“GAZİ AKÇA KOCA ve KOCAELİ TARİHİ SEMPOZYUMU" 38 sene önceki yurt arkadaşlarını buluşturdu
“GAZİ AKÇA KOCA ve KOCAELİ TARİHİ SEMPOZYUMU" 38 sene sonra yurt arkadaşlarını buluşturdu
"KIRIM’DA NELER OLUYOR?" – Vefa İbrahim ARACI
07 MAYIS 2014 (ÇARŞAMBA) GÜNÜ SAAT 20.00'DA KOCAELİ TİCARET ODASI KONFERANS SALONU'NDA KIRIM DERNEKLER FEDERASYONU BAŞKANI SN. VEFA İBRAHİM ARACI "KIRIM'DA NELER OLUYOR?" ADLI SÖYLEŞİ İÇİN KONUĞUMUZ OLACAKTIR.
TEŞRİFLERİNİZİ BEKLERİZ...
Volkan ŞENEL PUSULA DÜŞÜNCE DERNEĞİ Yönetim Kurulu Başkanı
BİR İLKOKUL ÖĞRENCİSİNİN GÖZÜYLE 1952-1953’te KANDIRA AYDINLIK MAHALLESİ ve TANIDIKLARIM –2 – Prof. Dr. Atilla ÇETİN –Tarihçi/Arşivci
BİR İLKOKUL ÖĞRENCİSİNİN GÖZÜYLE 1952-1953’te KANDIRA AYDINLIK MAHALLESİ ve TANIDIKLARIM –2 - Prof. Dr. Atilla ÇETİN –Tarihçi/Arşivci
Annemin Aydınlık mahallesinde evinin yerinde şimdi Bağırganlıların yaptığı üç katlı, altı daireli bir apartman var. Evin arkasında ağaçları olan birde bahçe vardı. Bahçenin sonu terzi Mahmure ablanın evine kadar gidiyordu. Dut, ceviz, vb. ağaçları vardı. Bahçe şimdi evler arasında kalmış çocukluğumun geçtiği o ev ve bahçe şimdi yad ellerde. Üzülür müsün, sevinir misin? Bilmem. Sünnetim de o evde olmuştu. Galiba 1953’te.
Birçok anılarım var. Bu evi iyi hatırlayanlardan birisi Eczacı dostumuz İsmail Genç Bey’dir. Saya dikmesi (saya; Ayakkabının yumuşak olan üst bölümü.) için dedeme eve, deri getirirmiş çocukken, evi, zilini, büyük kapıyı ve dedem Şaban Efendiyi iyi tanıyor. Bana birkaç kez bildiklerini, gördüklerini anlattı. Kulakları çınlasın.
Bağırganlılı marketçi dostum (Burak Market) İbrahim Yılmaz şimdiki apartmandan bir daireye rica etti. Gittim ve gezdim. Çocukluk anılarımı az da olsa tazeledim. Yeni mekanda hayatta bence en güzel şeylerden biri, atalarının evine, yurdunu, toprağını korumak, anılarını yaşatmaktır.
Komşularımla..
03 Mayıs 2014 Cumartesi / Hasan Uzunhasanoğlu kardeşimle Erdal beyin ofisinden birlikte çıktık. Bizim eve yaklaştığımız da Çınarlı Camii cemaatide olan komşularımı Şen Çayevi önünde oturuken gördük. Kuban Kandemir ağabey çay içmeye davet etti.
Cerrahoğlu Ailesi İzmit’te..
04 Mayıs 2014 Pazar / KOU Araştırma Görevlisi olan Elif Cerrahoğlu’na Rasathane civarında yeni ev tutulmuş. Sonrasında da Yrd. Doç. Dr. Mustafa Kemal Cerrahoğlu, eşi Emel yengemiz hanımefendi ve kızları Elif Cerrahoğlu ve Hasan Uzunhasanoğlu Seka Park Marmara Teras Cafe’ye geçmişler.
İNSAN’IN TERCİHİ – Prof. Dr. Nurullah AYDIN
İNSAN’IN TERCİHİ – Prof. Dr. Nurullah AYDIN
Bir kesim insanlar; mutsuz, şaşkın, hayal kırıklığı yaşıyor.
Bir kesim insan ise mutlu, gurulu, kibirli.
Olumlu ya da olumsuzluklar insanı; bazen çare bulmaya, bazen çaresizliğe sürükler.
En doğrusu ise insanın kendini sorgulamasıdır. Sorgulayan insan çözümü de, çareyi de yine kendinde bulabilir.
İki şey seni "vasıflı insan "yapar:
1 İradeye hakim olmak
2 Uyumlu olmak
İki şey sana "e değer" katar:
1 Hitabet ve diksiyon eğitimi almak
2 Anlayarak hızlı okumayı öğrenmek
Kocaeli Aydınlar Ocağı Başkanları birarada..
30 Nisan 2014 Çarşamba / Kocaeli Aydınlar Ocağı Başkanı Av. Ruhittin Sönmez öğle yemeği için Fevziye Camii karşısındaki İnegöl Restorana davet etti.
HEPAR Genel Başkanı / Efsane Komutan Osman Pamukoğlu, Aydınlar Ocağın da..
03 Mayıs 2014 Cumartesi / Konferans vermek için İzmit’e gelen Hak ve Eşitlik Partisi Genel Başkanı Osman Pamukoğlu, Kocaeli Aydınlar Ocağını ziyaret etti.
Karagöz İşhanı Mescidin de……
02 Mayıs 2014 Cuma / Nihat Gürer ağabey ile Cuma namazını eda etmek üzere Karagöz İşhanı Mescidine gitmeye karar verdik.
“Darbelerin Ekonomisi” – Prof. Dr. Mehmet ALTAN / 30.05.2002
30 Mayıs 2002 / “Darbelerin Ekonomisi” – Prof. Dr. Mehmet ALTAN
POST ALIRIM, DOST SATARIM – Av. Ruhittin SÖNMEZ
POST ALIRIM, DOST SATARIM – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın gündeme damgasını vuran konuşması üzerine yapılan yorumlar ibret verici. Özellikle daha düne kadar O’nu yere göğe koyamayan AKP’liler ve yandaşların tavrı ürpertici.
Siyaset adına kişilikler yerle bir edilebiliyor. Bir kişiyi savunmak uğruna değerlerin böylesine çiğnenebildiğini görmek üzücü.
Haşim Kılıç hepimizin bildiği gibi muhafazakâr yapıda bir insan ve eşi başörtülü. Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi mezunu. 1990 yılında Turgut Özal tarafından Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliği görevine getirildi.
Refah ve Fazilet Partilerinin kapatılması davaları, Üniversitelerde başörtüsü yasağı ile AKP’nin kapatılması davası kararlarında ret oyu kullanmıştı. Yazdığı muhalefet şerhleri, “askeri vesayete karşı dik duruşunu” yansıtan kararları, “kişi hak ve özgürlüklerine vurgu yapan tavırları” ile AKP tarafından her zaman takdir edilmiş bir hukukçu idi.
Ne var ki son dönemde AYM’nin HSYK Kanunu’nun bazı maddelerini iptali ile Twitter yasağını kaldıran kararları sonrası Başbakan Tayyip Erdoğan’ın hışmına uğradı.
Erdoğan “AYM kararına saygı duymadığını, kararın milli olmadığını” sert bir üslupla ifade etti.
AYM Başkanı Haşim Kılıç Mahkemenin yıldönümü törenlerinde yaptığı konuşmasının içinde, Başbakanın itham ettiği konuları açıkladığı ve “gömlek değiştirme” metaforunu kullandığı için Başbakan’a cevap niteliğinde ve siyasi olmakla itham edildi.
8. Kertil Tekke Hıdırellez Şenliklerin de..
03 Mayıs 2014 Cumartesi / Hacıhızır ve Veliahmet Mahalle Muhtarlıklarının önü Kertilm Tekke Meydanında 8. Hıdırellez Şenliklerine kızım Zeynep Gökçen ve torunum A. Efe ile birlikte katıldık.
1 Mayıs İşçi Bayramı ilimizde coşkulu geçti.
01 Mayıs 2014 Perşembe / 1 Mayıs İşçi Bayramı ilimizde oldukça coşkulu geçti. Sendikalar, sivil toplum örgütleri, siyasi partilerin temsilcileri ve vatandaşlar, İzmit sokaklarını inletti.
Nice bayramlara..
3 MAYIS TÜRKÇÜLER GÜNÜ İÇİN: YAHYA KEMAL, 1921 yılında yazdığı “Karanlıkda Uyanan Biri” başlıklı yazısında, Üsküp eşrafından (ileri gelenlerinden) bir gencin sözlerini, onlara kendisi de katılarak yayınlar. Gencin sözleri, Türk milletinin imparatorluk bünyesindeki işlevini bütün açıklığı ile ortaya koymaktadır:
Çocukları dudaklarından öpmek… / Dilek Kırcaoğlu(Akıl Sağlığı Bakanı)
Çocukları dudaklarından öpmek... / Dilek Kırcaoğlu(Akıl Sağlığı Bakanı)
Modern olacağız diye saçmalamayalım! Çocuğun bedeni kendisine özeldir. Ve özel bölgeleri olduğunu, buna herkesin saygı göstermesi gerektiğini öğrenmesi gerekir.
Dün sosyal medyada bir dostumunun ünlü bir anne kızın dudaktan öpüşmesi konusunda yazdıklarını okuyunca konuya temas etmeden geçemedim.
Ne var canım, anne babalar çocuklarını dudaktan öpebilirler. Bu illa ki cinsellik midir? Ensest midir? Bu nasıl çarpık bir anlayıştır diyordu bazı yorumcu arkadaşlar.
Bu davranışı bir uzman olarak doğru bulmadığımı söyleyince bana saçmalama dediler. “Yıllardır çocuklarını dudaktan öpen anne babalar ensest mi yapıyormuş yani” diye yorumda bulundular.
İlk tepkim şu oldu:
Anne babanızla ne zamandan beri dudak dudağa öpüşüyorsunuz? Bu bizim kültürümüzde nerede var? Bırakın Allahaşkına modern olacağız diye saçmalamayı!
“Biz yapmazdık ama şimdikiler öyle değil.” diye konu devam etti.
Şimdi ben soruyorum:
Çocuklarınızı dudaktan öpme ihtiyacını neden duyuyorsunuz?
Çocuğunuzu dudağından öptüğünüzde, herkesi bu şekilde öpebileceği şeklinde kafasına yerleşeceğini ve yabancılar tarafından da bu şekilde öpüldüğünde anormal bir durum olmadığını düşünmesine sebep olacağını akıl edemiyor musunuz? Bir yabancı tarafından dudağından öpüldüğünde size gelip söylemeyecek veya herkesi dudağından öpmeye çalıştığında bunu anormal karşılamayacaksınız o halde. Bu durumda çocuğunuzu tacizlere karşı nasıl uyanık tutabileceksiniz?
Kapaklarını Murat Yılmaz’ın Çizdiği Ata Dergisinin Yeni Sayısı Çıktı!
Karikatürist Murat Yılmaz Kardeşimden gelen e-posta da; “Merhaba Arkadaşlar, Daha önce de haber verdiğim, kapaklarını benim çizdiğim ata dergisinin özel sayısından sonra ilk sayısı çıkmış.
3 MAYIS TÜRKÇÜLERİN BAYRAMI – Av. Zeki Hacıibrahimoğlu
3 MAYIS TÜRKÇÜLERİN BAYRAMI - Av. Zeki Hacıibrahimoğlu
Yıl 1944, 3 Mayıs, yine böyle bir bahar sabahı, milli mücadelenin kara bağrında Ankara’da bir kıyamet koptu. Bu kıyamet, hayra alametti ama şer gibi gösterildi.
Türkçü yazarımız, Atsız’ın Orhun Dergisi’nde devrim başbakanını, komünizmin gelişmesi karşısında ikaz etmek için yazdığı açık mektup, büyük hadiselerin başlangıç noktası oldu.
Böyle bir bahar sabahı, bu topraklar için toprağa düşenlerin çocukları vatansızlara, imansızlara karşı dik durdular. Yeni nesilleri ilkokuldan başlayarak üniversiteye kadar, Allahsız, ahlaksız, ruhsuz bir felsefe ile yetiştirmek isteyenleri bu görüşün temsilcilerini protesto ettiler.
3 Mayıs 1944 bir bahar sabahı, milli destanların söylendiği, meçhul şehidin yükseldiği, meydanları kendi maksatları için kullanarak, iman kalelerini devirmek, ulus meydanını kızıl meydana çevirmek isteyenlere karşı geldiler.
Senelerdir, milli mücadeleyi yapan ruh, Kuvay-ı Milliye ruhu, bu meydanlarda yok edilmiş, Mehmetçiğin ve adsız kahramanların hakkı, yüksek makam, bol harcırah milliyetçileri tarafından “Biz yaptık, biz yarattık, etrafında sımsıkıyız” gibi beylik nutuklarla bu meydanları gasp etmişlerdi.