Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

2Kas/110

“2011 Van Depremi İnceleme Tespit Komisyonu Raporu”

2011 Van Depremi İnceleme Tespit Komisyonu Raporu.doc.pdf - Adobe Reader “2011 Van Depremi İnceleme Tespit Komisyonu Raporu”

Tarih: 01.11.2011 Sayı : 2011/11/81

İLGİLİ MAKAMA

Kocaeli Kent Konseyi’nde STK’lar ile yapılan toplantı sonucunda Kızılay Kocaeli Şube Başkanı Muzaffer Şişmanoğlu, Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneği (KYÖD) temsilcisi Tunç Toker ve İlim Yayma Cemiyeti temsilcisi Mecit Erdoğan’dan oluşan komisyon olarak Van Merkezi, Erciş Merkez ve Köyleri’nde yaptığımız incelemeler sonucunda ulaştığımız tespitler aşağıdaki üzeredir.

Van - Merkez: Kent merkezinde yıkılan bina sayısı 7-8 civarında olmuştur. Hasarlı binaların sayısı oldukça fazladır. Binalardaki hasar seviyesinin durumu uzmanlar tarafından incelenmektedir. Merkezde yaşayan insanlar her ne kadar barınma anlamında binalarına giremese de dükkanlarını açmakta ve hayat yavaş yavaş normalleşmektedir.

Erciş - Merkez: Depremden en fazla etkilenen bölgedir. Yıkılan binaların sayısı yaklaşık 80 civarındadır. Yaşanan can kaybı en çok burada meydana gelmiştir. Yıkılmayan binaların çoğunluğu oturulamaz haldedir. Bu binaların çoğunluğu yeni yapılmış ve çok katlı binalardır. Uzmanlar Erciş’te de hasar tespit çalışmalarına başlamış durumdadır.

Erciş – Köyler: Göveçler, Dağönü, Göllüce gibi köylerde yaptığımız incelemelerde yıkımın üzüntü verici boyutlarda olduğu tespit edilmiştir. İnsanların deprem öncesinde yaşamlarını sürdürdüğü evlerin taşların üst üste konması yoluyla inşa edildiği ve bu binaların artık neredeyse tamamının kullanılamaz hale geldiği görülmektedir.

ACİL İHTİYAÇLAR: Barınma: Mevsim şartları dolayısıyla en acil şekilde karşılanması gereken ihtiyaç barınma olarak ön plana çıkmaktadır. Evleri hasar görmeyen vatandaşlarımızın da psikolojik olarak evlere girememesi de bu ihtiyacın niceliğini arttıran bir etkendir. Yapılacak hasar tespit çalışması, hayati önem taşımaktadır. Hasar seviyesi minimum olan ve yaşanılabilir evler tespit edilse bile insanları evlerine geri döndürme kararı çok hayati bir karardır. Daha önce yaşadığımız tecrübelerde gördüğümüz üzere hasarlı binalara geri döndürülen vatandaşlarımızın hayatları tehlikeye atılmaktadır. Düzce depremi örneğinde görüldüğü üzere, bilimsel olarak “yüzde yüz” emin olunmadığı takdirde vatandaşların barınma ihtiyacını geçici çözümlerle karşılamak gerekmektedir.

İnsanlarımızın depremin ilk günlerinde kurulan çadır topluluklarına ilgi göstermediği, buralara gelmek istemediği görülmüştür. Bunun köy ve kentler için değişik sebepleri bulunmaktadır. Kent merkezinde evlerin güvenlik sorunu sebebiyle insanlar evlerinin yakınına çadır kurmak istemektedir. Köylerde ise geçim kaynakları olan hayvanların güvenliği ön plandadır. Ahırların da yıkıma uğramış olması, köylüleri bu konuda çaresiz bırakmaktadır. Hırsızlıklar da başlamıştır. Köylülerin barınma sorununun çözümü, hayvanlarının güvenliği de düşünülerek yapılmalıdır. Bu anlamda, geçici olarak hayvanların da bir kaç merkezde toplanması ve ortak güvenliğinin sağlanması düşünülebilir.

Isınma: Mevsim şartları sebebiyle ısınma da barınma kadar hayati önem taşımaktadır. Tüplü katalitik ve klasik kömürlü sobaya ihtiyaç duyulmaktadır. Köylerde ısınma sorunu katalitikle çözülebilir durumda değildir. Bu anlamda soba ve kömür yoluyla bu ihtiyaç giderilmelidir.

Gıda: Köylerde ve kent merkezlerinde bir gıda sorununa rastlanmamıştır. Kurulan aşevlerinden yemek dağıtımı yapılmaktadır.

Giyim: Mevsim şartları sebebiyle kış boyunca mont, bot, kazak, kışlık çorap gibi giyim malzemelerine ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle çocuk giysileri hayati önem taşımaktadır. Şu anda büyük miktarda giyim malzemesi bölgeye ulaşmış olsa dahi, bu malzemelerin dağıtımında sıkıntılar olduğu görülmektedir. İhtiyaç malzemelerinin dökümü raporun ekindedir. Artık giysi gönderilmemesi söylenmektedir.

DAĞITIM: Yaşanan afetin ardından yaşanan en büyük sıkıntı dağıtım konusunda yaşanmıştır. Bazı kişilerin nüfuzlarını kullandığı ve kayırmaların yaşandığı vatandaşlar tarafından tarafımıza aktarılmıştır. Ancak zaman geçtikçe bu konu da düzelecektir. Basına yansıyan “yağma” gibi olumsuz görüntülerin altında yatan sebep de budur. Dükkanlara vs. bir saldırı olmadığı, ancak özellikle çadır konusunda yaşanan dağıtım sıkıntısı sebebiyle gerçekleştiği de hesaba katılmalıdır. Vatandaşların son derece iyi niyetli olduğu görülmüştür. Bununla birlikte dağıtımların güvenliği, kötü niyetli bazı gruplar sebebiyle mutlaka sağlanmalıdır. Güvenlik güçlerinin yardım kamyonlarına eşlik etmesi yoluyla bu tehlike en aza indirilebilir.

KRİZ YÖNETİMİ: Afet sonrasında kriz yönetiminin çift başlı olması afet sürecinin atlatılmasını geciktiren en önemli etkenlerin başında gelmektedir. Belediyenin ve valiliğin iki ayrı kriz merkezi kurduğu görülmüştür. Bu, ihtiyaç tespitlerinin ve yardım dağıtımlarının hakkaniyet içerisinde yapılmasını da engellemektedir. Bunun yanı sıra, bölgeye giden bakanların sayısının çokluğu sebebiyle, Vali’mizin protokol görevini yerine getirmek zorunda kalması nedeniyle krizin yönetiminde aktif rol alamadığı, süreci yöneten kamu yöneticilerinin de depremzede olmaları ve psikolojik durumları, çalışmaları zafiyete uğratan bir nokta olarak tespit edilmiştir.

AFET ACİL MÜDAHALE: Yapılan arama kurtarma çalışmalarında birkaç konuda eksiklik tespit edilmiştir. Afetin ardından paletli kepçeler gibi ağır iş makineleri ile enkazlara müdahalede bulunulduğu görülmüştür. Bu tür müdahaleler afetin ardından enkazda canlı kalan insanların hayatlarını tehlikeye atan bir noktadır. Bu konuda ülke çapında eğitimler verilirken bu hassas duruma da dikkat çekilmelidir.

Bunun yanı sıra, özellikle enkaz altında ezilmeler yaşayan afetzedelerin kaybına yol açan ve medikal arama kurtarma timlerinin mutlaka bilgi sahibi olması gereken “crash sendromu” (kurtuluş ölümü) sebebiyle can kayıpları olduğu ve bu konuda gereken hassasiyetin tam olarak gösterilmediği düşünülmektedir. Enkazdan kurtarılmasının ardından kaybettiğimiz Yunus’un ölümü bu anlamda bir örnek olarak incelenmelidir.

ÖNERİLER:

Köylerde: Köylerde barınma ihtiyacı yerinde karşılanmalıdır. İnsanların alıştıkları yaşam şekli bozulmadan, gelenekleri değiştirilmeden çözüm üretilmesi hayati önem taşımaktadır. Oradaki taş evlerin yerine apartman tarzı çok katlı evler yapmak yerine yine kendi arazilerine yapılacak tek katlı evler tercih edilmelidir. Bu tek katlı evlerin hemen yanına yapılacak ahırlar yoluyla da insanların geçim kaynağı olan hayvancılık desteklenebilir.

Kent merkezlerinde: Van ve Erciş merkezindeki barınma sorunu toplu konut yapımı yoluyla çözülebilir olduğu görülmüştür. Bunun yanı sıra, bundan sonra toplanacak yardımların nakdi olarak planlanması mantıklı olacaktır. Yapılacak alımların da bölgeden yapılması, bölge esnafının geçimini sürdürebilir kılacaktır. Yapılacak yardımların ayrı ayrı yapılması sıkıntı yaratacaktır. Türkiye’nin tüm bölgelerinden şu an çokça yardım gelmektedir. Ancak, ileriki süreçte bu yardımlar gündemden düşecektir. Bu sebeple, acil olarak süreç yönetimi planlanmalıdır. Deprem tecrübesi yaşamış kamu yöneticilerinden oluşacak bir koordinasyon ekibinin kurulması ve süreç yönetiminin bu idari kadro eliyle yürütülmesi kriz sürecinin atlatılmasında kolaylaştırıcı rol oynayacaktır.

ACİL İHTİYAÇLAR:

-Çadır

-Battaniye

-Çocuk kazağı, montu, çorabı, botu

-Yetişkin kazağı, botu, çorabı, montu

-Isıtıcı (Katalitik, soba)

-Tüp -Kömür, odun gibi yakacak malzemesi

-Kuru Gıda

Sedat YÜCEL Kocaeli Kent Konseyi Genel Sekreteri

KOCAELİ KENT KONSEYİ FUAR İÇİ www.kocaelikentkonseyi.org İZMİT/KOCAELİ                             Tel :0(262) 325 97 86 Fax:0(262) 321 76 24

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.