
Yaşar Gök ağabey ile Fevziye Camii çıkışında karşılaştık…
19 Ocak 2024 Cuma / Yaşar Gök Kuruçeşme’den tanıdığım…
Fevziye Camii çıkışında kuçaklaştık… Yakın tarihte Umreye gidecekmiş…
Sağol Yaşar ağabey… Gittiğin yerlere bizden de selam götür…
Hikmet Baltacı, Mete Başkan ile…
23 Ocak 2024 Salı / Hikmet Baltacı kardeşim önemli bir saz elinde Türk Müziğinin nadide eserlerini seslendiriyor…
Mete Başkan yanına oturunca fotoğraflarını çekmekte bana nasip oldu..
Diyarbakır Mutfağı ve DİTAV – Bihter GÖRDÜ
Diyarbakır Mutfağı, bin yıllara meydan okuyan tarih ve kültür şehrinin kendine has lezzet zenginliğiyle geleneksel Türk Mutfağı’nı layıkıyla temsil ediyor. Gelin hep birlikte tanıyalım.
Bize bu coğrafyada hep göçebesiniz dediler diye inandınız mı? Biz inanmadık. Çünkü biz Anadolu’da hep yerleşiktik. Çünkü, Dünya mutfakları arasında parmakla gösterilen Türk Mutfağına sahiptik. Diyenler de bilir ki mutfağı belirleyen yerleşik olmaktır. Yerleşik olmanın yanı sıra iklim, doğa koşulları ve doğa da etkilidir. Diyarbakır neredeyse 300 gün fotosentez olayından yararlanır. Çünkü, güneşini çok sever ve güneşiyle barışık bir kenttir. Düz bir plato üzerinde Güneydoğu Torosların eteğinde kurulmuştur. Kentimizin hemen yanı başında Dicle gibi kutsal kitaplarda adı geçen kadim bir nehirle akrabadır.
“Karbon Ayak İzi”, 27 Ocak Saat: 14.00’te…
Kocaeli Aydınlar Ocağı olarak
27 Ocak 2024 Cumartesi günü saat 14:00’de
Sivil Toplum Merkezi’nde (Tramvay yolu üzeri) gerçekleştireceğimiz,
KAO Yönetim Kurulu Üyemiz Prof. Dr. Serdar FİLİZ’in moderatörlüğünde Prof.Dr. İsmail ÖZBAY ile Gazeteci / Yazar Ali Osman ÖNDER’in konuşmacı olarak katılacakları
“Karbon Ayak İzi”
konulu panele katılımınızdan onur duyarız.
“Kocaeli Kandıralılar Derneği 30 Yaşında"
Kocaeli Kandıralılar Derneği 30 Yaşında
11 Ocak 1994 tarihinde kurulan Kocaeli Kandıralılar Derneği 30.yılını kutladı.
Kocaeli Kandıralılar Derneği Başkanı Sinan Yolcu, “Kurulduğu günden beri faaliyetini sürdüren derneğimizi bugünlere taşıyanlara teşekkür ediyorum. Sanayici Günay Gülcü (2000-2002), Sigortacı Erdal Baykara (2004-2006), Başkanlarımız başta olmak üzere ebediyete uğurladıklarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.
Kandıra ve Kandıralılar için emek harcayanlara teşekkürlerimi sunuyorum. Nice 30.yıllar da buluşmak üzere.” dedi.
30. yıl pastası Şelale Cafe’de kesildi.
Toplantıya katılan BAŞKANLARIMIZ; 2. Başkanımız Diş Hekimi Turan Sarı (1996-1998) ağabey sağlık sebebi ile evinde dinlenirken eşi Candan Sarı yengemiz hanımefendi ve oğlu Gökhan Sarı toplantıda hazır bulundu.
5. Başkanımız Avukat Hüseyin Acurman (2002-2004), 7. Başkanımız Dr. İsmail Çapcı (2006-2008), 8. Başkanımız İşadamı Recep Yıldız (2008-2010), 9. Başkanımız İzmit Belediyesi İktisat Müdürü Erdoğan Alkan (2010-2012), 10. Başkanımız Elektrik Elektronik Mühendisi Harun Reşit Kocagöz (2012-2014), 11. Başkanımız İşadamı Erdoğan Görgün (2014-2016), 14. Başkanımız E. Deniz Kıdemli Albay Ali Kocatürk (2020- 2022), 15. Başkanımız İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Sinan Yolcu toplantıyı şereflendirdiler.
YÖNETİM KURULU: Salim Yaşar, Baturhan Üretürk, Mücahit Küçükcici, Adem Arı, Altınay Uçar ve Hakan Saltık,
DENETİM KURULU: Ahsen Okyar, İbrahim Yılmaz, Ramazan Dağtekin, Timurçin Sevilmiş ve Volkan Yaşar,
DANIŞMA KURULU: Abdullah Köktürk, Ali Kahraman, Aygün Aynagöz, Emre Evren, Mustafa Yıldız, Necat Çakır, Salih Horos, Tolga Havuç ve Hikmet Özdemir toplantıda hazır bulundu.
“İzmit’in fethi ve ilk yerleşimciler” başlıklı konferans ilgi ile dinlendi…
22 Ocak 2024 Pazartesi / E. Eğitimci – Belediye Başkanı – KBB Koordinatörü ve daha birçok unvanın sahibi Abdullah Köktürk Hocamızdan İDEBİR - İZKANDER binasında “İzmit’in fethi ve ilk yerleşimciler” başlıklı konferansını dinledik.
Çok istifade ettiğimiz bilgilerle taçlanan konferansta birçok dostla da selamlaşma fırsatı bulduk.
Abdullah Köktürk, Türk tarihi ve Manavları anlattı
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Koordinatörü ve Yazar Abdullah Köktürk, İzmit-Kandıra Eğitim, Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ne (İZKANDER) konuk olarak, Türk tarihi ve Manavları anlattı. Köktürk, “Manavlar olarak bir araya gelin, çeşitli çalışmalarla kültürünüzü, değerlerinizi muhafaza edin” dedi.
İDEBİR’İN MERKEZİNDE GERÇEKLEŞTİ
Abdullah Köktürk İZKANDER üyeleriyle, İnsani Değerleri Birleştirme ve Yükseltme Derneği’nde bir araya geldi. Manavları ve Türk tarihini anlatan Köktürk, “Bugün İzmit, tarihteki adıyla Nikomedya 1337 yılında Osmanlı Devleti tarafından Bizanslılardan alındı. Burayı almak feth etmek Orhan Bey’e nasip oldu. Gemlik’ten İzmit önlerine kadar bölgenin fethi Karamürsel Paşa’ya, İzmit’in doğusu başta olmak üzere Adapazarı, Kocaeli, Suadiye’den başlayarak Hendek ve Kandıra’ya kadar uzanan alanın fethi de Akçakoca’ya verildi.
TÜRKMENLER BURAYA GELDİ
Fetihler gerçekleşti. 1337’de ise Bizans Devleti’nin İzmit tekfuresi Maria bir antlaşma ile İzmit’i, Osmanlı Devleti’ne bıraktı. O günlerde heykel civarında Ermeniler, Acısu-Kapanönü ve Fethiye Caddesi bölgesinde Rumlar ve az sayıda Yahudiler vardı. Fetih sonrası İzmit’e Türklerin Kayı Boyu olan Türkmenler buraya geldi. Orhan Cami ve Akçakoca Mahallesi civarına yerleştiler. Bu bölge olmasının sebebi ise İzmit’te tepeden hâkim bir bölge olması ve gözetleme imkânı tanımasıydı. Türkler zamanla denize yakın bölgelere doğru indi. İzmit’e gelen Türkmenler, Osmanlı’ya sebze ve meyve yolladığı için Ermeniler ‘Sizler Osmanlı’nın manavısınız’ demişler. Bizimkiler de bunu kabul etmişler.
MUHACİRLER AVRUPA GÖRMÜŞ MANAVLARDIR
İlk yerleşenlere ve İzmit’in yerlilerine de bundan dolayı Manav denilmiş. Manavlar bölgede yaşayıp giderken Osmanlı zamanla zayıfladı. Balkanlar’da, Kafkasya’da yaşanan savaşlar yenilgi ile sonuçlandı. Yenilgiler sonrası İzmit’e ve Anadolu’ya göçler başladı. Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar bu göç devam etti. İzmit’te SEKA Kâğıt Fabrikası’nın açılmasıyla birlikte başta Kandıra olmak üzere kentin ve ülkenin farklı noktalarından İzmit’te işçi göçleri yaşandı. O dönem Manavlar ağırlıklı olarak Eski İstanbul Yolu olarak bilinen bölge başta olmak üzere çevre bölgelere taşındı. Kentte muhacir olarak bilinen insanlarımız var ama aslında muhacir diye bir şey de yoktur. O insanlarımız Avrupa görmüş olan Manavlardır.
KİMSEYE SATMAYALIM, BIRAKMAYALIM
Bugün Manavlar için ‘Akılları çok göçebe’ diyen tarihçiler var ama siz onlara bakmayın. Bu toprakların yurt edinme sürecinde Ahmet Yesevi dedemiz var, o sürecin sonunda Fatih var. O Fatih, İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet. Hepimiz Âdem ile Havva’nın çocuklarıyız ve bu kentte birlikte yaşadık, yaşıyoruz ve yaşayacağız. Bu kent Singapur, Hong Kong ve Dubai gibi yerlerden çok çok güzel. O kadar değerli ki, hiçbir şey alamıyorsanız bu kentten imar yolu olan yerleri alın. Bu değerin kıymetini bilelim ve sahip çıkalım, kimseye satmayalım ve bırakmayalım. Manavlar olarak bir araya gelin, çeşitli çalışmalarla kültürünüzü, değerlerinizi muhafaza edin” dedi.
https://www.ozgurkocaeli.com.tr/haber/18982897/abdullah-kokturk-turk-tarihi-ve-manavlari-anlatti
“BAY ÖZGÜR” DEĞİL, “ÖZGÜR EFENDİ”- Ruhittin SÖNMEZ
“BAY ÖZGÜR” DEĞİL, “ÖZGÜR EFENDİ”- Ruhittin SÖNMEZ
R. Tayyip Erdoğan’ın konuşma ve davranışlarında, Cumhurbaşkanı sıfatı yerine, AKP Genel
Başkanı özelliği ağır basıyor.
Cumhurbaşkanı olarak (siyasi rakipleri de dahil) bütün Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlarının onurunu / şerefini / haysiyetini / gururunu koruması gerekir. Bu hem insani
ve hem de görevinin gereği olan bir yükümlülük.
Ama Erdoğan siyasi rakiplerini küçümsemekten çekinmeyen bir liderdir.
Siyasi liderliğini dindarlık üzerine inşa etmiş biri için dikkat çekici bir durum bu. Çünkü Hazreti
Peygamber için müşriklerin bile “güvenilir Muhammed” (Muhammed ül emîn) dedikleri bilinir.
Yani rakipleriniz ve düşmanlarınız üzerinde bile saygı uyandıran bir devlet adamı olmak
çok önemlidir. Bunun yolu da rakiplerinizin ve düşmanlarınızın da kişiliklerine, inançlarına,
kutsallarına saygılı olmaktan geçer.
Mustafa Kemal Atatürk’ün galip geldiği savaşlardan sonra bile düşman tarafın komutanlarına,
bayrağına, askerine saygılı tavrına dair örnekleri hatırlayınız. Bu yüzden yaşarken de
sonsuzluğa uğurlandıktan sonra da düşmanlarımızdan ve çok uzakta olan dostlarımızdan da
saygı gördü.
Mustafa Toka’ya; “medya’da KOCAELİ AYDINLAR OCAĞI (27 Haziran 2001 – 25 Haziran 2003)” kitabı…
14 Ocak 2024 Pazar / Endüstri Müh. Mustafa Toka kardeşime; “medya’da KOCAELİ AYDINLAR OCAĞI (27 Haziran 2001 – 25 Haziran 2003)” kitabını takdim ettim.
Çok bilgilendik…
Dün canlı yayında dinlemenin keyfini yaşadık.. Ekrandakiler iki sevilen insan olunca anlatılanlar daha dikkatlice ve sevilerek dinlendi…
FALANCARIN OĞLU.. FİLANCALARIN GIZI.. – Kandıralı FETHİ
FALANCARIN OĞLU.. FİLANCALARIN GIZI.. - Kandıralı FETHİ
Lakaplar...
Tanımadım bee!
Kimleeden-kimledennn!!..
Yaa.. hani aşa maleden, çarşının garşısındaki ev, şimdi, hani, namazgaha inerken,
Veya...
Haniii alay yolunda..
veya..
Yaaaa Şefik caminin arasından giden, sokağın,
yadaaa..
Hamamınnn, yan tarafııııı....
DİYE eee...
BİR TARİF YOKTU.. ARKADAŞLAR..
Sokak-cadde-mahalle mii?..
Pööhh.. geçinizzz