Ramazan Bayramı’nın 3.günü akşamı Kandıra Haber’de tam 11 canlı yayın konuğu..
Ramazan Bayramı'nın 3.günü akşamı Kandıra Haber'de tam 11 canlı yayın konuğumuzu ağırladık.
Ramazan Bayramı'nın 3.günü akşamı Kandıra Haber'de tam 11 canlı yayın konuğumuzu ağırladık. Kandıra Haber Facebook sayfasında Hayri Özcan'ın moderatörlüğünde gerçekleşen "Ramazan Bayramı Özel" programına on bir canlı yayın konuğu katıldı. Kandıra bayramları ile ilgili anılarını anlatan konuklarla hoş bir sohbet gerçekleştirdik.
Canlı yayına katılan isimler şu şekilde; 1. Soner Özmen 2. Ahsen Okyar 3. Naci Zengin 4. Kadir Özmen 5. Ömer Yağcı 6. Selahattin Okan 7. Olcay Çelik 8. Erkan İşler 9. İsmail Hakkı Buruş 10. Hasan Bahadıroğlu 11. Mehmet Ateş
Kaynak Linki : http://www.kandirahaber.com/haber/1461/ramazan-bayrami-ozel-canli-yayinimiza-tam-11-canli-yayin-konugu-katildi.html
kandirahaber.com
Dalca’da Kandıra Mancarlı Pidesi hazırlığı..
19 Mayıs 2020 Salı / Dalca’da geleneksel Kandıra Mancarlı pidesi hazırlığı..
Kovid-19 salgınıyla sessizle bürünen Kandıra yaz sezonuna hazırlanıyor – Şahin OKTAY
Kovid-19 salgınıyla sessizle bürünen Kandıra yaz sezonuna hazırlanıyor - Şahin OKTAY
Kocaeli'nin Karadeniz kıyısında yer alan yeşil ile mavinin buluştuğu Kandıra ilçesi, mavi bayraklı plajları ve el değmemiş koylarıyla koronavirüs tedbirlerinin sona ermesinin ardından yeniden ziyaretçilerini ağırlayacak.
GÜLE GÜLE RAMAZAN – Seyfettin KARAMIZRAK
GÜLE GÜLE RAMAZAN - Seyfettin KARAMIZRAK
Uzak kaldık kalplerimizi paslandı,
Kavuştuk ya deli gönül uslandı,
Sevincinden gözler yaşla ıslandı.
İstiyoruz buluşalım her zaman,
Hanelere huzur verdin Ramazan.
Akça Koca Platformu bayramlaştı..
24 Mayıs 2020 Pazar / Akça Koca Kültür Platformu Ramazan Bayramı Bayramlaşmasını zoom üzerinden gerçekleştirdi..
Mete Küçük bey komşumuzun hayvanlarının peşinde…
18 Mayıs 2020 Pazartesi / Mete Küçük bey komşumuz Hasan Altınten’in hayvanlarını Nazlı yengemiz hanımefendi ile birlikte akşam otlatmasında..
NEREDE (BURADA) O ESKİ BAYRAMLAR – Cafer GENÇ
NEREDE (BURADA) O ESKİ BAYRAMLAR – Cafer GENÇ
Dini ve milli bayramlarımız hayatımızın müstesna günleridir. Bayramlar, birliğin ve dirliğin, ilginin ve sevginin özel ve güzel tarifidir.
Yaşı kemale ermiş olanların, her bayramda, akıllarına gelen ilk soru, (daha doğrusu sitem ve özlem) "Nerede o eski bayramlar?" sözü olur.
Bugün, eski bayramlara bir bayram gezisi yapalım da, "Burada o eski bayramlar" demiş olalım. Böylece, geçmişimizi hatırlayarak nostaljik bayram duyguları yaşamanın tadını almakla birlikte, kültürümüzü yaşatmanın sorumluluğunu da yerine getirmiş olalım.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki herhangi bir şeyi bulunduğu zamana, şartlara, imkânlara ve ortamına göre değerlendirmek gerekir. Değişen ve gelişen zamana göre, hayatımızı kolaylaştıran teknolojinin, yaşayışımızı yönlendirdiğini ve yenilediğini görmekteyiz.
En güzel bayramlarımı çocukluğumda, rahmetli dedem zamanında yaşadım. "Nerede o eski bayramlar?" sözünü dedemden duymadım ama rahmetli babamın arada bir söylediğini hatırlıyorum.
Eski bayramların tadını, ben de çocuklarıma söylüyorum. Çocuklarımdan torunlarına kadar bu sözlerin bu şekilde söylenmesi devam edecek gibi görünüyor. Çünkü bayramlara tatil anlayışı yerleşmiş, mutlaka gidilmesi gereken üç, beş ev ziyareti gerçekleştirilmiş ve sadece akrabaya gelip gitme yeterli bulunmuş olmaktadır.
Şimdiki çocukların, topladıkları naylon torba dolusu çeşit çeşit şekerleri yok artık(!) Yastığın altına saklanan ayakkabıların ve bayram giysilerinin yerinde anılardaki hayaller kaldı. Mendil içerisinde verilen paraların yerini, süslü paketlerdeki bayram hediyeleri aldı.
Kocabayramlar’daki çardağımız bayrama hazır
18 Mayıs 2020 Pazartesi / Kocabayramlar’daki malikanemizin önündeki çardağımızın son hali..
18 Mayıs’ta Zoom toplantısında Karamürselli hemşehrimiz Prof.Dr. Ahmet Taşağıl hocamızı dinledik
18 Mayıs 2020 Pazartesi / Türk Aydınları Platformu tarafından düzenlenen
Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı, Birleşmiş Milletler UNESCO İhtisas Komitesi Üyesi,
Türk Tarih Kurumu Bilim Kurulu Üyesi Prof.Dr. Ahmet TAŞAĞİL hocamızın sunumuyla
"Türk Tarihinde Bilinmeyenler. Genel Türk Tarihi ve Metehan'dan Atilla'ya / Fatih'ten Atatürk'e
Türklerin Serüveni" Konulu soru ve cevaplı canlı Zoom Toplantısı keyf ile dinledik.
Mete beyin elleriyle topladığı Çiçek demeti anneler günü için hazır..
10 Mayıs 2020 Pazar / Mete Küçük, Kocabayramlar sapağından Köyün içine kadar yolboyundaki farklı çiçeklerden bir demet hazırladı ve eve gelince de annesine takdim etti.
Salgın Sonrası Dünya Nasıl Şekillenecek? – Mehmet Emin SOFUOĞLU
Salgın Sonrası Dünya Nasıl Şekillenecek? – Mehmet Emin SOFUOĞLU
Dünyayı kaosa götüren şer odağı organize akıl, tüm dünyanın ekonomik, sosyal ve siyasi hayatını etkisi altına alan korona virüs salgını ile, tüm rutinleri altüst etti.
Dünyada küresel çapta, pek çok alanda, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!
Bu, aslında, dünyanın karşı karşıya kaldığı teknolojik veya tıbbi bir sorun değil, siyasi bir sorundur!
Salgın sonrası, tüm ezberlerimiz bozulacak! Eğitimden, sağlığa, ticaretten, günlük hayata kadar, bildiğimiz tüm işleyişler değişecek!
DİJİTALİZM artık dünyaya hakim olacak!
Uzaktan eğitim, e-ticaret vb uygulamalar gibi hemen hemen her kurumsal ve bireysel işlem, tamamen blockchain(1) denilen dijital sistem üzerinden işleyecek..
Kullandığımız kağıt para, tedavülden kalkacak!
Sert yapılı otokratik(2) ulus devletler oluşacak!
Yokluk, kıtlık ve gıda yetersizliği görülecek!
İnsanlara dijital kimlikler verilecek!
Zoom toplantısında Dr. Alaattin Büyükkaya büyüğümüzü dinledik
15 Mayıs 2020 Cuma / Akça Koca Kültür Platformunun saat; 21.30’da başlayan Zoom toplantısı Yeni günün ilk yarım saati içinde sona erdi.
15 Mayıs Cuma saat: 21.30 da Zoom ekranında Konuğumuz e. Avrupa Birliği Bakan Yardımcısı Dr. Alaattin BÜYÜKKAYA oldu. Bizlere önemli konularda bilgi verdi..
ZANGOÇ QASİMODO-BİR SOSYOLOJİK ANALİZ – Salih ALTUN
ZANGOÇ QASİMODO-BİR SOSYOLOJİK ANALİZ - Salih ALTUN
Victor Hügo’nun çok sevdiğim eserlerinden biridir. Notre dame’ın Kamburu. Eser, birkaç kez filme de alınmıştır. Notre Dame Katedrali’ni, hak ettiğinden daha büyük üne kavuşturan da bu romandır. Katedralde insanlardan uzak yaşayan başrahibin evlatlığı zangoç Qasimodo eciş bücüş, hilkat garibesi bir insandır. Sokağa çıktığı bir gün haksız yere kırbaç cezasına çarptırılmıştır.
O, kırbaçlar altında “su.. su..!” diye inlerken ruhsal olarak ondan daha ezik, bir grup zavallı sadist çığlıklar atarak eğlenmektedir. Biri hariç. Çingene güzeli Esmeralda. O bu sahneye dayanamaz. Qasimodo’nun yanına çıkar. Ona dokunur, su verir. Ayrılırken matarasını da orada bırakır. Qasimodo’nun dudaklarından belli belirsiz şu sözler dökülür:”Bana su verdi.”
Daha sonra engizisyon, cadı olduğu, cinayet işlediği gerekçesiyle Esmeralda’nın idamına karar verir. Zangoç Qasimodo onu son anda kaçırır ve adeta dokunulmaz alan olan Notre Dame’a götürür. Orada da ölümüne korur onu. Bu uzun mücadele sürecinde, sürekli aynı sözü tekrarlar. “Bana su verdi.”
Öykümüz bu kadar. Gelelim öykü bağlamında devlet-halk ilişkisine.
Elbette ki halk, Qasimodo gibi hilkat garibesi değildir. Ama yıllardır ezilmiştir, adam yerine konmamıştır. Belki asgari ihtiyaçları karşılanmıştır da devletten yana sevgiye, şefkate mazhar olmamıştır. Devlet denen oluşum, onu tahsildar-jandarma dışında arayıp sormamış; onu kendi dünyasında yalnızlığa terk etmiştir. Bu yüzden, sessiz çoğunluk, kendini Qasimodo gibi hissetmiş; ancak içinde de bir isyan büyütmüştür.