‘Tünel, öyle bir şey ki kıymeti varlığında değil yokluğunda anlaşılır’ – Prof.Dr. Vahdettin ENGİN
‘Tünel, öyle bir şey ki kıymeti varlığında değil yokluğunda anlaşılır’ - Prof.Dr. Vahdettin ENGİN
Filiz Acar, Fotoğraf: Fatih Sultan Kar 04 Eylül 2009
Galata ile Pera arasındaki en kısa mesafe, Londra’dan sonra dünyanın en eski ikinci metrosu, Türkiye’nin ilk yap-işlet-devret modeli, İstanbul’da toplu ulaşımın en önemli kilometre taşı, şehirde yapımı planlanan bütün metroların ilham kaynağı, neredeyse sıfır kaza riskiyle 134 yıldır tıkır tıkır işleyen, kıymeti; varlığında değil yokluğunda anlaşılan makine: TÜNEL.
Karaköy Tüneli üzerine bugüne kadar pek çok araştırma yapıldı, yazılar yazıldı. Bunlar arasında en kapsamlı çalışmayı Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vahdettin Engin yaptı. Öyle ki, hocamızın 2000 yılında yayımlanan `Tünel` kitabı, Türk Tarih Kurumu Ödülüne layık görüldü. Özellikle II. Abdülhamit dönemine ait araştırmalarıyla tanınan ve Yakınçağ Osmanlı Tarihi Uzmanı olan Prof. Engin ile Tünel’i konuştuk.
Özgürlüğün Tüketimi – Prof.Dr. Hacı DURAN
Özgürlüğün Tüketimi – Prof.Dr. Hacı DURAN
Özgürlük ve tüketim, klasik felsefe ve sosyoloji teorilerinde, birbirleriyle ilişkili davranışları ve tutumları ifade etmezler. Özgürlük daha çok politik tartışmaların bir olgusu olarak sosyoloji alanında yerini almıştır. Tüketim ise yine klasik modern söyleme göre ileri sürülmüş tezlerde, ekonomik faaliyetlerin bir faktörü olarak görülmüştür. Uzun süre kapitalizmin önünde bir engel olarak değerlendirilmiştir.
Ancak 20. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren, tüketim, liberal kapitalizmi engelleyen bir değer olarak değil; bilakis kapitalizmi besleyen bir tutum olarak algılanmaya ve sunulmaya başlandı. Özgürlük ise yine siyasal boyutlarıyla, devlet iktidarına karşı bazen sivil haklar, bazen de bireysel haklar kapsamında değerlendirildi.
Devam eden süreçte, kapitalist ideolojiler, tüketimi yaygınlaştırma ve kışkırtma çabalarını sürdürdü. Özgürlüğe ilişkin tartışmaların sunumu ise iletişim teknolojilerinin kapitalist bir zihniyete göre yapılandırılmasından dolayı tekelleşti. Bu durum bir taraftan özgürlük taleplerini bir tüketim metaına dönüştürdü. Diğer taraftan ise varoluşu; geleneksel, dini veya otantik bir değerle ifade etmekten çıkardı. Kişilerin kendilerini pazar ve marka aktörü olarak göstermesini ve sunmasını daha cazip bir hale getirdi.
Bu çalışmada, doğal özgürlük, siyasal söylemlerde özgürlük, klasik ve ne klasik liberal iktisat teorilerinde tüketim ve özgürlük kavramlarının bağlamları tartışılacak. Endüstri sonrası toplumda, tüketimin bir ideolojiye dönüşümü anlatılacak. Ve tüketim ideolojilerinin, kişileri özgürlüksüz yaşamaya nasıl ikna ettiği açıklanmaya çalışılacaktır.
Kandıra Gıda OSB gerçekten başlıyor
Kandıra Gıda OSB gerçekten başlıyor
Projesi ile ilgili ilk hazırlıklara yaklaşık 10 yıl önce başlanan ve “Kandıra’ nın kurtuluşu” olarak adlandırılan Kandıra Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi ile ilgili tüm engeller nihayet kalktı. OSB tüzel kişiliği yeniden kuruldu. Artık icraat zamanı.
YANLIŞ KAMULAŞTIRMALAR
2008 yılında kent gündemine gelen Kandıra Gıda OSB projesi için önce bakanlıktan gerekli izinler alınmış ve kamulaştırma çalışmalarına başlanmıştı. Projenin bölge halkına doğru anlatılamaması ve o dönemin bölge müdürlüğü tarafından yapılan yanlış kamulaştırmalar neticesinde süreç oldukça yavaş ilerledi, çok zaman kaybedildi.
GERÇEK BİR DÂVA ADAMI AV. ZEKİ HACIİBRAHİMOĞLU – Dr. Sakin ÖNER
GERÇEK BİR DÂVA ADAMI AV. ZEKİ HACIİBRAHİMOĞLU - Dr. Sakin ÖNER
Zeki Hacıibrahimoğlu benim en yakın gençlik arkadaşlarımdandır. Kendisi ile İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi. 1967 yılından beri tanışırız. O Hukuk Fakültesi’ni bitirdi, avukat oldu. Ben de 1965 yılında girdiğim İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1967 yılında ayrılarak aynı üniversitenin Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümüne girdim ve 1971 yılında bitirerek Edebiyat Öğretmeni oldum. Askerliğimizi de 1975 yılında aynı dönemde kısa süreli olarak yaptık. Arkadaşlığımız ve dostluğumuz bugüne kadar yarım asrı aşan bir sürede devam etti. Bizi bu uzun süreli dostluğa taşıyan, ortak değerlerimiz, ideallerimiz ve kavgamızdı.
Toka Ailesi ile Nam-ı Ayıntp Künefe’de..
7 Aralık 2018 Cuma / Emex Oteldeki toplantıdan sonra Adapazarı’ndan gelen Toka Ailesini Yahyakaptan’daki nam-ı Ayıntp Künefe’de misafir ettik.
Samsun hatıralarının da dillendirildiği gecede künefeler de afiyetle yenildi.
Yalova Üniversitesi Öğretim üyesi Yunus Özen ile özel çekim fotoğraf
Dr. İsmail Çapçı, Hasan Uzunhasanoğlu, Mustafa Toka, Emine Uzunhasanoğlu, Halime Toka, Nursel Okyar, Ahsen Okyar
Kocaeli Aydınlar Ocağı, Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’deki Gelişmeler konulu konferansa ev sahipliği yaptı
7 Aralık 2018 Cuma / Kocaeli Aydınlar Ocağı, Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’deki Gelişmeler konulu konferansa ev sahipliği yaptı
Kocaeli Aydınlar Ocağı üyeleri, Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri konuşmak üzere bir araya geldi. Otel Asya’da düzenlenen Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’deki Gelişmeler konulu konferansa Kocaeli Aydınlar Ocağı Başkanı Süleyman Pekin ve çok sayıda üye katılım gösterdi.
Ece Akdeniz; “ Günde enaz 10 sayfa okumalıyız.”
7 Aralık 2018 Cuma / Akça Koca Kültür Platformunun, 15.Gençlerle Başbaşa Programında Ece Akdeniz konuştu.
Akça Koca Kültür Platformu Gençlerle Başbaşa Programının onbeşincisinde; Kocaeli Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı 2. sınıf öğrencisi Ece Akdeniz, “En Büyük Savaş, Cahilliğe Karşı Yapılan Savaştır!” konusunda bilgi verdi.
Ece Akdeniz; “İnsanlar eğitim alarak cahillikle savaşmak zorundadır.
Fazla bilmişlik, yaşamayı sevmek, fikrimizi şiddetle savunmak, az düşünüp çok konuşmak ve değişime kapalılık cahil olmamızın en önemli sebebidir. Sürü psikolojisi, sosyal itaat ve içgüdülerimiz cehaletimizi tetikliyor. Merak etmek, gözlemlemek, araştırmak, analiz etmek ve saygı duymak cahillikle yapılan savaşı kazandırıyor. Bunun içinde yeni bilgiler öğrenmeliyiz, günde 10 sayfadan az olmamak üzere okumalıyız, geçmişte kalmamalıyız, sorunlarla başa çıkmanın yolunu bulmalıyız ve kötü alışkanlıklarımızdan vazgeçmeliyiz.” Dedi.
Katılanlar
Fevzi İkizoğlu kardeşimiz vefat etti.
- Fevzi İKİZOĞLU
- Nevşehir’de doğdu,
- Nevşehir Lisesi’nde okudu,
- İstanbul Üniversitesi’nde okudu,
- İstanbul Üniversitesi’nde Kimya Yüksek Mühendisliğinde okudu,
- Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nda Mühendis,
- Petkim'de KOROZYON BAŞMÜHENDİSİ olarak çalıştı ve emekli oldu.
- 6 Aralık 2018 Perşembe günü vefat etti.
- Bugün 7 Aralık 2018 Cuma günü, Cuma namazına müteakiben Fevziye Camiinden ebediyete uğurlanacaktır.
- Allah bu güzel kardeşime rahmeti ile muamele eylesin.
- Kocaeli Aydınlar Ocağında beraber çalışma imkanı bulduğumuz kardeşimizin, Ailesi ve yakınlarına başsağlığı ve sabır dilerim.
- Ahsen OKYAR
ENDÜSTRİ 4.0’I ANLARKEN, TOPLUM 5.0’DA ESKİMEYE BAŞLADI – Öğr.Gör. Tümay MERCAN
ENDÜSTRİ 4.0’I ANLARKEN, TOPLUM 5.0’DA ESKİMEYE BAŞLADI - Öğr.Gör. Tümay MERCAN
Dünya sanayi, ticaret, AR-GE üretim, tüketim, yenilik, inovasyon, girişimcilik konularında endüstri 5,0’ a geçti. Biz hala 4,0’ı anlamaya çalışıyoruz. Bu arada sanayileşme hızımız aslında 2,4.
Endüstri 5.0, Toplum odaklı insansız teknoloji demek. Robotlar fabrika içerisinde insan kolunun yapabileceği hemen hemen her hareketi yaparak, birbiriyle iletişim kuruyor, elde ettikleri verileri anlık olarak bulut sistemine kaydedebiliyorlar ve böylece yöneticiler tarafından veriler anlık olarak kolaylıkla incelenebiliyor. Fabrikayı ise küçük bir insan grubu yönetiyor.
Toplum 5.0 ise, teknolojik gücü doğru yönetecek akıllı toplumun gelişimine katkı sağlamasını amaçlayan felsefe, dijitalleşmenin ve robotların etkisini demografik, ekonomik, etik ve sosyolojik yönden değerlendirerek, insanların makine ve robotlarla ilişkisinin en verimli biçimde sağlandığı “süper akıllı toplum” modeli, robotlarla yaşamayı öğrenmiş toplum demek.
New York’ta yaşayan İzmitli İsmail Vardal’dan selam var…
New York, Brookly, Borough Park’taki Amerika Müslümanlar Birliği Fatih Camiinde, vefat eden Akmeşeli Eyüp Gülmez’in okumasını Adanalı Yakup Başıbüyük hoca yaptı. Sonrasında ikramları yapıldı.