Yeni Bir İslam Medeniyeti İçin Maturidi ve Maturidiliğin Önemi – 2 / Prof.Dr. Hasan ONAT
Yeni Bir İslam Medeniyeti İçin Maturidi ve Maturidiliğin Önemi – 2 / Prof.Dr. Hasan ONAT
Niçin Maturidi ve Maturidilik?
Yeni bir medeniyet tasavvuru için Maturidi ve Maturidi düşünce ideal bir başlangıç noktasıdır.
Çünkü:
1. İslam dünyasında aklı ve eleştirel düşünceyi yeniden diriltebilmek için istifade edilebilecek en mühim gelenek Hanefi- Maturidi damardır. Karşı Mihne sürecinin hala etkisini hissettiğimiz onca tahribatına rağmen, bu geleneğe damgasını vuran amel-iman ayrımı, din-siyaset ayrımı gibi ana ilkeler, külün içindeki “köz” gibi varlığını korumayı başarmıştır.
Maturidi’nin en mühim başarısı, Mihne ve Karşı Mihne sürecinde Mu’tezile ile birlikte fazlasıyla hasar gören Ebu Hanife’nin öncüsü olduğu “Ehlü’r-Rey” geleneğinin odağındaki “akılcı” duruşu Semerkant’ta yeniden inşa edebilmesidir. Karşı Mihne süreci, bir silindir gibi Mu’tezile’nin üzerinden geçerken, hem Mu’tezile ile irtibatlı olan herkesi, hem de Ehlu’l-Hadis çizgisinde olmayan her türlü düşünceyi, bir daha ayağa kalkamayacak şekilde ya öldürmüş, ya da itibarsızlaştırmıştır. Bu süreçte Hanefilikle ilgili hasar tespiti henüz yapılmış değildir. Maturidi, bir yandan sert eleştiriler yönelterek Mu’tezile ile arasına bir mesafe koymuş, diğer yandan da doğrudan Ebu Hanife’yi öne çıkartarak akılcı damardan beslenmeyi sürdürmüştür.
2. Yeni bir medeniyet hamlesine öncülük yapma imkanı olan çevrelerde, Maturidilik bilinmemesine rağmen, Maturidi’nin ismi hala yaşamaktadır. Arayış içindeki insanların hafızalarında Maturidi için yer açmanın çok zor olmayacağını düşünüyoruz. Maturidi’nin uzunca bir süre görmezlikten gelinmesi onun düşüncelerinin kirletilmesini ve tahrif edilmesini önlemiştir.
3. İslam dünyasının içine savrulduğu, sömürgecilikten ve mağlup medeniyet travmasından beslenen Selefiliğin önüne geçebilmek için gerekli olan sağlıklı akılcılık ve eleştirel düşüncenin yeniden inşa edilebilmesinde Maturidi’nin din anlayışı ve tecrübesi yol gösterici olabilir.
4. Müslümanların şiddet sarmalından çıkabilmeleri, İslam’ı bir tür siyasal ideolojiye indirgeyen, bütün çözümleri “iktidar”ı ele geçirmekte gören, din ve siyaseti özdeşleştiren tepkisel çarpık anlayıştan kurtulabilmelerine bağladır. Bu doğrultuda görüşleriyle bize ışık tutabilecek tek isim İmam Maturididir.
5. Yeni bir medeniyet tasavvuru için yeni bir epistemolojiye ihtiyaç vardır. Maturidi’nin en özgün boyutlarından birisi epistemoloji ile ilgili görüşleridir.
Maturidi, insan bilgisinin ve belleğinin temelinde beş duyu bilgisinin olduğunu çok iyi görmüştür. Müslümanların medeniyet yarışının dışında kalmasında en başta gelen sebeplerden birisi bilgi ve bilimin gücünü kaybetmiş olmalarıdır. Bu durum, insanlığın akışına paralel teknoloji üretememelerini de beraberinde getirmiştir. Kanaatimce bütün bunlara yol açan en mühim etken, zihindeki bilgi kökleri ile ilgili bilginin dış dünya ile irtibatının kaybolmuş olmasıdır. Müslümanlar realist bir duruştan, çarpık bir idealizme savrulmuşlardır.
Maturidi’nin keşf, keramet ve ilhamı bilgi kaynağı olarak kabul etmemesinin, yaşadığı zaman dilimi göz önüne alınırsa, ne kadar ileri bir tespit olduğu açıkça görülebilir. İçinden geçtiğimiz “bilginin itibarsızlaştırıldığı” süreçlerde doğru, güvenilir ve sağlam bilgi için Maturidi’nin yaklaşımına her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır.
6. Yeni bir medeniyet için yeni bir İslam anlayışı inşa edilmelidir. Maturidi’nin Tevhid’i merkeze alan din anlayışı, İslam ortak paydası bilincinin oluşturulmasını kolaylaştırabilir.
7. Müslümanların yaşadıkları krizi derinleştiren hususlardan birisi de insan hürriyetine gereken hassasiyeti göstermemeleridir. Özgürlüğün olmadığı yerde, İslam’dan söz edilemeyeceği gibi medeniyetten hiç söz edilemez. Maturidi’nin dengeli özgürlük anlayışı iyi anlaşılabilirse, olumsuzlukları meşrulaştırmaya yarayan kaderci anlayıştan da, sağlıklı düşünmeyi ve yaratıcı yetileri etkin kılmayı zorlaştıran baskıcı ortamlardan da kurtulmak mümkün olabilir.
8. Maturidi, aklın ve vahyin birlikte etkin olabileceği, birbirini tamamlayacağı bir yaklaşımı benimsemiştir. Sağlıklı bir din anlayışı için bu yaklaşım uygun bir model olabilir.
9. Maturidi, farklı görüşlerden nasıl yararlanılabileceği, farklılıkların nasıl zenginlik olabileceği konusunda da bize ışık tutabilir. Kitabu’t-Tevhid dikkatlice okunduğunda, başta Mu’tezile olmak üzere diğer mezheplere yönelik sert eleştiriler olmasına rağmen, onların birtakım olumlu görüşlerinden nasıl yararlanıldığı açıkça görülebilmektedir.
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.