Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

ahsen okyar
4May/170

Necdet TOKATLIOĞLU Bestekar, Udi, Yorumcu, Yönetmen –Mustafa ENÜL

a3

3May/170

TOPLUMUN YENİDEN YAPILANMASI – II – Süleyman PEKİN

TOPLUMUN YENİDEN YAPILANMASI – II – Süleyman PEKİN

İstiklâl ve Cumhuriyet yolunda Nisan - Mayıs ayları ilk adımlardır. Millî Mucize olarak niteleyebileceğim Kurtuluş Savaşı sonrasında Medenî Mucize olarak betimleyebileceğim tamamlayıcı adımı M. Kemal Atatürk sadece 15 yıllık bir zaman zarfında attı.

1938’deki vefatından günümüze 80 yıla yakın zaman geçmiş. Fakat kurduğu devlet sistemi ve toplumsal düzen bunca vartaya rağmen hâlen işliyor. Ki Atatürk’ün hanedan gibi soyca ardılları olmadığı gibi bir etnik gurup yada silsilevari bir dinî teşekkül de ona mirasçı değildi. Kurdu, kurguladı ve millete bıraktı. Yaptıkları kişisel tercihten ibaret veya diktatöryal dayatma olsaydı hakikaten 10–15 seneye kalmaz, yıkılır giderdi.

Peki bu başarının ve sürdürülebilirliğin altında yatan neydi? Evet, onun kendini yetiştirmişliği ve milletine adanmışlığı hatta deha sadedindeki eylem & söylem birliği yani zekâ ile aksiyon imtizacı dikkate şâyandır. Fakat bence asıl başarısı Türk Milletinin kullanımına sunduğu kavramların gücünden geliyordu.

26Nis/170

KİMLİK DEZENFORMASYONU VE TOPLUMUN YENİDEN YAPILANMASI – I / Süleyman PEKİN

KİMLİK DEZENFORMASYONU VE TOPLUMUN YENİDEN YAPILANMASI – I / Süleyman PEKİN

Türkiye’de kimlik sosyolojik değil psikosomatik algıdır. En çok da siyasi partiler, spor kulüpleri, şehir ve semt aidiyetleri ile sülâle birlikleri üzerinden gider. Millet, ümmet ve insanlık gibi geniş plakalar ise ancak diş dolgusu kadar iş görürler. Fakat geniş kesimler için kamuflajı en çok da bu alandan tedarik edilir.

Kendini kıymetsiz bilen bir kısım, terapi vaziyetinde toplanarak din gibi mühim bir değer üzerinden kıymetlenme yoluna gittiler. Aynen halı sahalarda formanın üstüne giyilen yeşil yelekler gibiydi, giyen başka bir dünyaya ışınlanıyordu.

Zamanla yelekle tanımlamanın yüksek getirisi alttaki kıyafetten karaktere kadar birçok şeyi unutturdu. Yeşili bir kimlik yapıp hem ticarete hem siyasete soktular; her iki alanda kârlar maksimum düzeyde idi. Ve dinin değeri altı üstü bir renkten ibaret zannedildi.

Başka bir halı sahada başka bir yelek modeli üzerinden başka bir takım oluşmadaydı. Milliyet, sarı olsun. Onu giymekle saygınlık kazandığını düşünen sıradan insanların gurup terapisi o kadar etkiliydi ki yelekten önceki zamanları zihinlerde adeta sıfırlamıştı.

Bir başka yerde, bir başka yelek: pembe. Sosyallik ve toplumsallık kavramları artık bir halı saha takımının maskotuydu, renk ayrımıydı. Klasik bir tribün sloganı ve ‘çak’ yapmaktan öte bir anlamı yoktu. Veya ötekilerin berisinde olmaktan başka bir tanımlaması.

26Nis/170

Rıdvan AYTAN Udi, Hoca – Mustafa ENÜL

a2

23Nis/170

Miraç Kandili. Kutlu Doğum haftası. 23 Nisan Bayramı. Sakarya Meydan muharebesi. Din ve Tarih bilincinin önemi – İsmail KAHRAMAN

ismail kahramanMiraç Kandili. Kutlu Doğum haftası. 23 Nisan Bayramı. Sakarya Meydan muharebesi. Din ve Tarih bilincinin önemi – İsmail KAHRAMAN

Peygamber efendimizin kuranı Kerim'de ayetle sabit olan bu gün. İsrail İşgali altında inleyen Kudüs'ü Şerif’deki Mescid-i Aksa’dan Allah(cc) ile bizatihi görüşmek üzere Sema'ya çıktığı tüm müminlerin bağışlanmasını yüce Allah’dan(cc) niyaz ettiği, ayrıca kutlu doğumu ile dünyayı şereflendirdiği mübarek gün ve gecelerdeyiz.

Bu gün Anadolu'nun bir çok yerinin Yunan Fransız ve İngilizler tarafından işkal edildiği bir dönemde düşmanı Anadolu'dan çıkarmak üzere 23 Nisan 1920 de Ankara'da Büyük Millet Meclisinin mübarek bir cuma günü Hacı Bayram caminde cuma namazı kılındıktan sonra dua edilerek açıldığı gün olan 23 Nisan bayramını kutluyoruz. Bu bayramı çocuklara kurtuluş savaşının baş komutanı gazi Mustafa Kemal paşa armağan etmişti.
İngilizlerin desteği ile Yunanlılar Meclis'in açıldığı Başkent Ankara’nın 70 km. yakınına kadar gelmişler ve Yunan mezalimi yapıyorlardı.

21Nis/170

Siyaset ve Halkımızın Birlik Beraberliği – Dr.Halil İbrahim KAHRAMAN

h i kahraman drSiyaset ve Halkımızın Birlik Beraberliği - Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN

Siyasi partiler, devletlerin kurulu düzeni üzerinden halkın sorunlarını çözmek, ihtiyaçlarını gidermek üzere, belirledikleri programları çerçevesinde hizmet için kurulmuş yapılardır. Yani ana misyonları topluma hizmet etmektir.Bu kuruluşlar günümüzdeki en iyi yönetim tarzı olarak kabul edilen demokratik yönetim biçiminin vazgeçilmez unsurlarıdırlar.

Gelişmiş batı ülkelerinde bu kurum ve kuruluşların çalışması, toplumla ilişkileri belli kurallar düzeninde oturduğu için siyasi partilerin çalışmaları ve seçimler oldukça sakin geçer. O ülkelerde halk siyasi çalışmalardan çok etkilenmemekte, çevre ve insanlar bu çalışmaların etkisine pek girmemekte, ciddi bir ayrışma yaşamamaktadır.

19Nis/170

REFERANDUMU MAÇA ÇEVİRMEK VE SİYASETÇİDEN GOL KRALI ÇIKARMAK – Süleyman PEKİN

REFERANDUMU MAÇA ÇEVİRMEK VE SİYASETÇİDEN GOL KRALI ÇIKARMAK – Süleyman PEKİN

Heyecanı severiz. Orta Asyalardan ta buralara ne maceralarla geldik. Ve Anadolu’da da ne badireler atlattık. Zihnimiz hep iyimser çalıştığı için de geçmişin kötümserliklerini çabucak kafamızdan attık.

Atarlanmayı severiz. Kendi kendimizi gaza getiririz. Okuyarak fehmeden değil yaşayarak öğrenen bir milletin mensuplarıyız.

16 Nisan’da ne oldu? Sarı lacivertlilerle Sarı kırmızıların maçı oynandı, Sağ & Sol / Alevî & Sünnî kavgası oldu. Hangi taraf kazandı yada kazanan oldu mu?

Şimdengerü ne olacak? 1982 ve 1961 Darbe Anayasalarını hatta 1924’teki Kurucu Anayasayı aştık, 1921 Savaş Anayasasına ulaştık. Yalnız bir farkla; onda TBMM Hükümeti sistemi vardı, bunda CB Hükümeti sistemi.

Devleti yönetme makamında - mevkiinde kim var kim yoksa bütün sorumluluklarını gayri tek kişinin sırtına attılar. Onlarca kişi ve kurum yetkisini bir kişiye verirseniz aslında ihaleyi de ona çıkaracaksınız demektir.

Hani “omuzlar çok olunca yük hafifler”di? Hani “bir elin nesi var, iki elin sesi var”dı?

19Nis/170

Abdullah YÜCE Bestekar, Yorumcu – Mustafa ENÜL

a1

18Nis/170

ADİL DEĞİL, DÜRÜST OLMAYABİLİR AMA “MEŞRU” – Ruhittin SÖNMEZ

r sönmezADİL DEĞİL, DÜRÜST OLMAYABİLİR AMA “MEŞRU” -Ruhittin SÖNMEZ

16 Nisan’da yapılan halkoylamasının ADİL olmadığı konusunda hemen herkes mutabık. DÜRÜST olmadığına dair geniş bir kanaat var. Fakat “evet” cephesi tereddütsüz “MEŞRU” kabul ediyor.

Geçen haftaki yazımda fiili durumu yani siyasetin hukuk sistemi üzerindeki hâkimiyetini ve YSK kararlarının bağlayıcılığını hesap ederek “referandumun iptali” gibi bir sonuca ulaşılabileceğini öngörmediğimi ifade ettim.

Ancak sadece tarihe not düşmek gibi bir sonucu olsa da, CHP’nin hukuk zeminindeki itirazlarını önemli ve değerli buluyorum.

“Evet” kampanyasının OHAL yetkileri, devlet imkânları kullanılarak, baskı yapılarak, orantısız bir güç kullanımı ile yapılmasına hiç kimse adil diyemez. Ben de referandum kampanyasının asla adil olmadığına inanıyorum. YSK kararını da hukuki bulmuyorum.

Üstelik oy verme ve sayma işlemlerinin dürüst olmadığına dair kuvvetli şüpheler var. Bu şüpheler ortadan kaldırılmadıkça referandum sunucunun meşruiyetinin şaibeli olacağından endişe ediyorum.

Çünkü şaibeli seçimler (mesela 1946 seçimleri) millet hafızasında silinmeyen travmatik izler bırakır. Dileğim şaibe iddialarını oluşturan bütün şüphelerin bertaraf edilmesidir.

17Nis/170

Ziya TAŞKENT Ses Sanatçısı, Bestekar, Koro Yönetmeni – Mustafa ENÜL

a5

15Nis/170

16 NİSAN ve TÜRKİYE EKONOMİSİ – Savaş YILDIZ

16 NİSAN ve TÜRKİYE EKONOMİSİ - Savaş YILDIZ

IMG_222216 NİSAN ve TÜRKİYE EKONOMİSİ - Savaş YILDIZ Bağımsız Denetçi

Piyasalar, 16.04.2017  tarihine endekslenmiş durumda. Referandum dan “EVET” çıkacağı beklentisi  ile ekonomik  durumda  düzelme olacağı yönünde iyimser beklentiler var. Bu beklentilerin ne kadar gerçekçi olduğunu sorgulamak gerekir.

15 Temmuz’daki başarısız darbe girişiminin olumsuz etkileriyle yurt içinde ekonomik aktivite önemli ölçüde baskı altında kalmıştır. Bu dönemde kamu sektörünün büyümeyi destekleyici yönde attığı adımlar ekonomik faaliyetlerde ki daralmayı sınırlandırmıştır. Yılın son çeyreğinde ise öncü veriler ekonomik aktivitede kısmi bir toparlanmaya işaret etmektedir. Kamu kesiminin bu dönemde de ekonomiye sağladığı desteğini sürdürdüğü izlenmektedir.

İşsizlik 7 yılın Zirvesine Çıktı !

İşsizlik oranı 2016 yılı Aralık döneminde %12,7 oldu. 2016 yılında işgücü piyasası 2008’den

bu yana en kötü performansını sergilemiştir. Aralık / 2016 dönemine ilişkin işgücü istatistiklerine göre işsizlik oranı yıllık bazda 1,9 puan artarak %12,7 ile yaklaşık 7 yılın en yüksek seviyesine çıkmıştır. Aralık 2016’da bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla 4,8 puan artan genç nüfustaki işsizlik oranının %24 düzeyine ulaşması da öne çıkan bir gelişme olmuştur.

13Nis/170

Hayır Beyler, Hayır… Hayır. / Ozan Arif

images

Hayır Beyler, Hayır... Hayır. / Ozan Arif

Hiç sabrımı zorlamayın,
Hayır Beyler, Hayır... Hayır.
Çamur atıp horlamayın,
Hayır Beyler, Hayır... Hayır...

Benim şerle işim olmaz,
Şer diyeni kafam almaz,
Hayr‘a giden yolda kalmaz!
Hayır Beyler, Hayır... Hayır...

Siz hayıra çatsanız da,
Terörle bir tutsanız da,
Kıçınızı yırtsanız da,
Hayır Beyler, Hayır... Hayır...

12Nis/170

“HER ŞEY BİR RED İLE BAŞLIYOR GÜLÜM” – Süleyman PEKİN

“HER ŞEY BİR RED İLE BAŞLIYOR GÜLÜM” – Süleyman PEKİN

25 yıldır kamuda, 15 yıl sendikalarda görev yaptım. Son 20 yılda en az 10 adet STK’nın kuruluşunda inisiyatif kullandım. 30 yıldır hem tarihçilik hem de ülkücülük yolunda kendimi geliştirmeye çalıştım. 34 yıldır da kesintisiz Müslüm dinlerim.

Son 10 yılda köşe yazarı olarak 500’e yakın yazı yazmışım. Tarih, dış politika ve edebiyat alanında yarım düzine yayınlanmış, onun yarısı kadar da yayınlanmaya hazır kitabım var. Sosyal medya sayfamda “Yazdıklarım yaşadıklarımın bordrosudur” ifadesi bulunmakta. Yazmak bende geleceğin izdüşümüdür. Kıbrıs, Davos, Ergenekon, Çözüm, Habur, Akdamar, Dersim, K.Irak, Mısır, Libya, Suriye vs. konularda yazdıklarımız yerli yerinde duruyor ve neden sonra haklılığı tescilleniyor.

Ergenekon Kumpasında yandaş sendika “Kılavuzu Necip Fazıl Olanın..” ve “Sevgiler Sevgi Hanım” yazımı ikna odalarındaki üye devşirme seanslarında kullanıyordu. Duydum ki Necip Fazıllı olanı gene kullanmaya başlamışlar ama Sevgi Erenerollu yazıyı es geçiyorlarmış.

Zaten Özsar’daki Âkiller Toplantısı’nda “Türkiye’de Türk Yoktur” tezini işleyenler 7 Haziran Seçimleri sonrasında birden profillerine Türk Bayrağı, ağızlarına da “Şehitler Ölmez, Vatan Bölünmez!” sloganlarını doldurmuşlardı. Aslında Referandum’un yersizliği ve yanlışlığı üzerinde fikirlerimi paylaşmıştım. Fakat son düzlükte iş tamamen takım taraftarlığına döndüğü için kimse satır aralarına bakmıyor veyahut okuduğunu anlamıyor.

12Nis/170

Erkan OCAKLI Türk Halk Müziği Sanatçısı, Bestekar, Yorumcu, Yönetmen – Mustafa ENÜL

a

11Nis/170

Şarkılı, fıkralı, esprili bir İlhan Kesici akşamı – M. Tanzer ÜNAL

IMG_8705

11Nis/170

ADİL VE DÜRÜST OLMASA DA… / Ruhittin SÖNMEZ

r sönmezADİL VE DÜRÜST OLMASA DA… / Ruhittin SÖNMEZ

Beş gün sonra, 16 Nisanda yapılacak halk oylaması kampanyalarının adil olmadığını biliyoruz. Ama inşallah oy kullanma, sayma ve tasnif işleri dürüst olur da, adaletsizliğin zararını kısmen telafi etmek mümkün olabilir.

Ben bu süreçte “adil ve dürüst olmayan seçimlerle kitlelerine yanıltılabileceği ve bunun o millet için felaketle sonuçlanabileceği” fikrimi paylaşmaya çalıştım.

Çünkü seçimlerin yapılmasının sebebi “çoğunluğun yanılmayacağı” varsayımına dayanır. Ancak uygulama farklı olabiliyor. Yakın tarihin önemli figürlerinden Hitler’den, Saddam’a, Esad’a, Kaddafi’ye ve Asya'daki, Afrika'daki diğer diktatörlerin çoğunun adil ve dürüst olmayan seçimlerle geldiklerini ve bir daha da seçimle götürülemediklerini biliyoruz.

Evet” kampanyasını yürüten Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’nin devlet gücü ve imkanlarını hoyratça kullanması, buna karşılık “hayır” kampanyasını yürütenlerin tamamen gönüllülük esasına göre yaptığı kampanyalar söz konusu.

Adalet, hakkaniyet, demokrasi, hak, hukuk, kul hakkı gibi bütün değerler tepetaklak edildi.

Ama sonuçta propaganda gücü bakımında yüzde 95 evetçiler üstün.

Devlet imkanları ve gücünün abartılı istismarı o kadar ileri boyutta ki ezici propaganda gücü ters tepebilir.

Biliyorum bu dönemde de “Hak dururken güce tapanlar” olacaktır.

Fakat insanların içine yaratıcının koyduğu “adalet ve vicdan duygusu” harekete geçerse maneviyatın sillesinin sedası pek bir güçlü çıkabilir. Maddi gücün hezimeti ile karşılaşabiliriz.

Bu benim hem temennim ve hem de tahminim.

10Nis/170

16 NİSAN’DA NİÇİN “HAYIR”? – Dr. Sakin ÖNER

sakin öner16 NİSAN’DA NİÇİN “HAYIR”? - Dr. Sakin ÖNER

16 Nisan’da yapılacak Anayasa Referandumu;

- Cumhurbaşkanlığı seçimi değildir.

- Milletvekili genel seçimi değildir.

- Belediye Başkanlığı seçimi değildir.

- Bu referandumun mevcut Cumhurbaşkanı, hükümet ve iktidar partisi ile değil, ülkenin gelecek on yılları, yani istikbaliyle ilgisi vardır. Konu partiler ve siyaset üstüdür.

9Nis/170

BÜYÜK AMERİKAN PROJESİNDE (BOP) SON OYUN: ANTİDEMOKRATİK TÜRKİYE VE BAŞKANLIK SİSTEMİ – Prof.Dr. İbrahim ÖZTEK

BÜYÜK AMERİKAN PROJESİNDE (BOP) SON OYUN:

ANTİDEMOKRATİK TÜRKİYE VE BAŞKANLIK SİSTEMİ - Prof.Dr. İbrahim ÖZTEK Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Başkanı

3 HARİTA: Bu haritaların anlamını artık herkes biliyor.

Birincisi; Amerika’nın Orta Doğuda kurduğu BOP uygulama haritası.

Orta_Doğu_Projesi_Genişletilmiş_Çalışma_Alanı[1]  

6Nis/170

Bu deli saçması Anayasa projesi kimin? – Arslan BULUT

arslan bulutBu deli saçması Anayasa projesi kimin? – Arslan BULUT

AKP'nin bir ABD projesi olarak siyasi hayata atıldığı bütün dünyada ve Türkiye'de bilinmektedir. Hatta ABD, 1997 yılının haziran ayında, AKP iktidarının açılım söylemi ile bire bir örtüşen bir Türkiye raporu hazırlatmıştı. Graham Fuller ve Henri Barkey imzasını taşıyan raporda, "Bir değişim gerçekleştirmek için sivil politik liderler çok zayıf. Türkiye'de bu sorunu askeri olmayan yöntemle çözme cesaretini gösterecek lider yok" deniyor ve cesur bir lider bulunması gerektiği işleniyordu.

Aslında 2001 yılında Tayyip Erdoğan'a ABD'den gönderilen gizli belgede de "Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve millî hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır" deniliyordu. Yani Büyük Kürdistan projesi için öncelikle Türkiye'nin Güneydoğu'ya özerklik vermeye mecbur edilmesi öngörülüyordu.

4Nis/170

İLHAN KESİCİ İZMİT’E GELİYOR – Av. Ruhittin SÖNMEZ

r sönmezİLHAN KESİCİ İZMİT’E GELİYOR - Av. Ruhittin SÖNMEZ

Kocaeli Aydınlar Ocağı Nisan ayı toplantısının misafiri İstanbul Milletvekili İlhan Kesici. 7 Nisan Cuma akşamı Otel Asya’da yapılacak programda İlhan Kesici “2017 ve Sonrası Ekonomik ve Siyasi Gelişmeler” konulu bir konferans verecek.

16 Nisan’da yapılacak referandumdan dokuz gün öncesine denk gelen zamanlama ve konuşmacının özellikleri dikkate alınınca bu tercihimizi manidar bulanlar olacaktır.

Bu konferansın referandum sürecinde en az durulan ve fakat insanlarımızın hayatını doğrudan etkileyecek “ekonomi” ile referandum tercihimiz arasındaki ilişkiyi konu alması önemli.

AKP’nin “evet” kampanyasında “daha güçlü bir ekonomi” ve “daha fazla refah” için “evet” denilmesi gerektiği propaganda ediliyor. Bu nasıl olacak ve bugüne kadar gerçekleşmeyen ekonomik başarılar “partili cumhurbaşkanlığı” sisteminde hangi mekanizmayla sağlanacak belli değil. Buna rağmen “algı operasyonu” olarak bu temalar kullanılmakta.

Hayır” kampanyası yürüten CHP bütün etkili hatiplerini sahaya sürmüş durumda. Diğer hatipler de kısmen ekonomiden bahsediyor ama İlhan Kesici ekonomiyi herkesin anlayabileceği bir tarzda, güler yüzlü bir üslupla anlatabilmesi açısından öne çıkıyor.