
BEN BİR ÖĞRETMENİM (Şehit Aybüke Öğretmen Anısına) – Cafer GENÇ
BEN BİR ÖĞRETMENİM (Şehit Aybüke Öğretmen Anısına) – Cafer GENÇ
Ben Bir Öğretmenim, biz öğretmeniz, hepimiz Aybükeyiz...
SİZ; hiç, "size mektup yazdım, şiir yazdım..." denilmesindeki, sevginin anlatıldığı bir söz ile bir kitap yazılabileceğini biliyor musunuz?
SİZ; hiç, okul boş iken duvarlarındaki sevinç çığlıklarının yankılarını duydunuz mu? Gülümseyen hayallerin yansımalarını gördünüz mü?
SİZ; hiç, oyun oynarken mağlubiyet yaşamasın, hep kazansın, sevinsin diye kaybetme numarası ile sanatkarlık yaptınız mı?
SİZ; hiç, "hadi bir türkü söyle" dediğinizde, yanık nağmelerin okulu titrettiğini, yüreğinizin parçaladığını hissettiniz mi?
SİZ; hiç, kurduğu hayallere ulaşması, çocuksu dünyasını yaşaması için, niçin "hayallerime dokunma" demesindeki masumiyetin sırrını çözebildiniz mi?
Aybüke öğretmenimizin 9 Haziran 2017 günü, Batman’da, teröristlerce şehit edilmesi milletimizi derinden sarsmıştı. Çok sevdiği öğrencilerine karne dağıtmak üzere okuluna giderken üzerine kurşun yağdirılması, bizleri de yüreğimizden vurmuştu..
Zoom toplantılarımız devam ediyor..
14 Haziran 2020 Pazar / Akça Koca Kültür Platformunun İstanbul Aydın Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof.Dr. Hacı Duran hocamızın “SALGIN HASTALIKLAR, AİLE VE EĞİTİM” başlıklı Zoom toplantısı 14 Haziran 2020 Pazar günü Saat: 21.00’de başladı 23 sularında tamamlandı.
Aman Dikkat, Salgın Bitmedi! – Dr. H. İbrahim KAHRAMAN
Aman Dikkat, Salgın Bitmedi! - Dr.H. İbrahim KAHRAMAN
Dünya bu günlerde bir büyük salgının(pandemi) nelere sebep olabildiğini bizzat yaşayarak görmektedir. Kendi başına canlılığı bile tartışmalı olan virüs ailesinden bir yaratık insanlığı teslim almış görülmektedir. Virüsler kendi başlarına bağımsız yaşayamazlar. Canlılıkları İnsan, hayvan veya bitki hücrelerine bağımlıdır. Normal mikroskopla görülemezler. Elektron mikroskobu denilen çok daha fazla büyütmelerle görülebilirler. Bu virüs salgınının meydana getirdiği teslim alış insanların günlük hayat anlayışlarında derin değişiklikler yapmış ve yapmaya devam edecektir. İş anlayışımızda, eğitim şeklimizde, tatil tarzımızda, alış veriş davranışlarımızda velhasıl her alanda yeni farklılıklar oluşmasına sebep olmuş ve bu değişimler daha da devam edecektir. İnsanların doğal hayat ile ilişkilerinde de çok yeni düzenlemeler yapmasına sebep olmuş, insanoğlu yaşadığı çevre ile de yeni bir davranış biçimini edinmeye çalışmaktadır. Karantina uygulaması yapılan alanlarda bitki, hayvan ve denizlerimizde enteresan gelişmeler görülmüştür.
Kocaeli Kandıralılar Derneğinin 14. olağan genel kurulu 30 Haziran 2020 Salı günü Otel Asya’da toplanacak
KONGRE İLANI
Değerli Üyelerimiz,
Corona virüs salgını sebebiyle ertelediğimiz Kocaeli Kandıralılar Derneği’nin 14. Olağan Genel Kurulu, 23 Haziran 2020 Salı günü, Saat: 18.30’de aşağıdaki gündemi görüşmek üzere OTEL ASYA-İZMİT adresinde toplanacaktır.
Çoğunluğun sağlanamaması halinde toplantı 30 Haziran 2020 Salı günü aynı yer ve saatte yapılacaktır.
Üyelerimizin Genel Kurulumuza teşriflerini rica ederiz.
KOCAELİ KANDIRALILAR DERNEĞİ YÖNETİM KURULU
GÜNDEM :
1- Açılış ve Başkanlık Divanı seçimi.
2- Saygı Duruşu
3- Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu ve Mali Raporu ile Denetim Kurulu Raporunun okunması
4- Raporlar üzerinde görüşme ve raporların, Yönetim ile Denetim Kurullarının ayrı ayrı ibrası.
5- Gelecek dönem bütçesinin görüşülmesi, aidat ve mali konularda karar alınması.
6- Seçimler (iki yıl görev yapmak üzere)
a) Yönetim Kurulu (9) asil ve (9) yedek üyeleri.
b) Denetim Kurulu (5) asil ve (5) yedek üyelerinin seçimi.
c) Danışma Kurulu (50 kişi) Seçimi
7- Dilek ve temenniler
8- Kapanış
İM BU KAHRAMAN? – Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
KİM BU KAHRAMAN? - Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
Beş sene önce kaleme aldığım bir yazı bu. Doğu Türkistan’ın yiğit evladı Hamit Göktürk buldu çıkardı bu makaleyi. Minnettarım kendisine. Şöyle diyorum bu sohbetimde;
Evden çıkarken gazete haberlerinde turizm operatörleri Çin’in işgali altındaki Doğu Türkistan’a çok ucuz turlar düzenlediğini okudum! Haber internette en fazla tıklanan bir gelişmeymiş. Benim hiç postaneye uğradığım, mektup falan attığım yok ama geçen bir gittim özellikle “Vefatının 50. Ölüm Yıldönümü’nde Mehmet Emin Buğra” pulu aldım!. Öyle bir sevindim ki sormayın?!.
Zaten evden çıkarken yaprağını kopardığım günlük takvimden aklımda kalmıştı “Bugün Vefat Eden Ünlüler”in ilk sırasında “Bağımsız Doğu Türkistan Devleti’nin ilk Cumhurbaşkanı Mehmet Emin Buğra bugün Ankara’da vefat etti-1965” böyle bir tarihi not vardı!…
Hemen biraz ilerde AVM’deki büyük kitapçıya uğradım torunumun tatil kitapları için. Aklıma geldi sonra “Mehmet Emin Buğra’nın şiir veya diğer çalışmalarından herhangi bir kitap var mıdır?” demeye kalmadan İngilizce olarak, “Hangi Dilde istersiniz?” diye sordu tezgâhtar bayan. Beni herhalde yabancı zannetti. Hiç bozmadım. “Fransızca ve Almanca” deyiverdim. Baskılarının tükendiğini belirtti! Fakat Rusça ve Çince arzu edersem verebileceğini belirtti tebessüm ederek. Ben de hem Türkiye Türkçesi, hem de Osmanlıcasını istedim. Çünkü en fazla konuşulan bütün dünya dillerine meğer tercüme edilmiş Mehmet Emin Buğra’nın eserleri!… Sevindim. Tezgâhtar bir de “Merhum Mehmet Emin Buğra’nın Türkiye’de yayınladığı Doğu Türkistan Dergisi ve Türkistan’ın Sesi Dergilerinin tıpkıbasımını isterseniz size takdim edebilirim!” deyince sevincim artarak devam etti. “Olur” dedim heyecanla. Onları da aldım. Bir de “Mehmet Emin Buğra Albümü” yayınlanmış, itibar baskılı, büyük boy bir kitap olmuş. Bunlara bir tane de Uygur Türkçesi Opera eseri ekledim. Hepsi kocaman bir paket oldu. İnşallah taşıyabilirim.
Yakup Akyıldız kardeşimi ziyaret etmeden olmaz!..
8 Haziran 2020 Pazartesi / Aylar sonra ilk defa Kandıra’ya geçtim..
ARAPLAR NEDEN TÜRKLERİ SEVMEZ? – Prof. Dr. Zeki ARSLANTÜRK
ARAPLAR NEDEN TÜRKLERİ SEVMEZ? - Prof.Dr. Zeki ARSLANTÜRK
İslam Ümmetinin kaderini belirleyen üç kavim önemlidir: Araplar, Türkler ve İranlılar.
İslam Dini Arap Kavminin yayılma bölgesinde ortaya çıkmış bu nedenle ilk muhatabı Arap Kavmidir ve dolayısıyla de Kur’an Arapça’dır. Son ve evrensel din olma iddiası, onu Arap Kavminin dışına taşırmıştır. Kur’an’ın muhatabı bütün insanlıktır. Bu nedenle Medine İslam Devleti etrafında çerçevenin genişlemesi İslam’ın Araplar’ın milli dini olduğu anlamına gelmez.
Ailemizin en küçük ferdi İhsan Erim Okyar ve büyükleri misafirimiz oldu..
10 Haziran 2020 Çarşamba / Saat; 18.30 sularında büyük ağabeyimin oğlu, değerli kardeşim Erhan Okyar ve ailesi çardağımızın misafiri oldu..
16 Haziran 1978 tarihinde ebediyete uğurladığımız Mehmet Akif Bekiroğlu hocamıza Allah rahmet eylesin.. Sanki dün gibi.. 42.sene geride kalmış..
16 Haziran 1978 tarihinde ebediyete uğurladığımız Mehmet Akif Bekiroğlu hocamıza Allah’tan rahmet dilerim..
İstanbul Fındıkzade’deki Kocaeli Yurdunda 1970’li yıllarda birlikte kaldığımız, Kandıra’da öğretmenliği sırasında faydalı çalışmalar yapan güzel insan değerli ağabeyim Mehmet Akif Bekiroğlu’nu kaybedişimizin 42. yıldönümünde rahmetle anıyorum.
ÇOK İLGİNÇ
ÇOK İLGİNÇ İnsan eğer 5 TL. yi sadaka verecek olsa bu miktarı çok bulur ama 5 TL ile mağazadan birşey almaya gitse alacak birşey bulamaz.
ÇOK İLGİNÇ
İnsan 10 dk. zikir edecek olsa bu zamanı çok bulur ama bir film veya maç olsa bir buçuk saatlik zaman onun için hemen geçiverir.
ÇOK İLGİNÇ
İnsan camide bir saat ibadet ederek vakit geçirecek olsa onun için zaman geçmek bilmez ama televizyona bakarken zaman onun için çabucak geçer.
Sufizm’de “SU FELSEFESİ”
Suyun doğası bir felsefe anlatır.
Mesela dağdan akan suyu düşünün.
En az direnç gösteren yolu seçer akmak için.
Yani önüne bir kaya çıkacak olursa vazgeçmez yolundan ama onunla uğraşmaz, kayayla mücadele etmez, etrafından dolaşıp devam eder akmaya.
Suyun bu doğasından alınan ilhamla şöyle der Sufiler:
“Seninle uğraşan hiç kimseyle uğraşma, eğer uğraşırsan onunla aynı yerde kalırsın.
Etrafından dolanıp devam et yoluna.”
Diyelim ki dağdan akan su önüne çıkan kayanın etrafından dolaşamayacak bir yola denk geldi.
O zaman ne yapar?
Birikip, çoğalıp üstünden aşar.
Yok eğer bu da olmuyorsa, sabırla kayayı damla damla delmeye başlar.
Kayayı delmeyi başaran suyun kuvveti değildir tabii ki, damlaların sürekliliğidir ki buna da “sabır” derler.
“Sabretmek” hiçbir şey yapmadan oturmak değildir.
“Sabır dikenin içinde gülü, gecenin içinde gündüzü hayal edebilmektir.” der Şems-i Tebrizi.
Suyun doğası imkansızın bile başarılabileceğini, bunun için sabırlı ve istikrarlı olduğunu öğretir.
Çardağımız kahvaltı için hazır..
10 Haziran 2020 Çarşamba / Kahvaltıya oturduk.. Telefonlardan çıkan sonuç; Bugün yoğun geçecek gibi..
Diyanet ve Ebû Zerr… / Fazlı KÖKSAL –
Diyanet ve Ebû Zerr… / Fazlı KÖKSAL -
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Elazığ Harput’ta 58 milyon 700 bin lira ihale bedeliyle yaptırdığı Uluslararası Harput Diyanet Külliyesi'nin teknik şartnamesine külliye bahçesi için kullanılacak olan ağaçların ‘ithal’ olması şartı koydurduğuna ilişkin haberleri okuyunca aklıma “Ebû Zerr” geldi…
Ebû Zerr’i bilir misiniz? O ilk Müslümanlardandı… Ebû Zerrr, Hz. Osman halife olunca kendi akrabalarını değişik vilayetlere vali olarak tayin emesinin ve onlara Beytülmal'den para vermesinin İslam'a aykırı olduğunu savunarak bu davranışlara karşı durdu…
Hz. Peygamber (sav), Hz. Ali hariç hiç bir Hâşimî’yi önemli görevlere getirmemişti. Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer ise özellikle akrabalarını devlet idaresinden uzak tutmuşlardı. Onlar, uygulamalarıyla Hz. Peygamber (sav) döneminde üstü küllenen asabiyet ateşinin canlanmasına engel olmak istemişler, bunda da önemli ölçüde başarılı olmuşlardı.