
7 yılda utandıran rakam
7 yılda utandıran rakam
Çocuğa cinsel istismar suçlamasıyla 2019’da ceza mahkemelerine taşınan dosyalardan toplam 15 bin 651 mahkûmiyet kararı çıktı.
Çocukların cinsel istismarı suçundan verilen mahkûmiyet kararları 2019 yılında, 2012’ye oranla yüzde 43 arttı.
Resmi verilere göre ceza mahkemelerine gelen istismar dosyalarından yalnızca 2019 yılında toplam 15 bin 651 mahkûmiyet kararı çıktı. Ceza mahkemeleri, çocukların cinsel istismarı dosyaları ile dolup taşarken mahkûmiyet kararları da 2012-2019 dönemleri arasında yüzde 43 arttı.
Günay Gülcü dede küçük bir kaza geçirdi..
13 Eylül 2020 Pazar / Günay Gülcü dedemiz nikah için hazırlık yaparken evden çıkışta küçük bir kaza geçirdi..
Torunlara Maşallah..
13 Eylül 2020 Pazar / Öğleden sonra Fevzi Genç kardeşim torunları ile birlikte Kocabayramlar’a geldi. Birkaç ay önce 11 yavru dünyaya getiren siyah köpeğin sahiplenilmeyen yavruları hemen Çardağın önünde toplandı.. Torunlarla oynamaktan çok mutlu oldular..
Atatürk ve İzmir Anısı – Salih BOZOK
Atatürk ve İzmir Anısı - Salih BOZOK
Başkumandan, düşmandan kurtardığı İzmir’de geçireceği ilk geceyi yaşıyordu. Zengin bir sofra hazırlandığı halde, ufak tefekle karnını doyurdu ve geç vakitlere kadar çalıştı. Ertesi sabah, erkenden uyandık. Hafif bir kahvaltıdan sonra vilayet konağına gittik. Vali, İngiliz konsolosuyla konuşuyordu. Biz gelince, ayağa kalktı ve konsolos ile Mustafa Kemal Paşa’yı tanıştırdı. Konsolos iyi Türkçe biliyordu.
Av. Raif Kandemir üstad demiş ki!..
Bir tarikat mensubunun diğer tarikat mensubunu Müslüman kabul etmediği, namaz kılmak, ibadet etmek için kendi kafasına uygun mekan (Mescit/ Dergah, tekke...) aradığı;
Allah'a ulaşma yolu (Tarik) olarak tarif edilen tarikatların her birisinin ayrı bir din, ayrı bir ibadet, ayrı bir insanlık ve de özellikle ayrı bir çıkar peşinde olduğu,
Ahlak değerlerinin sıfırlandığı; İndirilmiş kutsal dini bir yana bırakarak bağlı bulundukları düzenbaz fanilerin uydurduğu hurafelere din diye itibar edip bağlananların cennete gideceğim vaadi ile dinin sulandırılıp kandığı, kandırıldığı...
Ahiret yolu diye yutturulan Dünya düzeninde bunca melanet varken, başımıza taş yağmadığına şükretmek lazım...
Raif KANDEMİR.
Devletli Eniştemiz Tuncer Akşener’i ziyaret..
4 Eylül 2020 Cuma / Av. Zeki Hacıibrahimoğlu büyüğümüz oğlu Hakan Hacıibrahimoğlu ile birlikte ziyaretime geldi.
Covit – 19 Salgın Hastalığı ve Korkusu – Dr. H. İbrahim KAHRAMAN
Covit- 19 Salgın Hastalığı ve Korkusu -Dr. H.İbrahim KAHRAMAN
Ortaya koyduğu şartlar sebebi ile halen covid-19 pandemisi (büyük salgını) ciddi bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Bu sorun, konu ile ilgili kesinleşmemiş değişik bilgiler sebebi ile, insanlarımızda endişe yaratmakta ve halkımızda bir de koronafobi diyebileceğimiz duruma sebep olmaktadır. Gerek salgın hastalığının kendisi gerekse bu korku duygusu, konu hakkında farklı, birbiri ile ilişkisiz, hangisi doğru, neresi yanlış anlaşılamayan bilgilerin ve haberlerin, muhtelif kanallar üzerinden insanlarımız tarafından öğrenilmesi sebebiyle konu daha da karmaşık hale gelmektedir.
Aşurelerimiz yapıldı..
11 Eylül 2020 Cuma / Çarşamba günü akşam üzeri Kandıra’ya geçerek Aşurelik malzemeleri aldık.
Kocabayramlar Fırını başında..
13 Eylül 2020 Pazar / Çiğdem gelin ile birlikte bugün ekmek yapıldı.. Kandıra usulü mancarlı pide de..
Dr. Oktay Taşolar üstadımızı ziyaret..
16 Eylülü 2020 Çarşamba / SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ DERİNCE EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ Göğüs Bölümü hekimlerinden Uz.Dr. Oktay Taşolar’ı makamında ziyaret etme imkanı bulduk.
Profesör bi öğrenciyi kürsüye çağırıp -anlat dersi, demiş
Profesör bi öğrenciyi kürsüye çağırıp
-anlat dersi, demiş
öğrenci başlamış anlatmaya
-şimdi kürsünün üstüne çık, devam et
öğrenci kürsüye çıkıp devam etmiş
-kürsünün üstüne bi sandalye koy, üstüne çık devam et
öğrenci denileni yapmış-şimdi sandalye üstüne tabureyi koy, devam et..
öğrenci artık düşmemek için dengesini kontrol ederek konuştukça dediklerinde tutarsızlıklar başlamış
Hoca dersi bitirmiş:"İnsan yükseldikçe dediklerinde tutarsızlıklar olur, çünkü artık beyin söyleneni değil, bulunan yerden düşmemeyi önceler"
Günay Gülcü dedemizin torununun nikahındayız
13 Eylülü 2013 Pazar / Günay Gülcü ağabeyin torununun nikahı için sevgili eşim ile birlikte Derice Zübeyde Hanım Kültür Merkezindeyiz..
EGE ADALARININ TARİHÇESİ VE HUKUKİ DURUMU – Ruhittin SÖNMEZ
EGE ADALARININ TARİHÇESİ VE HUKUKİ DURUMU - Ruhittin SÖNMEZ
1832'de kurulan Yunanistan Krallığı’nın sınırları içinde başlangıçta sadece Mora Yarımadası, Kuzey Sporat Adaları, Eğriboz ve Kiklat Adaları bulunmaktaydı. Balkan Savaşları sonunda Yunanistan Makedonya, Selanik ve Kuzey Ege'deki adaları işgal etti.
BATI TRAKYA VE GİRİT: 17 Ekim 1912'de Bulgaristan, Sırbistan, Karadağ ve Yunanistan, Osmanlı İmparatorluğu'nun içinde bulunduğu iç siyasi kargaşadan istifade etmek isteyerek savaş ilan etti. Birinci Balkan Savaşında, Bulgar ordusu Çatalca'ya kadar geldi. Barış Antlaşması'yla Bulgaristan Batı Trakya'yı, Yunanistan ise Selanik, Makedonya ve Girit'in dörtte birini ele geçirdi.
Bulgaristan ve müttefikleri arasında yapılan İkinci Balkan Savaşı sonucunda da Yunanistan Epir, Drama ve Kavala'yı topraklarına kattı.
Yunanistan 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıktı. Müttefikleri mükafat olarak Birinci Dünya Savaşı'nı bitiren 27 Kasım 1919 Neuilly Antlaşması'yla, Batı Trakya'yı Bulgaristan'dan aldılar, Yunanistan'a verdiler.
Milli Kütüphane Müdürü Müjgan Cumbur‘un aktardığı..
"Milli Kütüphane Müdürü Müjgan Cumbur, bir gün kendi evinde demişti ki; "Unesco 1967 yılında, Afganistan'da bir "Yazma Eserler Semineri" düzenlemişti.
10 gün süren seminere, Türkiye adına ben katılmıştım.
Çalıştığımız binanın önünde, seminere katılan delegelerin mensup oldukları milletlerin "bayrakları" dalgalanıyordu.
Bayrağımızın gönderde dalgalanması, Özbekler arasında büyük bir heyecan doğurmuştu. Gruplar halinde geliyorlar ve bir denizi, efsanelerle yüklü bir dağı veya muhteşem bir manzarayı seyreder gibi "saatlerce bayrağımızı" seyrediyorlardı.
Beni Emanullah Han'ın köşküne yerleştirmişlerdi. Köşk, Kabil'in 10 km dışındaydı.
Bir sabah, çok erken saatlerde, bir kaval sesiyle uyandım. Çağıran, yalvaran, hıçkıran bir kaval sesi. Heyecanla pencereye koştum. Gördüm ki 70-75 yaşlarında bir dede, benim pencereme bakarak kaval çalıyor.
Giyindim ve dışarı çıktım. Yaşlı Özbek'in yanına gittim.
Kavalını duvara dayadı. Beni derin bir saygı ve sevgiyle selamladıktan sonra sordu: "Bizim bayrağımızı Kabil'de dalgalandıran o kadınefendi sen misin?".
"Benim baba!".
"O bayrak Türkiye'de dalgalandıkça, biz burada yitip bitmeyeceğiz. Gördüğün gibi ben bir çobanım ve Türk'üm.
Sordum, soruşturdum, burada kaldığını öğrendim. Geldim ki, seni kaval çalarak uyandırayım ve sana süt ikram edeyim"
Orada bulunduğum günlerde, o 75'lik dede, her sabah beni kaval çalarak uyandırdı ve bana her sabah, koyunlarından sağıp getirdiği sütten ikram etti"
Yavuz Bülent Bakiler, Üsküp'ten Kosova'ya, s. 56-57
Efe bey piyanosunun başında..
6 Eylül 2020 Pazar / Torun A. Efe Küçük piyonasının başında..