KANDIRA’da ESKİ BAYRAMLARA ÖZLEM – Kandıralı FETHİ DURU
KANDIRA da ESKİ BAYRAMLARA ÖZLEM - Kandıralı FETHİ DURU
Üç gün evvelden başlardı, bayram hazırlıkları...
Tutunsan elinde kalacak pencerelerin, camları silinirdi, gazete kağıtları ile..
HOHHLAYARAK...
Bugünkilerden birşey sormayın, sizin bildiğiniz, hiçbirşey yoktu.. SPRY, CAMSİL miii, o ne yaaa...
Arap sabunu ile, tahta fırcaları ile, eşiklikler, palalar, kilimler yıkanırdı. Elleri paralanırdı zavallı analarımızın..
Kağıta sarı renkli şekerler, gaymaklı veya gaymaksız BÜSKÜVÜTLER alınırdı.. Bazen de RAHAT LOKUMU... Gabuklu fıstık gavururdu, Gonyalı Asım abi... Çocuklara vermek için alınırdı..
-kenarda kalsın Emel, derdi babam.
Bozuk paralar, buz dolabı örtüsünün altına, 5-10-25-50 krş lar halinde ayrı- ayrı hazırlanırdı.. Meleğe şunu, metin e bunu, Ahmet'in çocuğuna bu kadar, Mehmetin kızına bu kadar diye, tembihler yapılırdı..
Bayram namazı için, Gışladan, Amatlıdan gelecek olan, babamın müşterilerine, KEMİK SUYU, sabah çorbası hazırlanırdı..
Börekler açılırdı, küçük halamın Çiğdem Uygur- Rüştü Uygur dayımların bahçede. Fırın yakılır, ekmekler atılırdı..
Börek tatlısı, cevizli-peynir ve üzümlü LOKUMLAR ın tepsileri, Nevzat abinin TC Aygün Aynagöz fırınına giderdi.. 1.-tl ye, bir tepsi pişirilir, tepsiler karışmasın diye, hamurlara, çay kaşığı gibi NİŞAN lar sokulurdu..
Vasıf beylerden, Akalın lardan alınan manifaturalar ile, evlerdeki kadın terzilerine, entariler diktirilirdi.
Gömlekci Sıtkı Avcı dükkan komşumuzdu. Şefik caminin orda kürt Selattin vardı, manav Muzafferin üstünde Mahmure ablamız vardı ki, o daha bir moda dikerdi mintanları(şimdiki Metin ULUTAŞ büfesinin üst katı)...... Hepside iyi gömlekci idiler...
Kolonya şişeleri, gazte kağıtına sarılır, Vedat abimin dükkanına , doldurmaya gidilirdi. Kandıra rüzgarı, unutma beni, şepboy, limon kokuları ile..
Lastik topa fıssss, fısss basardı, Vedat abi.. 150 gr-200 gr mis gibi, kendi imalı, kolonyaları...
Ayakkabı boyacıları, Arife günü mahalleleri dolaşırdı.. Sokağın köşesine, sandığını koyar, evlerden üçer - beşer çift gelecek olan ayakkabıları boyardı. Ben ilkokul arkadaşım, Sabri'nin gelmesini beklerdim... O kazansın isterdim.
Hasırlı cam şişelerde, bakkal küçük Mehmet'in oğlunun sattığı, ÇENE SUYU bayramlık alınırdı. Limonatalık.. Gandıra nın suyu, ""laf aramızda"", biraz GABA idi...
Gandıra Birlik ile gelecek yakınlarımız, Belediyenin arkasındaki, yazıhanelerin orada beklenirdi.. Hammal Bayram abide ordaydı, hamal muharremde. İstanbul da okuyan abin, Yarımcada çalışan dayın, askerden izinli gelecek komşun, bayramlık beklenirdi...
Otobüsün farları, taaa hatıpınarının oradaki, dönemeçten görünürdü.. Kalbin çarpar, pırrr pırr.
Ne güzel bir HEYACANDI, Allahım bunlar...
Kadınlar, mahalle sakinleri. sabahki bayram namaxına hazırlık, toplanıp camileri temizleye giderlerdi.
Dükkanların kepenkleri kapanırdı, bir bir.. Evler daha bir şen, daha bir pırıl pırıl olurdu, arife geceleri.. Sabah olmak bilmezdi, biz çocuklara..
Öyle yaaa, yarın bayram nede olsa...
Hani diyorlar yaa veya hep duyarız.
AHH NERDE, O ESKİ BAYRAMLAR..
Aklıma gelen ve kalan, işte bööle hazırlanılırdı BAYRAMA..
Yarın, ŞAŞKIN İsmail klarneti ile
Kör Erden darbukası,
Arap Nuri çümbüşü
Şeref Abi Ud u ile evleri dolaşırken,
bizde ev ahalisinden ve yakın komşulardan başlayarak,
hısım akrabanın ellerini öpmeye, para toplamaya başlıyacağız...
Hadi SİZ de devamını getirin, ÇOCUKLUĞUNUZDAKİ BAYRAMLARI...
Küçüklerin gözlerinden, büyüklerin ellerinden öperim. ORTANCALARA Bİİ ŞEY YOK.(Bende. ortancaydım)
HER GÜNÜNÜZ BAYRAM OLSUN..
ZOR AMMA, TEMENNİMİZ diyelim.
Kandıralı Fethi
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.