
NASİHAT DEĞİL TEDBİR ALMA ZAMANI – Fahri SAĞLIK Karesi Müftüsü
NASİHAT DEĞİL TEDBİR ALMA ZAMANI – Fahri SAĞLIK Karesi Müftüsü
Atalarımız “ Bir musibet bin nasihatten evladır.” demişler ama, şu an nasihat değil tedbir alma zamanı. Nasihati daha sonra alırız. Allah’ın insanlara verdiği en değerli nimetlerden biri olan sağlık, hayatın tadı, tuzu, huzurun kaynağı, geleceğe dair umutların anahtarıdır. Yüce dinimizin temel amaçlarından birisi de sağlığımızı korumaktır. Bu nedenle sağlığı bozan her şeyden uzak durulmalı, sağlıklı yaşamak için gerekli tedbirler alınmalı, bu manada bilimin (özellikle tıbbın ) ve yüce dinimizin bu konudaki tavsiyelerine uyularak Allah’ın verdiği bu büyük nimet ve emanete sahip çıkılmalıdır.
Sağlık için temizlik çok önemlidir. Peygamberimiz haftada en az bir defa vücudu yıkamayı, uykudan kalkınca, yemekten önce ve sonra elleri yıkamayı, dişlerin temizlenmesini ve tırnakların kesilmesini öğütlemiştir. Konunun önemine binaen sevgili peygamberimiz “Temizlik imanın yarısıdır.’’, “Hasta olmadan sağlığın, ölüm gelmeden hayatın, ihtiyarlamadan gençliğin, meşguliyetten önce boş vaktin, yoksulluğa düşmeden servetin kıymetini biliniz’’ buyurmuştur. Sağlığımızı korumak ne kadar önemli ise, hastalanınca da tedavi olmak o kadar önemlidir.
EL ÖPME BABINDA – Mehmed Veysî DÖRTBUDAK
EL ÖPME BABINDA - Mehmed Veysî DÖRTBUDAK
EL ÖPME BABINDA Bir anekdotla başlamak istiyorum. Vakarıyla tanınan son devrin büyük hafız ve kurralarından Abdurahman Gürses hoca efendi, elini öptürmeyi sevmezmiş. Kendisiyle görüşen öğrencileri veya yaşça küçük olanlar elini öpmek istedikleri vakit, elini karşısındakinin eline dokundurur ve çekermiş. Bunu bilen bir öğrencisi hocaya elini uzatır ve öpmek için eğilmeyip tokalaşmak ister. Hoca hemen sorar “Neden elimi öpmedin?”. Öğrencisi de “Hocam elinizi öptürmüyorsunuz, o sebepten öpmedim.” deyince, “Sen elimi öpmekle mükellefsin, öptürmek veya öptürmemek bana kalmıştır evlat.” şeklinde nâzikçe ikâzda bulunur.
Bizim kadim Türk kültüründe büyüklerin ve saygı duyulan kişilerin elleri öpülür. Bu bir saygı ve sevgi göstergesidir. Maalesef günümüzde bu saygı gösterisi kalkmış, bırakın öğrencinin öğretmeninin elini öpmesini, evlat bile babasının elini öpmez olmuştur. El öpmek tabasbus, yaltaklanma, yalakalık yapmak olarak kabul edilmiştir.
Canım herkesin de eli öpülmeli midir dediğinizi duyar gibi oluyorum. Evet, herkesin eli öpülmemelidir ancak saygı duyulan, üzerimizde hakkı ve emeği olan kişilerin de elini öpmekten kaçınmak da uygun değildir.
Nasıl allak bullak olduk böyle?
Nasıl allak bullak olduk böyle?
Birden her şey anlamını yitirdi…
Birden doğrular yanlış, yanlışlar doğru oldu.
İnsanlığa bir At sineği musallat oldu ki, istediğin kadar kaç…
Ensende hep.
Eşe dosta sarılamaz, elimizi uzatamaz olduk.
Ne hale geldik?
Kendi elini, kendi yüzüne süremiyorsun.
Yapılan planlar, kurulan hayaller uçtu gitti avucumuzdan.
Olması imkansız işler oldu, iki ay önce anlatsalar inanmazdın.
Havadaki bütün uçaklar kuş gibi yere indi…
Oteller kapandı,
En büyük Turizm fuarı hastaneye çevrildi.
Maçlar iptal edildi,
Birkaç insanın bir arada olacağı herşeye kısıtlama geldi.
Otobüste sarılarak tutunduğun direğe, evdeki kapıların kollarına düşman gibi bakıyorsun şimdi.
Okullar kapandı…
Trenler durdu, yollar boşaldı.
Petrol sudan değersiz oldu.
Kabe kapandı, Kabe…
Kimin gücü yeterdi buna… Suudi kapatsa 3. Dünya savaşı çıkardı.
Toplantılar, organizasyonlar, fuarlar, düğünler, kutlamalar toptan iptal oldu.
Ölsen cenazene gelecek insan bulamazsın…
Bir ay önce Çinli görsek yolu değiştiriyorduk, şimdi Avrupalı…
‘Turist rekorları kıracağız, pazarları artıralım’ derken, turist gelmesin diye bütün uçuşları durdurduk…
Her şey yalan oldu Dostlar….
Akşam çıkardığın kıyafetin bile düşmanın gibi.
Babanın elini öperken düşünüyorsun…
Yeni dostların var artık: sabun, su ve yalnızlık!….
Son alışveriş koşuşturmaları da bitince, birkaç güne camdan bakarız hayata artık.
Kim yazdı bunu bilmiyorum?
Ama ne geniş hayal gücü varmış, pes!…
Dini, dili, ırkı, memleketi fark etmiyor, ilk defa aynı gemide, süratle bir bilinmeze doğru gidiyoruz…
Yaşarsak göreceğiz
(Alıntı)
BAŞKANIN ADAMLARI NELER YAPABİLİR? – Ruhittin SÖNMEZ
BAŞKANIN ADAMLARI NELER YAPABİLİR? – Ruhittin SÖNMEZ
Bir bilim kurgu romanının içinde yaşıyor gibiyiz. Covid-19 adı verilen bir virüs türü bütün dünyalıların hayatını değiştirdi. Oysaki bu elle tutulur, gözle görülür olmayan yaratıkla ilgili pek bir şey bilmiyoruz.
Virüsün etkisine dair duyduklarımız da hep belli kaynaklardan çıkan bilgilerin yayılmasıyla bize ulaşıyor.
İnsanlar bu bilgilerin bir kısmına güvenip inanırken, bazılarını güvenilir bulmadığı için inanmıyor.
Koronavirüs (Covid-19) salgınının gerçek olduğunu ve çok ciddi sonuçları olduğunu görüyoruz, biliyoruz.
Salgının sadece sağlık sorunları, kitlesel ölümler yanında ekonomik etkilerinin de ölümcül
olabileceği anlaşılıyor.
Ben günlerdir medyada her yönüyle tartışılan bu konuları değil, başka bir hususu düşünmeden duramıyorum.
Hastalık salgını, biyolojik saldırı ve başka konularda kamu otoritelerinin manipülasyon yapması halinde ne gibi sonuçları olabileceğini düşündükçe aklıma “Başkanın Adamları” isimli 1997 yapımı film geliyor.
KORONAVİRÜS ÜZERİNDEN YEPYENİ BİR ÇAĞ SÜRÜMÜ – Süleyman PEKİN
KORONAVİRÜS ÜZERİNDEN YEPYENİ BİR ÇAĞ SÜRÜMÜ – Süleyman PEKİN
İnsanlık tarihinde bazı milâtlar var. Meselâ tarih, yazının bulunmasıyla başlar; yazıdan öncesi
tarih öncesi devirler olarak kabul edilir. Yani Y.Ö. aynı zamanda T.Ö. Yada herkesin bildiği M.Ö. ile M.S.
Hz.İsa’nın ışığına 3 asır sırt çeviren Batı Medeniyeti sonradan onu tarih gezegeninin ekvatoru yaparak günah çıkardı; öyle ki milâdın doğum olduğunu bilmeyen bile o ayrımı biliyor.
Bir de Eski (İlk) – Orta – Yeni – Yakın gibi Çağ tasnifleri ve Kavimler Göçü, İstanbul’un Fethi,
Fransız İhtilâli gibi dönüm noktaları var. Kısala kısala akıllı telefon gibi cebimize giren çağ dönümlerine de artık milletler değil akıl satarak para ve güç kazanan üst akıl’lılar karar veriyor. Ve huzurlarınızda 2020 itibariyle yepisyeni bir çağ: Akıl Oyunları (Mind Games) Çağı.
İsmail Türüt’ün türküsündeki gibi bizimle kedi yavrusu gibi oynayacaklar ve oynuyorlar.
Tanrısal Şirketler (Godly Company) yani Allah’tan rol çalarak menfaatlerine uygun ilâhi senaryolar kurgulayanlar önümüzdeki otuz yılda bütün saklı deneylerini üzerimizde uygulayacaklar. Ne mi meselâ; an itibariyle 7 milyar 771 milyon olan dünya nüfusunun kimine göre 1.5 milyar, kimine göre 500 milyona indirilmesi:
Bulut: Biyosferdeki Gücümüz Kaderimizdir
Bulut: Biyosferdeki Gücümüz Kaderimizdir
Kocaeli Aydınlar Ocağı, ‘Koronovirüs’ tatilleri ve tedbirleri öncesinde yaptığı son toplantıda Gazeteci-Yazar Arslan Bulut’u konuk etti.
Derinsu Akıncı’yı tebrik ziyareti
6 Mart 2020 Cuma / Kandıranın Ulu Çınarı, Orhan Mahallesinin Mahmure ablasını evinde ziyaret ettik. Torunu Derinsu Akıncı’nın TUBİTAK Proje yarışmasındaki başarısını tebrik ettik.
İYİ YÖNETİLEN KRİZ FIRSATLAR YARATIR – Ruhittin SÖNMEZ
İYİ YÖNETİLEN KRİZ FIRSATLAR YARATIR – Ruhittin SÖNMEZ
Küresel Koronavirüs Salgını ciddi bir kriz. Bizden daha gelişmiş ve zengin ülkelerde bile ciddi zararlara yol açıyor.
Bu kriz iyi yönetilmezse bedeli çok ağır olur. İyi yönetilirse ve her boyutu ile ilgili doğru tedbirler alınırsa, küresel rekabette avantajlar sağlanması söz konusu olur.
Salgının etkilediği vatandaş sayımızın resmi rakamdan fazla olduğuna dair iddialar var. Fakat aksini ispatlayan bilimsel bir veri ortaya konulamadı.
Vatandaşlarımızın devlet kurumlarına olan genel güvensizliğinin haklı ve makul gerekçeleri olsa da bu defa durum farklı gibi. Bu krizde siyasi sorumlu bulunan Sağlık Bakanlığı’nın bir Bilim Kurulu oluşturması bu güvensizliği azalttı.
Çünkü bu Bilim Kurulu sadece iktidar yanlısı kişilerin değil, siyaseten muhalif tavırlı tıp uzmanlarının da ehliyetli, liyakatli kabul ettiği tıp profesörlerinden oluşuyor. Ve krizin yönetim merkezi olarak görev yapıyor.
Türkiye’de tıp bilimi diğer bilim dallarından daha fazla gelişmiştir. Doktorlarımız dünyadaki meslektaşları ile mukayese edildiğinde övünülecek bir seviyededir. Yeter ki, bu alanda yetişmiş bilim adamlarına yetki verilsin, siyasetçiler oy kaygısıyla güven aşındıran beyanlarda bulunmasın. Bu krizi en az zararla atlatabilecek yetişmiş insanımız ve tıbbi altyapımız vardır.
Şu ana kadar alınan tedbirlerin biraz gecikmeli olsa da doğru olduğu tıp uzmanları tarafından kabul ediliyor.
Kandıra Anadolu Lisesi öğrencisi Derinsu Akıncı,‘gururumuz’ oldu – Galip ATAMAN
Kandıra Anadolu Lisesi öğrencisi Derinsu Akıncı,‘gururumuz’ oldu - Galip ATAMAN
Sosyal, kültürel ve sportif alanlarda farkındalık yaratan toplumsal projeleri yazarken büyük keyif alıyorum.
Hayırsever kişi ve kurumların eğitim ve sağlık başta olmak üzere her alanda imzaladıkları sosyal sorumluluk projelerinden fazlasıyla etkileniyorum.
Eğitimde kaliteyi arttıran, başarı çıtasını yukarıya taşıyan, öğretmen ve okul yöneticilerinin motivasyonlarını arttıran model projeleri üreten Milli Eğitim İl Müdürü Fehmi Rasim Çelik ve ekibinin performansını takdir ediyorum.
Akademik eğitimde ki başarılarının yanında katıldıkları ulusal ve uluslararası kültür, sanat, spor yarışmalarında Kocaeli ve Türkiye adını dünyaya duyuran öğrencilerle gurur duyuyorum.