
Prof.Dr. Ahmet Haluk Dursun – “Kültürü Savunan Adam” belgeseli GALASI..
GALA Tarihi ; 20 Ağustos 2021 Cuma Saat; 20:00 Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi İSTANBUL
Bir Filistinlinin Türk halkına yazdığı mektup
Bir Filistinlinin Türk halkına yazdığı mektup
Merhaba‚
Ben bir Filistinliyim.
Arapım.
Bugüne kadar bize çok yardım ettiniz.
Ama artık etmeyin...
Neden?
Çünkü biz bu yardımlarınızı hak etmiyoruz.
Evet‚ hak etmiyoruz.
1837 yılında biz henüz Osmanlı toprağı iken Filistin bölgesinde sadece 9000 Yahudi yaşıyordu.
Onlar da bizim gibi Osmanlı vatandaşıydı.
1860 yılında Rusya ve Avrupa´daki gelişmeler nedeniyle topraklarımıza Yahudi göçü başladı‚ böylece ilk Yahudi yerleşimi kuruldu.
Gelen Yahudiler hepsi parayla‚ altınla geliyorlardı.
Bu da bizim çok hoşumuza gidiyordu.
1882 yılına geldiğimizde Filistin´de 2. Yahudi yerleşimi kuruldu.
50 sene önce sadece 9000 olan Yahudi nüfusu 1882´de 50.000 olmuştu.
FİİLEN İŞGAL ALTINDAYIZ
Gaziantep Kent Konseyine gelen bir mektup
FİİLEN İŞGAL ALTINDAYIZ
Tatil ya, sokaklara çıktılar, korkunç kalabalıklar oluşturdular. İş günlerinde arada kaynıyor, tek tek göze batmıyorlardı ama bayramda aileleri ile birlikte sokaklara çıkınca insanın kanını donduracak, ürpertecek, sorgulamaya yöneltecek korkunç tablo ile karşı karşıya kaldık.
Gördük ki İstanbul çoktan bizim olmaktan çıkmış. Her yerdeler ve her yeri ele geçirmişler. Koskoca şehirde onlar çoğunluk olmuş, biz azınlık durumuna düşmüşüz.
Yani İstanbul fiilen artık onların eline geçmiş. Abartmıyorum İstanbul sahillerinde yüzlerce Afgan, Suriyeli toplu halde denize giriyor. Türk babalar ailelerini onların kirli bakışlarından uzak tutmak için bedenleriyle âdeta etten duvar örüyorlar.
Dağ taş Suriyeli kaynıyor. Arap kaynıyor..Afgan kaynıyor. Mesire yerlerine gidiyorsunuz binlerce Suriyeli çimenlere yayılmış, Türkler ise kıyıda köşede ve bu sürüden biraz uzakta kendine yer arıyor.
Artık "Suriyeli Hasan İzmir'deki yangını söndürmek için avuçlarıyla toprak taşıdı" yalan haberleri de örtemez bu gerçeği... Kaç kişi olduğuna dair elde kesin veri yok ama korkunç kalabalıklar halindeler. Irak, Libya, Pakistan, Cezayir, Fas, Ürdün.... ne ararsan Türkiye'de.
Gerçeği görün artık bu, basit bir "mülteci" sorunu değil. Bu, düpedüz bir işgal. Bu, emperyalistlerin bir ülkeyi ele geçirmek amacıyla başvurdukları çok eski bir soğuk savaş taktiği. Kan yok, savaş yok.
Naciye Yaşar yengemiz hanımefendiyi de kaybettik
Kocaeli Kandıralılar Derneği Başkan Yardımcısı ve İYİ Parti İzmit İlçe Muhasibi Salim Yaşar’ın sevgili eşi Naciye Yaşar yengemiz hanımefendi vefat etti.
İstanbul Altınbaş Üniversitesi İngilizce Ekonomi Bölümü mezunu Pervin Yaşar ve e. Kocaeli Bölgesi Futbol hakemi Volkan Yaşar'ın da annesi olan Naciye Yaşar (52) İstanbul Okan Hastanesi'nde kanser tedavisi görmekteydi.
Naciye Yaşar’ın cenazesi 29 Temmuz 2021 Perşembe günü;
SABAH; Okan Üniversitesi Hastanesinden alınacak,
ÖĞLEDEN sonra; Kandıra Çalköy’de Baba Ocağında helallik alınacak,
İKİNDİ namazına müteakiben; Kandıra Gebeli Mahallesinde (Köyü) Gebeli Kabristanında ebediyete tevdi edilecektir.
Naciye Yaşar yengemiz hanımefendiye Rabim rahmetini lütfetsin, mekanını, makamını Cennet eylesin..
Başta Salim Yaşar kardeşim olmak üzere; evlatları, akrabaları ve Yaşar ailesinin dostlarına başsağlığı ve sabır dilerim.
BAYRAMLIK İKRAMIM TEBESSÜMÜNÜZE VESİLE OLSUN – Cafer GENÇ
BAYRAMLIK İKRAMIM TEBESSÜMÜNÜZE VESİLE OLSUN – Cafer GENÇ
Türk milleti olarak 2 dini bayramımız ve 4 milli bayramımız var. Dini ve milli bayramlarımız hayatımızın müstesna günleridir. Bayramlar, birliğin ve dirliğin, ilginin ve sevginin özel ve güzel tarifidir.
Koronavirüs salgını sebebiyle 2 yıldır dini ve milli bayramlarımızı sıkıntılı, stresli günlerde gergin durumlar yaşayarak geçirdik. Gerilim, hayatımızın bir parçası oldu. Dolayısıyla bugünlerde, "iyi, güzel olan her şeye" ihtiyacımız var. Bu bayram. moral için iyi gelir inşallah diyeyim.
Mübarek Kurban Bayramını idrak ediyoruz. Bu, “bayramlık” yazımın sizleri, az da olsa rahatlatmış olmasını istiyorum. Tebessümünüze vesile olsun diyerek ve okumak için zamanınızın olacağını düşünerek birkaç fıkra ile normalleşme sürecine katkıda bulunmuş olayım.
HASBİHAL – Mustafa ÇALIŞAN
HASBİHAL – Mustafa ÇALIŞAN Gazeteci – Yazar
Muhterem kardeşlerim, malumunuz ben bir Parkinson hastasıyım. Bundan 5 yıl önce bu hastalığın teşhisi konuldu. Hastalık diyorum ama bulaşıcı veya aileden gelen kalıtsal bir hastalık değildir. Açıkçası nasıl ortaya çıktığını ve bu hastalığın neyin tetiklediğini kimse bilmiyor. Lakin bilinen o ki; beyindeki dopamin hücrelerinin giderek artan bir hızla ölmesinden kaynaklandığı bulunmuş. Normalde her insan yaşlandıkça dopamin hücrelerinin bir kısmını kaybeder fakat Parkinson hastalığında bu durum daha hızlı bir şekilde gerçekleşiyor.