
Hemşehrimiz Engin Obay’ın Kasap dükkanında…
10 Kasım 2022 Perşembe / Aygün Aynagöz Başkanım ile Kandıra ziyaretimizde hemşehrimiz Engin Obay’ın Kasap dükkanında, sevgili Sefer Yoldaş ve İlker Ersoy ile karşılaştık..
Engin kardeşime ikramları için teşekkür ederim. Fotoğrafımızı çeken Yüksel beye de…
Sağolsunlar..
Sultan, Altınten Ailesinin sempatik kedisi…
9 Kasım 2022 Çarşamba / Sultan, Altınten Ailesinin sempatik kedisi…
İnsanlar sohbet ederken, o’da sohbete katılıyor…
Fikriye Gülcü yengemiz hanımefendi Kocabayramlar da…
11 Kasım 2022 Cuma / Fikriye Gülcü yengemiz hanımefendi Kocabayramlar da…
Torunu Berat Gülcü ile birlikte gittikleri Günay Gülcü ağabeyin kabir ziyareti sonrasında İzmit’e dönerken uğradılar.
Günay ağabeye Rabbim rahmetini lütfeylesin. Yengemiz hanımefendiye ve sevgili torununa sağlık içinde uzun bir ömür dilerim.
Türklerin son Kurgan’ı: ANITKABİR
Türklerin son Kurgan'ı: ANITKABİR
Anıtkabir’in planı ve yapıldığı yer tamamen Türk tarihinde önemli yeri olan kurgan mantığına göre belirlenmiştir. Anıtkabir’in bulunduğu yer olan Rasattepe eski bir Frig yerleşkesidir.
Anıttepe’nin yükseltisi 907 metredir. Atatürk’ün kabrinin bulunduğu yer ise 905 metredir. Yani Atatürk’ün ölüm saati olan 9:05 ile 905 metre arasında bir bağ kurabiliriz.
Ortapınar’a hayat verenlerle…
11 Kasım 2022 Cuma / Kocabayramlar’ın Ortapınarı yenilendi ve suları akmaya başladı.
Sarnıçlarlı Pınar Ustası Semih Çakır’ın maharetli elleri ile son şekli verilen pınardan su içmek mümkün…
Kocabayramlar’a, Ortapınarı yeniden kazandıran Rafet Bayram büyüğümüze ve ustamıza teşekkürlerimizi sunarız.
Sağolsunlar…
İlkokul arkadaşım Nizamettin Koç ile..
10 Kasım 2022 Perşembe / Nizamettin Koç kardeşim Almanya emeklisi…
1966-1967 döneminde Kandıra Zafer İlkokulunu birlikte bitirdik.
İş insanı dostumuz Semih Sarıçay, Aygün Aynagöz ile bizleri uğurlarken çıkışta ilkokul arkadaşım Nizamettin Koç karşılaştık.
Hal hatır sorup, kucaklaştık..
Dijital mecralarda din istismarı – Fahri SAĞLIK
Dijital mecralarda din istismarı - Fahri SAĞLIK / Emekli Müftü
Bugün içinde yaşadığımız dünya, tarihte eşi benzeri görülmemiş iletişim imkânlarıyla donandı. Dört bir yanımız görünmez kablolarla dolu. İyilik gibi kötülük de ışık hızıyla dolaşma imkânı kazandı. Artık, medya dediğimizde aklımıza sadece gazete, radyo veya televizyon gelmiyor. Herkes kendi kamerasını, mikrofonunu ve klavyesini yanında gezdiriyor.
İnternet dünyasını yok saymak mümkün mü? Hepimiz bu dünyanın bir ferdiyiz. Doğal olarak bu atmosfer, kendine mahsus kültürünü de beraberinde getirdi. Sanal kimlikler, filtreler, yalan-dolan ve istismarlar... Sosyal medyanın bu kadar etkin kullanıldığı, insanların bu kadar yoğun zaman geçirdiği bir mecranın istismarcılar tarafından boş bırakılması elbette mümkün değildir. Nitekim bu uçsuz bucaksız, sisli iletişim ortamında din (İslam )’da istismar edilerek huzur kaynağı olma özelliğinden çıkarılarak kafa karışıklıklarına kaynaklık eden bir olgu konumuna sokuldu.