TERÖRDEN DERS ALAMADIK – Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL
TERÖRDEN DERS ALAMADIK - Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL
Çağlayan Adalet Sarayı’nda şehit verdiğimiz savcımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Oyunu kurallarına göre oynamama hastalığımız ve Şark laubaliliği bize pahalıya mal oluyor. Silah ve bomba içeri sokulabiliyor. Adı geçen terör örgütü taşeron bir örgüttür. Anlaşılan sözde komşumuz ve dostumuz, adalarımızı işgal eden Yunanistan onu kullanıyor.
Terörle mücadelede anlaşılmaz hoşgörü değişik terör örgütlerini azdırmıştır. Terör örgütlerine karşı mücadelede zaaf göstermekle, daha fazla demokratikleşme ile onları hedeflerinden caydıramazsınız. Çünkü bunların hedefi demokrasi değildir. PKK’ya karşı içli dışlı sürdürülen pazarlık ve muhabbet ve garip açılım ve sözde çözüm süreci, terör örgütlerini heveslendirmiştir. Bir açılım da DHKP-C beklemektedir. Aşırı sol terör örgütü öne çıkarılarak PKK kamufle edilmektedir. Adeta İç Güvenlik Yasasına meşruluk kazandırılmaktadır. Kan dökmeye susamış olanlarla hukuk devletinin gereklerinden taviz verilerek mücadele edilemez. Bu mücadele uzun solukludur. Uzun sürdü diye taviz verilemez. Yanlış yapıp mücadeleyi müzakereye dönüştürürseniz; Devlete itibar kaybettirir, örgütü siyasallaştırır, canlandırırsınız. Hatta sorunu milletlerarası hale de getirirsiniz.
Uzun bir süredir bu örgüt İstanbul’da eylemler yapmaktadır. Okmeydanı adeta terör örgütünün antrenman sahasıdır. Bürokraside ve özellikle Emniyetteki tasfiyelerin, personelin uzmanlık sahası dışında kullanılmasının ve kamplaşmanın birçok kurumda olduğu gibi güvenlik birimlerini de etkilediği görülmektedir. Aslında istihbarat zafiyeti buna dayanabilir. Ülke birbiriyle uğraştığından ihanet odakları rahat faaliyet alanı bulmaktadır. Nasıl olsa onların renkli, resimli propagandasını yapan sorumsuz yayın organları da var!
Sayın Başbakan “Saldırı Türk demokrasisine karşı yapılmıştır” derken sayın Cumhurbaşkanı “Demokrasi böyle olaylarla pes etmez” diyor. Diğer bir beyanatında da “parlamenter demokrasi bekleme odasına sokulmuştur” sözlerini sarf ediyor. Beyanatlarda çelişki üzerine çelişki sürüyor.
Maalesef toplumun gerildiği, gerginliğin arttığı, siyasi istikrarın var zannedildiği bir yerde ekonomik istikrar da olmuyor. Nitekim, birçok gösterge olumsuz çıkıyor. 2015’de sıcak para girişleri ve dış borç bulmada da zorlanacağız. Dış borcu yine dış borçla karşılama kısır döngüsü işliyor. Gelir yaratamayan ekonomi, gelir dağılımını da sağlıklı yapamaz. Talepteki düşüşü biraz olsun içimizdeki yabancılar karşılıyor. Ekonomik Güven Endeksi Mart ayında bir önceki aya göre %15,4 değer kaybetmiş. Büyüme %2,9’a gerilemiş. Fert başına milli gelir %4 düşüşle 10.404 $ olmuş. Özel sektör yatırımdan kaçınıyor. Kamu ise yatırıma doğru dürüst pay ayıramıyor. Yatırım düşüklüğü işsizliği fiilen %17,5’e tırmandırmış. Yabancı ülkelerde durgunluk bizi de etkiliyor. İhracat düşüyor. Tarım dışına çıkan faal nüfus son derece önemli. Servet ve gelir dağılımındaki bozulma yoksullaşmayı tetikliyor. Yolsuzluklar zirve yapmış. İthalata bağımlılık ara malında %70’i bulmuş. Yerli sermaye yurt dışına kaçıyor. Yabancısı da riskli beş ülkeden biri olduğumuz için Türkiye’ye gelmekten çekiniyor. Enflasyon yükseliyor. Sadece kırmızı et son iki ayda %35 artıyor. Dar ve sabit gelirliler perişan durumda. Vatandaş tüketimden kaçıyor, para harcamak istemiyor. Orta sınıf çöküyor. 56.000 esnaf kepenk indiriyor.
İktisat dışı alanda Memnuniyet Endeksi sürekli düşüyor. Piyango gibi torba yasalara nelerin girip yasalaşacağı belli olmadığından güven sarsılıyor. Parlamenter demokrasi rafa kaldırılıp başkanlık sistemi ve diğer sivil darbelerle devlete makas değiştirtiliyor. Özerk bölgeler öne çıkıyor. Sözde çözüm süreci ile çözülüyoruz. Milli kimliksiz bir anayasa yeni diye yutturuluyor. Türkçe yer adları değiştiriliyor. T.C. ve milli semboller artık devre dışı... Hukuk devleti parti devletine dönüşüyor. İç güvenlik yasasıyla kuvvetler ayrılığı zayıflatılıyor. Valiler üstün yetkili kılınıyor. Askerin operasyonları önleniyor. Yürürlükte olan anayasa sürekli çiğneniyor. Cumhurbaşkanı parti başkanı gibi. Yeni anayasa ile yeni Türkiye’ye gidiyoruz. Aynen yeni bir Titanik faciası gibi...
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.