Anonim şirketlerde kuruluş beyanına dikkat etmemenin hapis cezası bulunmaktadır! – Ekrem ÖNCÜ
Anonim şirketlerde kuruluş beyanına dikkat etmemenin hapis cezası bulunmaktadır! - Ekrem ÖNCÜ ekrem.oncu@dkrdenetim.com
Değerli okurlarımız, Yeni Ticaret Kanunu ile birçok konu ticaret hayatımıza girmiştir. Bu yeniliklerden bir tanesi de anonim şirketler için getirilen “kurucular beyanı” düzenlemesidir. Yazımızda ele alacağımız üzere kurucular beyanının bulunmamasının cezai yaptırımı bulunmaktadır.
Yeni TTK’nın 349’uncu maddesine göre,
- Kurucular tarafından, kuruluşa ilişkin bir beyan imzalanır.
- Beyan, dürüst bir şekilde bilgi verme ilkesine göre, doğru ve eksiksiz olarak hazırlanır.
- Beyanda, ayni sermaye konuluyor, bir ayın ya da işletme devralınıyorsa, bunlara verilecek karşılığın uygunluğuna; bu tür sermayenin ve devralmanın gerekliliğine, bunların şirkete olan yararlarına ilişkin belgeli, gerekçeli ve kesin ifadeli açıklamalar yer alır.
- Ayrıca, şirket tarafından iktisap edilen menkul kıymetlerle, bunların iktisap fiyatları, söz konusu menkul kıymetleri çıkaranların son üç yıllık, gereğinde konsolide finansal tablolarının değerlemelerine ve çözümlenmelerine ilişkin bilgiler, şirketin yüklendiği önemli taahhütler, makine ve benzerleri malların ve herhangi bir aktif değerin alımına ilişkin bağlantılar, fiyatlar, komisyonlar ile her türlü borçlar, emsalleriyle karşılaştırılarak, açıklanır.
Anonim mi Limited mi? – İsmail KÖKBULUT
Anonim mi Limited mi? - İsmail KÖKBULUT
Okurlarımızın en çok merak ettiği konulardan biri; anonim şirket mi yoksa limited şirket mi kurmanın daha avantajlı olduğu.
Gerek şirket kurarak ticari yaşama yeni girecek, gerekse öteden beri faaliyetini şahıs olarak yürüten ancak artık şirketleşmek isteyen vatandaşlarımıza yardımcı olma ümidi ile bugünkü yazımızı bu konuya ayırmak istiyoruz.
Ortak sayısı
Eski Ticaret Kanunu döneminde limited şirket en az 2, anonim şirket ise en az 5 kişi ile kurulabiliyordu. Bu durum da limited şirketi daha tercih edilir yapıyordu. Yeni TTK ile hem limited hem de anonim şirketler tek kişi ile kurulabiliyor. Ancak limited şirketlerde ortak sayısı 50'yi geçemiyor, anonim şirketlerde ise böyle bir sınırlama yok.
Sermaye ve pay senedi
Limited şirket kurmak için asgari 10 bin TL sermaye gerekirken, anonim şirketler için bu tutar 50 bin TL. Eski TTK döneminde yalnızca anonim şirketlerde pay senedi bastırılabiliyor iken artık hem limited hem de anonim şirketler pay senedi çıkarılabiliyor. Ancak limited şirketlerde hamiline pay senedi çıkarma imkanı yok.
Diğer taraftan belli bir ölçeğe gelen anonim şirketlerin halka açılması ve borç para bulabilmek için tahvil çıkarabilmesi mümkün; ancak limited şirketler için böyle bir imkan söz konusu değil.
Köyü Muhtarlığından kiralanan işyeri için tevkifat yapılıp yapılmayacağı
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Sakarya Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü
Sayı: B.07.1.GİB.4.54.15.01/KV konu: Kiralama
İlgide kayıtlı dilekçeniz ile …………… Müdürlüğünün …………… vergi numaralı mükellefi olduğunuzu, doğal kaynak suyu dolum ve satışı işi ile iştigal ettiğinizi ve işyerinizi köy tüzel kişiliğine ait …………. Köyü Muhtarlığından kiraladığınızı belirterek, kiralanan işyeriniz için tevkifat yapıp yapmayacağınız hususunda Başkanlığımız görüşü istenilmektedir.
5520 sayılı Kurumlar Vergi Kanunun 1'inci maddesinde kurumlar vergisi mükellefleri; sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler ve iş ortaklıkları olarak sayılmıştır.
Aynı Kanunun 2 nci maddesinin 3 üncü fıkrasında; Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup, faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci fıkrada belirtilen sermaye şirketleri ve ikinci fıkrada belirtilen kooperatifler dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin kamu kuruluşu olduğu, 6 ncı fıkrasında da; iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veyavakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kar edilmemesi veya karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Mustafa İlhan Kocaeli Defterdarı
Maliye Bakanlığı 29 ilin defterdarlıklarına atama yaparken, 3 ilin ise defterdarını merkeze aldı.
Maliye Bakanlığı 29 ilin Defterdarlıklarına atama yaparken, 3 ilin ise Defterdarını merkeze aldı. Kocaeli İl Defterdarı Süleyman Dal’da Merkez’e alınırken, ilimize ise İstanbul Defterdar Yardımcısı Mustafa İlhan atandı.
Amatör spor kulübüne ödenen reklam bedelinde KDV uygulaması – 1 özelge
Amatör spor kulübüne ödenen reklam bedelinde KDV uygulaması
01.12.2011 tarih ve 3 sayılı özelge:
Amatör spor kulübüne reklam verilmesi işlemi KDV Kanunu’nun 1/3-f maddesi gereğince KDV’ye tabidir.
Reklam verme işlemi ile ilgili KDV’nin;
- Spor Kulübünün gerçek usulde KDV mükellefi olması durumunda, anılan Spor Kulübü tarafından genel esaslara göre mükellef sıfatıyla beyan edilmesi,
- Spor Kulübünün gerçek usulde KDV mükellefi olmaması durumunda ise sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi,
gerekmektedir.
* 21/10. (Gider pusulası yazmayan işyeri kiracısına ceza konulu 21.10.2013 Hürriyette Haber Olan Özelge) …
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)
TARİH : 16.05.2013 SAYI : 70280967-105[234-2012/14]-89
KONU : İşyeri kira ödemelerinde banka dekontunun tevsik edici belge olarak kullanılıp kullanılmayacağı hk.
.........................
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; ... Vergi Dairesi Müdürlüğünün ... vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuz belirtilerek, mali müşavirlik faaliyetinizle ilgili olarak bankaya ödediğiniz kira bedellerini gider kaydedebilmeniz için banka dekontu yanında ayrıca gider pusulası düzenlenmesi gerekip gerekmediği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun "İspat Edici Kağıtlar" başlıklı 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü bulunmaktadır. Söz konusu kayıtların ise anılan Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan, fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu şeklindeki belgelerden herhangi birisi ile tevsik edilmesi gerekmektedir.
Mezkur Kanunun "Gider Pusulası" başlıklı 234 üncü maddesinde, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin:
...
Vergi mükellefi olmayan kişiden gayrimenkul ve taşıt alımında belge düzeni – 2 özelge
Vergi mükellefi olmayan kişiden gayrimenkul alımında belge düzeni
29.03.2011 tarih ve B.07.4.DEF.0.15.10.00-001-4 sayılı özelge:
Vergi mükellefi olmayan kişilerden, satmak üzere satın alınan gayrimenkuller için gider pusulası düzenlemesi ve gider pusulasının bu gayrimenkulleri satan kişiye imzalatılarak bir nüshasının satan kişiye verilmesi, vergi mükellefi olmayan kişilerden gider pusulası düzenlenerek satın alınan gayrimenkullerin satılması durumunda ise gerçek satış bedeli üzerinden fatura düzenlenmesi gerekmektedir.
Ayrıca, 396 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen dönem ve sürelerde şirket faaliyet konusu itibariyle ticari mal niteliğinde bulunan gayrimenkullere ilişkin alış ve satışların Ba ve Bs bildirim formlarıyla bildirilmesi gerekmektedir.
Vergi mükellefi olmayan kişiden gayrimenkul ve taşıt alımında belge düzeni
22.03.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.18.02-32234-8013-158 sayılı özelge:
İşletmeye alınan iktisadi kıymetlerin işletme aktifine kaydedilmesi veya aktifinden çıkarılmasına ilişkin kayıtlarının Vergi Usul Kanunu'nda düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi gerektiğinden, vergi mükellefi olmayan şahıslardan satmak amacıyla alınan gayrimenkuller ile ikinci el araçlar için vergi mükellefi olmayan şahıslara gider pusulası düzenlemesi, satış yapan şahısların vergi mükellefi olması durumunda ise bu şahısların fatura düzenlemesi gerekmektedir
Ayrıca, vergi mükellefi olmayan şahıslardan alınan araçların firmanızca satışının yapılması durumunda motorlu kara taşıtlarına ilişkin esas alınacak tutar, gerçek satış bedeli olup, gerçek satış bedelinin emsallerine göre bariz bir şekilde düşük beyan edilmesi halinde vergi idaresince, taşıtın gerçek satış bedelinin tespiti yoluna gidilebilecek olup, bu tespit işlemi sırasında, diğer unsurlarla birlikte taşıtın satış tarihi itibariyle geçerli olan kasko sigortasına esas alınan bedelinden de yararlanılabileceği tabiidir.
Sıra atlanarak fatura düzenlenmesi – 2 Özelge
Sıra atlanarak fatura düzenlenmesi
26.08.2011 tarih ve 102 sayılı özelge:
Faturaların sıra numarası dahilinde teselsül etmemesi durumu belge nizamına uygun bulunmamakla birlikte; olayın gerçek mahiyetinin ispatı açısından,Vergilendirme Müdürlüğünce tanzim edilecek tutanak ile atlanan faturaların seri ve sıra numaralarının tespit edilmesi durumunda bahsi geçen faturaların kullanılması mümkün bulunmaktadır.
Diğer taraftan, Vergi Usul Kanunu’nun "Fatura nizamı" başlıklı 231/1. maddesinde belirtilen usul ve şartlara uyulmaması durumunda, aynı Kanun’un352/II-7. maddesi uyarınca II. derece usulsüzlük cezası kesilir.
Faturaların sıra numarası dahilinde teselsül ettirilmemesi
17.05.2011 tarihli özelge:
Faturaların sıra numarası dahilinde teselsül etmemesi durumu, belge nizamına uygun bulunmamaktadır. Bununla birlikte, olayın gerçek mahiyetinin ispatı açısından, Vergilendirme Müdürlüğünce tanzim edilecek tutanakla, atlanan faturaların seri ve sıra numaralarının tespit edilmesi durumunda, atlanan faturaların kullanılması mümkün bulunmaktadır.
Öte yandan, Vergi Usul Kanunu’nun fatura nizamı başlıklı 231. maddesinde belirtilen usul ve şartlara uyulmamış olduğundan, yukarıda bahsedilen fiiliçin II. derece usulsüzlük cezasının kesilmesi gerekir.
Ev hizmetlisi çalıştıran ile fabrikatör aynı bürokrasiye tabidir / Ali TEZEL
Ev hizmetlisi çalıştıran ile fabrikatör aynı bürokrasiye tabidir / Ali TEZEL
Sosyal Güvenlik Mevzuatı gereğince, evinde ev hizmetlisi çalıştıran ile 2000 işçisi olan fabrikatörün yapacağı bürokratik işlemler aynıdır… Bunun tıpkı Avrupa’daki gibi basitleştirilmesi gerekir..
Ali bey, evde çalışan kadınlar konusunda cevabını bulamadığım bir sorunum var. İnternette cevap bulamadım ama sizi buldum. Maalesef Kayseri şubeniz yokmuş, umarım buradan yardımcı olabilirsiniz.
Olay şu:
-Ben ve eşim çalışıyoruz. Mahalleden bir ev hanımı ile anlaştık, hafta içi beş gün ve günde iki saat bizim eve gelip ortalığa çeki düzen verecek, yemek yapacak, çocuğu giyindirip okula gönderecek.
- Biz bu kadınla en düşük yasal fiyat üzerinden kısmi zamanlı sözleşme yapmak istiyoruz. Hem o sigorta ve emeklilik hakkı kazanacak hem de bizim içimiz rahat edecek. Bu sözleşmeye isabet eden tutar kadar SGK - maaş vs. ödemelerini yapacağım.
SORU 1: Benim aylık toplam masrafım kaç TL olur, Bu masraf kalemleri neler olur ve ne kadarı kadının cebine net maaş olarak girer,
SORU 2: Bu kadının tam sigortalı olabilmesi için, sözleşme dışında kalan saatlerin ücretini nereye ve nasıl ödeyecek, aylık ne kadar ek ödeme yapması gerekiyor.
Faik AĞAÇ / KAYSERİ
İŞ HUKUKUNDA YENİ İŞ ARAMA İZNİ VE UYGULAMALARI / Murat YETİK
İŞ HUKUKUNDA YENİ İŞ ARAMA İZNİ VE UYGULAMALARI / Murat YETİK - Sosyal Güvenlik Denetmeni
1.Giriş: Yeni İş Arama İzni
İş sözleşmesinin tarafları olan işçi veya işveren iş sözleşmesini haklı nedenle (ve derhal) feshedebilecekleri gibi süreli fesih yoluyla da sona erdirebilirler. İlkinde, 4857 sayılı İş Kanununun 24. ve 25. maddelerine dayanarak gerçekleşen bir haklı nedenle derhal fesih durumu vardır ve iş sözleşmesi hemen sona erer. İkincisinde ise, İş Kanununun 17. maddesine göre yapılmış bir süreli (önelli) fesih durumu söz konusudur ve sözleşmenin sona ermesi için bir sürenin (önelin) geçmesi gerekir. (1) İşte bu ikinci durumda, Kanunun 27. maddesinde, işverence belirli kurallar dahilinde işçiye yeni bir iş araması için verilmesi gereken izin düzenlenmiştir.
Yeni İş Arama İzni: işveren tarafından, belirsiz süreli iş sözleşmesi işverenin ya da işçinin iradesi ile sona erecek ve yakın bir zamanda işsiz kalarak ücret gelirinden yoksun kalacak olan işçiye, en az ihbar önel süreleri boyunca ve günde iki saatten az olmamak üzere, çalışılan günler için, iş saatleri içinde ve ücret kesintisi yapılmadan yeni bir iş bulması için verilen izindir.
Süreli fesihte, feshin belirli bir süre önce karşı tarafa bildirilmesinin amaçlarından biri de işçiye, yeni bir iş, işverene de yeni bir işçi bulmak imkanının verilmesi olduğu belirtilir. Ancak bu imkanın daha çok işçi yönünden güçlü bir anlam kazandığı gerçektir. Zira, işveren, yeni bir işçiyi bulmak için, zaman yönünden bir baskı altında değilken işçi, bildirim süresi içinde kural olarak iş görme borcunu ifa etmekle yükümlü olduğu için, yeni bir iş aramada zaman bulabilmesi ancak yeni iş arama izni ile mümkün olabilmektedir. (2)
Alacağın Ayni Sermaye Olarak Şirkete Konulması
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü 27 Eylül 2013 tarihinde yayınladığı Genelge ile “Ortağın şirketten olan alacağını, ortağı olduğu şirketin sermaye artırımında ayni sermaye olarak şirkete koyması durumunda alacağın varlığının tespitinde aranan bilirkişi raporlarını Yeminli Mali Müşavir veya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerin de düzenleyebileceğini belirtmiştir.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü
Sayı: 67300147.431.04/559478/4979 – 5665
Konu: Alacağın Ayni Sermaye Olarak Şirkete Konulması
Tarih: 27 Eylül 2013
……….. TİCARET SİCİLİ MÜDÜRLÜĞÜ’NE
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 127 nci maddesinin birinci fıkrasında; alacakların sermaye şirketlerine sermaye olarak konulabileceği düzenlenmiş; maddenin ikinci fıkrası ile Kanunun 342 nci maddesi hükümleri saklı tutulmuştur. Kanunun 342 nci maddesinde ise ayni sermaye olarak konulabilecek mal varlığı unsurları; üzerlerinde sınırlı bir ayni hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikri mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dahil malvarlığı unsurları olarak belirlenmiştir.
Muhasebeciye para ödemeyen yandı.
Muhasebeciye para ödemeyen yandı.
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Başkanı Nail Sanlı, hafta sonu yapılacak olan Genel Kurul’da hazırladıkları yeni bir kararın oylamaya sunulacağını belirterek, bu karar onay alırsa muhasebecilerin ödenmeyen paralarının garanti altına alınacağını söyledi.
Sanlı, ücretsiz olarak üyelerine dağıtacakları program ile mükelleflerin en fazla 3 ay içerisinde ödeme yapmamaları halinde sistemin kapanacağını belirtti.
Program gereği mükelleflerin muhasebecisinden defterlerini alıp bir başka muhasebeciye ya da serbest mali müşavire de veremeyeceğini kaydeden Sanlı, “Sistem kabul edilirse bundan sonra ödemeler garanti altına alınmış olacak.
Sözleşmeler bu program üzerinden otomatik olarak yapılacak ve ödemeler banka aracılığıyla kredi kartıyla yapılır hale gelecek.
Şirket ücreti 3 ay yatırmazsa sözleşme otomatik fesh olacak. Başka bir muhasebeci ile de sözleşme imzalamayacak.
Çünkü yeni sözleşmeler de sistemde görülebilecek” diye konuştu.
Kaynak: Hürriyet
Ortakların şirketten olan alacaklarını sermayeye eklemeleri mümkün müdür ve mümkün ise işlem nasıl yapılacaktır? – Ekrem ÖNCÜ
Ortakların şirketten olan alacaklarını sermayeye eklemeleri mümkün müdür ve mümkün ise işlem nasıl yapılacaktır? – Ekrem ÖNCÜ
Bilindiği üzere Yeni TTK’nın 127’nci maddesi sermaye koyma borcunu düzenlemektedir. Sermaye koymaktan kasıt ise, yeni kurulan şirketlere sermaye konulması ile mevcut şirketlerin sermaye artırımı suretiyle sermayelerini yükseltmeleridir. Yeni kurulmayan yani mevcut şirketlerde ise sermaye artırımı iç kaynaklardan sermaye artırımı şeklinde olabileceği gibi taahhüt yoluyla sermaye artırımı şeklinde de olabilecektir. Bu yazımızda ortakların şirketten olan alacaklarını almayıp sermaye olarak şirkete koymak istemeleri halinde nasıl işlem yapılması gerekeceği konusu tartışılacaktır.
TTK’nın 127’nci maddesine göre; (1) Kanunda aksine hüküm olmadıkça ticaret şirketlerine sermaye olarak;
a) Para, alacak, kıymetli evrak ve sermaye şirketlerine ait paylar,
b) Fikrî mülkiyet hakları,
c) Taşınırlar ve her çeşit taşınmaz,
d) Taşınır ve taşınmazların faydalanma ve kullanma hakları,
e) Kişisel emek,
f) Ticari itibar,
g) Ticari işletmeler,
h) Haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerler,
i) Maden ruhsatnameleri ve bunun gibi ekonomik değeri olan diğer haklar,
j) Devrolunabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değer, konabilir.
Adam öldürmenin cezası mı, sahte fatura cezası mı daha ağırdır? – Ekrem ÖNCÜ
Adam öldürmenin cezası mı, sahte fatura cezası mı daha ağırdır?
Değerli okurlarımız başlığı okuduğunuzda sanırım bu ne biçim soru, tabi ki adam öldürmenin cezası daha ağırdır diyebilirsiniz. Mantık da bunu gerektirir. Ancak, sahte fatura kullanma ya da düzenleme de öyle durumlar olabilir ki, adam öldürmenin cezasından daha ağır ceza ile yargılanmanız hiç de uzak bir ihtimal değildir. İşte bu yazıda, uygulamada birlik olmaması nedeni ile sahte fatura kullanan ya da düzenleyenler için adam öldürmeden daha yüksek cezalara muhatap olma durumları ele alınacaktır.
Öncelikle vurgulayalım ki, sahte fatura kullanma ya da düzenleme ciddi bir suçtur ve tabiî ki sahte fatura kullanan ya da düzenleyen cezasını çekmelidir. Ancak hukuk sistemlerinde uygulamada birlik olması şattır. Yani, aynı suçu işleyenlerin aynı durumda olmaları halinde aynı ceza ile cezalandırmaları gerekir. Aksi türlü uygulama farklılığı nedeni ile aynı suçu işleyenler farklı cezalarla karşı karşıya kalmamalıdır. Ne demek istediğimi yazının ilerleyen bölümlerinde ele alacağım.
KSMMMO YENİ MECLİS BAŞKANI; TOKER
Kocaeli Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler Odası (KSMMMO)'nın seçimler sonrası ilk meclis toplantısı önceki gün gerçekleştirildi.
TEK LİSTELİ SEÇİM
KSMMMO Meclisi en yaşlı üye Murat Biçer başkanlığında toplandı. KSMMMO Eğitim, Kültür ve Hizmet Binası'nda gerçekleştirilen toplantıda Oda Meclisi Divanı seçimi tek aday listesiyle gerçekleştirildi. KSMMMO Oda Meclisi Divanı Başkanlığı'na Mehmet Toker, divan üyeliğine Mehmet Sami Zobuoğlu, Seda Uçan Oruç ve Ertan Büyükarman seçildi.
LİMİTED ŞİRKETLERLE İLGİLİ ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER / Cevdet Akçakoca – Yeminli Mali Müşavir
LİMİTED ŞİRKETLERLE İLGİLİ ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER / Cevdet Akçakoca - Yeminli Mali Müşavir
11 Eylül 2013 Tarihli 28762 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan TAHSİLAT GENEL TEBLİĞİ (SERİ: A SIRA NO: 1)’NDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ: A SIRA NO: 5) birden fazla yazı konusu olacak çok önemli düzenlemeler yapmıştır.
Bu haftaki yazımızda Limited Şirketlerle ilgili bazı düzenlemeleri ele alacağız.
“14/2/2011 tarihli ve 27846 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununu mülga eden 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun aşağıda belirtilen maddelerinde limited şirketlerle ilgili bazı düzenlemeleri hatırlatalım.
-573 ve müteakip maddelerinde limited şirketlerin kuruluşu düzenlenmiş,
-Kanunun 587nci maddesinde tescil ve ilan edilecek hususlar arasında; ortakların kimliği ve koymayı taahhüt ettikleri sermaye miktarları, müdürlerin ve şirketi temsile yetkili diğer kişilerin kimliği, temsil yetkisinin kullanılma şekli yer almış,
İstifa eden işçinin kıdem tazminatı hakkı vardır! – Av. Tevrat DURAN
İstifa eden işçinin kıdem tazminatı hakkı vardır! – Av. Tevrat DURAN
Kural olarak haklı bir sebebi olmadan işten kendisi ayrılan yani istifa eden işçi kıdem tazminatı alamaz. Fakat işçi, haklı bir sebep göstererek işyerinden ayrılırsa işi kendi bırakmış olsa dahi kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Peki hangi haller işçi için haklı sebeptir. Aşağıda işçinin işi bırakması için haklı sebeplerin bir kısmına yer veriyorum.
1475 sayılı İş Kanunu’ nun 14. maddesinde işçiye hangi hallerde kıdem tazminatı ödeneceği sayılmıştır. Bu hüküm, mutlak emredici olup, yorum yoluyla genişletilemez” (Yargıtay 22.Hukuk Dairesi Esas: 2013/71 Karar: 2013/1642 Karar Tarihi: 04.02.2013)
Kural olarak haklı bir sebebi olmadan işyerinden kendi isteğiyle ayrılan yani istifa eden işçi kıdem tazminatı alamaz. Bu işçi, kıdem tazminatı alamayacağı gibi istifa etmeden önce yazılı olarak işverenine bildirim yapmamışsa bir de ihbar tazminatı ödemek zorunda kalabilir. Çünkü 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesine göre iş sözleşmesini fesih etmek isteyen işçi/işveren feshi yazılı olarak ve bildirim süresine bağlı kalarak diğer tarafa bildirmelidir. İhbar süresine uymadan işyerinden ayrılan işçi, kıdem tazminatı alamadığı gibi işverenine ihbar tazminatı ödemek zorunda kalabilir.
Sermaye şirketlerinde intikal eden nedir? – Osman Arıoğlu
Sermaye şirketlerinde intikal eden nedir? - Osman Arıoğlu
Veraset ve intikal vergisi, uygulaması nadir olduğu için en az ilgi gören bir vergi türüdür. Bu nedenle bu vergiye ilişkin açıklama ve yorumlar da son derece eskilerde kaldı. En son bu vergiye ilişkin değişiklik 1998 yılında 4369 sayılı kanunla yapıldı. O da sadece tarifenin yenilenmesi özellikle veraset kısmına ilişkin tarifenin önemli ölçüde azaltılması şeklinde oldu.
Son yıllarda bu verginin veraset kısmının kaldırılması, intikal kısmının ise gelir vergisi içerisine konulması bir hayli gündem buldu. Ancak TBMM’ye gönderilen Gelir Vergisi Tasarısı’nda görüldü ki, bu düşünceden vazgeçilmiş durumdadır. Şimdi yine veraset ve intikal vergisi uygulaması eskiden olduğu gibi devam edecek.
Oğlan veya kız boşanınca malın yarısı gidecek mi? – Prof. Dr. Şükrü Kızılot
Oğlan veya kız boşanınca malın yarısı gidecek mi? – Prof. Dr. Şükrü Kızılot
BOŞANMA, tazminat ve mal paylaşımı konusu, 81 yaşındaki Kemal Gülman’ın, eşini 22 yaşında bir kadınla aldattığı ve eşinin açtığı “boşanma davası” ile birlikte 200 milyon lira tazminat istemesi haberi ile tekrar gündeme geldi.
Okurlarımız, hepsi birbirinden ilginç sorular gönderiyorlar.
İKİ İLGİNÇ TEPKİ
Okurlarımızdan Nurhayat Yazıcı bir erkek çocuğu annesi olarak;
“Yıllarca oğlum için biriktirdiğim serveti, oğlumla evlenmiş diye elin kızına teslim edecek değilim. Oğlumu garantiye almak için, evlilik öncesi sözleşme yaptırır, öyle evlendiririm” diyor.
Benzer tepkiler, kız babalarından da geliyor;
“Kızım evlendikten sonra, damat hayırsız çıkarsa, ben ölünce kızıma miras kalacak sekiz daireli apartman ve iki dükkânın yarısının üzerine konarsa diye endişeleniyorum. Bu nedenle, kızımın evlenmesini adeta istemiyorum.”
Halk arasında söylenen “malın mı var derdin de var” sözünde olduğu gibi, malı olan çok kişi, çocuğunun mutsuz evliliğinden çok, malların paylaşımı endişesinde...
Şapkayı kaptırdım dünyam karardı – Prof. Dr. Şükrü KIZILOT
Şapkayı kaptırdım dünyam karardı – Prof. Dr. Şükrü KIZILOT
Üniversite öğrencisiyken, vergi dairesinde çalışıyordum.
Bir arkadaşım, babası iflas ettiği halde, çalıştığım vergi dairesince sıkıştırıldığını anlatınca, babasını bana göndermesini söylemiştim.
Sabah 09.30’da, sol elinde fötr şapkasını tutan yaşlı bir amca gelip kendisini tanıttı.
Ben de “Amca oturun, bir çay içelim, sonra ilgili servise gidip sizin konuyla ilgileniriz” dedim.
Çaylar geldi. Sol eliyle şapkasını göğsüne bastırarak tutuyor, sağ eliyle de çayını karıştırmaya çalışıyor ancak elleri titrediği için, bu çok zor oluyordu...
“İsterseniz elinizdeki şapkayı masanın üzerine bırakın. Çayınızı daha rahat karıştırırsınız...” dediğimde, “Hayır evladım böyle daha iyi” dedi.
Israr edince;
“Yok evladım. Yeminliyim. Şapkamı bırakmam” dedi.