EKONOMİK YANGINLA MÜCADELE – Ruhittin SÖNMEZ
EKONOMİK YANGINLA MÜCADELE - Ruhittin SÖNMEZ
Dolar kurunun 18 TL mertebesine geldiği ve son 4 ayda Türk Lirasının değer kaybının %100’ü geçtiği süreç tam bir ekonomik yangındı. Bu yangın karşısındaki iktidarın tavrı, bu yaz yaşadığımız orman yangınları ile mücadeledeki tavrına benziyor.
Devleti yönetenler orman yangınları çıktığında Türk Hava Kurumu’nun elindeki yangın uçaklarını çürümeye terk etmişti. Yalnız sınırlı sayıda kiraladığı Rus helikopterlerine güvenmişti.
Kur şokları yaşanırken de iktidar bu alanda kullanabileceği en etkin aracı devre dışı bıraktı. Hiçbir şekilde politika faizi artırımını yapmayacağını,a ksine düşüreceğini açıkladı. CB Erdoğan “Başka türlü yapamam, Nas var” diyerek, kendi din anlayışına bağlayan cümleler kurdu. Bu tür her açıklama yangına benzin dökme etkisi yaptı. Kur yangını genişledi, bir uçakla söndürülebilecek yangın en az on uçakla kontrol edilebilir hale geldi.
ZAHMETSİZ RAHMET VE MUCİZE ÇÖZÜM YOK – Ruhittin SÖNMEZ
ZAHMETSİZ RAHMET VE MUCİZE ÇÖZÜM YOK - Ruhittin SÖNMEZ
İktidarın yeni denediği “düşük faiz ve yüksek kur”esaslı ekonomi modelinin etkileri çok sancılı. Hergün sağanak yağmur gibi gelen zamlar vatandaşı şimdiden bunaltmış durumda.
İnsanlarımızın çoğu temel ihtiyaçlarını karşılama derdinde. Geleceklerine dair umutsuz, eskiden rahatça yapabildiği seyahat ve harcamaları artık hiç yapamayacağı düşüncesiyle karamsar. Gençlerimizin geleceğe dair olumlu hayalleri kalmadı.
Buhran denilebilecek bu karamsar tablo içinde bir umut yaratmak gerekiyordu.İktidar “olguyu değiştiremiyorsan algıyı değiştir” tavsiyesine uydu. “Çin Modeli ile kalkınacağız” mesajı vermeye başladı.
Makam ve Güç Sahiplerine Tavsiyeler – Ruhittin SÖNMEZ
Makam ve Güç Sahiplerine Tavsiyeler - Ruhittin SÖNMEZ / 19 05 2009
Seçilmiş veya atanmış, belirli makam ve güce ulaşmış kişilerin de tavsiye ve nasihate ihtiyacı vardır. Doğru kişiden duyulmuş, doğru tavsiye en değerli armağanlardan biridir.
Bana bu sözleri söyleten, Belediye Başkanlığı seçimlerinde başarılı olarak vazifeye başlayan veya mevcut görevine devam eden Başkanları tebrik ziyaretlerinde, Kocaeli Aydınlar Ocağı Başkanı Ahsen Okyar'ın dile getirdiği birkaç veciz söz.
Osman Gazi'ye hocası Şeyh Edebali'nin nasihati diye bilinen ve "Ey Oğul" diye başlayan o meşhur sözler kıvamında ve tadında tavsiyelerin, makam ve güç sahiplerine hatırlatılmasını çok önemli buluyorum. Çünkü en fazla dış tesire ve yönlendirmeye muhatap olan onlar olduğu gibi, güç ve şöhretin şehvetiyle imtihana maruz kalan da onlardır.
Ahsen Okyar'ın ifade ettiklerini, O'nun hoşgörüsüne güvenerek, kendi cümlelerimle ve kısmen şerh ederek sizlerle paylaşmak isterim.
İSTATİSTİK YALANLAR – Ruhittin SÖNMEZ
İSTATİSTİK YALANLAR - Ruhittin SÖNMEZ
19. asır Birleşik Krallık Başbakanlarından Benjamin Disraeli’nin çok meşhur sözü ile başlayalım. “Üç türlü yalan vardır: Yalan, kuyruklu yalan, istatistik yalan.”
Şüphesiz, burada “istatistik yalan” sözünden kastedilen, istatistik biliminin yalan söylediği değil, “istatistiksel rakamlar kullanılarak söylenen yalandır.”
Son yıllarda Türkiye İstatistik Kurumunun “istatistiklerle yalan söylediği” kanaati yaygınlaştı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) hakkında son üç sene içinde yoğunlaşan bir şekilde eleştirel yazılar yazıyorum. Bu kurumun ülkemiz için son derece önemli olduğunu biliyorum. Bunun için bağımsız ve güvenilir bir kurum olmaktan çıkmış olmasından duyduğum endişelerimi paylaşıyorum.
KUR YÜKSEK AMA REKABETÇİ DEĞİL – Ruhittin SÖNMEZ
KUR YÜKSEK AMA REKABETÇİ DEĞİL - Ruhittin SÖNMEZ
Erdoğan ve Merkez Bankası yönetimi politika faizini indirmek suretiyle yeni bir ekonomik modeli denediklerini ifade ediyorlar.
Faizi indirince yükselen döviz kurlarını “rekabetçi kur” diye tanımlıyorlar. TL’nin değersizleşmesi ile ihracat için rekabet gücü kazanılacağını, böylece dış ticaret açığı ve cari açığı azaltacaklarını düşünüyorlar.
Teorik olarak kısmen doğru olan bu açıklama, talimatla faiz indirmenin doğru bir karar olduğunu göstermiyor.Çünkü Türkiye’nin ithalata bağımlı, teknolojisi sınırlı sanayi yapısını göz ardı ediyorlar.
Türkiye’nin ithalatı içinde en büyük payı hammadde ve ara malı ithalatı oluşturuyor. 2013-2021 yılları arasında hammadde ithalatının toplam ithalat içerisindeki ortalama oranı %73,01’dir. Bu çok yüksek bir oran.
Daha da kötüsü, hammadde ve ara malları ithalatımızın yaklaşık %54’ü işlem görmüş hammaddelerden oluşmakta.
DIŞ GÜÇLER PARA VERSELER… / Ruhittin SÖNMEZ
DIŞ GÜÇLER PARA VERSELER… / Ruhittin SÖNMEZ
Ekonomi yönetilmiyor. Paramız serbest düşüşte, bahtının rüzgarına kapılmış gidiyor. Maliyet, tedarik, satış yönünden önünü göremeyen şirketler satış ve üretim yapamaz hale geldi. Emlak, araç, bilgisayar, tarım ilaçları ve gübre satışları durdu.
“Geçen hafta keşke hiç satmasaydım, hiç olmazsa zarar etmezdim” diyen insanlar haklı. “Fiyatlar geçen haftadan çok ama gelecek haftadan çok daha ucuz” sözü adeta bir slogan oldu.
Ekonomi yönetimine güven sıfır. Çünkü yönetim olan biteni sadece seyrediyor. İki haftada yüzde 20 civarında devalüasyon oldu. Maliye ve Hazine Bakanı ile Merkez Bankası Başkanı yangını seyrediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “faiz sebep enflasyon sonuçtur” dediği her açıklamasında dolar kuru 1 TL civarında yükseliyor.
İktidarın tek derdi algı oluşturmak, halkı “dış güçlere ve mandacı işbirlikçilerine karşı bir ekonomik bağımsızlık savaşı verildiğine” inandırmaya çalışmak.
Bu yüzden Erdoğan, “ekonomik kurtuluş savaşından da zaferle çıkartacağız. Biz geçmişte uzunca bir süre denenmiş ama bir türlü sonuç alınamamış yüksek faiz, düşük kur kısır döngüsü yerine üretim, yatırım, istihdam, büyüme odaklı ekonomi politikasında ülkemiz ve milletimiz için en doğrusunu yapmakta kararlıyız. Yatırımı, üretimi, ihracatı bu yüzden teşvik ediyoruz” dedi. Kendilerini eleştirenleri “felaket tellalları” ve “mandacı iktisatçılar” diye tanımladı.
Sonuçta “düşürülemeyen yüksek faiz”, önlenemeyen “yüksek kur artışları” ve “yüksek enflasyon”sarmalındayız.
İŞSİZLİK YOKMUŞ, İŞ BEĞENMEME VARMIŞ – Ruhittin SÖNMEZ
İŞSİZLİK YOKMUŞ, İŞ BEĞENMEME VARMIŞ - Ruhittin SÖNMEZ
Yandaşların, iktidarı ne pahasına olursa ol
sun, savunma refleksi çok yüksek. Bu alışkanlıkları yüzünden yüksek enflasyon, yüksek kur ve yüksek işsizlik ortamında çok tepki çeken, tuhaf savunma mekanizmaları geliştiriyorlar.
Mesela, iktidara yakınlığıyla bilinen Türkiye Gazetesi, “8 bin TL maaşla çalışacak işçi yok” manşetiyle çıktı.
Gazetenin birinci sayfasında, manşetten ve çok büyük puntolarla verilen haberin içeriğinde "Türkiye’nin yıllardır çözemediği ‘iş beğenmeme’ problemi artık üretime de ket vurmaya başladı. Anadolu’da birçok sektör ve işletme maaşları 8 bin TL’ye kadar yükseltti. Ancak yine de çalışacak eleman bulamıyorlar. Böylece üretim ve gelir azalıyor. Yeni siparişler de alınamıyor!" denildi.
Baksanıza meğer üretimin aksamasının, gelirlerin azalmasının sebebi iş beğenmeyen, tembel ve nankör işsizlermiş. İktidarımız her türlü sorunu çözmüş ama bu “iş beğenmeme sorununu” çözememiş.
EKONOMİSİ ALLAK BULLAK OLAN ÜLKEDE ENFLASYON DURDURULAMIYOR! – Ruhittin SÖNMEZ
EKONOMİSİ ALLAK BULLAK OLAN ÜLKEDE ENFLASYON DURDURULAMIYOR! - Ruhittin SÖNMEZ
Hemen telaşlanmayın, başlıktaki haber Türkiye’den bahsetmiyor. Haberi veren iktidar yandaşı Yeni Akit gazetesi. Bahse konu ülke ise zavallı İngiltere.
“İngiltere’de eylül ayında yüzde 3,1 olan yıllık enflasyon ile son 10 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Ekonomisi allak bullak olan İngiltere'de, enerji fiyatlarındaki keskin artış ve tedarik sıkıntısının maliyetleri artırmasının etkisiyle,yıllık enflasyon ekimde yüzde 4,2'ye yükseldi.”
“Yıllık enflasyonun yüzde 4’ün üzerine çıkması, İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) yükselen enflasyonu frenlemek için gelecek ay politika faizi artırımına gitmesine ilişkin beklentileri de artırdı.”
Üzülsek mi, sevinsek mi bilemedim. Bizdeki aylık enflasyonu bir yılda yaşayan İngiltere ekonomisi allak bullak olmuş!
Bağımsız ekonomistlerin hesaplarına göre yıllık enflasyonu yüzde 50, TÜİK’e göre yüzde 20 olan Türkiye ekonomisi ise güllük gülistanlık. “Batı bizi kıskanıyor.”
İngiltere enflasyon artışına paralel olarak faiz artışına gidecek. Fakat Türkiye faiz düşürerek enflasyonu düşürebileceği varsayımında.
RTE EKONOMİNİN KİTABINI YAZMIŞ! – Ruhittin SÖNMEZ
RTE EKONOMİNİN KİTABINI YAZMIŞ! - Ruhittin SÖNMEZ
Türkiye Cumhuriyet tarihinin en derin ekonomik buhranını yaşıyoruz. Vatandaşların büyük çoğunluğu gittikçe artan bir yoksulluk ve önceki standartlarının nimetlerinden yoksunluk hissi içinde. Ekonominin makro dengeleri önceki dönemlerde yaşanan krizlerde görülenden daha bozuk.
Bütün dünya paraları karşısında değer kaybeden Türk lirasının değeri adeta serbest düşüşe geçti. Merkez Bankası enflasyon ve kurları kontrol edemiyor. MB rezervleri eksi 35 Milyar dolar mertebesinde.
AKP’nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002’de 1,67 TL vererek 1 dolar alabiliyorduk. Şimdi 10 TL vermek gerekiyor. 1,66 TL vererek aldığımız 1 Euro için ise 11,5 TL ödemek zorundayız.
Bu durumda ülkeyi yöneten ben olsam mahcup olur, mazeret beyan eder veya özür dilerdim. Ama O bu muazzam çöküşü bir başarı gibi pazarlama derdinde.
"Biz ekonominin kitabını evelallah yazdık, yazmaya devam ediyoruz."
DİĞER PARTİLERİKAPATALIM, AKP İKTİDAR, MHP MUHALEFET OLSUN – Ruhittin SÖNMEZ
DİĞER PARTİLERİKAPATALIM, AKP İKTİDAR, MHP MUHALEFET OLSUN -Ruhittin SÖNMEZ
Bu hafta ciddi ciddi “Gazeteci” Mehmet Barlas ve MHP lideri Devlet Bahçeli’yi konuşuyoruz. Nasıl konuşmayalım ki, biri basının en kıdemlilerinden ve diğeri en eski Genel Başkan olan bu iki zat şaşırtıcı ve tuhaf açıklamalar yaptılar.
Mehmet Barlas profesyonel gazeteciliğe Cumhuriyet Gazetesinde başlamış eski bir devrimci. Daha sonra kim iktidarda ise o tarafa yanaşmış, kendi tabiriyle “kalbi solda ama cüzdanı sağda olan” biri. Kenan Evren’den Turgut Özal’a, S. Demirel’den Tayyip Erdoğan’a kadar bütün Cumhurbaşkanı ve Başbakanlarla çok özel ilişkiler kurmayı becerebilen her devrin adamı.
Halen 79 yaşında ve havuz medyasının gazetesi Sabah’ın başyazarı. Bilindiği gibi, Sabah Gazetesinin sahibi Eski Bakan Damat Berat’ın ağabeyi Serhat Albayrak.
Mehmet Barlas’ın eşi Canan Hanım’ın kardeşi Can Paker, Soros’un “Açık Toplum Vakfı” Türkiye ayağının ve TESEV’in eski Başkanı.
GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEMDE İKİ İLKE – Ruhittin SÖNMEZ
GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEMDE İKİ İLKE - Ruhittin SÖNMEZ
Millet İttifakını oluşturan CHP, İYİ Parti, SP ve DP’nin yanında Deva ve Gelecek Partilerinin de dahil olduğu 6 partili muhalefet bloğu iktidar hazırlığı içindeler. 6 parti, düzenli olarak iktidar olduklarında uygulamayı taahhüt ettikleri, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemin esasları ve ayrıntılarını görüşüyorlar.
3 yıllık “Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi” uygulamasının ülkeyi her bakımdan kötüye götürdüğünde herkes hemfikir. Ama eski parlamenter sistem uygulamalarında yaşanan sıkıntılar da istenmiyor.
Eski sistemde en çok yaşanan sorun koalisyon hükümetlerinin kurulmasındaki güçlük ve yıkılmasının kolaylığı sebebiyle hükümetsiz ve istikrarsız dönemlerin yaşanmasıydı.
Bu konularda dünyada parlamenter sistemi başarıyla uygulayan, koalisyonlar olsa bile istikrarlı olan ülkelerin getirdiği çözümler var.
Hangi sistem olursa olsun güçlü bir parlamento desteği varsa zaten orada yönetim istikrarlıdır. Ancak bir parti tek başına meclis çoğunluğunu elde edemiyorsa istikrar sağlamak için ilave düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır.
Güçlendirilmiş parlamenter sistemin esası sağlam bir parlâmento çoğunluğuna dayanmayan hükûmetlere güç ve istikrar kazandırmaya yönelik hukuk kurallarını içinde barındırmasıdır.
Bu ülkelerde, anayasalara konulan hükümlerle, hükümetin kurulması kolaylaştırılırken, düşürülmelerini zorlaştırılmakta ve istikrar sağlanmaktadır.
Sadece istikrar yeterli değildir.Yönetimin aynı zamanda etkin ve hızlı olması da gereklidir. Parlamenter sistemlerde hükümetin etkinliği anayasalara konulan “kanun çıkarılmasını kolaylaştırmaya yönelik araçlar” ve “hükûmetin kararname çıkarmasını kolaylaştırıcı araçlar” ile artırılmaktadır.
GÜVENİLİR VE ÖNGÖRÜLEBİLİR OLMAMANIN MALİYETİ – Ruhittin SÖNMEZ
GÜVENİLİR VE ÖNGÖRÜLEBİLİR OLMAMANIN MALİYETİ - Ruhittin SÖNMEZ
Son on yılda Türkiye Cumhuriyeti hem içeride ve hem de dışarıda güvenilir ve öngörülebilir bir devlet olmaktan uzaklaştı.
İçeride vatandaşlar olarak devletin en önemli kurumlarının bize doğru bilgi verdiğinden emin değiliz. Devletin kurumlarının biz vatandaşlarına hukuk çerçevesinde, adil ve eşit davranacağına, Anayasada teminat altına alınmış temel hak ve özgürlüklerimize tecavüz etmeyeceğine dair güvenimiz yok.
Mesela devletin bütün ekonomik ve sosyal politikalarının temeli olan istatistik verilerini toplayan, değerlendiren ve kamuoyu ile paylaşan organı TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumunun) açıkladığı verilere inanan yok gibi.
Son olarak vatandaşa yansıyan enflasyonu gösteren (TÜFE) Tüketici Fiyat Endeksini TÜİK yüzde 19,9 olarak açıkladı. Buna karşılık Bağımsız ekonomistlerden oluşan ENAG grubunun açıkladığı TÜFE yüzde 49,9 oldu. Yapılmış iki çalışmanın arasında yüzde 30 fark olması bilimsel olarak kabul edilemez.
KATIR İNADI- DENENMİŞİ DENEMEK – Ruhittin SÖNMEZ
KATIR İNADI- DENENMİŞİ DENEMEK - Ruhittin SÖNMEZ
Katır ve eşeklerin çok inatçı hayvanlar olduğuna dair yaygın bir inanç vardır. Prof. Dr. Üstün Dökmen bu kanaatin bir önyargı olduğunu, objektif ve bilimsel bilgiye aykırı bir görüş olduğunu
anlatır.
Meğer katır ve eşeklerin gözleri çok keskinmiş. 200 metre ileriyi net görebildiği için, mesela bir yılan veya mayın gördüğünde, binicisini tehlikeden korumak için olduğu yerde dururmuş. Ancak
inatçılıkla suçlanıp dayak yermiş.
Ayrıca katır ve eşeklerin hafızası da çok güçlü olduğu için daha önce bir tehlike yaşadığı yerden, yıllar sonra bile geçerken o tehlikeyi hatırlayarak o yerden geçmek istemezmiş. Ne kadar çekilse, itilse
veya dövülse bile oradan geçirmek mümkün olmazmış.
Şimdi bu bilgiyi öğrendikten sonra, bu gözleri keskin, hafızası güçlü olup binicisini tehlikelere karşıuyaran hayvanlara “inatçı” deyip suçlamak herhalde doğru olmasa gerek.
EN ÖFKELİ, EN STRESLİ VE EN AZ GÜLÜMSEYENLER ÜLKESİ – Ruhittin SÖNMEZ
EN ÖFKELİ, EN STRESLİ VE EN AZ GÜLÜMSEYENLER ÜLKESİ - Ruhittin SÖNMEZ
Son zamanlarda stres yükünüzün arttığını, eskisine göre daha çabuk öfkelendiğinizi, hayattan daha az keyif aldığınızı ve daha az gülümsediğinizi fark etmiş olabilirsiniz.
Bu konuda yalnız değilsiniz. Bütün dünyada son bir yılda ülkelerin yarıdan fazlasında stres oranlarının arttığı görülmüş. Amerikan araştırma şirketi Gallup’un 2020 yılı için 116 ülkede yapılan araştırmasına göre stres, endişe ve öfke artışının temel sebepleri Covid-19, gelir adaletsizliği ve yolsuzluklar.
Dünyanın genel duygu durum haritası böyle olsa da elbette bu olumsuzluktan ortalamanın çok üzerinde etkilenenler ve çok az etkilenenler de var.
İYİ PARTİ 4 YAŞINDA – Ruhittin SÖNMEZ
İYİ PARTİ 4 YAŞINDA - Ruhittin SÖNMEZ
Dört yıl önce İYİ Parti kurulmamış olsaydı siyasi dengeler asla böyle olmayacaktı.
İYİ Parti olmasaydı, bugün MHP destekli AKP iktidarından veya Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığından kurtulmak isteyenlerin bir ümidi dahi olmayacaktı.
AKP + MHP Cumhur İttifakını kurarken şu hesabı yapmıştı. AKP’nin tek başına oyu %50 civarında, MHP oyları da yaklaşık %12 mertebesinde idi. Her şart altında %60’ın üstünde oy potansiyeli olan iki partinin ittifakı uzun yıllar yenilemezdi. En azından her iki partinin liderleri sağlık veya ölüm sebebiyle siyasetten ayrılmadıkça iktidar cepte keklikti.
“Cumhurbaşkanlığı Sistemi” denilen ucube sistem de zaten R. Tayyip Erdoğan’ın üzerine göre dikilmiş bir elbise gibi tasarlandı.
AKP+MHP rakip parti CHP’ye seçmen kaymasını önlemenin yolunu buluyordu. CHP’yi, iktidar olduğu Dünya savaşları dönemlerinde yaşanan ekonomik sıkıntıları ve “dindarlara baskı yapan parti” imajını kullanarak etkisizleştiriyordu.
YERÇEKİMİNDEN KURTULMAK, ATMOSFERİN DIŞINA ÇIKMAK – Ruhittin SÖNMEZ
YERÇEKİMİNDEN KURTULMAK, ATMOSFERİN DIŞINA ÇIKMAK - Ruhittin SÖNMEZ
Uzay yolculuklarında, mesela Ay’a seyahati gerçekleştiren, ay üzerinde veya uzayda yürüyüş yapılan projelerde güç ve enerji kullanımının planlaması çok önemlidir.
Bu yolculukların hangi evresinde en fazla güç ve enerji harcanmaktadır?
“Ay’a çeyrek milyon millik bir yolu kat ederken mi? Dünyaya dönerken mi? Ayın yörüngesinde mi? Ay ve kumanda modüllerinin ayrılması ve yeniden birleşmesinde mi? Aydan ayrılırken mi?”
“Hayır, bunların hiçbiri değil. Hepsinin toplamı bile değil. En fazla güç ve enerji dünyadan ayrılma sırasında harcanır. Dünyadan ayrılışın ilk birkaç dakikasında, yani yolculuğun ilk birkaç milinde harcanan enerji sonraki yarım milyon mil boyunca harcanandan fazladır.”
Çünkü “bu ilk birkaç milde yerçekimi muazzamdır. Atmosfer dışına çıkmak için hem yerçekiminden hem de atmosfer direncinden daha büyük bir itiş gücü gerekir.”
Atmosferden çıkıp“yörüngeye girdikten sonra yapılanlar için ise neredeyse hiç güç gerekmez.”
Ay ve kumanda modüllerinin ayrılması ve yeniden birleşmesinde, Aydan ayrılırken veya Dünyaya dönerken güç harcama ihtiyacı son derece azdır.
HALKIMIZI MUTLU EDEBİLİRİZ – Ruhittin SÖNMEZ
HALKIMIZI MUTLU EDEBİLİRİZ - Ruhittin SÖNMEZ
Yıllar önce “Tavuk Suyuna Çorba- Yüreğinizi Isıtacak Öyküler” adıyla bir seri kitap çıkmıştı. Hala kitapçılarda var mı bilmiyorum. Bu kitaplarda “Sevgi Üzerine”, “Ana Babalık Üzerine”, “Öğretmek ve
Öğrenmek Üzerine” gibi bölümlerde tasnif edilmiş küçücük hikayeler vardı.
Bunlardan birini hiç unutmadım.
Hikâyeyi arkadaşıyla beraber New York’ta taksiye binen bir adam anlatıyor:
Arkadaşım taksiden inerken şoföre, “Teşekkür ederiz. Çok iyi araba kullandınız” dedi. Taksi şoförü şaşkın bir vaziyette “niye böyle söylediniz?” diye sordu.
Arkadaşım “bu kadar yoğun bir trafikte böyle serinkanlı hareket etmenizi takdir ediyorum” diye cevap verdi. Taksi şoförü “ya öyle mi” diye mırıldanarak gaza basıp gitti.
Arkadaşıma “Bütün bunlar nesi?” diye sordum.
“New York’a sevgiyi geri getirmeye çalışıyorum” diyen arkadaşım devam etti: “Bu şehri başka hiçbir şey kurtaramaz.”
Bunu nasıl başarabileceğini de şöyle açıkladı: “Sanırım ben taksi şoförünün gününü aydınlattım. Bugün 20 müşteri aldığını düşün, bu yirmi kişiye iyi davranacak demektir. O müşteriler de çalıştırdıkları
elemanlarına, tezgahtarlara, garsonlara ve hatta ailelerine iyi davranacaklardır. Böylece iyilik ve iyi niyet yaklaşık bin kişiye sıçramış olacak.”
Arkadaşım çabasının daha verimli sonuçlar vermesi için “her gün en az on kişiyi mutlu etmeyi hedeflediğini,” böyle böyle New York halkını mutlu etmeye çabaladığını anlattı.
Üstelik “bir adama iyi iş yaptığını söylemek zamanını almıyordu, işe yaramadığı taktirde kaybedeceği bir şey de yoktu.”
“En önemlisi insanın cesaretinin kırılmaması. Bunu birlikte yapabileceğim insanların sayısını artırabilirsem…” diye düşünüyordu.
VERGİDEN KAÇINAN VE YURTDIŞINA PARA KAÇIRANLAR – Ruhittin SÖNMEZ
VERGİDEN KAÇINAN VE YURTDIŞINA PARA KAÇIRANLAR - Ruhittin SÖNMEZ
İktidar büyük servetlerin kimlerde olduğunu, kimlerin servetinin helal kimlerinkinin haram olduğunu, kimlerin vergi kaçırdığını kesinlikle ve net olarak biliyor.
Bizim Paradise, Panama ve son olarak Pandora Belgeleri ile öğrendiklerimizin Türkiye’yi alakadar eden kısmını eminim ki iktidar önceden de biliyordu.
Neden böyle bir kanaatim var?
Çünkü AK Parti hükümetlerince 7 defa çıkarılan “Varlık Barışı” yasalarıyla, şaibeli servet ve vergisiz kazanç aflarının boşuna çıkarılmadığını düşünüyorum.
Yurt dışındaki 200-300 milyar dolar arasında olduğu hesaplanan varlıkların ülkeye getirilip, ekonomiye kazandırılacağı vaadiyle 2008, 2011, 2013, 2016, 2018, 2019 ve 2021 yılında uygulamaya giren yasalar çıkarıldı.
Bu yasalarla milyarlarca dolarlık servet sahiplerine kazancın kaynağını sormama, vergi talep etmeme, inceleme-soruşturma açmama taahhüdünde bulundu.
Devletimiz işsiz üniversite mezunlarının öğrenci iken aldıkları kredileri dahi geri isteyen, asgari ücretten bile vergi kesen bir devlettir. Fakat yurtdışında servet biriktiren dolar milyonerlerine “yeter ki yurtdışındaki paralarınızı getirin vergi istemeyeceğim, kaynağını da sormayacağım” dedi.
“Pandora Belgeleri” adıyla sızan milyonlarca belgenin incelenmesiyle, pek çok ülkedeki ünlü kişilerin servetlerine dair bilgiler ortaya saçıldı. Türkiye'den 220 ünlü ve zengin kişinin de servetlerini, vergi cennetlerinde kâğıt üstünde kurulu şirketler üzerinden, transfer ettiği ve vergi kaçırdığı anlaşıldı.
Pandora Belgelerinde, Türkiye'den ismi geçen 220 ismin önemli bölümünün iktidara yakın yandaş müteahhitler, medya patronları olması çoğumuzu hiç şaşırtmadı.
Bunlar Hazine ve gelir garantili KÖİ (kamu-özel iş birliği) projelerinden devasa servet edinenler. Kamu İhale Kanunu’nun olağan yöntemleri yerine, Saray’dan paylaştırılan projeleri olağanüstü kârlarla yapıp işletenler. Kamu bankalarının milyarlarca dolarlık kredilerinden beslenerek medya ve enerji sektörünü ele geçiren şirketler ve patronları.
Bu malum zevat ve şirketleri için aslında defalarca şahsa özel vergi afları çıkarılmasına rağmen bunlar da yurtdışına para kaçıranlar listesinde yine en başlarda.
NE DEDİĞİNİZİ DUYMUYORUZ ÇÜNKÜ KİM OLDUĞUNUZU BİLİYORUZ… / Ruhittin SÖNMEZ
NE DEDİĞİNİZİ DUYMUYORUZ ÇÜNKÜ KİM OLDUĞUNUZU BİLİYORUZ… / Ruhittin SÖNMEZ
Yaklaşık 20 yıldır ülkeyi yönetiyorsunuz, bilmediğimiz çok az yönünüz kaldı.
Dün, sizi “parmağında bir yüzüğünden başka serveti olmayan”, “eğer bir gün zengin olduğumu duyarsanız bilin ki haram yemişimdir” diyen, “alnı secdeye değen” insanlar olarak görüyorduk.
Dün, “Yolsuzluk, Yoksulluk ve Yasakları (3Y) kaldıracağız” sözünüze inanıyorduk.
Dün, “Dicle’nin kenarında bir kurdun kaptığı koyununun bile mesuliyeti benimdir” diyen Başbakanı çaresizlerin sığınacağı bir kapı gibi görüyorduk.
Zamanla gördük ki, “Harun gibi gelmiştiniz ama Karun gibi oldunuz.”
TÜRKİYE’NİN DEMOKRASİ SEVİYESİ – Ruhittin SÖNMEZ
TÜRKİYE’NİN DEMOKRASİ SEVİYESİ - Ruhittin SÖNMEZ
Freedom House (Dünya Özgürlükler Evi) demokrasi, özgürlük ve insan hakları konularında araştırmalar yapan dünyanın en güvenilir sivil toplum örgütlerinden biridir. Dünyadaki diğer ülkeler gibi bizde de sivil toplum örgütleri ve halkla da görüşme ve anketler yaparak, siyasi haklar ve sivil özgürlükler konusunda durum tespiti yapıyor.
Freedom House raporlarında, “Türkiye son 10 yıl içinde dünyada demokraside en fazla kan kaybeden ikinci ülke olarak yer almakta. 2017 yılından bu yana demokrasi alanında kısmen özgür ülke statüsünde bile değil, özgür olmayan ülke statüsündeyiz. Türkiye bu yıl da "özgür olmayan ülkeler" kategorisinde yer aldı.
100 puan üzerinden 32 puan alan Türkiye, 195 ülkenin yer aldığı "özgürlük" sıralamasında 146'ncı sırada.
“Dış güçlerin saldırısı” gibi savunma ataklarına geçmeden önce raporun içeriğine bir göz atalım.