KAMU GÖREVİNDEN ATILANLAR – Av. Ruhittin SÖNMEZ
KAMU GÖREVİNDEN ATILANLAR – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Devletten FETÖ’cüleri temizleme operasyonu kapsamında görevden çıkarılan/ meslekten atılan memur sayısı 60 bini geçti. Böyle bir uygulama Cumhuriyet tarihimizde hiç yaşanmadı.
FETÖ’YÜ HUKUK İÇİNDE TASFİYE EDİN – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Ege Cansen’in ifadesiyle, “15 Temmuz lanet darbe girişiminden sonra medya çok sesliliğini yitirdi. Hepimiz, aman şu sıralarda eleştirel yazı yazarsam ‘milli birliği’ bozmuş olurum endişesine düştük. Daha da kötüsü, yanlış anlaşılırsam, Allah saklasın ‘darbeci’ diye damgalanırım korkusuna kapıldık.”
OHAL VE KHK YETKİLERİ SINIRSIZ DEĞİLDİR – Av. Ruhittin SÖNMEZ
OHAL VE KHK YETKİLERİ SINIRSIZ DEĞİLDİR – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Ülkemizin bir olağanüstü hal içinde olduğu şüphesiz. Hukuki statü olarak OHAL şartlarının uygulanması da kaçınılmaz bir sonuç.
Hükümet OHAL kapsamında kendisine verilen Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarma yetkisi ile bir dizi kararlar alıp uyguluyor.
Bu kararların bir kısmı özellikle FETÖ üyelerinin tespiti, yargılanması ve terör örgütüne medya ve finans desteği sağladığı kanaatine varılan unsurlarının etkisizleştirilmesine yönelik.
Bu kapsamda 80 binden fazla kamu görevlisi açığa alındı, 5 binden fazlası memuriyetten alındı. 19 bin kişi gözaltına alındı, 11 bini aşan kişi tutuklandı. Gazete ve TV’ler kapatıldı, yazarlar tutuklandı, iş adamları gözaltına alındı, şirketlere el konuldu. Özel okullar, dershaneler devlete devredildi. Şirketlere kayyumlar tayin edildi.
Bu kararların hepsinin haklı ve doğru olduğunu söylemek mümkün değildir. Fakat işin büyüklüğü ve hızlı tedbir alma zarureti sebebiyle OHAL yetkisi kullanılması ve KHK’ler ile tedbirler alınması anlayışla karşılanabilir.
Tabii ki, adil yargılama gereğini hatırlatarak, savunma hakkına riayet edilmesi şartı ve masumiyet karinesini unutmadan. Terör örgütüne kaynak aktaran şirketlerin yanında gözdağı vermek için alakasız şirketlere de kayyum atanmasının tehlikelerine işaret ederek.
PRİZREN’DE, TÜRKİYE GÜNDEMİNDEN UZAKTA – Av. Ruhittin SÖNMEZ
PRİZREN’DE, TÜRKİYE GÜNDEMİNDEN UZAKTA – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Bir haftadır ruhum ve zihnim adeta bir detoks diyeti ile arındı.
Vücudumuza herhangi bir şekilde giren ve vücutta tahribata sebep olan toksinlerin, zararlı maddelerin atılması gerektiği gibi ruhumuz ve beynimize giren zarar verici etkenlerden uzaklaştırmak gerekmekte.
ALLAH İLE, DİN İLE ALDATAN VE ALDANANLAR – Av. Ruhittin SÖNMEZ
ALLAH İLE, DİN İLE ALDATAN VE ALDANANLAR – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Bu hafta camilerimizde okunan Cuma hutbesi şu dua ile bitti:
“Bizi din ile, iman ile, Kur’an ile, Peygamber ile aldatanlardan ve aldananlardan eyleme Allah’ım!”
OHAL İLANI – Av. Ruhittin SÖNMEZ
OHAL İLANI – Av. Ruhittin SÖNMEZ
8 ay önce yazdığım bir yazıda “OHAL VEYA SIKIYÖNETİM İLAN EDİLMELİ” başlığı altında terörle mücadelenin yoğun olduğu bölgelerde OHAL ilan edilmesi gereğini vurgulamıştım. Gerekçem de E. Kurmay Albay Ümit Yalım’ın işaret ettiği hukuksuzluklar idi.
15 TEMMUZ DARBE TEŞEBBÜSÜ – Av. Ruhittin SÖNMEZ
15 TEMMUZ DARBE TEŞEBBÜSÜ – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Türkiye 15 Temmuz 2106 saat 21’den itibaren sabaha kadar süren kapkara bir gece yaşadı.
TSK içinde bir cuntanın başlattığı darbe teşebbüsü bastırıldı.
Fakat bilanço ağır oldu. “161 şehit, 1440 yaralı ve 20 darbecinin öldüğü” kanlı çatışmalar, “6 bine yakın kişinin tutuklanması” ve hem de tarihimizde görülmemiş şekilde TBMM’nin TSK mensuplarınca bombalanmış olması gibi acıların yaşandığı kapkara bir gece idi.
Bu elim olaylar milletçe içimizi kanatmıştır. Ayrıca Türkiye’nin dış itibarını son derece olumsuz etkilemiştir.
SEÇİLMİŞ KRALLAR, ATANMIŞ GENEL BAŞKANLAR – Av. Ruhittin SÖNMEZ
SEÇİLMİŞ KRALLAR, ATANMIŞ GENEL BAŞKANLAR – Av. Ruhittin SÖNMEZ
“Seçilmiş krallar” tabirini siyaset bilimine sokan bilim adamı Fransız Maurice Duverger’dir. Duverger’in kastettiği anlamda Türkiye siyasetini belirleyen üç “seçilmiş kral” var: Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli.
YAŞAR NURİ ÖZTÜRK – Av. Ruhittin SÖNMEZ
YAŞAR NURİ ÖZTÜRK – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Yaşar Nuri Öztürk haricinde herhangi bir hocadan şuna benzer bir ifade işittiniz mi?
“İslam dini milletin hakkını yiyen, gasp eden, haram yiyenin (fıkhi ifadesiyle ‘gulül suçlularının’) cenaze namazı kılınmaz diyor. Milletin malını talan edenin, yiyenin dini imanı olmaz, Onun cenaze namazı da kılınmaz. Hz. Peygamber kılmamıştır. Bu kişilerin cenaze namazı kılınmaz, hatta onların katıldıkları saflarda, girdikleri camilerde namaz kılınamaz.”
Hadi bu hükmü anlatamadılar, peki “bu verilen hüküm yanlıştır” diyebilen bir hoca var mı?
Bu hüküm yanlış değilse, bugüne kadar neden sadece Yaşar Nuri Öztürk tarafından dile getirildi?
TÜRKİYE’NİN KAÇ DOSTU VAR – Av. Ruhittin SÖNMEZ
TÜRKİYE’NİN KAÇ DOSTU VAR – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Almanya’nın parlamentosunda 1915 tehciri “soykırım” olarak tanındı. Bu olay bir kere daha gösterdi ki “Türkiye dış politika alanında çok ciddi bir “yalnızlaşmaya” gidiyor.
Yıllardır yazıyorum, bir devletin dış politika başarısı “dostlarını artırıp, düşmanlarını azaltmasıyla” ölçülür.
Nitekim Başbakan Binali Yıldırım 65. hükümetin ilk toplantısında dış politikada izlenecek yeni tutumu “düşmanlarımızın sayısını azaltıp dostlarımızın sayısını artıracağız” şeklinde ifade etti.
İktidar kanadının artık “değerli yalnızlık” kavramını kullanmaması da gösteriyor ki, Türkiye’nin uluslar arası arenada yalnızlaşması kötü bir durumdur, asla “değerli” olamaz.
Yalnızlaşma sadece “can sıkıcı” değildir, “dostunu, düşmanını tanıma” fırsatı verdiği için bir faydası da vardır.
Hacı Bayram Veli’nin, vergiden kurtulmak için etrafını dolduran onbinlerce müridin samimiyetini test ettikten sonra, Padişaha “sadece bir müridim var” diye bildirdiği gibi oldu.
Almanya’nın “Ermeni soykırım tasarısını” tanımasına tek tepki gösteren ülke “kardeş Azerbaycan” oldu.
Azerbaycan ile “bir millet, iki devlet” olduğumuzu tekrar görmek bu can sıkıcı olayın tek olumlu tarafı.
YARGIYA GÜVENSİZLİK – Av. Ruhittin SÖNMEZ
YARGIYA GÜVENSİZLİK – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Metropoll şirketinin (13 Temmuz 2015 tarihinde yayınladığı) anketinde toplumda “Yargı hükümetin boyunduruğu altına girdi” algısının hâkim olduğu ortaya çıkmıştı.
Ankete göre, seçmenlerin yüzde 57’si, ‘Son bir yıl içerisinde yargının bağımsızlaştığını mı yoksa hükümetin kontrolü altına girdiğini mi düşünüyorsunuz?’ sorusuna karşılık yargının bağımsızlaşmadığını, aksine AKP’nin kontrolü altına girdiğini dile getirdi.
2007’de (10 üzerinden) 8 seviyesinde olan yargıya güven, 2015 Haziran’ında 5 seviyesine kadar geriledi.
Eminim bir yıl içinde yaşananlardan sonra yargıya güven çok daha azalmıştır.
MHP’DE BİR ŞEY DEĞİŞECEK, TÜRKİYE’DE HER ŞEY DEĞİŞECEK – Av. Ruhittin SÖNMEZ
MHP’DE BİR ŞEY DEĞİŞECEK, TÜRKİYE’DE HER ŞEY DEĞİŞECEK – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Pazar günü Ankara’da Türk siyasi hayatında bir ilk yaşandı. Bu ilk olay ileride Türkiye siyasi tarihinin bugünkü gelişmeleri yazıldığında önemli kırılma noktalarından biri olarak kitaplarda yerini alacak.
İlk defa bir partinin iç işi olan kurultay toplanması iktidar partisinin, Saray’ın, İçişleri ve Adalet Bakanlıklarının, mahkemelerin meselesi oldu. 4 genel başkan adayı Meral Akşener, Ümit Özdağ, Sinan Oğan ve Koray Aydın’ın öncülüğünde olağanüstü kurultay talep eden kitleleri, Kurultayın yapılacağı otelin önünü kesen binlerce polis, Toma’lar, polis bariyerleri, itfaiyeler karşıladı.
Partinin asli sahibi olan delegeler kurultay yapmak istedi. Genel Başkan adayları ve delegeleri kurultay mahalline sokmadılar.
DAVUTOĞLU’NU BIRAK AKŞENER’E BAK – Av. Ruhittin SÖNMEZ
DAVUTOĞLU’NU BIRAK AKŞENER’E BAK – Av. Ruhittin SÖNMEZ
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu bu makamlara anayasal kurallara uygun olarak veya parti içinde yarışarak gelmedi.
Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildiği günden itibaren anayasal kuralları bazen hiçe sayarak, bazen zorlayarak Cumhurbaşkanlığı yanında Başbakanlık ve Parti Genel Başkanlığı görev ve yetkilerini devam ettirdi. Göstermelik olarak bir Başbakan ve Parti Genel Başkanına ihtiyacı vardı. Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nu bu makamlara Erdoğan atadı.
Hatta parti içi temayülde, Abdullah Gül’e yüzde 76 destek varken, Davutoğlu’na yüzde 1 destek çıkmasına rağmen Erdoğan’ın tercihi ile atama gerçekleşti.
ATATÜRK’Ü AZERİ KARDEŞİNDEN ÖĞREN – Av. Ruhittin SÖNMEZ
ATATÜRK’Ü AZERİ KARDEŞİNDEN ÖĞREN – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Azeri şivesiyle konuşan iki Paşa’yı, Mustafa Kemal Atatürk ile Kazım Karabekir’i gözünüzün önünde canlandırmaya çalışın.
Erzurum Kongresinin toplanmasından Cumhuriyet’e giden yolun önemli olaylarını.. Dönemin tarih yapan diğer kişilerinin de yine aynı lehçeyle anlattığı bir tiyatro oyununu hayal edin.
“Böyle bir oyun ancak Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı tarafından yapılan veya desteklenen bir proje olabilir. Bu projeye göre Atatürk önderliğinde kazanılan İstiklal Harbimizin Azerbaycanlı kardeşlerimize anlatılması için, Azerbaycan’da sahnelenmesi planlanmış olabilir” diye düşünürsünüz.
Böyle bir hayali gerçekleştirmek için çalışan devletinizin Kültür Bakanlığı ile de gurur duyarsınız, değil mi?
Evet, böyle bir proje var ve uygulanıyor. Hem de çok başarılı bir şekilde. Fakat Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığının bunda bir dahli, katkısı yok.
SADECE MHP DEĞİL TÜRKİYE DEĞİŞECEK – Av. Ruhittin SÖNMEZ
SADECE MHP DEĞİL TÜRKİYE DEĞİŞECEK – Av. Ruhittin SÖNMEZ
“MHP’nin siyaset ve toplum hayatında işgal ettiği yer en az iktidar partisininki kadar önemli ve güçlüdür” diyor (yandaş Akşam Gazetesinde yazan) Kurtuluş Tayiz.
Bu tespit bazılarına göre abartılı gelebilir. Ama ben de bugünkü siyasi dengeleri değiştirebilecek tek parti olarak MHP’yi görüyorum. Bunun için -Tayiz’in diğer görüşlerine iştirak etmesem de- bu cümlesi ile benzer görüşteyim.
MHP çok yakın zamanda bir seçim olsa ve mevcut yönetimi ile seçime girecek olsa çok büyük bir ihtimalle baraj altında kalacak.
Buna karşılık lider ve yapısal değişimi gerçekleştirir, “öğrenilmiş çaresizlik içindeki kitlelere umut olabilecek bir vitrin ve vizyon ile seçime girecek olursa mevcut oy oranını ikiye katlayacak.
Mesela “Meral Akşener başkanlığında seçime girse” diye yapılan anketlerde MHP’nin oy oranının ilk seçimde yüzde 25 olacağı görülüyor.
EĞİTİM SİSTEMİ VE TOPLUMSAL VİCDANIMIZ – Av. Ruhittin SÖNMEZ
EĞİTİM SİSTEMİ VE TOPLUMSAL VİCDANIMIZ – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Her yıl lise seviyesi okullardan 1 milyona yakın mezun veriyoruz. Bu öğrencilerimizin bilgi seviyesi dünyadaki yaşıtlarıyla kıyaslandığında son derece gerilerde.
65 OECD ülkesi arasında 15 yaş öğrenciler arasında yapılan PISA testlerinde Fen Bilimleri, Matematik ve kendi dilinde okuduğunu anlama ve kendilerini ifade etme becerisi bakımından 42.-43. Sıralardayız. Bırakın fen ve matematiği kendi dilimizi, Türkçeyi dahi çocuklarımıza öğretemiyoruz.
Yeni yapılan YGS (Yüksek Öğretime Geçiş) sınavlarında benzer bir sonuç ortaya çıktı. 12 yıllık ilk-orta ve lise eğitiminden sonra bu sene 2 milyon çocuğumuz YGS’ye girdi.
Fen bilimlerinde 750 bin aday 40 sorudan bir tek soruyu dahi doğru cevaplayamamış. En fazla 3 soru cevaplayan 500 bin adayı daha ekleyin. Durumun vahametini düşününüz.
Matematikte de yaklaşık aynı sonuçlar. 40 sorudan en fazla 3 soru cevaplayanların oranı yarıdan fazla.
Sınava girenlerin dörtte biri yani 500 bin aday 10 üzerinden 3,6 nın altında kalmış.
Bu niteliksiz gençlikle Samsung, iphone üreten ülkelerle nasıl yarışacağız? Bu kadar kötü yetişen nesille sağlam bir ekonomi ve sosyal yapıyı nasıl kuracağız?
REZA’LET – Av. Ruhittin SÖNMEZ
REZA’LET – Av. Ruhittin SÖNMEZ
İran asıllı “hayırsever işadamı” Reza Zarrab (Rıza Sarraf) ABD’de FBI tarafından tutuklandı. Yandaş medya birkaç gün haberi görmezden geldi, nasıl davranacağını bilemedi, haberi vermedi.
Sonra strateji belirlendi, hep birlikte benzer şekilde bombardımana başladılar. Reza’ya sahip çıkıp ABD’li savcıya ve ne hikmetse Doğan grubuna saldırmaya başladılar.
Reza olayı, bazı muhalif yayın organları ile sosyal medyada ise ABD’li savcının açtığı davanın Tayyip Erdoğan’ın devrileceği hatta ABD’de tutuklanacağı bir dizi gelişmeye yol açacağı düşüncesiyle sevinçle karşılandı.
Yazımızın başlığı “REZA’LET” Star Gazetesi’ne ait.
İster “yarı resmi El Ahram” gibi, “Sarayın Sesi” gibi yayın yapan “yerli Pravdalar” gözüyle bakın. İsterseniz “öğrenilmiş çaresizlik” içindekilerin ABD yargısından medet uman ruh haliyle bakın.
Hangi taraftan bakarsanız bakınız, gerçekten olay ve tarafların olaya bakışı “Reza’let.”
DEVLETE GÜVENELİM Mİ? – Av. Ruhittin SÖNMEZ
DEVLETE GÜVENELİM Mİ? – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Ankara’da bomba yüklü araçla yapılan saldırıdan sonra bu defa İstanbul Beyoğlu’nda intihar bombacısının saldırısına maruz kaldık. 3 İsrailli ve bir İranlı misafirimiz hayatını kaybetti, 4’ü ağır 12 yaralımız var.
Bu alçakça, insanlık dışı saldırıların esas amacı büyük şehirlerimizin dahi güvenli olmadığı inancını yaymak olmalı. İnsanlarımız haklı olarak kalabalık bölge ve AVM gibi yerlerde bulunmaktan tedirginler. Böyle yerlerde ciddi bir tenhalaşma gözleniyor.
Ankara’daki saldırı ABD Büyükelçiliği’nin vatandaşlarına uyarısından sonra gerçekleşti. İstanbul’da ise saldırı Almanya’nın, “terör eylemi istihbaratı aldık” diyerek, Başkonsolosluğu ile Özel Alman Lisesi’ni kapatmasını müteakip oldu.
İstanbul Valisinin “itibar etmeyin” ve yandaş medyanın “Almanlardan kaos çığırtkanlığı” nitelemesine rağmen terör saldırısının gerçekleşmesi, resmi makamlarımız yerine, yabancı büyükelçiliklerin açıklamalarına inanmamız gerektiği algısına yol açabilir.
Sürekli terör saldırılarına muhatap olan bir ülkede bu durum ciddi zafiyet yaratır. Çünkü vatandaşın resmi makamların açıklamalarına güvenmeleri terörün amacına ulaşmaması için ilk şarttır.
O MAKAMDA OLANA DÜRÜSTLÜK YARAŞIR – Av. Ruhittin SÖNMEZ
O MAKAMDA OLANA DÜRÜSTLÜK YARAŞIR – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Anayasa Mahkemesi’nin iki gazeteci Can Dündar ile Erdem Gül hakkında verdiği hak ihlali kararına Cumhurbaşkanı Erdoğan ve “kahve dövenin hık deyicisi” durumundaki malum medyanın tepkisi sert ve insaf sınırlarını aşan boyutta oldu.
Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesinden 12’si bu gazetecilerin tutuklu yargılanmasını haksız bulurken, 3 üye tutuklama kararını haklı bulmuştu.
AYM yürüyen davanın esasına girmeden sadece “tutuklu yargılamada haksızlık olduğunu” tespit etmişti.
CEMAATLEŞME VE SİYASETE ETKİSİ – Av. Ruhittin SÖNMEZ
CEMAATLEŞME VE SİYASETE ETKİSİ – Av. Ruhittin SÖNMEZ
PKK uzantısı partiyi bir yana bırakırsak, iktidar alternatifi olabilecek CHP ve MHP’nin oy toplamı dahi AKP seviyesine ulaşamadığı için muhalif kanat “bunlar hiç gitmeyecek” kaygısı içinde.
Cumhuriyet Halk Partisi ne kadar gayret ederse etsin oyları yüzde 25 mertebesine sıkışmış durumda.
Kılıçdaroğlu karizmatik bir lider değil ama ekip çalışması yapan bir genel başkan. Liderinin birikimi, çalışkanlığı ve kendi seçmen profili dışındakilere de açılma gayretine rağmen CHP bu çizgiyi aşamıyor.
CHP’de bir sosyolojik kilitlenme söz konusu.
Türkiye’de sol seçmen kitlesinin en yüksek oy oranına ulaştığı yıllar Bülent Ecevit’in Karaoğlan olduğu dönemdi. Ancak o dönemde CHP’ye verilen oyların bir kısmı bugün HDP’ye gitmekte. Ayrıca sosyal demokrat bir görüntü veren 1980 öncesi CHP’nin arkasında çok güçlü sendikalar, sivil toplum kuruluşları, ana akım medya desteği ile yüksek yargıdaki sol yapılanmanın tesiri büyüktü.
Bugün CHP bu sosyal desteklerden mahrum.
CHP’nin sosyal projeleri AKP iktidarlarının sosyal yardımlarına alışmış kitleleri heyecanlandırmıyor.
CHP’nin sadık seçmen kitlesi olarak, ortada sadece Cumhuriyetin getirdiği kazanımları ve kendi hayat tarzını koruma gayretindeki kitleler kaldı.