
MENBİÇ VE KANDİL İÇİN GİDİŞAT ANALİZİ – Süleyman PEKİN
MENBİÇ VE KANDİL İÇİN GİDİŞAT ANALİZİ – Süleyman PEKİN
Dış politika iç politikadan öce gelir. Ve asıl itibar saray - şatafat değil ordaki başarıdır.
Cumhuriyet’i kuran kadro Osmanlı’nın yükseliş devrinden bu yana en başarılısıdır. Bilhassa 1938’e kadarki Atatürk öncüllüğü, çamura saplandıkça ilkelerinin kıymetini idrâke başladığımız bir özgünlüktedir.
2002’ye kadarki sağ’lı – sol’lu ve bazen koalisyonlu Hükümetler, kurucu iradenin ilkeselliğinde idare-i maslahatla yılları desteleyip durdular; ne ileri, ne geri.
Yıl olarak M.Kemal Atatürk’ten daha fazla ülkeyi yönetme imkanı bulan Adalet - Kalkınma yada R.Tayyip Erdoğan Hükümetleri “Tezkere” ve “Çuval”la başladığı Küresel Güçlerin idaresine maslahat eden dış politikayı ancak bir düzine yıldan sonra terk edebilmiştir.
GEBZE SIĞIRLIK YÖRÜK OBASI VE MANDIRASI – Dr. H. İbrahim KAHRAMAN
GEBZE SIĞIRLIK YÖRÜK OBASI VE MANDIRASI - Dr.H.İbrahim KAHRAMAN
Kent konseylerinin kuruluş amacı şehir halkının ortaya çıkan muhtelif sorunlarını, şehirdeki sivil toplum kuruluşları paydaşında ve kendi alt komisyonlarının çalışmaları sonucundaki çözüm önerileri ile ilgililerin dikkatini çekip bilgilenmelerini sağlayarak düzeltilmelere katkı sağlamaktır. İleri demokrasilerde olan ve yönetişim denilen bu tarzda, seçilmiş idareciler yönettikleri halk ile daha yoğun bir iletişim içine girmekte, böylece memnuniyet oranı daha yüksek bir idareciliğin ortaya çıkması hedeflenmektedir.
PARALARINDAN BAŞKA HİÇBİR ŞEYLERİ YOK – Av. Ruhittin SÖNMEZ
PARALARINDAN BAŞKA HİÇBİR ŞEYLERİ YOK – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Hani bizim şeker fabrikalarımız vardı. Cumhuriyetin ilk yatırımlarındandı. Ürettiği şeker pancardan üretilirdi, en zararsız şekerdi. Bizim işçimiz çalışır, pancarını bizim köylümüz üretirdi. Binlerce işçimiz ve köylümüz için geçim kaynağıydı. Pancar üreticisine, melasçıya, süt üreticisine, damızlık sığır yetiştiricisine ekmek kapısıydı.
Onları insan sağlığına zararlı mısır şurubu üreticisi ve Türkiye’nin şeker piyasasını ele geçirmeye çalışan Cargill şirketinin raporuna ve ABD Başkan yardımcısının ricasına dayanarak sattılar. Bir KHK ile de Şeker Kurumunu kapattılar.
İnsanlarımızın sağlığını, geçim kaynağını hiçe saydılar. Bu 11 şeker fabrikamızı içindeki stoklarıyla, alacaklarıyla, arsalarıyla birlikte 4,5 milyar liraya sattılar.
‘AK GÜLLER, KARA GÜLLER’, DİNÎ TEŞEKKÜLLER – Süleyman PEKİN
‘AK GÜLLER, KARA GÜLLER’, DİNÎ TEŞEKKÜLLER – Süleyman PEKİN
“Müslüman, İslam’ı öyle canlı ve diri yaşa ki seni öldürmeye gelen de sende dirilsin!”
Bir zamanlar Diriliş Partimiz bile vardı. Ve şiir geceleri ‘Zambaklar en kuytu yerlerde açar’la başlardı.[1] Gözyaşı Geceleri, talebe hizmetleri ve imanî sohbetlerle aydınlanırdı akşamlar. Amatör radyolar, amatör ama Allah rızasını dilinden düşürmeyen Müslümanlar.
Müslüman çalmazdı.
Müslüman kandırmazdı.
Müslüman hile yapmazdı.
Bu geniş zaman kipleri içinde birinci tekil şahıslar azdı. Dervişe, sofiye, ihvana, imam - hatipliye; kasayı, makamı, devleti teslim edecektiniz iş bitecekti. Beş’e beş kattın mı Müslümanın karesiydin, bir yere müntesipsen küp.
Yeni Bir İslam Medeniyeti İçin Maturidi ve Maturidiliğin Önemi – 2 / Prof.Dr. Hasan ONAT
Yeni Bir İslam Medeniyeti İçin Maturidi ve Maturidiliğin Önemi – 2 / Prof.Dr. Hasan ONAT
Niçin Maturidi ve Maturidilik?
Yeni bir medeniyet tasavvuru için Maturidi ve Maturidi düşünce ideal bir başlangıç noktasıdır.
Ayna – Yılmaz ÖZDİL
Asrın liderimiz Mersin'de şehir hastanesi açılışında konuşuyordu. “Eyyy kardeşlerim eski Türkiye'nin eski sağlık sistemine evet mi diyorsunuz, hayır mı diyorsunuz?” diye sordu. “Eveeett” dediler. Tekrar sordu, o sisteme evet mi diyorsunuz, hayır mı diyorsunuz? Bu defa “hayırrr” diye bağırdılar. Asrın liderimiz rahatladı, “olay bu kadar basit” dedi. Sonra da işi sağlama bağlamak için tekrar sordu, o sağlık düzenine evet mi diyorsunuz, hayır mı diyorsunuz? Gene “eveeetttt” diye bağırdılar iyi mi! Asrın liderimiz “karıştırıyorsunuz” dedi, kafalar allak bullak olduğu için tekrar sormadı artık.
Yeni Bir İslam Medeniyeti İçin Maturidi ve Maturidiliğin Önemi – 1 / Prof.Dr. Hasan ONAT
Yeni Bir İslam Medeniyeti İçin Maturidi ve Maturidiliğin Önemi – 1 / Prof.Dr. Hasan ONAT
“İnsan şunu da bilir ki kendisine düşünmemeyi telkin eden his şeytani vesveseden başka bir şey değildir; çünkü böyle bir davranış ancak şeytanın işi olabilir, amacı da kişiyi aklının ürününü toplamaktan alıkoymak, fırsatları değerlendirmesine ve arzusuna ulaşmasına vesile olan bu ilahi emaneti kullanmak konusunda onu korkutmaktır.” Maturidi, Kitabu’t-Tevhid, 172
KADINLAR VE GENÇLERİN TERCİHİ – Ruhittin SÖNMEZ
KADINLAR VE GENÇLERİN TERCİHİ – Ruhittin SÖNMEZ
24 Haziranda yapılacak seçimlerin en belirleyici kesimi kadınlar ve gençler olacak.
Bu bilgiyi sadece anket firmalarının değerlendirmelerine dayanarak değil, seçimler için yaptığımız saha çalışmalarındaki gözlemlerimize dayanarak da paylaşıyorum.
Çalışmalarımız sırasında görüştüğümüz kadınlar ve 30 yaş altındaki gençler arasında Meral Akşener ve İYİ Parti’yi destekleyeceklerini açıklayanların oranı üçte iki mertebesinde.
“Ben bilmem eşim bilir” diye cevap veren veya erkeklerle konuşmaktan kaçınan kadınlarımız da var. Bunlar oransal olarak azınlıktalar. Böyle olan kadınlarımızın tercihini öğrenmemiz mümkün olmuyor.
Ancak genel olarak, kadınlarımızın, bireysel tercihlerini açıklama konusunda, erkeklerden daha cesur olduğunu görüyorum.
ALİ KOÇ BAŞKAN DA KİM ŞAMPİYON? – Süleyman PEKİN
ALİ KOÇ BAŞKAN DA KİM ŞAMPİYON? – Süleyman PEKİN
Bir: Sermaye şampiyon. Genelkurmay ihalelerini bile alan bir işadamı - müteahhit gitti, Türkiye’nin en büyük iş ailesinin bir ferdi geldi. Sorarsan Fenerbostanlılar pek mesrur. Hatta muhalefetün li’l-havadis takımı “20 yıllık Başkan gitti, sıra 16 yıllık olanda” havalarında.
Fenerbahçe Cumhuriyeti diyorlar ya bende ciddiye alıp soruyorum: Habu kulübe FB’li bir fabrika işçisinin yada FB’li bir Bağ-Kur emeklisinin veyahut FB’li bir kamu çalışanının başkan olma olanağı var mı? Yani emeği, alınteri ve az ama helal kazancıyla birinin seçilme ihtimali yüzde kaçtır?
İki: Taraftar şampiyon yancısı. Biliyor ki bir paralı adamdan daha büyük paralı adama geçerken o paranın takıma yada kendisine yansıyıp nasipdar olma düşüncesinde. Yoksa eli cebinde çömez Başkana eskisini (efsane başkan) 4’e katlatarak niye harcatsın?
ERMENİSTAN’IN YENİ BAŞBAKANI PAŞİNYAN NE YAPMAK İSTİYOR? ERMENİSTANDA ABD VE SOROS DÖNEMİ Mİ? – Prof.Dr. İbrahim ÖZTEK
ERMENİSTAN’IN YENİ BAŞBAKANI PAŞİNYAN NE YAPMAK İSTİYOR?
ERMENİSTANDA ABD VE SOROS DÖNEMİ Mİ? - Prof.Dr. İbrahim ÖZTEK / Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Başkanı
DEĞİŞİMİN STATÜKOYA GALİBİYETİ – Av. Ruhittin SÖNMEZ
DEĞİŞİMİN STATÜKOYA GALİBİYETİ – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Hafta sonu yapılan Fenerbahçe kongresinde, 20 yıldan beri başkanlık yapan, Aziz Yıldırım devrildi. Oyların yüzde 78’ini alan Ali Koç başkan seçildi.
20 yıllık başkanlığı döneminde Fenerbahçe tarihine geçecek önemli işler yapan Aziz Yıldırım neden devrildi?
Bunca yeteneğine ve bunca yıllık birikimine rağmen ustalık döneminde neden böyle ağır bir yenilgi aldı?
İki adayın özelliklerini inceleyerek bu soruya cevap arayalım.
Kudüs, Kudüs, Diyoruz Ama! Ne Kadar Biliyoruz? – Dr. H. İbrahim KAHRAMAN
Kudüs, Kudüs, Diyoruz Ama! Ne Kadar Biliyoruz? - Dr. H. İbrahim KAHRAMAN
Son günlerde özellikle Cuma namazları sonrası Kudüs’le ilgili etkinlikler sebebiyle genel bir değerlendirme yazısı yazmak istedim. Bu tarihi şehri 1998’de gezip görmüş ve çok faydalı bilgilere sahip olmuştum. Kudüs Şehri İbranice Yeruşalem, İngilizce Jeruşalem adları ile bilinir ve bunlar dostluk şehri manasındadır. Burası Hz.İbrahim’in de yaşadığı ve üç büyük dince önemli tarihi bilgi ve hatıralara sahip ortadoğunun en eski yerleşim yerlerinden biridir.
TOLSTOY’UN BİSİKLETİ VEYA HİÇBİR YAŞ GEÇ DEĞİL – Fazlı KÖKSAL
TOLSTOY’UN BİSİKLETİ VEYA HİÇBİR YAŞ GEÇ DEĞİL – Fazlı KÖKSAL
Bazı insanlar görüyorum, yaşları ilerledikçe hayata küsüyorlar… Evden çıkmıyor, televizyon karşısında vakit geçiriyorlar… Herhangi bir uğraşları yok… Adeta ölümü bekliyorlar…
Aslında ölüm, yaşam enerjimiz bittiğinde, yaşama isteğimiz kaybolduğunda gerçekleşiyor…
Oysa hiçbir yaş, yaşamak için, üretmek için geç değil.
KARANLIĞA KURŞUN SIKILIR MI? – Doç.Dr. Süleyman COŞKUNER
KARANLIĞA KURŞUN SIKILIR MI? - Doç.Dr. Süleyman COŞKUNER
Sıkıldığı yerler vardır, sıkılmadığı yerler vardır. Öncelikle kurşun hedefini vurmak üzere sıkılır. Hedefini vuramayan kurşunlar, kelimenin tam anlamıyla maddi ve manevi anlamda israftır. Kahramanlarımızın terörle mücadelelerinde gece gündüz demeden, mağaralarda gizlenmiş hainlere karşı, hedef yeterince küçültülüp, tortop edildikten sonra karanlığın ciğerine ciğerine kurşun elbette sıkılır.
Deli cesareti veya kör cesaretle karanlığa kurşun sıkmak, bazen faydadan çok zarar da getirebilir. Amaçsız rastgele bol miktarda karanlığa sıkılan kurşun, korkaklık emaresi de olabilir. Önceden gizlenmiş düşmanın yeri tam belli olmadan karanlığa kurşun sıkıldığı zaman, en büyük risk; düşman ilk kurşunlarla vurulamamış ise, kurşun izlerinden yerimiz belli olacak ve ani bir geri taarruzla kendimiz vurulabileceğiz.
Akça Koca Kültür Platformu’nun Özbekistan Seyahati (3) – Musa ORDU
Akça Koca Kültür Platformu’nun Özbekistan Seyahati (3) – Musa ORDU
Bundan önceki yazımda Semerkant da ki, ziyaretlerimizi tamamladıktan sonra, 03 Mayıs 2018 Perşembe günü saat 21.oo de Buhara’ya gitmek üzere hareket ettiğimizden bahsetmiştim.
Semerkant’tan saat 21.oo de hareket eden hızlı tren bir saat kırk dakikalık bir yolculuktan sonra 22.40 da Buhara’ya vasıl oldu. Semerkant ile Buhara arasındaki mesafe yaklaşık 400 km imiş. Yolculuğumuz çok rahat geçti diyebilirim. Hiç sıkılmadan Buhara’ya geldik. İstasyona gelince bizi beklemekte olan VİZYON TURİZM’e ait arabaya binerek kalacağımız otele geldik. Otelin ismi Asia Hotel Buhara idi. Otel şehrin merkezi bir yerinde olup, tarihi bir yapıya sahipti. Anahtarları aldıktan sonra bize tahsis edilen odalarımıza çıkıp istirahate çekildik. Sabah kahvaltısından sonra Buhara’yı gezmek üzere, saat 9.oo da otelden ayrıldık.
MİLLETİN TABULARI, TABASBUSLARI – Süleyman PEKİN
MİLLETİN TABULARI, TABASBUSLARI – Süleyman PEKİN
Tabu tanrı parçacığı(!)dır. Put’un post-modern halidir. Batı dillerinden bize gelse de işin temelinde Asyatik alışkanlıklar var.
Kutsal sayılan bazı insanlara-hayvanlara-nesnelere dokunulmasını yasaklayan, aksi takdirde zararı dokunacağı sanılan, korkuyla karışık saygı duyulan, eleştirilmesi ve değiştirilmesi imkânsız olan manalarında..
TDK tabuya “kutyasak” diye Türkçe bir karşılık bulmuş ve “kutgüç ile yüklü oldukları düşünülen insan-hayvan-nesne” şeklinde açıklamakta. Tabasbus ise yardakçılık, yaltaklanma veya alçakça yalvarma..
“Bir nân için eyleme dûna tabasbus / Bir zerresi varsa midende eğer hemen kus!” demiş ya Ferit Kam; ‘Ekmek için alçağa yaltaklanmayasın, midende kırıntısı bile varsa kusasın’.
BU DA NEREDEN ÇIKTI?. – Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
BU DA NEREDEN ÇIKTI?. - Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
Cağaloğlu’nda Beyan Yayınları her Cumartesi öğleden sonra İstanbul’un aydınlarıyla bir konuyu gündeme taşır ve tartışır. Ancak önce çiğköfte ve çay ikramı yapılır, düşün ziyafeti daha sonra. Yurt içinden ve dışından konuklar da katılır zaman zaman. Oturum yönetici de umumiyetle yazar, fikir adamı Bayram Karaçor’dur. İsteyen herkese söz hakkı verir, konuşmacı eteğindeki taşları döker. Sanıyorum gündemdeki her tema bu toplantıda görüşüldü. Bir defasında gençlerimizin de bulunduğu sohbette ferasetli bir arkadaşımız “deizmi” tartışalım diye teklif etti. Bu ismi ilk defa duyan dostlarımız da vardı. Kabul edildi. Altı ay sonra önemine binaen yeniden bir kere daha müzakere ettik bu konuyu. Toplantıda büyük bir alaka gördü ve görüşler dile getirildi.
FETİH, FATİH ve BİZ – Fazlı KÖKSAL
FETİH, FATİH ve BİZ – Fazlı KÖKSAL
Bugün 29 Mayıs…
İstanbul’un fethinin 565. Yıl dönümü…
CÜZDANA BAKIYOR ZEKÂTA MUHTAÇ – Ruhittin SÖNMEZ
CÜZDANA BAKIYOR ZEKÂTA MUHTAÇ - Ruhittin SÖNMEZ
İlhan Kesici hem iyi bir ekonomi uzmanı ve hem de Anadolu kültürü ile batı ilmini harmanlamış seçkin bir Türk aydınıdır. O en teknik ekonomi konularını bile halkın anlayabileceği bir üslupla, fıkralarla süsleyerek anlatmayı sever.
7 Nisan 2017’de Kocaeli Aydınlar Ocağımızda verdiği konferansı sırasında ekonominin durumunu bir fıkra ile anlatmıştı:
Erzurumlu bir esnaf “hesabı kitabı denkleştireyim, bir hacca gideyim” diye niyetlenir. Önce mali durumunun hac masraflarını karşılamaya yetip yetmeyeceğini öğrenmek için muhasebecisine hesapları gözden geçirmesini söyler. Muhasebeci hesaplarını yapar, esnafın “mali durumunun gayet iyi olduğunu, hac masraflarının kendisine fazla bir yük oluşturmayacağını” kendisine anlatır.
Fakat adam bir de kendi cüzdanına, yani elinde mevcut olan harcanabilir maddi varlıklarına bakar. Ve kendi kendine şöyle söylenir:
“Hesaba bakırem hac lazım olmuş, cüzdana bakırem zekâta muhtaç.”
Akça Koca Kültür Platformu’nun Özbekistan Seyahati (2) – Musa ORDU
Akça Koca Kültür Platformu’nun Özbekistan Seyahati (2) – Musa ORDU
Bundan önceki yazımızın birinci kısmında, seyahatin birinci günüEmir Timur’un Türbesini ziyaret ettiğimizden bahsetmiştim. Bu ziyarete kaldığımız yerden devam ediyorum.
Türbeyi gezerken rehberimiz bize duvarda asılı bulunan bir harita gösterdi. Bu haritada Timur’un nereleri fethederek ülkesine katacağı gösteriliyordu. Bu haritaya göre bütün Anadolu dahil Osmanlı toprakları İstanbul’a kadarTimur İmparatorluğu’nun sınırları içerisinde gösteriliyordu. Buradan şu anlaşılıyor ki, Şayet Timur’un ömrü yetseymiş demek ki, İstanbul’la kadar gelecekmiş. Tabii ki, Allah’ın takdiri olarak iyi ki, ömrü vefa etmemiş. Bu vesile ile şu hususu ifade edeyim ki, Yıldırım Bayezid Han ile Timur’unAnkara Savaşından sonra Osmanlı içerisinde büyük karışıklıklar meydana gelmiş, bunun neticesi olarak da Osmanlı Cihan İmparatorluğunun kurulmasının en az 50 sene gecikmiş olduğu bilinen bir husustur. 15 seneye yakın bir karışıklıktan sonra malumlarınız olduğu üzere, Mehmet Çelebi ancak, 1413 yılında Osmanlı Devletinin birliğini sağlayabilmiştir. (Mekanı Cennet olsun )