Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

ahsen okyar
21Ara/150

Prof.Dr. Hacı Duran İzmit’te dostları ile buluştu

18 Aralık 2015 Cuma / Adıyaman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hacı Duran İzmit’te dostlarını ziyaret etti.

21Ara/150

DAHA AZ REFAH DAHA FAZLA FİKİR – Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ

mehmetcemal-iftigzeli2DAHA AZ REFAH DAHA FAZLA FİKİR - Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ

İstanbul’da 2015 Aralık’taki ilk iki hafta kültürel etkinlikler açısından dopdolu geçti benim için. Önce Türkiye Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM’ın, sonra İslam Araştırmaları Vakfı İSAV’ın uluslararası etkinliklerinin ardından kısa adı UİP-ICP olan Uluslararası İşbirliği Platformu’nun 6. Boğaziçi Zirvesi İstanbul Çırağan Sarayı’nda gerçekleştirildi.

Siz benim yazımın başlığıma bakmayın toplantı “Daha Az Yoksulluk, Daha Fazla Refah” üst başlığı altında “İkiz Hedefler: Yoksulluğu yok etmek, refahı taban seviyesinde büyütmek” ile programa başlandı. Zirvede sanattan spora, eğitimden enerjiye, teknolojiden ekonomiye kadar üç gün çok sayıda konu irdelendi. Çoğuna katıldığım zirvede atılımı UİP’in kurucu başkanı Cengiz Özgencil, koordinasyonu Artım Organizasyonla gerçekleştirmiş. Başarı hanesini çoğaltmış.

21Ara/150

Şükürler olsun ki, 60.yaşı geride bıraktık

20151218_151559

18 Aralık 2015 Cuma / Öğleden sonra arayan Erdal Baykara kardeşime Ofiste olduğunu söyledim.

21Ara/150

Çin Malı – Murat YILMAZ

bayraklıbelediyesi-k

Kategori: Karikatür Yorum yok
20Ara/150

Orhan Kaya; İzmit zengin bir tarihe sahip

5   17 Aralık 2015 Perşembe / Akça Koca Kültür Platformu Gençlerle Başbaşa Programının ikinci konuşmacısı olan Orhan Kaya “İzmit Tarihi ve Kültür Varlıkları Tanıtımı” konusunda bilgi verdi.

20Ara/150

İstanbul Sultangazi’de “KANSERE NEDEN OLAN BESLENME ALIŞKANLIKLARIMIZ” konusunda düzenlediği toplantıda Prof. Dr. Kenan DEMİRKOL’un konuşması.

cicek-yagi-findik-yagi-misirozu-yagi-asla-kullamayin-neden

İstanbul Sultangazi’de “KANSERE NEDEN OLAN BESLENME ALIŞKANLIKLARIMIZ” konusunda düzenlediği toplantıda Prof. Dr. Kenan DEMİRKOL’UN konuşması.

“YAĞ” ve “ŞEKER”

Eğer hayvan merada %100 yeşillikle besleniyorsa, asla başka yabancı gıda almıyorsa, o tereyağı dünyanın en iyi yağıdır. Zeytinyağından da iyidir. Ama marketten satın aldığınız tereyağı ahırda beslenen, pancar küspesi, mısır silajı veya başka tahıllarla beslenen hayvanların yağıdır…

Sizin sağlığınızı korumak için ne yediğinize bakmanız lazım. İşte temel hatalardan biri yağ seçimi. 

Biz ayçiçek yağı, mısırözü yağı, margarin veya endüstriyel tereyağı yediğimiz sürece 
hasta olmaya mahkumuz.

20Ara/150

Kardeşlerim ziyaretime geldi.. Sağolsunlar..

12 Aralık 2015 Cumartesi / Sevgili kardeşlerim ziyaretime geldi.. Sağolsunlar..

19Ara/150

TÜRKLÜĞÜN GURURU PROF.DR. AZİZ SANCAR – Prof.Dr. Mustafa E. ERKAL

mustafa erkal profTÜRKLÜĞÜN GURURU PROF.DR. AZİZ SANCAR - Prof.Dr. Mustafa E. ERKAL

Nobel Tıp Ödülünü kazanan Prof.Dr. Aziz Sancar ile sadece Türkiye değil; Türk Dünyası da gurur duymaktadır. Başarı yolunda şartlanmış, azimle ve israrla çalışanın, yaptığı işten manevi tat alanın varamayacağı hedef yoktur. Milliyetçi camiadan daha nice Aziz Sancar’lar çıkacaktır; yeter ki gençlere iyi rehberlik yapılabilsin. Genç insana tepeden bakılmasın ve küçümsenmesin. Her meslekte en yukarılara tırmanma heyacan ve azmi onlara aşılanabilsin. Sadece iç politika girdabında nice kabiliyetler yok olup gitmektedir. Yurt dışında ve yurt içinde yüksek lisans ve doktora yapan gençlerimize zaman ayıralım ve onlara rehberlik yapabilecek olanlarla gençleri buluşturalım.

Maalesef yurt dışında bazı üzücü örneklerle karşılaştık. Az da olsa bazı derneklerimizde gençlere gerekli sıcak ilgiyi göstermek ve mesafe alabilmelerini sağlamak yerine, onlara olmayacak görevler yükledik. Kaliteli ve donanımlı bir çevre ile değil; sadece hamaset ve duygusallıkla onları tanıştırdık. Kendilerine sohbetlerde ve toplantılarda tatminkâr bilgi ve tecrübeyi kazandırdığımız pek söylenemez. Başarılı birçok çalışma mutlaka yapıldı; ama bu faydalı hizmetleri genelleyemedik. Derneklerimizle tanışan gençlerin bir kısmı aradığını bulamamanın verdiği moral bozukluğu içine girdiler. Maalesef sadece yetişkinler değil, gençler de ülke de birlikte kaybetti. Gerçekler acı da olsa onları örtmeye çalışmak yanlıştır. Ancak bu olumsuzlukların giderilememesi de söz konusu olamaz.

18Ara/150

Nihat Gürer adam gibi adamdır – Cemalettin ÖZTÜRK

SAM_4453Nihat Gürer adam gibi adamdır – Cemalettin ÖZTÜRK

16 Aralık 2015 Çarşamba 05:00

http://www.mansetkocaeli.com/yazar/cemalettin-ozturk/kose-yazisi/nihat-gurer-adam-gibi-adamdir/89187

Adam olmak bir zanaattır.
Sözde kolay gibi gözükebilir ama zordur, sonu yoktur, meşakkatli bir süreçtir.
Farklı bir duruştur.
Erdem sahibi olmaktır. İlkeli, prensipli, öz disiplinli, omurgalı bir yaşam sürmek demektir.

Yaradılış meselesidir.

18Ara/150

Kocaeli Yerel Gazeteleri, 18 Aralık 2015 Cuma

Resim (2)

18Ara/150

TASFİYE İŞLEMLERİ / Erol AKGÜL

TASFİYE İŞLEMLERİ / EROL AKGÜL - Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

LİMİTED ŞİRKETLERİN TASFİYESİ VE İŞLEMLERİ

TASFİYE
Limited şirketlerin tasfiyesi ve işlemleri başlıklı yazımızın konusu ; tasfiye süresince tasfiyenin başlangıcında ve bitişinde yapılacak işlemler, limited şirketler esas alınmak suretiyle açıklanmıştır. Tasfiye işlemlerinin yalnızca ticaret siciline tescille değil; Vergi idaresi, Bağ-kur, SSK gibi kurum ve kuruluşlara da bir takım yükümlülüklerin var olduğu ve bu yükümlülüklerin fazlaca teferruata girmeden olabildiğince işlemlerin neler olduğu ve nelere dikkat edilmesi yazımızdaki asıl amaç olup uygulayıcılara ve meslek mensuplarına yardımcı olmaktır.

Tasfiye, kelime anlamı arıtma, ayıklama, temizleme, hesabı kapatmak anlamındadır.Tasfiye, herhangi bir nedenle faaliyetine son veren, şirketin tüm hesaplarının kapatılmasıdır. Limited şirketler kanun ve şirket ana sözleşmesinde yazılı hallerin meydana gelmesi veya ortaklar kurulu kararı ile sona erer. Sermaye şirketleri, iflastan başka bir nedenle infisah ettiklerinde, durum ortaklar kurulunca ticaret siciline tescil ve ilan ettirilir. İnfisahın ticaret siciline tescil ettirildiği tarih, tasfiyenin başladığı tarih sayılır. Tasfiye süreci, fesih veya infisah edilme halinin meydana gelmesinden başlar, tasfiye işlemlerinin tamamlanmasını müteakip şirket kaydının ticaret sicilinden sildirilmesine kadar devam eder.Tasfiye işlemlerini müteakip ticaret sicilinden kaydının silinmesi ile tüzel kişilik sona bulur.

Limited Şirket aşağıdaki nedenlerden birinin gerçekleşmesi ile sonlanır;
1.Esas sözleşmede belirlenmiş ise belirlenen şirket süresinin bitmesi
2.Şirket sermayesinin üçte ikisinin eksilmesine rağmen ortaklar kurulunca kalan kısımla yetinilmesine veya sermayenin eksilen kısmının tamamlanmasına ilişkin karar alınmaması,
3.Şirketin iflasına karar verilmesi,
4.Şirketin diğer bir şirketle birleşmesi,
5.Şirketin mahkeme kararı ile feshinin istenmesi,
6.Şirket amacının elde edilmiş olması yahut elde edilmesinin imkansız hale gelmesi,
7.Ortak sayısının bire düşmesi veya 50’yi aşması
8.Ortaklar kurulunca şirketin tasfiyesine karar verilmesi, hallerinde şirket tasfiye haline girer.

18Ara/150

“AZİZ SANCAR’IN DURUŞU” DERS OLARAK OKUTULMALI – Yrd.Doç.Dr. Sakin ÖNER

sakin öner“AZİZ SANCAR’IN DURUŞU” DERS OLARAK OKUTULMALI – Yrd.Doç.Dr. Sakin ÖNER

Türk insanının, içte bir bölgemizde devletin bölücülerle savaşından ve dostumuzun kalmadığı dışta Ortadoğu coğrafyasında ne İsa’ya, ne Musa’ya yaranamamızdan bunaldığı ve önünü göremediği bir ortamda, Allah bir hayat öpücüğü ikram etti. Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz SANCAR, dünyanın en prestijli ödülü olan NOBEL’i kimya dalındaki başarılı çalışmaları ile kazandı. Mardin’in bir köyünde doğup yokluklar ve imkansızlıklar içinde yetişen bir Türk çocuğunun inanılmaz başarı öyküsü kadar, ödülü aldıktan sonraki duruşu da son derece etkiliydi.

Bu büyük başarı karşısındaki tevazuu, başarıyı doğrudan kendine mal etmeyip Atatürk’e ve Cumhuriyet’e borçlu olduğunu ifade etmesi, Türk eğitiminin kendisini yetiştirdiğini belirterek eğitim kalitemize vurgu yapması, kadın eğitimine büyük önem vermesi, başarısını “çok çalışmasına borçlu olduğunu” söylemesi, aslını unutmaması ve inkar etmemesi, Türk tarihini Selçuklusu, Osmanlısı ve Cumhuriyeti ile bir bütün kabul etmesi, Türklüğünü her vesileyle gururla ifade etmesi, ödülünü bir hafta bile evinde saklamadan Atatürk’ün manevi hatırasına armağan edilmek üzere devletimizi kuran Türk ordusuna emanet etmesi, aldığı maddi ödülü Amerika’da kurduğu “Türk Evi”ne harcayacak olması ile Prof. Dr. Aziz SANCAR, yetişmekte olan yeni nesillere “BİR NUMARALI ROL MODEL” olmuştur. SANCAR’ın bu onurlu, milli ve evrensel duruşu, her ayrıntısıyla, her kademedeki eğitim kurumlarımızda “AZİZ SANCAR DERSİ” olarak okutulmalıdır.

18Ara/150

Türkiye’nin uzaydan görünümü

12278985_10207156180816087_9022394983773654918_n

Kategori: Mesaj Yorum yok
17Ara/150

TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ – Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ

mehmetcemal-iftigzeli2YAKIN TARİH SOHPETLERİ-9 / TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ - Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ

Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler ne zaman başladı, nasıl devam etti, gelinen noktada neler dikkat çekiyor? Yarın ne olabilir?

Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş sohbetimize bir hatırlatma ile başladı; Fatih Sultan Mehmet’ten sonra padişah olan Sultan İkinci Beyazıt (1477-1512) döneminde Kırım Hanlığından bir mektup geliyor. Üçüncü defa Kırım Hanlığının başına geçen Birinci Mengli Giray Han (1478-1515) mektubunda henüz küçük bir devletçik olan Rusya’nın (kines deniyor) Osmanlı Cihan Devleti’yle temas kurmak istediğini, İvan’ın kendilerinin dostu olduğu belirtilerek gerekenin yapılması ricasında bulunuyor. Sultan İkinci Beyazıt da “Madem İvan sizin dostunuzdur. Bizim de dostumuz olabilir. O halde temsilcileri İstanbul’a gelerek gerekli temaslarda bulunabilir” biçimindeki bir mektupla cevaplandırılıyor.

Rus elçisi İstanbul’a geliyor ve Padişah İkinci Beyazıt tarafından makama alınıyor. Ancak bu yeni ve küçük devlet Rusya’nın elçisi (o yıllarda daha ne Amerika ve ne de Almanya gibi bir devletler var ortada) huzurda arogon bir tavır takınıyor. Kaba, küstah, henüz devlet olmaya başlamış olmasına, güçsüzlüğünü bilmesine rağmen tepeden bakma gibi bir elçiye yakışmayan tavır sergiliyor. Hele getirdiği İvan’ın mektubu da bardağı taşıran son damla oluyor.

Oysa Osmanlı Cihan Devleti kuruluşunun üçüncü asrına girmiş, devlet geleneğini yaşatan ve diplomasiyi çok iyi bilen bir ülke. Osmanlı devlet geleneğine göre huzura alınan elçilere çok ciddi hediyeler veriliyor, binlerce dinar ve hatta elbisesine kadar takdim ediliyor. Bunları da iteleyen Rus elçisi Sultan İkinci Beyazıt tarafından kovularak, İstanbul terk ettiriliyor.

17Ara/150

Erdal Baykara kardeşim de bir yaş daha kocadı..

12346421_10207909007433497_6908184645565530367_n  14 Aralık 2015 Pazartesi / Cihat bey dostlarının hayatında önemli olan günlerine dikkat eder..

17Ara/150

Toplumun genelinin neler döndüğünden haberi yoktur..

12301559_10207147105309205_5306697258305491322_n

Kategori: Mesaj Yorum yok
17Ara/150

Danışman Mesut Uğur İzmit’te..

10 Aralık 2015 Perşembe / Hasan Uzunhasanoğlu Başkanlığındaki Akça Koca Kültür Platformu Bakanlık Danışmanı Mesut Uğur’u ağırladı.

16Ara/150

Kocaeli Yerel Gazeteleri, 15 Aralık 2015 Salı

Resim

16Ara/150

Aziz hocanın ülküsü de türküsü de var olsun -Mehmet Sadettin DEREBEYOĞLU

images

Mehmet Sadettin Derebeyoğlu Yüksel öğrenimimiz için İstanbul’da bulunduğumuz 1970’li yıllarda kaldığımız Fındıkzade’deki Kocaeli Yurdu arkadaşlarımdan..  Değerli arkadaşım, Prof.Dr. Aziz SANCAR hoca ile ilgili bugünkü paylaşımında;

"AZİZ SANCAR

Nobeli alınca iyiydi ama bunu Atatürk'e borçluyum deyince bir kusım güruhun boynu büküldü.

Mardin'de doğdum, Kürt' de olabilirdim ama Türk'üm deyince, boynu bükükler ikiye katlandı.

TSK'ya uğrayınca boyunlar yer ile yeksan oldu.

Hele bir de Ülkü Ocaklılarla buluşup gençliği yâd edince çakma aydın ve daha da çakma Atatürkçülerin de boyunları büküldü.

Valla temennim değil ama isterse hepinizin boynu altında kalsın hiç mesele değil.

Aziz hocanın ülküsü de türküsü de var olsun..." demiş..

Kategori: Mesaj Yorum yok
16Ara/150

“KEŞKE BENDE YAPABİLSEYDİM” – Av. Özcan PEHLİVANOĞLU

Özcan Bey Keşke_1  “KEŞKE BENDE YAPABİLSEYDİM” – Av. Özcan PEHLİVANOĞLU

Türkiye ve Türk Dünyası, büyük bir coğrafyanın üzerinde oturuyor.

Bu coğrafyayı gezdikçe üzerindeki nadide eserleri görüp, hem seviniyor hem de nefsime yeniliyorum.

Nefsime yenilmemin tek sebebi, ömrü hayatımda böyle eserleri yapmayı başaramamış yada yapılmasına vesile olamamış olmamdır.