
SİYASALLAŞMIŞ YARGI VE ÜÇ CUMHURBAŞKANI – Ruhittin SÖNMEZ
SİYASALLAŞMIŞ YARGI VE ÜÇ CUMHURBAŞKANI - Ruhittin SÖNMEZ
Bir hukukçu olarak içeriğini bilmediğim bir dava dosyası hakkında yazmayı doğru bulmam. Bu yüzden Gezi Olayları sebebiyle Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet ve 16 kişiye 18’er yıl hapis cezası verilen dava hakkında şimdiye kadar yazmadım.
Osman Kavala’ya farklı dünya görüşüne sahip olmamız ve yurtdışı bağlantıları sebebiyle hep “acaba devletin elinde benim bilmediğim bilgi ve belgeler mi var?” kuşkusu ile baktım.
Fakat Mahkeme önce Kavala’yı “Gezi Parkı Olaylarında” suçsuz buldu ve hakkında beraat kararı verdi. Tutuklu yargılanan Kavala tam tahliye olacakken “Casusluk” iddiasıyla dava açılıp bu sebeple tutukluluğu devam ettirildi.
Şimdi aynı mahkeme bu defa Kavala’ya “casusluk” suçundan beraat kararı verirken, daha önce beraat ettiği Gezi olayları sebebiyle “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet cezası verdi.
Bu çelişki ve karşı oy yazan hâkimin gösterdiği açık hukuksuzluklar sebebiyle kararı eleştirmemiz gerekiyor.
Erhan Bayram torunları ile birlikte ve işi çok..
24 Nisan 2022 Pazar / Erhan Bayram kardeşim torunları ile birlikte park ta..
İftar hazırlığı
24 Nisan 2022 Pazar / Kocabayramlar Cami Önü, Köy Meydanında iftar hazırlığı
İkindiden sonra!..
25 Nisan 2022 Pazartesi / İkindiden sonra Baraj yanından komşumuz Hasan Altınten’in hayvanlarını almaya gittik..
Kocabayramlar’da iftar
24 Nisan 2022 Pazar / Kandıra Çakırcaali Kocabayramlar Mahallesinde Sarıeminler Sülalesinden Havva – Rıdvan Açar ve evlatları, komşu ve dostlarıyla birlikte iftar açtı.
Kocabayramlar Camii önündeki köy meydanın da gerçekleşen iftara Sarıeminler / Açar Ailesi üyeleri, komşu ve dostları katıldı.
Ev sahibesi Havva Açar misafirleri ile özel ilgilendi. İftarın duasını Köyün İmam Hatibi Harun Aktaş yaptı.
23 Nisan ve Kuvay-i Milliyeciler… / Av. Zeki HACIİBRAHİMOĞLU
23 Nisan ve Kuvay-i Milliyeciler… / Av. Zeki HACIİBRAHİMOĞLU
Bundan tam 102 yıl evvel Anadolu’nun karabağrında Ankara’da Kuvayi Milliyeciler toplandılar. Altı asır üç kıtada dimdik duran ve yedi düvele hükmeden Osmanlı İmparatorluğu çökmüş, dağılmış, vatan parça parça, millet yaralı, imanımızdan, vicdanımızdan, kalbimizden başka her yerimiz gasp edilmiş zaptedilmişti.
İşte böyle bir zamanda heyeti temsiliye adına Mustafa Kemal bütün vilayetlere kuva-i milliye temsilcilerine, kumandanlarına beş maddelik bir telgraf gönderir. Bu telgrafta neler yapılacağı, meclisin nasıl açılacağı anlatıldıktan sonra telgrafın altında heyeti temsiliye adına Mustafa Kemal yazarak telgrafı bütün muhataplara göndermiştir.
ÇEKTİĞİMİZ SIKINTININ FARKINDALARMIŞ – Ruhittin SÖNMEZ
ÇEKTİĞİMİZ SIKINTININ FARKINDALARMIŞ - Ruhittin SÖNMEZ
Muktedirler, vatandaşın çektiği sıkıntıları önce görmezden geldiler, yok saydılar. Sonra “bütün dünyada pahalılık var, biz yine en iyisiyiz” yalanına başvurdular.
Gördüler ki bu tavır işe yaramak şöyle dursun halkın iktidara öfkesini artırıyor, yeni bir karar aldılar. Çıkan her yetkili “vatandaşın sıkıntısının farkındayız” diyerek söze başlar oldu.
Bu sözü her duyduğumda, Koca Ragıp Paşa’nın bir beytinde yer alan "Şecaat arz ederken merd-i kıptî sirkatin söyler" veciz sözü aklıma geliyor. (Kıpti Çingene, sirkat hırsızlık ve şecaat ise yiğitlik, mertlik anlamına gelir.)
"Kıpti mertliğini anlatırken hırsızlığını söyler" şeklinde çevrilebilir. “Kendini övmeye çalışırken suçlarını orta dökenler” için kullanılır.
“Vatandaşın sıkıntısının farkındayız” sözü, 20 yıllık iktidarın sonunda, İktidar temsilcilerinin artık halkımızla aynı sıkıntıları paylaşmadığının, yaşanan bunca sıkıntıların acısını hissetmediklerini, milletimiz ile duygudaşlığının kalmadığının itirafıdır. Anketlerde oylarının eriyip gitmekte olduğunu görmeseler bu sıkıntıların farkına bile varmayacaklarının beyanıdır.
Eskiden halkın içinde yaşayan onlarla hayatı paylaşan iktidar mensupları artık sarayda, sırça köşklerde, bambaşka bir alemde yaşamaktalar. Sıradan insanların geçim sıkıntısından uzak, bol gelirli işlerin içindeler. Kendilerini seçkin ve üstün görüyorlar.