Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

ahsen okyar
4May/140

POST ALIRIM, DOST SATARIM – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmez avPOST ALIRIM, DOST SATARIM – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın gündeme damgasını vuran konuşması üzerine yapılan yorumlar ibret verici. Özellikle daha düne kadar O’nu yere göğe koyamayan AKP’liler ve yandaşların tavrı ürpertici.

Siyaset adına kişilikler yerle bir edilebiliyor. Bir kişiyi savunmak uğruna değerlerin böylesine çiğnenebildiğini görmek üzücü.

Haşim Kılıç hepimizin bildiği gibi muhafazakâr yapıda bir insan ve eşi başörtülü. Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi mezunu. 1990 yılında Turgut Özal tarafından Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliği görevine getirildi.

Refah ve Fazilet Partilerinin kapatılması davaları, Üniversitelerde başörtüsü yasağı ile AKP’nin kapatılması davası kararlarında ret oyu kullanmıştı. Yazdığı muhalefet şerhleri, “askeri vesayete karşı dik duruşunu” yansıtan kararları, “kişi hak ve özgürlüklerine vurgu yapan tavırları” ile AKP tarafından her zaman takdir edilmiş bir hukukçu idi.

Ne var ki son dönemde AYM’nin HSYK Kanunu’nun bazı maddelerini iptali ile Twitter yasağını kaldıran kararları sonrası Başbakan Tayyip Erdoğan’ın hışmına uğradı.

Erdoğan “AYM kararına saygı duymadığını, kararın milli olmadığını” sert bir üslupla ifade etti.

AYM Başkanı Haşim Kılıç Mahkemenin yıldönümü törenlerinde yaptığı konuşmasının içinde, Başbakanın itham ettiği konuları açıkladığı ve “gömlek değiştirme” metaforunu kullandığı için Başbakan’a cevap niteliğinde ve siyasi olmakla itham edildi.

4May/140

8. Kertil Tekke Hıdırellez Şenliklerin de..

SAM_1408

03 Mayıs 2014 Cumartesi / Hacıhızır ve Veliahmet Mahalle Muhtarlıklarının önü Kertilm Tekke Meydanında 8. Hıdırellez Şenliklerine kızım Zeynep Gökçen  ve torunum A. Efe ile birlikte katıldık.

4May/140

Kerpe / Kandıra

IMG_2857

3May/140

1 Mayıs İşçi Bayramı ilimizde coşkulu geçti.

SAM_1365  01 Mayıs 2014 Perşembe / 1 Mayıs İşçi Bayramı ilimizde oldukça coşkulu geçti. Sendikalar, sivil toplum örgütleri, siyasi partilerin temsilcileri ve vatandaşlar, İzmit sokaklarını inletti.

3May/140

Nice bayramlara..

10177986_10152353386745138_3120532924463543561_n  3 MAYIS TÜRKÇÜLER GÜNÜ İÇİN:                                                                                   YAHYA KEMAL, 1921 yılında yazdığı “Karanlıkda Uyanan Biri” başlıklı yazısında, Üsküp eşrafından (ileri gelenlerinden) bir gencin sözlerini, onlara kendisi de katılarak yayınlar. Gencin sözleri, Türk milletinin imparatorluk bünyesindeki işlevini bütün açıklığı ile ortaya koymaktadır:

3May/140

Çocukları dudaklarından öpmek… / Dilek Kırcaoğlu(Akıl Sağlığı Bakanı)

Çocukları dudaklarından öpmek... / Dilek Kırcaoğlu(Akıl Sağlığı Bakanı) 

Modern olacağız diye saçmalamayalım! Çocuğun bedeni kendisine özeldir. Ve özel bölgeleri olduğunu, buna herkesin saygı göstermesi gerektiğini öğrenmesi gerekir.

Dün sosyal medyada bir dostumunun ünlü bir anne kızın dudaktan öpüşmesi konusunda yazdıklarını okuyunca konuya temas etmeden geçemedim.

Ne var canım, anne babalar çocuklarını dudaktan öpebilirler. Bu illa ki cinsellik midir? Ensest midir? Bu nasıl çarpık bir anlayıştır diyordu bazı yorumcu arkadaşlar.

Bu davranışı bir uzman olarak doğru bulmadığımı söyleyince bana saçmalama dediler. “Yıllardır çocuklarını dudaktan öpen anne babalar ensest mi yapıyormuş yani” diye yorumda bulundular.

İlk tepkim şu oldu:
Anne babanızla ne zamandan beri dudak dudağa öpüşüyorsunuz? Bu bizim kültürümüzde nerede var? Bırakın Allahaşkına modern olacağız diye saçmalamayı!

“Biz yapmazdık ama şimdikiler öyle değil.” diye konu devam etti.

Şimdi ben soruyorum:
Çocuklarınızı dudaktan öpme ihtiyacını neden duyuyorsunuz?
Çocuğunuzu dudağından öptüğünüzde, herkesi bu şekilde öpebileceği şeklinde kafasına yerleşeceğini ve yabancılar tarafından da bu şekilde öpüldüğünde anormal bir durum olmadığını düşünmesine sebep olacağını akıl edemiyor musunuz? Bir yabancı tarafından dudağından öpüldüğünde size gelip söylemeyecek veya herkesi dudağından öpmeye çalıştığında bunu anormal karşılamayacaksınız o halde. Bu durumda çocuğunuzu tacizlere karşı nasıl uyanık tutabileceksiniz?

3May/140

Kapaklarını Murat Yılmaz’ın Çizdiği Ata Dergisinin Yeni Sayısı Çıktı!

IMG_603196968139982  Karikatürist Murat Yılmaz Kardeşimden gelen e-posta da; “Merhaba Arkadaşlar, Daha önce de haber verdiğim, kapaklarını benim çizdiğim ata dergisinin özel sayısından sonra ilk sayısı çıkmış.

3May/140

3 MAYIS TÜRKÇÜLERİN BAYRAMI – Av. Zeki Hacıibrahimoğlu

zeki hacıibrahim3 MAYIS TÜRKÇÜLERİN BAYRAMI - Av. Zeki Hacıibrahimoğlu

Yıl 1944, 3 Mayıs, yine böyle bir bahar sabahı, milli mücadelenin kara bağrında Ankara’da bir kıyamet koptu. Bu kıyamet, hayra alametti ama şer gibi gösterildi.

Türkçü yazarımız, Atsız’ın Orhun Dergisi’nde devrim başbakanını, komünizmin gelişmesi karşısında ikaz etmek için yazdığı açık mektup, büyük hadiselerin başlangıç noktası oldu.

Böyle bir bahar sabahı, bu topraklar için toprağa düşenlerin çocukları vatansızlara, imansızlara karşı dik durdular. Yeni nesilleri ilkokuldan başlayarak üniversiteye kadar, Allahsız, ahlaksız, ruhsuz bir felsefe ile yetiştirmek isteyenleri bu görüşün temsilcilerini protesto ettiler.

3 Mayıs 1944 bir bahar sabahı, milli destanların söylendiği, meçhul şehidin yükseldiği, meydanları kendi maksatları için kullanarak, iman kalelerini devirmek, ulus meydanını kızıl meydana çevirmek isteyenlere karşı geldiler.

Senelerdir, milli mücadeleyi yapan ruh, Kuvay-ı Milliye ruhu, bu meydanlarda yok edilmiş, Mehmetçiğin ve adsız kahramanların hakkı, yüksek makam, bol harcırah milliyetçileri tarafından “Biz yaptık, biz yarattık, etrafında sımsıkıyız” gibi beylik nutuklarla bu meydanları gasp etmişlerdi.

3May/140

Misafiririmiz ile Kerpe de…

SAM_0855  12 Nisan 2014 Cumartesi / Erdal Baykara ve Ankara’dan gelen misafiri Hacı Arap Şanlı bey ile Kerpe’ye gittik. Kerpe’de her zaman olduğu gibi Kaptan Restoran’an da Ecevit’in hazırladığı ikramların tadına baktık. Sonrasında Kerpe sahilinde gezindik.

3May/140

“1944 olaylarının 60. Yılı” – Atilla YAYIM

yesevi logoDeğerli YESEVİ Dostları 

Yesevi Dostlarıyla geleneksel olarak 15 günde bir yaptığımız kahvaltılarımız devam etmektedir. Bu kahvaltımızda kahvaltı ile sohbet arasında ki 5 dakika Hoca Ahmed Yesevi'nin Divan-ı Hikmet'lerinden seçmeler okunacaktır.

95.'sini yapacağımız bu kahvaltımızda siz YESEVİ Dostları'nı da aramızda görmekten mutlu oluruz.

SOHBET KONUSU: “1944 olaylarının 60. Yılı” - Atilla YAYIM / Eğitimci, Tarih Araştırmacısı

İkram: İbrahim ÇETİNSOY

Tarih: 04 MAYIS 2014 

Saat: 10.00 -12.30 

ERDOĞAN ASLIYÜCE CEP TEL:(0532) 265 47 08

2May/140

Kandıralı Baykaraların Kandil buluşması Derince Yenikent’te

Her kandil ve dini bayramlarda ailece biraraya gelme geleneğini 1989 yılından beri sürdüren Kandıralı Baykaralar Regaib Kandilinde Derince Yenikent’te toplandı.

2May/141

Kim 60 yaşında der ki?

01 Mayıs 2014 Perşembe / Regaib Kandilinde ailece Yenikent’te oturan teyzemoğlu Ferhat Bursalıoğlu’nun evindeydik.

2May/140

Kenan Serhat İnce Hocanın konserini kaçırmamalıyız..

10169223_10152358835113631_4938526941963594135_n

2May/140

SEVEMEM – Cevat NAS

cevat nasSEVEMEM - Cevat NAS

Türk'e düşman olan hırsıza inat,
Türk İslam Ülküsü deyip giderim.
Cahili kullanan, şu yüzlere bak,
Hakkı tutup kaldıranı severim.

Türk yoktur diyen bu, satılmışa bak!
Bu yurt Türk yurdudur, bunu söylerim.
Çıkar için bizi, satana inat,
Mutluyum, özüme bağlıyım derim.

2May/140

Kocabayramlar da

SAM_0722

06 Nisan 2014 Pazar / Kayınbiraderim Hasan Baykara ile neredeyse bir yıl sonra Kocabayramlar Köyüne/ Mahallesine gittik.

2May/140

A. Efe Küçük’ün yeni kara kalem çalışması

efe

Kategori: A. Efe Yorum yok
1May/140

Dün mübarek üç ayların birincisi olan Recep ayının ilk günü, bu gece de Regaib Kandili’dir..

Recep, Şaban ve Ramazan aylarından oluşan ve dini kültürümüzde özel bir yeri bulunan üç aylar, her biri ilahî tecellilerle, ihsan ve ikramlarla dopdolu olan Regaip, Mirac, Berat ve Kadir geceleri ile süslenmiştir.

30 Nisan Çarşamba günü(dün) mübarek üç ayların birincisi olan Recep ayının ilk günü, 1 Mayıs Perşembe'yi Cuma'ya bağlayan gece(bugün) mübarek Regaib Kandili'dir.

Mübarek "üç aylar" mevsimine bir kere daha kavuşmuş bulunmanın mutluluğu ile başta ailemin, Büyük Türk Milletinin ve bütün Müslüman kardeşlerimizin mübarek üç aylarını ve Regaib Kandili'ni tebrik ediyor; bu kutlu zaman diliminin ülkemizde ve İslam âleminde TEVBE, AKIL ve İLME /BİLİME RAĞBET vesilesi olmasını yüce Allah'tan(c.c.) niyaz ediyorum.

Ahsen OKYAR

1May/140

Osman Pamukoğlu (HEPAR Genel Başkanı) ziyareti 3 Mayıs’ta..

3476258065_a46147bb7f_mHepar Genel Başkanı Osman Pamukoğlu Paşa Kocaeli Aydınlar Ocağı'mızı ziyaret edecektir.

3 Mayıs 2014 saat 15.30 da başlayacak toplantıya katılımınızı ve yakın çevremize duyurulmasını rica ederim.

1May/140

İstanbul’da Amir Ateş konserin de..

17

25 Nisan 2014 Cuma / Fatih Ali Emiri Kültür Merkezinde tertiplenen ve Amir Ateş bestelerinin okunduğu konsere gittik.

1May/140

KALİTELİ YAŞAMDA YAŞLILARIMIZLA İLETİŞİM SANATI – Yrd. Doç. Dr. Süleyman COŞKUNER

SAM_8252_thumbKALİTELİ YAŞAMDA YAŞLILARIMIZLA İLETİŞİM SANATI - Yrd. Doç. Dr. Süleyman COŞKUNER

Hepimizin çok iyi bildiği hayati bir gerçek vardır. Bütün canlılar doğar, büyür, gelişir, olgunlaşır ve mutlaka bir gün ölürler. Orta yaştaki insanların günün birinde anne-babalarının veya nine-dedelerinin yaşlılıkları ve ölümleriyle karşılaşmaları mukadderdir. Uzunca bir ömür sürenlerin, ölüm öncesi yaşlılık süreçlerinde onların çocuklarına, yakınlarına veya diğer bütün daha genç olanlara düşen çok önemli görevler bulunmaktadır.

İnsanlar belirli bir yaştan sonra gençliklerini yavaş yavaş kaybederek, yaşlılık emareleri göstermeye başlarlar. Hele hele gençliğini yüksek kaliteli yaşayamayanların yaşlılık sürecine daha erken yakalanmaları doğaldır.

Yaşlanan insanların akıl ve bedenlerinin güç ve melekeleri sürekli azalma eğilimindedir. Bu süreç kişinin kaliteli yaşam hırsızlarıyla kucak kucağa yaşaması halinde daha da hızlanması kaçınılmazdır.

Yaşlılarımızın bedensel ve ruhsal yaşlanması sonucu kulakları az duymaya, hareketleri zayıflamaya, bildiklerini unutmaya ve daha da hassaslaşmaya başlarlar.

Bilerek veya bilmeyerek hatalar yaparlar. Kendileriyle yeteri kadar ilgilenilmediği hissine kapılırlar. Yüksek tecrübe ve donanımlarından daha fazla ve hakkıyla yararlanılmadığını zannederler. Evhamlanarak çeşit çeşit hastalıklar üretebilirler. Hastalandıkları zaman kendileriyle daha çok ilgilenileceğini varsayarak, sürekli nazlanabilirler.