet Fuat, 1894 yılında, bugün Yunanistan sınırları içinde olan Kozani’nin Manastır kazasına bağlı Kayalar köyünde dünyaya gelmiş. Annesi Önberge köyünden Hanife Hanım, babası Müderris Mehmet Efendi’dir. Eğitimi hakkında net bir bilgiye ulaşamadım. Ancak, mükemmel bir Fransızcası olduğu, öğretmenlik yaptığını biliyor ve özellikle Balkan Savaşları döneminde verdiği milliyetçi mücadeleyle bilinç ve zeka düzeyi yüksek bir kişi olduğuna inanıyorum. Ahmet Fuat Bey, yakın mücadele arkadaşlarıyla “Her köye bir Türk okulu” kampanyasıyla biliniyor. Bu kampanya, köylülerin de desteği ile başarıya da ulaşıyor. Ancak, at sırtında köyleri dolaşırken, bir gün attan düşüyor ve ayağı kırılıyor. Bu olay, onun sakat kalmasına ve yaşamı boyunca aksak yürümesine neden oluyor.

Ahmet Fuat Bey, yapımında katkısı olan “Rüştiye Mektebi’nde” bir süre öğretmenlik yapar. Fakat, Balkan Savaşı sonrası kurulan yerel Yunan yönetimince bir bayram günü, okulu 65 adet Yunan bayrağı donatıldığında, öfkesine engel olmaz, tüm bayrakları indirir, yırtar ve ayakları altında çiğner! Bu olay üzerine tutuklanır ve idama mahkum edilir.

Arkadaşlarının yardımı ile hapisten kaçan Ahmet Bey, Arnavutluk üzerinden İtalya’ya, oradan da Fransa ve Belçika’ya geçer. Burada iş bulur, bir süre çalışır. O sırada, Türkiye’de Mustafa Kemal’in öncülüğünde kurtuluş mücadelesi başlamıştır. İtalya’ya geçer, Brindizi kenti askeri yetkililerinden 13 Şubat 1920’de aldığı vize ile deniz yoluyla İstanbul’a ulaşır. Yolculuğu da hayli maceralı geçmiştir. İstanbul’dan İzmit’e geçer ve buradaki akrabalarına sığınır. Ahmet Fuat Bey ve İzmit’te yaptıkları O tarihte İzmit işgal altındadır. İngilizlerden sonra kenti işgal eden Yunan askerleri halkı zulüm ve işkencelerle perişan etmekte, sudan nedenlerle insanların canına kıymaktadır. İşgal yıllarında şehit edilen ve halen “Bağçeşme Şehitliğinde” yatmakta olanlardan biri, büyükbabamın amcası “Muhacir Hasan” dır. Aslında İzmit, işgal öncesinde farklı etnik ve dini kökenlerden insanların barış içinde yaşadığı bir kenttir. Babaannem ve büyük dayımın anlattıklarına göre; benim ailemi, evlerinin altında bakkallık yapan “Hristo” isimli bir Rum kurtarmış. Evin ön cephesine, Yunanca “Burası Atina’lı Hristo’nun evidir” diye yazmış. Kurtuluş sonrası ise kaçıp gitmiş. Babaannem; “Nur içinde yatsın, hem hayatımızı kurtardı hem de arasında olmadık” derdi.

Ahmet Fuat Bey, kültürel birikimi yüksek bir öğretmendir. Yaşadığı ülkelerde Fransızca, Rumca, Sırpça, Bulgarca ve Arapça öğrenmiştir. İzmit’te, Türk dostu “Delo” adlı bir Fransız kaptan ile dostluk kurar ve onun desteği ile Fransız Teftiş Heyeti’nde tercüman olarak görev alır. Çıkartılan görev kartı ile İzmit içinde rahatça dolaşma olanağı bulur. Bu arada pek çok İzmitli insana yardımcı olur. 27 Haziran 1921 günü, Türk birlikleri Adapazarı yönünden İzmit’e doğru ilerlemektedirler. Yunanlılar; “Milliciler geliyor” diye bağırmakta, bir yandan önlerine çıkan Türkleri öldürmekte, bir yandan da yangınlar çıkarmaktadırlar. Tercüman Ahmet, ulaşabildiği pek çok insanı bu cehennem içinden Fransız askerlerinin yardımı ile kurtarır. Bu olayda Fransız papaz Pier’in de büyük katkısı vardır.

Ahmet Fuat Bey, İstanbul’a gider ve Emniyet Müdürlüğü’ne raporunu sunar. Görevini yapmanın huzuru içinde Üsküdar’daki bir yakınının evinde dinlenmektedir. Hale Vapuru Olayı 5 Temmuz 1921 günü kapı çalınır. Hacı Şefik, Berber Sadettin ve iki emniyet görevlisi kapıdadır. İstanbul’dan İzmit’e giden Hale vapuru, Yunan savaş gemileri tarafından Tuzla önlerinde çevrilmiştir. Gemide, Yunanistan’dan gelen 435 göçmen ve Anadolu’ya gidecek cephane vardır. Geminin aranmaması gerekmektedir. Ahmet Fuat Bey, İzmit’ten tanıdığı Fransız Binbaşı Jakop’a ulaşır. Binbaşıya “gemide göçmenler” olduğunu ve gemiye Yunanlıların müdahale etmesinin engellenmesini rica eder. Binbaşı Jakop, Bristol otelinde kalan Yüzbaşı Doler’e emir verir. Ahmet Fuat Bey, Yüzbaşı Doler ve Seyfi Ali Baruti bey Sirkeciye inerler ve Vigora adlı Fransız topçeker gemisiyle hareket ederler. “Şişko Mehmet Bey” komutasındaki, Kızılay bandırası çekmiş Hale vapuruna, Yunanistan rotası üzerinde seyretmekteyken Gemlik önlerinde yetişirler. Yunan komutan gemiyi Yunanistan’a götürmekte ısrarlıdır. Tartışma sürerken, İzmit’ten gelen İksabambara adlı Fransız savaş gemisinin gelmesiyle yapılan baskı sonunda Hale vapuru serbest kalır. Ahmet Fuat Bey Hale gemisine geçer. Gemi İzmit’e doğru hareket eder. Gemi İzmit’e varınca 435 yolcu ve askeri mühimmat, Ahmet Fuat Bey tarafından askeri kaymakam Emin Bey’e teslim edilir. Ahmet Fuat Bey artık İzmitlilerin gözünde bir kahramandır. O’nu tanımlayabilmek için “Tercüman” lakabı takılır.

Ülke düşman işgalinden kurtulmuş, Cumhuriyet kurulmuştur. “Tercüman Ahmet” halkın gönlünde kahramandır ama O’na husumet besleyen kirli ruhlu insancıklar da vardır! Hakkında “kahraman değil, düşmanla işbirliği yapan bir hain” dolduğuna dair ihbarlar yapılır. Tercüman Ahmet, Kastamonu İstiklal Mahkemesi’nde yargılanır. İdamı istenmektedir! Bu olayı duyan İzmitliler telgraar çekerek, suçsuzluğunu elbirliği ile kanıtlarlar. (Kişisel kanaatimce, Ahmet Fuat Bey, istihbarat görevlisi olabilir!) İzmit’te yeni bir yaşam… Ahmet Fuat Bey tahliye olur İzmit’e döner. Sosyal faaliyetlere başlar. Ak Yeşil Spor futbol kulübünün başkanlığını yapar. İzmit Belediyesi’nde müfettiş olur. Yakın arkadaşları Hoca Rıfat (Yüce), Eczacı Hasan Behçet Bey, Doktor Sadık Bey, Molla Sabri Bey ile “Türk varlığı cemiyetini” kurar. Ahmet Fuat Bey, soyadı kanununun çıkmasıyla “Çeviren” soyadını alır. İzmit eşrafından “Köseoğlu Mehmet Bey”in torunu Nesime Hanım’la evlenir. Dört çocukları olur; İsmail, Temuçin, Emel ve Ümit. İsmail, 9 yaşında vefat eder. Ahmet Fuat Bey, Ziraat Bankası’na müfettiş olarak atanır. Yozgat, Çorum, Kütahya, Konya, Antalya, Tarsus, Malatya, Ankara şubelerinde görev yapar. 1952 yılında İzmit şubesine gelir. 1958 yılında emekli olur. Sonrasında mütevazı bir yaşam sürer. 20 Ağustos 1975 tarihinde yaşama veda eder.

Bir Özel Anı: 1986 yılında İzmitliler Derneği’nin şiir yarışmasına “İzmit’e Ağıt” adlı uzun şiir denememle katılmıştım. Bu şiirde, “Tercüman Ahmet” e de yer vermiştim. Şiirin birinciliğe layık görülmüştü. Bu olaydan sonra Ahmet Fuat Bey’in kızı Emel Hanım’la tanıştık ve ölünceye kadar “abla-kardeş” aile dostu olduk. Sonra, Temuçin ve Ümit Beyleri de tanıdım. 8 Mayıs 1995 yılında Paris’teydik. O gün, “Paris’in Alman işgalinden kurtuluş günü” imiş. Eski tip, restore edilmiş ve kapısında iki demet çiçek ve bir de plaket olan bir ev dikkatimi çekti. Bize rehberlik eden ressam Sedat Bey’e sorduğumda şu yanıtı aldım; “Bu evin sahibi Alman işgaline karşı mücadele eden bir kahraman. Bunun gibi başka evler de var. Bu kahramanların evleri belediye tarafından restore edilerek korunuyor ve her kurtuluş günü kapısına böyle çiçekler bırakılıyor.” İzmit’e dönüşte, bu olayı İzmitliler Derneği yönetimine anlattım. Aynı yıl 28 Haziran günü, dernek yönetimi ile, “Çeviren Apartmanı” girişine; Burası, ulusal kahraman Tercüman Ahmet’in evidir” plaketi asıldı. Bu plaket hala orada duruyor. İzmit’in kurtuluş Bayramı günü o kapıya çiçek bırakan var mı, bilmiyorum!..

Tercüman Ahmet’e saygıyla…

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.