23 Nisan ve Kuvay-i Milliyeciler… / Av. Zeki HACIİBRAHİMOĞLU
23 Nisan ve Kuvay-i Milliyeciler… / Av. Zeki HACIİBRAHİMOĞLU
Bundan tam 102 yıl evvel Anadolu’nun karabağrında Ankara’da Kuvayi Milliyeciler toplandılar. Altı asır üç kıtada dimdik duran ve yedi düvele hükmeden Osmanlı İmparatorluğu çökmüş, dağılmış, vatan parça parça, millet yaralı, imanımızdan, vicdanımızdan, kalbimizden başka her yerimiz gasp edilmiş zaptedilmişti.
İşte böyle bir zamanda heyeti temsiliye adına Mustafa Kemal bütün vilayetlere kuva-i milliye temsilcilerine, kumandanlarına beş maddelik bir telgraf gönderir. Bu telgrafta neler yapılacağı, meclisin nasıl açılacağı anlatıldıktan sonra telgrafın altında heyeti temsiliye adına Mustafa Kemal yazarak telgrafı bütün muhataplara göndermiştir.
TATLI DİL VE GÜLER YÜZÜN ÖNEMİ – Seyfettin KARAMIZRAK
TATLI DİL VE GÜLER YÜZÜN ÖNEMİ - Seyfettin KARAMIZRAK
“Binlerce kilit olsa, her kilit gök genişliğinde olsa, anahtar dişi gibi olan, iki üç tatlı söz, onların hepsini açar.” Mevlâna
İnsanlar arası iletişimde önemli olan faktörlerden biri de dildir. Kabalığın ve nezaketsizliğin “samimiyet-dürüstlük” olarak algılandığı bir çağa doğru koşarak giderken, birlikte yaşamak için önemli bazı değerlere vurgu yapmamız gerekir. Tatlı dil, bunlardan biridir. Kişilerin ne kadar akıllı, ne kadar düşünceli oldukları, söyledikleri sözlerle ölçülür.
Tatlı dil, insanın kullandığı “iyi güzel ve hoş” söylemlerdir. Tatlı dil zor kullanarak yapamayacağımız şeyleri güzel sözlerle kolayca çözmemizi sağlar. "Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır." Atasözünü bilmeyenimiz yoktur. “ Yani acı ve kırıcı söz, dostu düşman yapar; tatlı söz, düşmanı bile dost yapmaya sebep olur” demektir.
RAMAZANI İDRAK ETMEK – Seyfettin KARAMIZRAK
RAMAZANI İDRAK ETMEK - Seyfettin KARAMIZRAK
“Ramazan bereket ayıdır. Allah-ü Teâlâ bu ayda, günahları bağışlar, duaları kabul eder. Bu ayın hakkını gözetin!“ Taberani]
Ramazan ayında ailenizin nafakasını geniş tutunuz! Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda yapılan harcama gibi sevaptır.” [İbniEbiddünya]
“Oruç sabrın, sabır da imanın yarısıdır” hadis-i şerifi oruç tutanın, “sabırlı olması” gerektiğini bildirmektedir. “Temizlik imanın yarısı, oruç da sabrın yarısıdır.” [Müslim]
Oruçla; bencilliğimiz, tamahkârlığımız, açgözlülüğümüz kırılır. Nefsimiz uysallaşır, taşkınlıklarımız, kızgınlıklarımız, kırıcı tavrımız, isyankârlıklar yatışır. Kıskançlıklarımız törpülenir, ötelemeden, hoş görmeyi, sınırsız ve koşulsuz sevmeyi başarırız. Böylece dilimiz, gıybet, kötü ve çirkin konuşmak, yalan söylemek, kırıcı olmak, dedikodu gibi afetlerden kurtulur.
MİLLİ MÜCADELE KAHRAMANLARINDAN : ŞAHİN BEY – Dr. Şahin CEYLANLI
MİLLİ MÜCADELE KAHRAMANLARINDAN : ŞAHİN BEY - Dr. Şahin CEYLANLI
Milli Mücadele’nin büyük kahramanlarından Şahin Bey, 1877 yılında Gaziantep’te dünyaya geldi. 1899 tarihinde Yemen’e asker olarak gitti. Burada göstermiş olduğu üstün hizmetleri, yeteneği ve cesareti sayesinde başçavuş rütbesine yükseltildi. 1991 yılında Trablusgarp savaşına arkadaşları ile birlikte gönüllü olarak katıldı. Balkan savaşlarında görev aldı ve Çatalca cephesinde savaştı. Galiçya’da 15. Kolordu emrinde savaşa katıldı. Daha sonra Sina cephesinde görev aldı. Tehlikeli görevlere gönüllü olarak katılan ve bu cephede göstermiş olduğu kahramanlık ve fedakarlık sayesinde kendisine teğmenlik rütbesi verildi. İngilizlerle Sina cephesinde yapılan savaşta esir düştü. Mısır’daki İngiliz esir kampında 1919 Aralık ayı başına kadar esir olarak kaldı. Yapılan ateşkesten sonra diğer esirlerle birlikte serbest bırakıldı.
Kırım’ın İlhakını Tanımıyoruz (8 Senedir) – Dr. Süleyman PEKİN
Yalnızca Rus asıllıların katıldığı bir Referandumla alınan sonuç, hele hele işgalci Rus askerlerinin güvenliğini sağladığı bir seçimin yüzde 93 buçukluk neticesi asla tanınanamaz, tanınmamalıdır. Bu noktada - kendi adıma söyleyeyim - ilk defa Obama, Kerry ve Rasmussen'le aynı düşünüyoruz.
Bir ülke seçim tantanası ve yolsuzluk / ahlâksızlık kampanası içinde için içini yerken yenir asıl tarihî goller dedik; yiyoruz. Yarın 30 Mart sonrasında bizim Güneydoğu’muzdan da oldu-bittili bir özerklik / otonomi golü, 1 ay sonrasında da Kıbrıs’ta “Birleşik Cumhuriyet” golü yersek maç 3-0'dır. Kim gelirse bunları 3-5 senede çıkaramaz.
Yunanistan kaç senedir krizdeydi; Ege’de ihtilaflı adaları bile zilliyetimize geçiremedik, aksine eller (Elenler) aldı. Çeçen davasında hem Rus yanlısı Ramzan Kadirov’un keyfine uygun camileri, sarayları TOKİ’ye yaptrıdık hem de Çeçen mücahitleri ülke dışına kovaladık.
Tefli sahur – Yılmaz Özdil –
Tefli sahur - Yılmaz Özdil – 10 Nisan 2022
İbretle izlediğinizden eminim… Akp gençlik kolları, lüks restoranda müzik grubu eşliğinde tefler çalarak, şarkılar söyleyerek, alkışlarla tempo tutarak, adeta gazino atmosferinde sahur ziyafeti organize etti, “coşkuyla eğlendik” notuyla, gururla, sosyal medyada yayınladı.
Bunların din’den ramazan’dan ibadet’ten anladıkları işte bu. Maneviyattan maddiyata öylesine hızlı geçtiler ki, mutaasıp yaşam biçiminden gösteriş tüketimine savruldular. Mahremiyet duygusunun yerini, abartılı görgüsüzlük aldı.
Şatafat saçarak var olmaya çalışıyorlar. Nasıl bir açlıksa artık, yaşadıkları zenginliği, lüksü konforu, dökercesine harcamalarını, herkese göstermek istiyorlar. illetin askıda ekmekle iftar yaptığı İstanbul’da mesela, kişi başı 2 bin 250 liraya iftar var. Top patladığında orucunu zeytinle açmak yerine, direkt 100 dolarlık banknotu yiyerek açsan, gene bu kadar etmiyor.
ONBİR AYIN SULTAN – Seyfettin KARAMIZRAK
ONBİR AYIN SULTAN - Seyfettin KARAMIZRAK
“Gerçek oruç, sadece yiyip içmeyi değil, boş ve hayasızca sözleri de terk ederek tutulan oruçtur.” [Hakim]
“Mübarek vakitlerde, günahlardan titizlikle uzak durmalı, taatları, ibadetleri ve her çeşit hayratı artırmalıdır. Zira Allah-ü Teâlâ, tarafından sevilen kimse, faziletli vakitlerde
faziletli amellerle meşgul olur. (Mev’iza-i hasene)
Eşsiz güzellikler, iyilikler yardımlaşma, huzur ve mutluluk gibi nadide hazineler getiren sevilmez mi? Elbette sevilir. Geçen Ramazanın bize bahşettikleri damağımızda tat
kaldı. Aramayı, aranmayı, kavuşmayı, yardımı severliği, affetmeyi, velhasıl iyiliklerde yarışmayı özler olduk.
Hele pandeminin olumsuzlukları, sevdiklerimizden uzak kalmak, kimilerimizin yakınlarını, sevdiklerini kaybetmesi içimizde yanan ateş olmuştu. Yaşadığımız bu hüzünlü
günlerin ardından Ramazana kavuşmak ne kadar huzur verici.
Tatlı koşuşturmalar, ikramlar, hatır sormalar, özlenen o sıcacık komşuluklar hayatımızda adeta güllerin açmasına vesile oldu.
İslam’ın beş şartından dördüncüsü, on bir ayın sultanı, mübarek Ramazan ayında, her gün oruç tutmaktır. Oruç, hicretten 18 ay sonra, Şaban ayının onuncu günü, Bedir gazasından bir ay evvel farz oldu. Ramazan, “yanmak” demektir. Bu ayda oruç tutan ve tövbe edenlerin
günahları yanar, yok olur. Bu ayda, Allah için az bir iyilik yapmak, başka aylarda, farz yapmış gibidir. Bu ayda, bir farz yapmak, başka aylarda yetmiş farz yapmak gibidir.
Bu ay; sabırlı, yardımsever, özverili, hoşgörülü ve affedici olmak, iyi geçinmek ayıdır.
HIZIRBEK GAYRETULLAH – Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
HIZIRBEK GAYRETULLAH - Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
Benim yaş grubu ülküdaşlarım, gönüldaşlarım, dostlarım, sınıf arkadaşlarım bir bir vuslata eriyor. Son olarak da Doğu Türkistan’ın Sürgündeki Hükumetinin Cumhurbaşkanı Vekili meslektaşım, idealizm sahibi dava adamı bir kahraman Hızırbek Gayretullah (06 Nisan 2022 Perşembe günü) hakka yürüdü. Mekanı cennet olsun. Epeyi süredir tedavi görüyordu. Havası iyi geldiği için Manyas’ta da evi vardı. Kuş Cenneti bölgesi Hızırbek Gayretullah’a faydalı oluyordu.Yıllar sonra Manyas’ta iken birkaç defa telefonla görüştüm. Hasbıhal ettik. Çok mutlu oldu. Bana kitaplarını imzalayarak gönderdi.
Tanışmamız 1960 yılların başında oldu. Söz konusu yıllarda Yeni İstanbul adında milliyetçi kesimin yazılar yazdığı günlük bir gazete vardı. Bu gazetenin Gençlik Köşesi’nde Hızırbek Gayretullah gibi ben ve arkadaşlarım da yazılar kaleme alıyorduk. Böylece tanıştık. Daha sonra Rasim Cinisli MTTB Genel Başkanı iken Cağaloğlu’ndaki genel merkezdeki etkinliklerde birlikte olduk. MTTB’de Doğu Türkistan’ın yiğit lideri İsa Yusuf Alptekin’i ve dava arkadaşı Mehmet Emin Buğra’yı tanıdım. Konferanslara katıldık, etkinlikleri izledik. Bu birliktelik hep devam etti. Hızırbek Gayretullah 27 Mayıs darbe sonrası yayınlanan Milli Yol Dergisinin yazı ailesinin içindeydi ve ben de abone olmuştum.
ÇANAKKALE GERÇEK BİR DESTANDIR – Seyfettin KARAMIZRAK
ÇANAKKALE GERÇEK BİR DESTANDIR - Seyfettin KARAMIZRAK
Tarihte iz bırakan bazı olaylar hüzünlüdür, acılarımızı depreştirir. Fakat Çanakkale, öyle kutlu ve anlamlı ki, ağrısı gurur vermekte, kederi gönüllerde yanık türkülere beste
olmaktadır.
Andıkça bir o kadar onurlandıran, başımızı dik tutmamıza vesile olan, böylesine eşsiz bir destanı, nesillere yeni baştan “bütün bilinmezlerini ortaya çıkararak” tanıtmak gerek.
Çanakkale, modern çağın buhranlarına umut olabilecek, yeni bir nefes, geçmişten geleceğe kutlu bir köprüdür. Bu yüzden, yediden yetmişe her kesin savaşın geçtiği yerleri gezip görmesi, gerçekleri öğrenmesi, yorumlaması, özümsemesi, dersler çıkarması ve ibret alması elzemdir.
Ülkeler, kitlelere ilham versin, yol göstersin, örnek teşkil etsin diye, abartılı paralar, büyük emek ve onca zaman harcayarak; etkileyici filmler, eşsiz projeler, ya da kusursuz anıtlar ortaya koymak isterler.
Oysa Çanakkale öylesine devasa bir filmdir ki, aynısının değil, benzerinin bile tekrarlanması, her bakımdan asla mümkün değildir.
Millet İttifakı’na açık mektup… / Mustafa KÜPÇÜ
Millet İttifakı’na açık mektup… / Mustafa KĞPÇÜ
- Görünen o ki; yapılacak ilk genel seçimde AKP ve içinde bulunduğu “Cumhur İttifakı” başarılı olamayacaktır.
Millet İttifakı’nı oluşturan siyasi partilerimizin, “ULUS EGEMENLİĞİNİ” hayata geçirmek üzere mutabık kaldığı “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” düzeni, ülkemizin geleceği adına büyük bir umuttur.
Bu umudu daha da geliştirmek ve vatandaşlara bu konuda UMUT ve GÜVEN verebilmek için, seçimlerde “VATANDAŞ İRADESİNİ” egemen kılmak vazgeçilmez bir önkoşuldur!
Yani, Millet İttifakı partileri, milletvekili adaylarını genel merkezlerin inisiyatifinde değil, vatandaşların ve partili üyelerinin iradesiyle belirlemelidirler.
Elbette, genel merkez yönetimlerinin de müstakbel iktidarlarında yer almalarını düşündükleri kişiler ve adaylar da olacaktır.
Ancak bu tercihler, belirli bir sınır içinde olmalıdır
Her Nevruz Yeni Bir Başlangıçtır, Kutlu Olsun – Dr. Sakin ÖNER
Her Nevruz Yeni Bir Başlangıçtır, Kutlu Olsun - Dr. Sakin ÖNER Eğitimci
Nevruz Bayramı, Türklerin Ergenekon’dan Çıkış Bayramı’dır. Nevruz Bayramı, baharın gelişini, doğanın uyanışını temsil eder. Her Nevruz, yeni bir başlangıçtır. Nevruz. Farsça "Yenigün" anlamına gelir. Nevruz, Azerbaycan'da Novruz, Kazakistan'da ve Tacikistan'da Navrız meyrami, Kırgızistan'da Nooruz, Kırım Türklerinde Navrez, Batı Trakya Türklerinde Mevris, Arnavutluk'ta ise Sultan Nevruz olarak kullanılır.
Nevruz, aynı zamanda “yılbaşı” kabul edilmiştir. Büyük Selçuklu hükümdarı Celalettin Melikşah'ın yaptırdığı takvimde bu yılbaşı eski Mart’ın 9. gününe (bugünkü Mart’ın 22. gününe) rastlar. İranlıların takviminde de yılbaşı, aynı zamanda baharın ilk günüdür. Yazılı olarak ilk kez 2. yüzyılda Pers kaynaklarında adı geçen Nevruz, İran ve Bahai takvimlerine göre yılın ilk gününü temsil eder. Bazı topluluklar bu bayramı, 21 Mart'ta kutlarken, diğerleri Kuzey yarımkürede ilkbaharın başlamasını temsilen, 22 veya 23 Mart'ta kutlarlar. Bugün aynı zamanda, hem Zerdüştler, hem de Bahailer için de kutsal bir gündür ve tatil olarak kutlanır.
DÜNYAMIZ KÖTÜ YÖNETİLİYOR – Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
DÜNYAMIZ KÖTÜ YÖNETİLİYOR - Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
Rusya Lideri Vladimir Putin üçüncü haftasını tamamlayan Ukrayna saldırısı sırasında ilk kez Moskova Luzhiniki Stadyumunda halkının karşısına canlı yayında çıktı. Hem de soykırımın, tacizlerin, tutuklamaların, kaçırmaların yaşandığı Türk Yurdu Kırım’ı ilhak ve işgalinin 8. Yıldönümünde (2001). Üstelik sırtında da İtalyan Loro Piana marka 200 bin liralık mont vardı. Yani Rusya’daki asgari ücretin 104 katı fiyatında bir mont! Aynı saatlerde ise neredeyse sağlam yapı kalmayan Ukrayna saldırısında asgari ücretli ailelerin çocukları ölen Rus askerlerinin sayısı ise 10 bini aşmıştı. Bu cenazeler Rusya’ya götürüldüğünde siz toplumun feryadı figanını dinleyin. Bu Rus ailelere Putin’in Ukrayna saldırısının sanallık dışında hiçbir makul sebep anlatamayacağını tahmin etmek mümkün. Belki 20 yılda batının ambargolarıyla ekonomisini düzeltemeyeceğini bilen Putin, işte bu sebeptendir ki asker cenazelerinin kendi kamuoyunda tepkiden çekindiği için Ukrayna saldırısını “vekil savaşçılar” ile de sürdürüyor. Büyük bir direniş gösteren Ukrayna karşısında Rusya, şehir savaşında önce “paralı askerleri”, sonra “Çeçen milisleri” kullandı; ardından da Suriye’de Esad’ın kirli işlerini gerçekleştiren Şebiha’dan bin kişilik askeri birliği ateş hattına gönderdi! Askeri otoriteler böylesi takviyelerle artık Rusların Ukrayna’da zorlandığını belirtiyorlar.
Çanakkale Savaşına Jeopolitik Bakış – Dr. Nejat TARAKÇI,
Çanakkale Savaşına Jeopolitik Bakış - Dr. Nejat TARAKÇI, Jeopolitikçi Ve Stratejist 18 Mart 2020
Giriş
Osmanlı Devleti’nin savaşa girmesi hem savaş alanını genişletmiş, hem de Ortadoğu’nun tarihini büyük ölçüde değiştirmiştir. Ortadoğu’nun geleceği, savaşa katılan güçler arasında bir pazarlık konusu haline gelmiştir. İngiltere, petrol kuyularının güvenliği için Mezopotamya’yı işgal etmiş ve Arap ayaklanmasını desteklemiştir. Almanya’nın Osmanlı Devleti ile olan ittifakının ana amacı da güney Rusya üzerinden Kafkas petrollerine, Osmanlı Devleti üzerinden de Ortadoğu petrollerine ulaşmaktı. Müttefik Donanmanın Çanakkale’de durdurulması, hem Osmanlı Devleti’ne üç hayati yıl kazandırmış, hem de, savaşı en az iki yıl daha uzatarak, Müttefiklerin insan gücü ve ekonomik bakımdan yıpranmasına neden olmuştur. Bu durum, dolaylı olarak iki politik ve askeri faktörü Türkiye lehine çevirmiştir. Birincisi, Rusya’daki rejim değişikliği nedeniyle kuzeydeki düşman geçici olarak siyasi ve askeri arenadan çıkmış, ikincisi ise, İstiklal Savaşı süresince özellikle insan gücü ve ekonomik olarak harbin başlangıcına nazaran daha fazla yıpranmış düşmanlarla mücadele şansı kazanılmıştır.
ATATÜRK: “ÇANAKKALE’DE BİR DARÜLFÜNUN GÖMDÜK” – Dr. Sakin ÖNER
ATATÜRK: “ÇANAKKALE’DE BİR DARÜLFÜNUN GÖMDÜK” - Dr. Sakin ÖNER
Çanakkale Zaferi’nin 107. Yıldönümünde Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve Çanakkale Savaşlarında şehit düşen liseli ve üniversiteli öğrencilerin ve bıyığı terlememiş Onbeşlilerin (1315’lilerin) hatırasını yâd etmek istiyorum. Bu savaşların ağır şartları, İstanbul ve Anadolu’daki medreseler, liseler ve Darülfünun gibi eğitim kurumlarının tamamına yakınının düzenli bir öğretim hayatı sürmelerini engellemiştir. Öğrencilerin ve genç öğretmenlerin çoğunun askere gitmesi nedeniyle, okulların çoğu boşalmış ve hastane, karargâh gibi çeşitli hizmetlerde kullanılmıştır. Ayrıca okulların büyük bir kısmında öğretmen ve öğrenci yokluğundan eğitim-öğretime ara verilmek zorunda kalınmıştır.
YAPMAYIN… YAPMAYIN… / Ruhittin SÖNMEZ
YAPMAYIN... YAPMAYIN... / Ruhittin SÖNMEZ
Türkiye’nin yetiştirdiği çok değerli ekonomistlerimiz var. Bunlar yaşadığımız ekonomik buhranın sebebi ve körükleyicisi olan yanlış politikaları görüp adeta saçlarını başlarını yoluyorlar.
Çünkü Türkiye’yi yönetenler pandemi süreci ve akabinde Rusya- Ukrayna savaşının getirdiği ve getireceği çok riskli ortamda hiç yapılmaması gereken şeyler yapıyor.
İktidar ekonomiyi bir deneme yanılma yöntemiyle yönetmeye çalışıyor. Yetkililer genel kabul görmüş yöntemlerin dışında heterodoks dedikleri politikaları savunuyorlar. Bir uçtan öbür uca savrulmakta olan politikalar belirsizlik ve güvensizlik yaratıyor.
Ekonomist Hakan Kara son durumu değerlendiren mesajında şu tespitleri yaptı:
“Cari denge hızla bozuluyor, enflasyon beklentisi artıyor ve ekonomi yavaşlıyor. (Cari açık ve üretim verisi henüz savaşın etkisini içermiyor.)
Ekonomide ender görülen bir durumdur. Bu üç temel göstergeyi birden bozmak özel çaba gerekir.”
Değerli ekonomist Mahfi Eğilmez,iktidarın “Faizi indirince kur yükselecek, kur yükselince cari açık düşecek, cari açık düşünce enflasyon düşecek….” söyleminin sonunda geldiğimiz yeri tanımladı: “Hepsinin tersi oldu.”
Zanka TV’de çok değerli yorumlarını dinlediğimiz Rubil Gökdemir de “Bütün ceremesine milletçe katlanmamıza karşın; Cari fazla hedefiyle yola çıkıp, sadece OCAK ayında 7,11 milyar $'lık cari açıkla bütün zamanların rekorunu kırdınız! Hiç mi utanmıyorsunuz?” diyerek iktidarı eleştirdi.
Sonuçta kur yükseldi, cari açık yükseldi, enflasyon yükseldi, işsizlik yükseldi. Bu dört parametreyi birden yükseltmek hakikaten özel bir çaba ve beceri gerektirir.
Yönetim hatalarının sonucu olarak, insanlarımız arabasını kullanamaz, kaloriferini yakamaz, elektrikli cihazlarını kullanamaz, tatil yapamaz ve hatta temel gıda ihtiyaçlarını alamaz hale geldi. Sağlık ve eğitim hizmetleri dahi aksamakta.
SARI SAÇLI MAVİ GÖZLÜ ÇOCUKLAR DA ÖLÜR – Seyfettin KARAMIZRAK
SARI SAÇLI MAVİ GÖZLÜ ÇOCUKLAR DA ÖLÜR - Seyfettin KARAMIZRAK
Rusya, dünyanın tüm uyarılarına rağmen Ukrayna’nın topraklarını 24 Şubat tarihinden itibaren zorbalıkla işgal etmeye başladı.
Daha önce Kırım’ı işgal ederek büyük devletlerin nabzını yoklayan Rusya, AB ve ABD’nin pısırık, vurdumduymaz ve korkak tutumlarından cesaret alarak, Ukrayna’yı
tamamen işgal etmeye başladı.
Rusya’nın bu kararında, ABD’nin ve AB’nin Ukrayna’yı kendi menfaatleri uğruna NATO’ya ve BM alma planı da kışkırtıcı rol oynamıştır. Çünkü ABD Ukrayna’yı NATO’ya üye
yaparak Rusya’nın burnunun dibine üs ve füze kurmayı planlamaktadır.
ANNE BABALAR ÇOCUKLARINIZA SAHİP ÇIKINIZ – Seyfettin KARAMIZRAK
ANNE BABALAR ÇOCUKLARINIZA SAHİP ÇIKINIZ - Seyfettin KARAMIZRAK
Çocukların nasihatten çok, iyi örneğe ihtiyaçları vardır. Joseph Joubert
"Çocuğunuzu anlayabilmeniz için, onu kendine özgü gelişim biçimi içinde, bir bütün olarak görebilmeniz gerekir. Ana-babalık sanatı üzerine kurulan eğitsel felsefeyi iyice sindirin içinize. Çocuk yetiştirmek, güç ve karmaşık bir iştir. Ne var ki dünyanın mutluluk getiren, insana huzur veren en tatlı uğraşılardan da biridir. Bir ananın dünyaya sunacağı en önemli armağan, mutlu ve güvenli bir insan olarak yetiştirilmiş çocuklardır." Dr. Fitzhugh Dodson
İlle de ölmek mi lazım? – Raif KANDEMİR
İlle de ölmek mi lazım? - Raif KANDEMİR
Yıllardır bir türlü içime sindiremediğim, bir türlü kabul edemediğim bir konu var.
Defalarca yazmaya niyetlendiysem de olmadı, dile getiremeden edemeyeceğim.
Kısa veya uzun süre bu şehirde birlikte yaşıyoruz.
Aynı atmosferi kokluyor, aynı havayı soluyoruz.
Birçoğumuz birbirimizin çocukluğunu, gençliğini, iyi kötü, az ya da çok evveliyatımızı, neler yaptığımızı, yapamadığımızı biliyoruz.
Şehrin yaşadığı zorlukları, dertleri birlikte göğüslüyoruz.
İyi günde, kötü günde olabildiğince bir araya geliyoruz.
Şehrimizde yaşanan güzel günlerin birçoğunun coşkusunu birlikte yaşıyoruz.
Birbirinden değerli, yetenekli, bilgili, yararlı, insanlarımızın olduğunu bal gibi biliyoruz.
Ne var ki, görmezden geliyor, sağlığımızda birbirimize layık olduğumuz değeri vermiyoruz.
Birbirimizin kıymetini bilmek için ille de ölmek mi lazım?
Kaçınılmaz son. Erken ya da geç bir değerimizi kaybediyoruz.
Öldükten sonra, hemen herkes sahiplenerek nasıl bir değer olduğunu, nasıl iyi bir insan olduğunu, nasıl yararlı hizmetleri bulunduğunu… sıralamakta yarışıyoruz.
MALİ MÜŞAVİR OLMANIN HAKLI ONUR VE GURURUYLA! – Şükran AKGÜN
MALİ MÜŞAVİR OLMANIN HAKLI ONUR VE GURURUYLA! – Şükran AKGÜN
1 Mart ülke genelinde 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik kanunun verdiği yetkiye istinaden hizmet veren meslek mensuplarının günü olarak kabul edilmektedir.
Bilinmektedir ki dünya üç temel kavram üzerine kurulmuştur. Ekonomi, siyaset ve din. Halen günümüzde de ekonomi, kavram olarak birinci sırada yer almaktadır.
Sosyal sorumluluk kavramı, kişilik kavramı, işletmenin sürekliliği kavramı, dönemsellik kavramı, parayla ölçülme kavramı, maliyet esası kavramı, tarafsızlık ve belgelendirme kavramı, tutarlılık kavramı, tam açıklama kavramı, ihtiyatlılık kavramı, önemlilik kavramı, özün önceliği kavramı gibi muhasebenin aslında hayat felsefelerimizin temel kavramlarıyla biz mali müşavirler ekonomiye yön vermekteyiz.
Oysa ki; 2018 yılında yapılan Türkiye’nin en itibarlı meslekleri çalışmasında ilk yirminci sırasında dahi yer almayan mesleğimizi icra edenler olarak, ülkemizin ekonomik düzeninin istikrarlı bir şekilde devam etmesi için dur durak bilmeden çalışmaktayız.
Mesleğimizi; 1980 yılından öncesi ya da sonrası, 1990 yılından öncesi ya da sonrası, 2000 yılından öncesi ya da sonrası, 2020 yılından öncesi ya da sonrası her nereden bölersek bölelim her daim eğitimin şart olduğu, dört yıllık üniversite mezunu ve üç yıl zorunlu stajlarıyla, ve bir çok sınav sonrası meslek mensubu olabilen biz meslek mensubu ve meslek büyüklerimin gününü sevgi, saygı ve hürmetlerimle kutluyorum.
Bir kez daha dünyaya gelebilseydim iki şeyden asla vazgeçmezdim. Türk olmak ve mali müşavir olmak!
MALİ MÜŞAVİR OLMANIN HAKLI ONUR VE GURURUYLA! - Şükran AKGÜN (sukranakgun.com)
Bizim Miracımız – Fahri SAĞLIK
Bizim Miracımız - Fahri SAĞLIK
27 Şubat 2022 Pazar gününü Pazartesiye bağlayan gece, Peygamberimizin (s.a.v.) mucizevi bir yolculukla Cenab-ı Hakkın yüksek huzuruna kabul edildiği “Miraç Gecesi”ni yeniden idrak edeceğiz.
Sevgili Peygamberimizin bir gece, Mekke’deki Mescid-i Harâm’dan Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’ya götürülüşüne “İsra”, yüce Allah’ın kudret ve azametine şahit olmak, rahmet ve müjdelerine nail olmak için çıkarıldığı kutlu yükselişine de “Miraç” denir.
Yüce Rabbimiz İsrâ suresinin ilk ayetinde şöyle buyurur: “Kendisine ayetlerimizden bir kısmını göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, görendir.”
Miraç, bir yünüyle Rabbe vuslat, bir yönüyle de Rabbin yasakladığı şeyleri terk ediştir. Miraç biz müminler için müjdeler ve hediyeler manzumesidir. Allah Resûlü (s.a.v.), Miraç’tan ümmetine üç büyük hediyeyle dönmüştür. >