Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

ahsen okyar
21Nis/150

SEÇİM ÖNCESİNİN GÜNDEMİ – Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL

mustafa erkal profSEÇİM ÖNCESİNİN GÜNDEMİ - Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL

7 Haziran 2015 Genel Seçimleri öncesinde ülkenin gündemini işgal eden belirli konular vardır. Anlaşılan tartışmalar bu gündem maddeleri üzerinde sürdürülecektir. Bu gündem maddeleri de gerçekleri örtmek üzere başka konularla değiştirilebilir. İktidar gündem değiştirmede oldukça başarılıdır.

Her ne kadar unutturulmuş gibi gözükse de yeni anayasa tuzağı ülkenin ufkundaki kara bir buluttur. Yapılmak istenen ülke ihtiyaçlarına göre bir anayasa değişikliği değildir. Arzu edilen Milli Mücadeleye dayalı Türkiye Cumhuriyetinin tasfiyesi ve Devleti kuran milli iradenin kökten değiştirilmesidir. Anayasa üzerinde yapılan tartışmalar bundan dolayı ilk 3 maddede, 6. ve 66. maddelerde yoğunlaşmaktadır. 6. madde egemenliğin kayıtsız şartsız milletindir diyor. Türk Milletinden bahsediyor. Hiçbir kimse veya organın kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisini kullanamayacağını işaret ediyor. 66. madde de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını bütünüyle kucaklayarak onları Türk olarak kabul ediyor. Herhangi bir etnik veya biyolojik ayırıma gitmiyor.

Diğer bir gündem maddesi önce Kürt Açılımı, daha sonra demokratik sıfatı takılan açılım ve çözüm masalları ile ilgilidir. Halkı ikna çabalarına, yayın organlarının gayretlerine ve bir skeç konusu olan Akiller Heyetinin çalışmalarına rağmen, bu süreç gizli kapaklı yürütülse de bir çözülme sürecidir. Sürecin patentini elinde tutanlar da yabancılardır. Yani bizi çok seven sözde dost ve müttefiklerimiz...

10Nis/150

SEÇİM ÖNCESİNİN GÜNDEMİ – Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL

mustafa erkal profSEÇİM ÖNCESİNİN GÜNDEMİ - Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL

7 Haziran 2015 Genel Seçimleri öncesinde ülkenin gündemini işgal eden belirli konular vardır. Anlaşılan tartışmalar bu gündem maddeleri üzerinde sürdürülecektir. Bu gündem maddeleri de gerçekleri örtmek üzere başka konularla değiştirilebilir. İktidar gündem değiştirmede oldukça başarılıdır.

Her ne kadar unutturulmuş gibi gözükse de yeni anayasa tuzağı ülkenin ufkundaki kara bir buluttur. Yapılmak istenen ülke ihtiyaçlarına göre bir anayasa değişikliği değildir. Arzu edilen Milli Mücadeleye dayalı Türkiye Cumhuriyetinin tasfiyesi ve Devleti kuran milli iradenin kökten değiştirilmesidir. Anayasa üzerinde yapılan tartışmalar bundan dolayı ilk 3 maddede, 6. ve 66. maddelerde yoğunlaşmaktadır. 6. madde egemenliğin kayıtsız şartsız milletindir diyor. Türk Milletinden bahsediyor. Hiçbir kimse veya organın kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisini kullanamayacağını işaret ediyor. 66. madde de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını bütünüyle kucaklayarak onları Türk olarak kabul ediyor. Herhangi bir etnik veya biyolojik ayırıma gitmiyor.

4Nis/150

TERÖRDEN DERS ALAMADIK – Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL

mustafa erkal profTERÖRDEN DERS ALAMADIK - Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL

Çağlayan Adalet Sarayı’nda şehit verdiğimiz savcımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Oyunu kurallarına göre oynamama hastalığımız ve Şark laubaliliği bize pahalıya mal oluyor. Silah ve bomba içeri sokulabiliyor. Adı geçen terör örgütü taşeron bir örgüttür. Anlaşılan sözde komşumuz ve dostumuz, adalarımızı işgal eden Yunanistan onu kullanıyor.

Terörle mücadelede anlaşılmaz hoşgörü değişik terör örgütlerini azdırmıştır. Terör örgütlerine karşı mücadelede zaaf göstermekle, daha fazla demokratikleşme ile onları hedeflerinden caydıramazsınız. Çünkü bunların hedefi demokrasi değildir. PKK’ya karşı içli dışlı sürdürülen pazarlık ve muhabbet ve garip açılım ve sözde çözüm süreci, terör örgütlerini heveslendirmiştir. Bir açılım da DHKP-C beklemektedir. Aşırı sol terör örgütü öne çıkarılarak PKK kamufle edilmektedir. Adeta İç Güvenlik Yasasına meşruluk kazandırılmaktadır. Kan dökmeye susamış olanlarla hukuk devletinin gereklerinden taviz verilerek mücadele edilemez. Bu mücadele uzun solukludur. Uzun sürdü diye taviz verilemez. Yanlış yapıp mücadeleyi müzakereye dönüştürürseniz; Devlete itibar kaybettirir, örgütü siyasallaştırır, canlandırırsınız. Hatta sorunu milletlerarası hale de getirirsiniz.

Uzun bir süredir bu örgüt İstanbul’da eylemler yapmaktadır. Okmeydanı adeta terör örgütünün antrenman sahasıdır. Bürokraside ve özellikle Emniyetteki tasfiyelerin, personelin uzmanlık sahası dışında kullanılmasının ve kamplaşmanın birçok kurumda olduğu gibi güvenlik birimlerini de etkilediği görülmektedir. Aslında istihbarat zafiyeti buna dayanabilir. Ülke birbiriyle uğraştığından ihanet odakları rahat faaliyet alanı bulmaktadır. Nasıl olsa onların renkli, resimli propagandasını yapan sorumsuz yayın organları da var!

28Mar/150

“TÜRK MİLLETİNE ÇAĞRI” BİLDİRİSİ – Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL

mustafa erkal prof“TÜRK MİLLETİNE ÇAĞRI” BİLDİRİSİ - Prof.Dr.Mustafa E. ERKAL

II.Abdülhamid’e İngilizlerin sunduğu açılım paketi reddedilir. Aslında dış kaynaklı açılım emirlerine çoğu kere uymuşuzdur. Açılımlara hala doymadık. II. Abdülhamid’den istenenler arasında jandarmanın yeniden düzenlenmesi ve başına Batılı birinin getirilmesi idi. Bugün terörle mücadelede jandarma devre dışı bırakılmak ve pasifleştirilmek için İçişleri Bakanlığı’na bağlandı. Dün de bugün de hedef değişmiyor. Bugün de Suriye ve Irak sınırını kaldır, Osmanlı ağabeyliği yap telkinleri var. Bu oyun sözde Osmanlıcılık adına oynanıyor. Bir başka ifade ile genişle ama ufalan anlamını taşıyor. IŞİD hedef alınıyor; PYD-PKK meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Bir taraftan terör örgütü muhatap alınıp işbirliği yapılıyor; diğer taraftan neden Batılı ülkeler örgütü terör listesinden çıkarıyor diye şikayet ediliyor.

Diğer taraftan 12 sene aldatıldık; cemaat bizi yanlış yönlendirdi itirafları ciddi devlet adamlığı ile bağdaşmıyor. Balyoz ve Ergenekon davalarında ben de savcıyım diyenler, yargıyı etkileyen ve yönlendirenler, hukuktan yana olan hakim ve savcıları sürenler, Genel Seçimler yaklaşırken birden tavır değiştirdiler. Paşaların tutuklanmasından bugün rahatsız olanlar, dün askere kumpas kuranların ortakları değil mi? Malum davalarda “Türkiye bağırsaklarını temizliyor” diyen Başbakan Yardımcısı emekliliği yaklaşınca şeref, haysiyet, doğruluk ve dürüstlükten bahsediyor.

14Mar/150

7 HAZİRAN 2015 GENEL SEÇİMLERİNDE TERCİH NE OLMALI? – Prof.Dr. Mustafa E. ERKAL

mustafa erkal prof7 HAZİRAN 2015 GENEL SEÇİMLERİNDE TERCİH NE OLMALI? - Prof.Dr. Mustafa E. ERKAL

Bir ülkede ülkenin çıkarları, kuruluş amacı ve felsefesi ülkeyi yönetenlere karşı korunuyorsa; o ülkede hayati sorunlar var demektir. Böyle bir ülkenin ve devletin varoluş gerekçesinin de tehdit altında olduğu kabul edilebilir. Bu tehditleri savuşturmak, caydırıcı olabilmek, gerekli tedbirleri alabilmek, karşı atakları yapabilmek ve güvenlik güçlerini gerektiğinde kullanabilmek siyasi iktidarların işidir. Eğer iktidarlar bunun tersini yapıyor ve anayasayı sürekli çiğniyorlarsa; bunun bir sorumluluğu da vardır. Anayasayı çiğnemenin gerekçesi “Biz zaten bu anayasayı beğenmiyoruz” gibi saçmalamalar olamaz.

Milli kimliğin ve Türk Milleti gerçeğinin dışlanarak dünün aşırı solcularıyla birleşen “Türkiye halkları” iddialarının kabulü, Türkiye’de Türk’ü halklardan biri gibi görmektir. “Türkiye bir halkın değil” safsataları ve ihanet örnekleri son yıllarda dikkatle izleniyor.

Zaten yeni anayasa da ihtiyaçlara uygun olarak gerekli değişiklikleri yapmak için ileri sürülmüyor. Yeni dedikleri ulus-devletin (milli devlet) ortadan kaldırılması, devletin tahrip edilmesi ve Müslüman azınlık yaratma sevdasıdır. Devlete ortak aranıyor. Milli Mücadele ve Cumhuriyet Anadolu’da iki üç devletçik kurulsun diye yapılmadı ve kurulmadı.

1Mar/150

CAYDIRICI OLAMAYAN DIŞ POLİTİKA – Prof.Dr. Mustafa E. ERKAL

mustafa e erkal prof drCAYDIRICI OLAMAYAN DIŞ POLİTİKA - Prof.Dr. Mustafa E. ERKAL

Hocalı şehitlerini rahmet ve saygı ile anıyoruz. Dünyanın neresinde Türk varsa; 23 yıl önce gerçekleşen ve 613 soydaşımızı kaybettiğimiz bu insanlık dışı cinayetleri ve katliamı çevresine tanıtma görevi vardır. Kana susamış Ermeni militanlarının bu alçakça ve insanlık dışı soykırımını sadece telin etmekle, salon toplantılarıyla yetinmekle şehitlerimize görevimizi yapmış sayılamayız. Çevremizdeki ve yurtdışındaki yayın organlarında, görüntülü ve yazılı basında sivil halka yönelmiş bu katliamı açık ve öz bir şekilde, aşırı ayrıntıya girmeden, israrla ve bıkmadan ele almalıyız. Yaşayanlar şehitlerine lâyık olabilirlerse yaşamanın bir anlamı olabilir; yoksa hayat boş geçmiş sayılır.

***

Yine Malatya civarında iki askeri uçağımızı kaybettik. Dört değerli subayımızı şehit verdik. Daha önce de o bölgede uçağımız düşmüş veya düşürülmüştü. Sabotaj olup olmadığı açıklanmamıştı. Bu defa da birilerinin aleyhine rapor hazırlanabileceğini hiç düşünmeyelim. Uçakların modernleştirilmesinde sorunlar olabilir; ama asıl dikkatler Malatya Kürecik Üssüne ve Suriye’ye çevrilmelidir.

***

14Şub/150

UNUTTURULMAK İSTENEN SİVİL DARBELER – Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL

mustafa e erkal prof drUNUTTURULMAK İSTENEN SİVİL DARBELER - Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL

Ahmet Kabaklı Hocayı 14. Ölüm yıl dönümünde Edebiyat Vakfınca düzenlenen bir törenle Eyüp’teki kabri başında saygı ve rahmetle andık. Kabaklı Hoca Aydınlar Ocağının İlim ve İstişare Kurulu başkanlığını yapmıştı. Kendisine yine Ocağımız tarafından Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılan bir törenle “Şeyh-ül-Muharririn” ünvanı verilmişti. Kabaklı Hoca kendisini Türk ve Müslüman hissedenlerin, bütün Türkiye’nin hocası idi. Kendisiyle birçok açık oturumda ve seyahatte beraber olduk. Uzun süre Tercüman Gazetesinde gerek kendisinin, gerek rahmetli Ergun Göze’nin köşe yazılarından istifade ettik. Allah’ın rahmeti üzerlerine olsun.

Geçen hafta İ.Ü. Kongre Merkezinde önemli bir toplantı vardı. Türkiye Kamu-Sen’e dahil Türk Eğitim-Sen tarafından düzenlenen toplantıda kamu kesimindeki sendikacılık ve ortaya çıkan sorunlar ele alındı. Toplantıdaki kalite, Türkiye Kamu-Sen’i diğer sendikalardan farklı kılıyordu. İktidar güdümündeki sarı sendikayı gördükçe; Türkiye Kamu-Sen’in değeri daha çok ortaya çıkıyor.

***

31Oca/150

MUHAFAZAKÂRLIK VE ÇELİŞKİLER – Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL

mustafa e erkal prof drMUHAFAZAKÂRLIK VE ÇELİŞKİLER - Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL

Bizde kavramlar yeterince bilinmediği için içleri farklı şekilde doldurulabilmektedir. Kavramların ne anlama geldikleri bir tarafa bırakılarak sadece ne olmaları gerektiğinden hareket edilerek onların esiri de olunabilir. Zihinlerdeki katı kalıplara, peşin hükümlere bağlı kalınarak kavramlar bizi yönlendirir.

Bu kavramlardan biri de muhafazakârlıktır. Aslında muhafazakârlık, korunması gerekenleri koruyarak geliştirmenin adıdır. Bazıları bunu statükocu, her türlü gelişmeye karşı çıkış, tutuculuk ve aşırı dindarlık olarak anlar. Oysa hangi siyasi rejim söz konusu olursa olsun; o yapıyı oluşturan unsurlar korunmadan gelişmeci olunamaz. Her siyasi sistem ve rejim sürdürülebilir olmak için muhafazakâr bir karakter kazanmak durumundadır. Değişme karşısında ne peşin kabul, ne de peşin red söz konusu olabilir. Bazen korunmaması gerekenler bile korunur olur. Neyi ne ölçüde korumanın gerekli olduğunu fark edemeyen toplumlar; neyin de ne ölçüde değişeceğini kestiremezler. Bundan dolayı muhafazakârlık her türlü değişmeye açık olmak değildir. Muhafazakârlık, genel bir kavram olmakla beraber; farklı toplumlara ve onların kültürlerine göre itibari (göreceli)dir. Çünkü her toplumun koruyup geliştireceği kültür unsurları birbirinden farklıdır. Ancak evrensel bazı değerler vardır ki, bunları da göz önüne almak gerekir.

24Oca/150

OSMANLI – CUMHURİYET MAÇI ve 20 OCAK 1990 – Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL

mustafa e erkal prof drOSMANLI - CUMHURİYET MAÇI ve 20 OCAK 1990 - Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL

Bazı sözde aydınlarımızın içine düştükleri çelişkilerden birisi Türk Tarihine bir bütün olarak bakamamaktır. Göktürklerden Selçukluya, Osmanlıya ve Cumhuriyete kadar devlet ve millet aynıdır ve devamlılık vardır. Devlet de millet de ithal edilmemiştir. Ancak farklı dönemlerde farklı siyasi rejimler ve yönetimler söz konusudur. Padişahlık dönemi de diktatörlük değildir. Bugün bazıları tek adamlığa soyunmuş olsalar da… Oysa Osmanlı’da bugünkü kuvvetler ayrılığına benzer bir sistem vardır. Kadıya ve Şeyhülislama müdahale kolay kolay genellenemez.

Türkiye Cumhuriyeti gecekondu bir devlet değildir. Türk tarihini 1923 ile başlatmak eksik bir bakış olduğu gibi; 1923 sonrasını yok saymak da çok yanlış ve maksatlı bir anlayıştır. Türk tarihini Osmanlı ve Cumhuriyet rekabeti şeklinde değerlendirmek toplumu kamplaştırıcı bilim dışı bir zorlamadır. Ankaraspor Kulübünün ismini Osmanlıspor yapma gibi örnekler ne Cumhuriyeti aşağılar, ne de Osmanlı’yı yüceltir. Bu yanlışı yaparak küçülenler ve Cumhuriyeti “reklam arası” olarak görenler, sadece bazı eczacılar arasında değil; sosyal bilimciler arasında da görülmektedir.

4Oca/150

TERÖR SOSLU ÇÖZÜM SÜRECİ – Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL

mustafa e erkal prof drTERÖR SOSLU ÇÖZÜM SÜRECİ - Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL

Yeni yılınızı ve Mevlid Kandilinizi kutlarım. Yeni yılda milli birlik ve bütünlüğümüzün önüne konan tuzakların aşılmasını, kuzu postuna bürünmüş ihanet odaklarının fark edilmesini, açılım ve terör soslu çözümlerin genel seçimlerde, sandıkta gereken cevabı almasını dilerim. 2015 yılı bir uyanış ve silkiniş yılı olsun.

TV ekranlarında alıştıra alıştıra ülkeyi ufalama ve tanınmaz hale getirme çabaları var. Adamın biri iki alternatiften bahsediyor: “Ya Esad olursunuz; ya da geri adım atarsınız...”. Türkiye ne Esad’ın zulmünü uygulayabilir; ne de terör örgütüne akıl almaz tavizleri verebilir. Yasaları uygulamak ve sözde dost devletlerin desteği ile sürdürülen psikolojik savaşın bertaraf edilmesi çok şeyi çözer. Bunun için siyasi irade gerekir. Oyu halktan; emri başkalarından almakla ve güvenliğimizle ilgili kurumlara ortak kumpaslar kurmakla bu iş yürümez.

Ekranlarda uyuşturucu ve yanıltıcı ninniler dinliyoruz. Kamu düzeninin bozularak terör örgütüne alan açılmasının demokratik yapılanmayı! doğuracağını bekleyenler var. Ülkenin toprak bütünlüğünün zedelenmesi demek ki demokratikleşme oluyor. Cizre terör olayları ve Devlete karşı kalkışma adeta övülüyor. Bir önemli TV kanalında, 28 Aralık 2014 tarihinde yapılan bir açık oturumda “silah bırakarak müzakere olmaz” deniyor. Bir konuşmacı “çözüm sürecini gizli götürmek faydalıdır” diyor.

13Eki/140

ARAŞTIRMALARLA ÇÖZÜM SÜRECİNİN ÇELİŞKİSİ – Prof. Dr. Mustafa E.ERKAL

mustafa e erkal prof drARAŞTIRMALARLA ÇÖZÜM SÜRECİNİN ÇELİŞKİSİ – Prof. Dr. Mustafa E.ERKAL

Son yıllarda marjinal bir takım görüş ve çevrelere prim vererek bölücü ve ırkçı terör örgütü ile mücadele yerine müzakere yapar hale geldik. Terörle mücadele edenleri de bazen pasifleştirdik ve onlara kumpaslar kurduk. Bizi terör örgütü ile müzakereye zorlayanlar nedense kendilerini hedef alan terör örgütleri ile pazarlık masasına oturmadılar. İşlerine gelen terör örgütlerini kullandılar.

IŞİD terör örgütünün yok edilmesi gerektiğinden bahsedenler, PKK terör örgütüne IŞİD’ı bahane ederek silah yardımı bile yaptılar. Dost ve müttefiklerimizin terörle mücadele konusunda sicilleri oldukça bozuktur. Son yıllarda dış telkinlerle anlaşılmaz açılım ve sözde çözüm adı altında değişik tuzaklar önümüze serildi. Ülkeyi yönetenlerin çöken açılım ve sözde çözüm sürecine fazlaca bel bağladıkları görülmektedir.

1923 Türkiye’sini 1930 modeli bir arabaya benzetenler unutmasınlar ki, 2000 model arabanın direksiyonunda hiç yoklar. Bu Yeni Türkiye ile nispeten bağımsız, egemen, milli ve üniter yapılı bir ülke dönüştürülerek nitelik değiştirecektir. Milli kimliksiz bir yeni anayasa, farklılıkların kutsallılaştırıldığı ve birlikteliklerin göz ardı edildiği bir sosyal yapıda demokrasi ile çelişen ve çağ dışı etnik politikalar gündeme getirilmektedir. Millet basit bir kalabalık olarak görülmektedir.

4Ağu/140

BİRLİKTE SANDIK BAŞINA… / Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL

mustafa-erkal-prof_thumbBİRLİKTE SANDIK BAŞINA... / Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL

10 Ağustos’taki Cumhurbaşkanlığı seçimi garip bir seçim olacak. Üç aday yarışacak ama AKP adayı devletin her türlü imkanlarından fazlasıyla faydalanıyor. Diğer adaylara bağış dahil çeşitli sınırlamalar getirilmiş. Havuz medyası ilan için üç dört kat para istiyor. Kısaca ilan ambargosu bile konmuş.

Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı, Barzani, Kandil, etnik ırkçılar ve Ermeni yönetimi AKP adayının kazanmasını bekliyorlar. Batılı sözde dostlarımız da onlardan farklı değil... Sorunları kendi çıkarları yönünde çözmede cesur adam ve açılımcı lider arayanlar herhalde Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’nu destekleyecek değiller...

İsrail Ortadoğu’da, Rusya Ukrayna’da egemenlik alanları yaratırken ve güç toplarken en ufak bir tavize fırsat vermezken, Türkiye açılım ve çözüm adı altında ufalanma, milleti ayrıştırmakla ve devleti etkisizleştirmekle uğraşıyor. Tezgahın ve kumpasların yürütülebilmesi için ülkenin temel kurumları hedef alındı, onlara güç ve itibar kaybettirildi. Cemaat-iktidar işbirliği şimdi geri tepti. Her türlü hukuksuzluğu ve yargısız infazları dün birlikte gerçekleştirenlerin, halkı gazete manşetleri ile yanıltanların, bugün polislere yönelen hukuksuzluktan şikayet etme hakları olamaz.

14Haz/140

ANKARA, BAĞDAT OLMAMALIDIR! – Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL

mustafa erkal profANKARA, BAĞDAT OLMAMALIDIR! - Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL

Dünyada küreselleşmeye tepki olarak yükselen milliyetçiliği hesaba katmayanlar, milli menfaate şaşı bakanlar, millet gerçeğine yabancılaştıklarından etnik ve mezhep temelli yaklaşımları aşamazlar. Bundan dolayı milletleşmemiş topluluklar etnik ve mezhep çatışmalarının dışına zor çıkarlar. Zihinlerinde milletleşmeye ters bakanlar ve gençlik yıllarında bu yolda şartlandırılanlar, etnik ve mezhep odaklı ezberi bir türlü terk edemezler. Bundan dolayı Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde ölen vatandaşlarımızın Sünni mi yoksa alevi mi olması bazıları için merak konusu olur. Oysa mezhebi ne olursa olsun ölen vatandaşımız için acı duyarız. Bizim geleneğimizde insanlarımızın mezhebi ile uğraşmak yoktur. Hele Anadolu Aleviliğini Şiilik gibi gören çarpık zihniyet kendi kültürü ile de çelişir.

24Nis/140

EGEMENLİK VE EGEMENLİK KAYBI – Prof .Dr. Mustafa E. ERKAL

mustafa erkal profEGEMENLİK VE EGEMENLİK KAYBI - Prof .Dr. Mustafa E. ERKAL

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı kutlarım. Milli bayramlarda iyi bir durum değerlendirmesi yapabilmeliyiz. Son yıllarda bazı devlet adamı diye ortada dolaşanları gördükçe; Milli Mücadelenin muzaffer komutanı ve Devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü daha iyi anlıyor ve takdir ediyoruz. O büyük insan, ABD’de uygulanmakta olan başkanlık sistemini uygun görmemiş ve milletin üstünde hiçbir gücü kabul etmemiştir. Kurtuluş Savaşını da Gazi Meclis TBMM yürütmüştür.

Milli ve dini bayramlarımızı gerektiği gibi anlamak, değerlendirmek ve geçmişten ders almak durumundayız. Milletin egemenliğinin kalbi TBMM’dir. Onun üstünde bir kuvvet yoktur ve egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyen Atatürk, milletin egemenliğine işaret etmiştir. Amasya Tamimi’nde yer alan “milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır” ifadesi Türk Milletine olan güveni belirtir. Milliyetçilik, milli egemenlik ve yükselen demokrasi yeni Türk Devletinin kilometre taşları olmuştur.