16 NİSAN ve TÜRKİYE EKONOMİSİ – Savaş YILDIZ
16 NİSAN ve TÜRKİYE EKONOMİSİ - Savaş YILDIZ
16 NİSAN ve TÜRKİYE EKONOMİSİ - Savaş YILDIZ Bağımsız Denetçi
Piyasalar, 16.04.2017 tarihine endekslenmiş durumda. Referandum dan “EVET” çıkacağı beklentisi ile ekonomik durumda düzelme olacağı yönünde iyimser beklentiler var. Bu beklentilerin ne kadar gerçekçi olduğunu sorgulamak gerekir.
15 Temmuz’daki başarısız darbe girişiminin olumsuz etkileriyle yurt içinde ekonomik aktivite önemli ölçüde baskı altında kalmıştır. Bu dönemde kamu sektörünün büyümeyi destekleyici yönde attığı adımlar ekonomik faaliyetlerde ki daralmayı sınırlandırmıştır. Yılın son çeyreğinde ise öncü veriler ekonomik aktivitede kısmi bir toparlanmaya işaret etmektedir. Kamu kesiminin bu dönemde de ekonomiye sağladığı desteğini sürdürdüğü izlenmektedir.
İşsizlik 7 yılın Zirvesine Çıktı !
İşsizlik oranı 2016 yılı Aralık döneminde %12,7 oldu. 2016 yılında işgücü piyasası 2008’den
bu yana en kötü performansını sergilemiştir. Aralık / 2016 dönemine ilişkin işgücü istatistiklerine göre işsizlik oranı yıllık bazda 1,9 puan artarak %12,7 ile yaklaşık 7 yılın en yüksek seviyesine çıkmıştır. Aralık 2016’da bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla 4,8 puan artan genç nüfustaki işsizlik oranının %24 düzeyine ulaşması da öne çıkan bir gelişme olmuştur.
Enflasyon 9 yılın Zirvesine Çıktı !
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Mart ayı verilerine göre, enflasyon Ekim 2008’den beri en yüksek seviye olan yüzde 11.29’a yükseldi.
Türkiye’de enflasyon Mart ayında beklentilerin üzerinde artarak neredeyse 9 yılın zirvesine çıktı. Mart ayı fiyat artışları beklentilerin üzerinde gerçekleşti.
Mart ayında üretici fiyatlarının % 1.04, tüketici fiyatlarının % 1.02 oranında artması, Yılın ilk 3 ayında üretici fiyatlarının % 6.38, tüketici fiyatlarının % 9.34 artması, Yıllık fiyat artışının, üretici fiyatlarında % 16.09, tüketici fiyatlarında % 12.53 oranında artış göstermesi, yüksek bir fiyat artışıdır. Yurt içi üretici fiyatlarında % 16.09 oranındaki yıllık yükseliş, büyük bir yükseliş. Bu yükselişin zamanla tüketici fiyatlarına yansıyacak. Tüketici fiyatlarındaki yıllık artış şimdilik % 11.29 oranında.
Tüketici fiyatları enflasyonu Mart ayında giyim ve gıda fiyatlarındaki artışla beklentilerin üzerinde yükselerek yaklaşık 9 yılın zirvesine çıktı. Yılın ilk 3 ayında ulaştırma fiyatları % 6.74 oranında yükseldi. Yıllık artış % 17.69 oldu. Enflasyon zamları ile meydana gelen fiyat artışları, dar ve sabit gelir düzeyine sahip halkın gelirindeki artışın üzerine çıkmış durumda. Bu durumun, dar ve sabit gelirli kesimde alım gücünün erimesine, yaşam düzeyinin gerilemesine yol açtığı başka bir deyişle fakir halkın daha da fakirleştiğinin göstergesidir.
Ekonomistler TL’nin performansının para politikasına yön vereceği görüşünde.
Kasım’daki toplantısında Ocak 2014’ten bu yana ilk kez politika faizini artıran TCMB, Aralık ayı toplantısında faiz oranlarında değişiklik yapmamıştır.
TCMB Ocak ayından beri uyguladığı likidite politikalarıyla ortalama fonlama faizini 300 baz puan arttırdı. 2017 yılında en fazla değer kaybına uğrayan gelişmekte olan ülke para birimlerinden biri olan TL, son günlerde dolara karşı değer kazanarak kayıplarının bir kısmını geri almıştı.
TL’nin performansı etkili olacak
Ekonomistler TL’nin referandum sonrası performansının TCMB’nin 26 Nisan’da yapılacak Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısındaki kararına yön vereceğini söyledi.
Londra merkezli Nomura’dan ekonomist İnan Demir “Enflasyonun baz etkisi nedeniyle önümüzdeki dönemde yükselmeye devam etmesini bekliyoruz. Ancak 26 Nisan’daki PPK toplantısında enflasyon görünümü değil, referandum sonrası TL’nin performansı etkili olacak. TL sabit kalırsa, PPK’nın enflasyonun zirve yapacağı beklentisiyle faizleri sabit tutmasını bekliyoruz” dedi. (http://www.dw.com/tr/enflasyon-85-yılın-zirvesinde/a-38265913)
Sonuç olarak ; 2017 yılında, yüksek çıkan üretici fiyatları endeksindeki yüksek değerler, enflasyonun yüksek seyredeceğinin yani gelecek zamların göstergesi olmaktadır. Gıda, tekstil, ulaşım da meydana gelen fiyat artışlarının halkın cebindeki parayı erittiği dolayısıyla fakir halkın daha da fakirleştirdiği yüksek enflasyonun sonuçlarındandır. Diğer taraftan, genç nüfustaki işsizlik oranının yüksek olması da önemli bir sorun olmaya devam etmektedir.
Siyasi otorite, ekonomiyi canlı tutmak için çeşitli teşvikler ve vergi afları ihdas ederek, bütçe içi ve dışı harcamalarda ve kamu bankaları kredilerinde artışa giderek ekonomideki sorunları aşmaya çalışmaktadır.
Hal böyle iken, 16 Nisan da sandıktan “EVET” çıkarsa, Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan’ın elinde 17 Nisan da mevcut ekonomik durumu tersine çevirecek, sihirli bir sopasının olmadığı kuşkusuzdur.
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.