
MUTLAKA OKUYUN – Prof.Dr. Ergün ÇİL
Sevgili Emin Çölaşan Bey,
Ben vaktinizi almadan doğrudan konuya gireceğim. Bu ay Samos adasına gittim. 4-5 gün kaldım. Orada Yunanlı arkadaşlarım oldu, bunlardan birisi de Costas idi. Onunla çok iyi dost olduk. Kültürlü, saygılı, adam gibi bir adam. İngilizcesi oldukça iyi. Döneceğim gün öğlen yemeğine ısrarla davet etti.
Halit Molla’yı Anma Günü..
21 Haziran 2019 Cuma Namazını Müteakip Cümle İsimsiz Kahramanlara ve Kahraman Halit Molla'nın Ruhuna Sıraköy Kabristanlığındaki Mezarı Başında Torunları Olan Kut'lu Türk Milletince Kur'an Tilaveti Yapılacaktır..
Allah Kabul ve Rahmet Eylesin.. Amin..
TANTAN, SURİYELİ GERÇEĞİNİ AÇIKLADI!
TANTAN, SURİYELİ GERÇEĞİNİ AÇIKLADI!
Eski İçişleri Bakanı Tantan, Suriye politikasıyla ilgili çok çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Tantan, "Ateş Türkiye'ye sıçrayabilir" dedi.
Prof.Dr. İbrahim ÖZTEK hocamdan aldığım bayram mesajı!.. (Hocam bu ülkenin hainleri bitmez derler di.. İnandım..)
Beni sevenlerden ÖZEL RİCAM;
Bugün www.ahsenokyar.com bloğumda yayınladığım;
Türkiye’yi işgal projesinde 2019 kritik tarih – Mustafa ÖNSEL Eski Jandarma istihbarat Kurmay Albay
Yayınlandığı Tarih: 29 Eylül 2017 ve yarın yayınlayacağım
TÜRKİYE'Yİ İŞGALE Mİ HAZIRLIYORLAR? - Hasip SARIGÖZ
yazılarını dikkatlice okuyup yorum ve değerlendirmelerinizi ahsenokyar@gmail.com adresine gönderebilirmisiniz..
Binaydan hayırlı gecenin sabahında herşeyin gönlünüzce yaşanmasını dilerim..
İslam’da resim ve heykel yasağı var mıdır?.. / Prof.Dr. Nusret ÇAM*
Resmin yasak olduğunu ileri sürenlerin en kuvvetli delilleri bile ya sahih olmaktan uzaktır, ya da resmi değil, putperestliği yasaklamaktadır.
İSLAM’da resim yapmanın yasaklandığını iddia edenler ayetleri değil, hep hadisleri delil getirirler. Bu konuda en çok bilinenlerden biri ise “Allah katında kıyamet günü azabı en şiddetli olan kimseler musavvirlerdir (resim yapanlardır)” hadisidir.
Bu hadisi yüzeysel bir bakışla ele aldığımız zaman herhangi bir şirk maksadı olmaksızın yalnızca içindeki estetik duygu veya mesleği icabı bir çocuk, çiçek, kuş resmi yapan kimsenin, Kuran’da çok acıklı azaba çarptırılacağı bildirilen katilden, soyguncudan, putperestten daha şiddetli azaba muhatap olacağını düşünmek gerekir. Oysa bu, aklen ve dinen mümkün değildir. Eğer resim yapmak bu kadar büyük cezayı gerektirseydi, mutlaka Kuran’da açık açık zikredilmesi icap ederdi. Kaldı ki, buradaki “musavvir” kelimesinden maksadın, tapmak için put yapan kimseler olduğu “azabı en şiddetli” ifadesinde zaten zımnen mevcuttur. Zira dinimize göre en şiddetli cezaya çarptırılacak olan kimseler putperestlerdir.
HZ. AYŞE’NİN PERDESİ
“Her kim hayat sahibi bir suret resmederse, ‘Hadi buna can ver bakalım’ denilerek azap edilir. Halbuki o, hayat vermek kudretini haiz değildir” sözleriyle yer alan hadis de bir öncekinin anlam bakımından aynısıdır. Diğer taraftan, “Hz. Ayşe’nin, üzerinde resimler olan bir perdesi vardı. Onu evin kapısına asmıştı. Allah’ın Resulü: ‘Onu gözümün önünden kaldır” dedi. Hz. Ayşe diyor ki: ‘Onu oradan kaldırıp iki yastık yaptım.” Bu perdenin indirilmesini gerektiren sebep, resmin kendisi değil, onun caminin içinden geçilerek girilen evin kapısında olmasıydı. Bu durumda Müslümanlar üzerinde kuş figürü bulunan bu perdeyi caminin bir parçası olarak kabul ederek camide kuş figürü bulunmasını Peygamber’in sünnetiymiş gibi kabul edecekti. Peygamber’in rahatsız olduğu asıl konu bu idi. Eğer O resimden rahatsız olsaydı ondan yastık yapılmasına da izin vermezdi.
KANATLI AT OYUNCAĞI
Diğer bir hadis de şöyledir: “Allah’ın Resulü, Ayşe’nin oyuncaklarla oynadığını görünce, Ona: “Bu nedir?” diye sorar. O da: “Kızlarım” cevabını verir. “Ya ortadakiler?” diye sorunca Ayşe “Attır” cevabını verir. Peygamber yine sorar: “Peki onun sırtındakiler nedir?” Ayşe: “Kanatlar” diye cevaplandırır. Bunun üzerine Allah resulü: “Bir kanatlı at, ha?” diye hayretini belirtince Ayşe de: “Duymadın mı ki, Süleyman Peygamber’in de kanatlı atları vardı” diye nefis bir cevap verir. Bunun üzerine Resulullah, azı dişleri görünecek şekilde güler.”
EVİNDEKİ YEDİ FİGÜR
Arapça bilenlerin daha iyi anlayacağı üzere, bu hadise göre Peygamber’in evinde yedi tane figür bulunmaktadır. Bu sayı yastıklardaki iki kuş figürü ile beraber dokuzu bulacaktır. Peygamberin evinde bu resimlerin bulunduğunu bilmemiz karşısında “İçinde resim olan eve melekler girmez” hadisinin sahih olamayacağı kendiliğinden ortaya çıkar. Zaten hadisçiler de bu hadisi zayıf olarak nitelerler. Kaldı ki “Bu melek, Cebrail mi, Azrail mi, İsrafil mi, Yazıcı melekleri mi, Mikâil mi, rahmet melekleri” sorusu bu sözün uydurma olduğunu iyice açığa çıkaracaktır.
Çünkü Cebrail, Peygamber evdeyken de vahiy getirdiği gibi, İsrafil sadece kıyamet gününü ilan etmekle, Mikail tabiat kuvvetlerini idare etmekle görevlidir. Can almakla görevli olan Azrail’in görevini yapmasına resim vs. engel olabilir mi? İçinde resim bulunan eve ‘Yazıcı Melekler’in giremeyeceğini düşünmek günah işlemek isteyenler için bulunmaz bir nimet olarak kabul edilebilir. Zira bazı aklı evvel kimseler günah işleyecekleri zaman evlerine böyle resimler koyup güya Yazıcı Melekleri engelleyebilirler! Görülüyor ki resmin yasak olduğunu ileri sürenlerin en kuvvetli delilleri bile ya sahih olmaktan uzaktır, ya da resmi değil, putperestliği yasaklamaktadır. Putperestlik ise eşyanın kendisinden çok, düşünce ve değer sistemi ile alakalıdır.
* Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
TURİZMDE HER ŞEY GÜZEL OLACAK MI? – Bahattin YÜCEL
TURİZMDE HER ŞEY GÜZEL OLACAK MI? – Bahattin YÜCEL
Türkiye’de siyaset kurumu dünya ölçeğinde bir marka olan İstanbul’da, yerel seçimleri aradan geçen yaklaşık 1,5 aylık sürede sonuçlandıramadı.
Kötüye değil çok kötüye giden ekonominin, günlük hayatımızdaki etkilerinin daha az tartışılmasına, Ortadoğu’da girilen diplomasi çıkmazını kamuoyundan gizlemeye yarasa da, iktidarın bu tutumu sürerse; önümüzdeki günlerde ülkede “her şeyin çok güzel” olacağı hayli kuşkulu.
Dürüst Olayım: Gelecek Çok Zor Olacak!… / Gürkan AVCI
Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi (DESAM) Başkanı Gürkan Avcı’nın ‘DESAM Gençlik Konferansları’ toplantısında yaptığı konuşma özeti takdim olunur.
Dürüst Olayım: Gelecek Çok Zor Olacak!... / Gürkan AVCI
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruluş kod ve felsefesi itibariyle muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak istiyor. Hedef en ileri ahlak, bilgi ve teknoloji toplumu olmak. Hedef çok doğru çünkü 21. Yüzyılın dijital çağında bilgi, ahlak ve teknoloji üretmeyen milletler ya yok olacak ya da sefil köle bir toplum.
Mesele şu! Nasıl muasır medeniyet seviyesinin üzerinde yükselen bir Türkiye’ye dönüşürüz? Şu an hangi düzeydeyiz? Avantajlarımız ve engellerimiz neler? Nasıl başarabiliriz?
Dost acı söyler! Çok gerideyiz. Doğru bir yol haritası ve tam konsantrasyonla 25 yıl kadar çok sıkı çalışırsak zafer mümkün! Bu arada dijital çağın yenidünya düzeninde 10 yıla kalmaz tüm fırsat kapıları yeni bir çağ başlayana dek açılmamak üzere kapanacak, bilesiniz…
Dikkate almaya değmez mi?
AKPartili esnafsın, bankada acil işin var. Dükkanda kalfa, çırak yok. Kilit vurmak yerine dükkanı CHP'li yan komşun kasap Mehmet’e emanet edersin; komşu gözkulak olur musun bir saat işim var dersin, o da kendi dükkanı gibi bakar, AK Parti il merkezini arayıp bu ricada bulunamazsın. Bulunsan da gelip dükkanını bekleyen olmaz.
CHP’lisin gece saat 02:00, 3 yaşındaki bebeğin ateşlenmiş altında araban yok, AK Partili üst komşun emekli memur Rıza amcanın zilini çalarsın, pijamalarıyla koşar gelir. Alır oğlunu götürür hastaneye. Gece boyu seninle nöbet tutar başında. CHP il başkanlığını aramazsın. O saatte arasan da bırak geleni, telefona bakan bile olmaz.
Eeee, çocuk büyüdü artık. Okula yazdıracaksın. Araştırdın sordun soruşturdun. Herkes Nalan öğretmen iyidir dedi. Gittin okula kayıt için, bir de baktın ki MHP il başkanının eşi. Bildiğin koyu ülkücü. Vazgeçmezsin, okulda CHP’li AKP’li öğretmen aramazsın. O bildiğin ülkücü öğretmene emanet edersin çocuğunun geleceğini. Senden benden de iyi sahip çıkar. Kendi çocuğu gibi gözünden bile sakınır.
O partilisin, bu partilisin, ideolojin, fikrin ne olursa olsun bu yaşına kadar yanında olduğun, sokağa çıktığında selâmlaştığın, hal hatırını soran dostların, arkadaşların, komşuların, akrabaların seninle aynı fikri paylaşmak zorunda değildir. Ve yaşadığın sürece iyi yada kötü gününde bu insanlar senin yanındadır her zaman. . .
Düğün dernek edersin misafirlerinin arasında AK Partili de, CHP'li de, MHP'li de, diğer partililer de vardır...
Hediye getirirler, altın takarlar; cenazen olur taziyeye gelirler. Yeri gelir tabutunun altına hep birlikte girer, omuz verirler. Arkandan helal ederler haklarını. Düğününe, taziyene AK Parti Genel Başkanı gelmez, Cumhurbaşkanı gelmez, CHP Genel Başkanı gelmez, MHP Genel Başkanı ya da Başbakan da gelmez…
Selânı bile duymaz onlar. Ama olur da onlar yüzünden kırarsan sevdiklerini bu sefer işte o zaman yalnız hissedersin kendini. Komşunla, eşinle, dostunla tepişme...
Dünya bir tane ve hepimiz burada yaşıyoruz, ama acı ama tatlı.
Daha sıkı sarılalım birbirimize.
Klavye başında klavye canavarı,direksiyon başında direksiyon canavarı olmayalım.
İlginç… Çok ilginç.
AKLIM ALMIYOR, BİRİSİ AÇIKLASIN LÜTFEN...
Oy kabinine giriyorsun,
4 farklı oy kullanıp tek zarf içine pusulaları koyuyor ve sandığa atıyorsun.
Aaa o da ne?.. kullandığım oylardan 3'ü geçerli, biri geçersiz.
Sandık aynı sandık, başkan aynı başkan, kurul üyeleri aynı, zarf aynı...
İlginç... Çok ilginç…