Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

ahsen okyar
13Oca/210

Rauf Denktaş büyüğümüze Allah’tan sayısız rahmet dilerim..

93170037

22 Mayıs 2004, Turizm Meslek Lisesi Uygulama Oteli Söğütlü-Akçaabat / TRABZON

Trabzon’a bir otobüs dolusu arkadaşımız ile gittiğimiz Aydınlar Ocağı Şurasında, akşam yemeğinde Rauf Denktaş büyüğümüzle beraber olma şansını yakaladık.

İyi ki fotoğraf çektirmeyi de ihmal etmemişiz!..

13 Ocak 2012'de vefat eden Rauf R. Denktaş büyüğümüze Allah rahmet eylesin..

13Oca/210

Bakarmısınız?

74189db9-4b1c-4e01-af7c-bc556a8cce37

Kategori: Mesaj Yorum yok
13Oca/210

Mustafa Kandıralı Gırnata Okulu – M. Tanzer ÜNAL

mustafa-kandirali

Mustafa Kandıralı Gırnata Okulu - M. Tanzer ÜNAL

Böyle bir okul yok.

Böyle bir okulun açılması, benim hayalim ve dileğim.

Daha önce yazdım çizdim, kimse oralı olmadı.

Yılmıyorum, yazmaya devam ediyorum.

Taa ki, görmeyen gözler görene, duymayan kulaklar duyana, algılamayan kafalar algılayana kadar.

Önce sizinle 4 Temmuz 2009 tarihinde, yani 11 yıl önce konuyla ilgili yazdığım yazıyı paylaşmak istiyorum:                

“Yıllardır Kandıra’ya gelip giderken hep hayal kurdum.

12Oca/210

Muhteşem tespitler mi?

48390110_2194547044126881_7218073852419506176_n

Kategori: Mesaj Yorum yok
12Oca/210

Prof. Turan Yazgan hocam demiş ki!..

10834ae9-4e6e-46cc-974d-45a974a55e1f

Kategori: Mesaj Yorum yok
11Oca/210

BAYRAK SEVGİSİ (Arif Nihat Asya Anısına) – Cafer GENÇ

BAYRAK SEVGİSİ (Arif Nihat Asya Anısına) – Cafer GENÇ

1975 yılında Yozgat Lisesi’nden mezun oldum. “BAYRAK” şairimiz Arif Nihat Asya, 5 Ocak 1975 tarihinde (46 yıl önce bugün) vefat etti.
Şiirlerinden çok etkilendiğim birkaç şairimizden biri olan A.N. Asya’yı, 1974 yılında tanıma imkanım olmuştu. Yozgat Lisesinin daveti üzerine, okulumuzun pansiyonunda seminer vermişti. Hastaydı, halsizdi. Yanına gittim, elini öptüm, şiir yazdığımı ve kendisi gibi bir şair olmak istediğimi söyledim. Gençlik duygularımla milliyetçi, ülkücü olduğumu, ben de “BAYRAK” şiiri yazacağımı söyledim. Gösterdiğim birkaç şiirime baktıktan sonra, “yazmalısın” diyerek takdir ve teşvik etti. 20 yıl sonra “BAYRAĞIM” şiirimi yazdım. Sözünde durdum. Şiir kitabım 10 bin adet basıldı.

Şairimize rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun, ruhu şad olsun inşallah. Haykırdığı milli duygu ve manevi ruh ile millete ve memlekete çok hizmeti oldu, hakkını helal etsin...

Bir milletin bağımsızlığı bayrağının, istiklal marşının ve meclisinin olması ile mümkündür. Konumuz “bayrak” olduğuna göre;

Bayrak, bir milletin bağımsızlığının sembolüdür.

Bayrak, milli birlik ve beraberliğin ifadesidir.
Bayrak, vatanın varlığı için CAN, milletin yaşaması için KAN demektir.
Bayrak, namustur, şereftir, onurdur, gururdur...

Bayrak, istiklal ve istikbal demektir.

Bayrak, bayrak ve bayrak demek...

Arif Nihat Asya’ın "BAYRAK” şiirinde, İstiklal Marşı’mızda ve adına yazılmış yüzlerce şiirde övgü, sevgi, ruh ve duydu ile sahiplenme demektir...

11Oca/210

Tanıdıklarımız var mı?

unnamed (3)

Kategori: Mesaj Yorum yok
11Oca/210

Değişime kandimizden başlamalıyız!..

50fba5f9-e092-44ac-9b3d-31f0403ca11d

Kategori: Mesaj Yorum yok
10Oca/210

Dr. Aziz Sancar üstad demiş ki!..

t010f264f-e1d6-4ae9-a571-9aa69d3cd094

Kategori: Mesaj Yorum yok
10Oca/210

Komşularımız la kahve keyfi..

IMG_5309

16 Kasım 2020 Pazartesi / Kocabayramlar da komşularımız ile  kahve keyfi.. 15.59

9Oca/210

Kocabayramlar da komşularla birlikte ilk ziyafet; Oktay Ergün’den..

IMG-96623

3 Ocak 2021 Pazar / Yılbaşı tatilini ailesi ile birlikte Kocabayramlar da geçiren Oktay Ergün komşularına ziyafet verdi..

Serkan Bayram, Nazmi Aydın, Fethi Ergün, İlker Altıınten, Hasan Baykara ve Necdet Ergün’ünde hazır bulunduğu yemek neşe içinde tamamlandı.

9Oca/210

Türklerin Soyağacı

unnamed (4)

Kategori: Mesaj Yorum yok
8Oca/210

Ruhittin Sönmez başkanımızın 19 Mayıs 2009 tarihli yazısı

z

8Oca/210

Mimar Mücahit Küçükcici kardeşim “TEBRİK ve TEŞEKKÜR” ü haketmiş..

IMG-9742

Hemşehrim/Kardeşim Mimar Mücahit Küçükcici büroma çerçeveli tablo bırakmış.. Oğlum Murat akşam üzeri Kocabayramlar’daki evimize getirdi. Açıp baktığımda gördüm ki “Kandıra” şiiri.. Evimin en güzel köşesine asacağım.

8Oca/210

Bir Dostu Kaybetmek – Fazlı KÖKSAL

41882148_10215840670504912_2918296025544261632_n

Bir Dostu Kaybetmek – Fazlı KÖKSAL

Sosyal medyada 2020 yılında yaptığım son paylaşımda “2021 acıları çok daha az yaşadığımız bir yıl olsun.” demiştim… Ama anlaşılan o ki; Korona yüzünden 2021’de de çok acı yaşayacağız.  1 Ocak günü sabahı kötü bir haberle sarsıldım: “Alaaddin Korkmaz da Uçmağa vardı...”

Türk Milliyetçiliği ve Türk Dünyası, sayısı gittikçe azalan "Düşünen Adam"larından birisini, bir vefa timsalini kaybetti... Vefatını “Uçmağa varmak” olarak ifade etmem de, “vefa timsali” olarak tanımlamam da laf olsun diye değil…

7Oca/210

Nostalji; 20 sene önce BUGÜN: Özgür Kocaeli Gazetesi, 7 Ocak 2001 Pazar

2001.01.07 özgür kocaeli pazar

7Oca/210

Yeni Yıla Girerken “2021” – Ali COŞKUN

ali coşkunYeni Yıla Girerken “2021” - Ali COŞKUN 58. ve 59. Hükümetler Sanayi ve Ticaret Bakanı

2020 hüzünlü yıl geride kaldı. Aslında değişen sadece takvim yaprakları. İnsan toplulukları ise yaşama biçimlerine bağlı olarak (COVID-19) Koronavirüsle zor bir imtihan vermekte. Salgın küresel ve ulusal ekonomileri, sosyal ve kültürel değerleri tehdit ve tahrip etmekte.

2020 yılı Koronavirüs salgınının verdiği sıkıntılar başta olmak üzere; depremler, ölümler, sınırlarımızda süregelen sıcak çatışmalar, şehitlerimizin acıları, Ege ve Akdeniz’de karşılaştığımız uluslararası haksızlıkların oluşturduğu dış politikada beliren olumsuzluklar, eğitim hayatımızda yaşanan zorluklar, iş dünyamızın ve ekonomimizin karşılaştığı dar boğazlar velhasıl halkımızı bezdiren bunalımlarla anılacak 2020 zorlu bir yıl oldu.

Gerçek şu ki yarınki Dünya düzenimiz yaşadığımızdan farklı olacak; adeta yeni bir çağ açılıyor. Hayatımızın her safhasında dijital dönüşüm gerçeği ile karşı karşıyayız.

İnsanlar adeta sanallaşıyor, başta aile kavramları olmak üzere sosyal hayat zayıflıyor, selamlaşmayı, sevgiyi, sevmeyi unuttuk; bizi millet yapan öz değerlerimiz, kültürümüz her yönüyle yozlaşmasıyla karşı karşıya.

7Oca/210

Su’yumuz dikkatli kullanılmazsa kesilebilir..

131109248_889194351485547_7991367354760360513_n

Kategori: Mesaj Yorum yok
6Oca/210

BİR HEKİMİN ÖLÜMÜ; BALIKESİRLİ DR. MEHMET AKAY – Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ

mehmetcemal-iftigzeli2BİR HEKİMİN ÖLÜMÜ; BALIKESİRLİ DR. MEHMET AKAY - Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ

27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi tamı tamına bir canavarlıktı. Hukuk devletinin, insan haklarının ve bütün özgürlüklerin ayaklar altında süründüğü bir zaman dilimi idi. Mesela kitap okumak, hele hele Risale-i Nur gibi bu dini bir kitap ise önce gözaltına alınmanız, sonra tutuklanmanız mükedderdi. Aylarca cezaevinde yattıktan sonra da berat ediyordunuz. Bu ne menem şeyse. Milli Eğitim Bakanlığının bu konudaki acımasız tamimleri talebeleri mutazarrır ediyordu. Kilis Lisesi’nden 7 talebenin bu yüzden okullarıyla ilişkileri kesildi. Bir kısmı okulu bıraktı, bir kısmı Adıyaman, Gaziantep, Malatya’ya gitti eğitimleri için. Ben önce Çorlu, sonra İstanbul’da Lise okumak için kayıt yaptırdım.

YARIM ASIR ÖNCE

Şehzadebaşı’ndaki Vefa Lisesi’ne son sınıfta öğrenci oldum. Önce velim Tıp Fakültesi stajyeri Mehmet Akay’dı. Sonra Asistan Oktay Demirsöz üslendi. İstanbul’da üniversitelilerin ve yurtsever aydınların uğradığı Kirazlı Mescit Sokağı 46 nolu mekanda Zübeyr Gündüzalp tanıştırmıştı beni yeni velimle. Stajyer Dr. Mehmet Akay kibar, şefkat ve sevgi dolu, mütebessim, medeni, birikimli,hoşgörülü tam bir İstanbul Beyefendisi entelektüel idi. Giyimi şık ve temiz, Türkçesi mükemmeldi. Önceleri Çemberlitaş Piyerloti Caddesi girişinde, Belediye Konservatuvarının tam karşısındaki Balıkesir Öğrenci Yurdunda hemşerileriyle birlikte kalıyordu. Ben bir üst sokaktaki Klodfarer Caddesi üzerinde amcamlarda misafirdim. Birbirimize çok yakındık. Sürekli buluşuyorduk. Yağmur Yayınevi Sahibi İsmail Dayı Beyi de böylece tanımıştım. Zaman zaman da Süleymaniye Kirazlı Mescit’ten yanımızda Zübeyr Gündüzalp olduğu halde Fatih Camii’ne giderdik. Yolda çok istifade ettiğim sohbetlerimiz olurdu (Tut Elimi Killize romanımda detaylı olarak anlatılır).

Dr. Mehmet Akay daha sonra Aksaray’da Muratpaşa Camii’ne yakın Hasaki Hastanesinin tam karşısında bir daire kiraladı. Burada cumartesi günleri Risale-i Nurdan dersler yapılıyordu. Epeyi bir müddet devam etti. Ancak bir gün burası “gizli toplantı yapılıyor, kitap okunuyor” diye şikayet üzerine baskına uğradı. Kitap okuyanlar karakollara götürüldü. Göz altına alındılar. Bir ay’a yakın süre bu gözetim devam etti, sonra gözaltındakiler bırakıldılar(1963). Dr. Mehmet Akay Memleketi Balıkesir’de daha Lise talebesi iken bile dini kitap okuduğu için tutuklanmış. Ağır cezada yargılanmış ve daha sonra beraat etmişti (21.Nisan.1961). Adliye ve hukuk tecrübesi donanımına katlanmış oldu. Artık böylesi kitap okumaktan dolayı tutuklanmalar çok komik geliyordu. Demek hala askeri vesayetin ve darbenin etkisi sürüyor, kadrosu iş başında idi.

6Oca/210

Türkler neyi buldu. Ne yaptı ki?

unnamed (3)

Kategori: Mesaj Yorum yok